• Sonuç bulunamadı

Yeterlilik kavramı, ilk olarak 1977 yılında Albert Bandura tarafından kavramsallaĢtırılmıĢtır. Kavramın Türkiye uyarlamasında ise bazı uzmanlar “yetkinlik beklentisi” bazıları tarafından da “öz-yeterlilik inancı” kavramlarını tercih etmiĢlerdir. Bandura yeterlilik kavramını “biliĢsel davranıĢ değiĢimi” kapsamında açıklamıĢtır.95

Bandura yeterlilik kavramını, kiĢinin sergilediği performansı baĢarıya ulaĢtırmak için gerekli eylemleri organize edebilme ve bahsi geçen eylemleri uygulayabilme kapasiteleri üzerine yargıları Ģeklinde tanımlamıĢtır.96

91

Internet Addiction, a.g.e., s. 8. 92 Dinç (2010), a.g.e., s. 41. 93

Bozkurt, a.g.e., s.238. 94

Bozkurt, a.g.e., s.238.

95Albert BANDURA, “Cognitive Processes Mediating Behavioral Change”, Personality and Social

Psychology, 1977, 35(3) 125-139, s. 126.

96 Öner Çelikkaleli ve Bülent Gündüz, “Ergenlerde Problem Çözme Becerileri ve Yetkinlik Ġnançları”,

26

Sosyal yeterlilik kavramını yapılandırmak için uzmanlar bu yapıyı oluĢturan boyutlardan bahsetmiĢlerdir. Faix, sosyal yeterlilik boyutlarını; kendisi ile olan iliĢkiler, sorumluluk bilinci ve diğer kiĢilerle olan iliĢkiler olarak açıklamıĢtır.Kendisi ile olan iliĢkiler; dürüst olmak, eleĢtiriye açık olmak ve uyumlu olabilme, beklentilerinin gerçekleĢmesinde hoĢgörülü olmak, ihtiyaçlarına karĢı duyarlılık, talep ve ihtiyaçlarını erteleme becerisi, öz kontrol ve yönetme rol mesafesi.Sorumluluk bilinci; kendi sorumluluğunu topluma ve doğaya karĢı uyarlama, toplumun ahlak ve etkilerini saygıyla karĢılama, kendi ahlakını geliĢtirime.Diğer kiĢilerle olan iliĢkiler; ortaklaĢa çalıĢabilme becerisi, iletiĢim kurma becerisi, uzlaĢma becerisi, hoĢgörü, baĢkalarını saymak, anlayıĢlı olmak, önyargılı olmamak, güvenmeye hazır olabilmek, bağlanabilme becerisi, oraklık kurabilme, dayanıĢma, açık olma, centilmen olma, empatik olmak.97

Smith, sosyal yeterlilik kıstasını kiĢinin baĢkaları tarafından sevilebilmesi ve sosyal iliĢkilerinde etkili iletiĢim kurabilmesi ile değerlendirmiĢtir. Smith‟e göre sosyal yeterliliğin öğeleri, sıcaklık, esneklik, algısal duyarlılık, sosyal teknik repertuarı, esneklik, enerji ve iliĢki baĢlatma ve düz tepki örüntüleridir.98

Banduranın yetkinlik kavramı, biliĢsel, sosyal, duygusal ve davranıĢsal unsurları içermektedir. Bandura, yeterlilik inancını düzey, genellenebilirlik ve güç olarak üç boyutta ele almıĢtır.99

Ferris ve arkadaĢları, sosyal yeterliliği, kiĢinin sosyal iliĢkilerine etkin olabilmesi olarak tanımlarlarken, sosyal yeterlilik boyutlarının birbiriyle etkileĢim içinde olan sosyal, biliĢsel, duygusal ve kiĢisel unsurlarından oluĢtuğunu belirtmiĢlerdir.100 McFall ise tanımlamasını bireyin yaĢam içerisinde rolünü uygun bir biçimde sergileyebilmesi, sergilerken herhangi bir yetersizlik yaĢamamasından bahsetmiĢtir. McFall, bu durumun sınırlarını belirlemek için değerlendirme yapılmasından bahsetmiĢ. Değerlendirmenin ise değerlendirilen kiĢi dıĢında bir baĢkası tarafından yapılması gerektiğinden bahsetmiĢtir

.

101

Sosyal yeterlilikleri yüksek olan bireyler karĢılaĢtıkları zorlukları ciddi, aĢılamayacak zorluklar olarak görmek yerine baĢarılabilecek, aĢılabilecek zorluklar

97 Cengiz ġAHĠN, “Sosyal Beceri ve Sosyal Yeterlik”, G.Ü. KırĢehir Eğitim Fakültesi Dergisi, 2001,Cilt 2, 9-19, s. 14.

98

JeffreyTrawick-Smith, Erken Çocukluk Döneminde GeliĢim, Nobel Yayınevi, Ġstanbul, s. 298. 99

Eken, a.g.e., s. 42.

100 Gerald R. Ferris vd., “Social Effectiveness in Orgnizations: Construct Validity and Research Directions”, Leadership and Organizational Studies, 2002, 9(1), 49-63, s. 52.

101 Fatma Önalan Akfırat, “Sosyal Yeterlilik, Sosyal Beceri ve Yaratıcı Drama”, Yaratıcı Drama

27

olarak görürler. Hedefleri mantıklıdır ve bu hedefleri için planlı ve belli aĢamalarla ilerleyerek amaçlarına ulaĢırlar. KarĢılaĢtıkları tehlikelerde, zor durumlarda korkmak, geri adım atmak yerine durumu kontrol altına alabilirler. Bu kiĢiler yaĢamlarında sağlıklı sosyal iliĢkiler kurabilen bireylerdir.102

Sosyal yetersizlik durumu ise, sosyal becerilerin öğrenilmesinde ya da sergilenmesinde ortaya çıkan sorunlar olarak açıklanmıĢtır. Bahsi geçen sosyal yetersizlik sadece yetersizlik sorunu yaĢayan kiĢiler için değil herhangi bir geliĢim sorunu yaĢamayan kiĢiler için de geçerli bir durum olarak ifade edilmiĢtir.103 Bu durumda kiĢi duygu, düĢünce ve isteklerini aktarma yetersizliği durumunda iletiĢim kurmakta ve sürdürmekte sorun yaĢayabilmektedirler. Yetersizlik yaĢayan kiĢi çekingen duruĢlarıyla haklarının ihlal edilmesine göz yummakta, seçim hakkını baĢkalarına bırakmaktadır. Kendisini ikinci plana atarak karĢısındakinin duygu, düĢüncelerine öncelik verirler ya da tam tersi karĢısındakinin duygu ve düĢüncesini önemsemeyerek saldırganlaĢır ve kendi amaçlarına baĢkalarını kırarak ya da onların haklarını ihlal ederek ulaĢmaya çalıĢırlar. Bu iki durumunda sağlıksız olduğu belirtilmiĢtir. Bandura, sosyal yönden yetersiz bireylerin yaĢamları boyunca zorluklardan kaçınmak için bir çok Ģeyden vazgeçtiklerini, zorluklarla yüzleĢmek zorunda kaldıklarında ise sorunla mücadele etmek yerine pes edip Ģikayet etme yolunu seçtiklerini belirtmiĢtir.

KarĢıt düĢüncelere sahip bireylerle iletiĢim kurmakta zorlanan, kendilerinden daha alt seviyede olduğunu düĢündüğü insanlara karĢı saldırgan davranıĢlarda bulunabilir. Bandura, sosyal yeterliliği düĢük olan bireylerin mutlaka davranıĢ sorunlarına sahip olacaklarını belirtmiĢtir.104 Bandura, olumlu yeterlilik algıları olduğuna inanan bireylerin nasıl davranacakları hakkında, düĢünce kalıplarının Ģekillenmesinde ve yaĢadıkları durumların gerektirdiği duygusal tepkilerin nasıl Ģekilleneceği hakkında belirleyici olabildiklerini vurgulamaktadır.105

102 Emine Bozkurt, Okul Öncesi Çocuklarının Duyguları Anlama Becerileri ile Sosyal Yetkinlik Düzeyleri Arasındaki ĠliĢkilerinin Ġncelenmesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, T.C. Necmettin Erbakan Üniversitesi, Konya, 2016, s. 32. ( YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi)

103 Zeynep Erol, Otizmde Tenis Uygulamalarının Sosyal Yeterlilik Üzerindeki Etkisi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü,T.C. Gazi Üniversitesi, Ankara, 2014, s. 27. (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi) 104 Albert Bandura, “Perceived Self- Efficacy in Cognitive Development and Functioning”, Educational

Psychologist, 1993, 117-148, s. 121-137.

105 Dilek Zekiye KaĢık, Ergenlerde Karar Verme Stilleri ve Algılanan Sosyal Destek Düzeylerinin Sosyal Yetkinlik Beklentisi ve Bazı DeğiĢkenler Açısından Ġncelenmesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Selçuk Üniversitesi, Konya, 2009, s. 24-25. (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi)

28

2.3.1. Ergenlikte Sosyal Yeterlilik

Sosyal yönden geliĢmek kiĢinin kendisini yaĢadığı topluma kabul ettirebilmesi, toplum kurallarına uygun davranmayı öğrenebilme süreci olarak tanımlanmıĢtır. Bebeklikten yetiĢkinliğe doğru büyüyen insandan kendisini merkez olarak görmekten sıyrılıp baĢkaları ile iletiĢime giren sosyal uyum sağlayabilen bir bireye dönüĢmesi beklenmektedir.106

Ġnsanların toplumsal yaĢamda gruplar halinde yaĢamaları gerektiği ve bu gereklilik doğrultusunda insan yaĢamının baĢkalarının yaĢamları ile iç içe örüldüğü belirtilmiĢtir.107

Sosyal yeterliliğin tanımının yapılmasının zor olduğu vurgulanmıĢ ve bazı araĢtırmalarda çocuğun sosyal ortamlarda bazı araĢtırmalarda ise okulda sergilediği davranıĢlar veya yetiler olarak tanımlanmıĢtır.108 Çocuklarda sosyal yeterlilik geliĢimi yaĢa göre farklılık göstermektedir. Üç aylık bir bebeğin sese yönelmesi beklenmektedir. YaĢını doldurmamıĢ bebeğin bilinçli bir Ģekilde gülümsemesi ilk sosyalleĢme belirtilerindendir.109 Okul çağındaki bir çocuktan etrafındaki diğer çocuklarla arkadaĢ olabilmesi, beraber sosyal faaliyetlerde bulunabilmesi beklenmektedir.110 Çocukların erken yaĢta sosyal yeterliliklerini sosyal uyum düzeylerinin geliĢmesi beklenmektedir. Bu geliĢmenin sağlanmaması ve ileriki yaĢlarda devam etmesi durumunda bu durum bozukluk olarak adlandırılmaktadır.111 Sosyal açıdan yeterli okul öncesi dönemde olan bir çocuktan sosyal iliĢkilerinde, kendisine güvenen, ailesi ile sağlam duygusal bağ kurabilen, akran gurubu ile oyunlara dahil olabilen, akranları ve yetiĢkinler ile olumlu iliĢki kurabilen, birlikte iĢbirliği yapabileceği, etkinliklerde bulunabileceği arkadaĢlara sahip olan bir çocuk olması beklenmektedir.112

Ergenlik kiĢiliğin oluĢmaya baĢladığı bir dönemdir. Beğenilme ve onaylanma endiĢesini yoğun bir Ģekilde yaĢayan ergen sosyal çevre içinde nasıl tepki

106 Adnan Kulaksızoğlu, Ergenlik Psikolojisi, Remzi Kitapevi, Ġstanbul, 2000, s. 82. 107 Feyzullah Eroğlu, DavranıĢ Bilimleri, Beta Yayınevi, Ġstanbul, 2000, s. 20.

108 Fatma BaĢak Altay ve AyĢen Güre, “Çocukların Sosyal Yeterlilik ve Olumlu Sosyla DavranıĢları ile Annelerinin Ebeveynlik Stilleri Arasındaki ĠliĢkiler”, Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri, 2012, 2699-2718, s. 2700.

109

Haluk Yavuzer, Çocuk Psikolojisi, Remzi Kitapevi, Ġstanbul, 2002, s. 81.

110 Rabiye Güney, Kronik Hastalıklı KardeĢe Sahip Çocukların Sosyal Yeterlilikleri ve Problem

DavranıĢları, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Marmara Üniversitesi, Ġstanbul, 2005, s. 9. (YayınlanmamıĢ

Yüksek Lisans Tezi)

111 Güney, a.g.e., s. 9.

112 Ahu Öztürk, Okul Öncesi Dönemde Sosyal Yeterlik ve Ebeveyn-Çocuk Sistemi, Hacettepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2011, s. 5. (YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi)

29

vereceğini bilemez. Bu sebeple de tavırları değiĢken olmaktadır.113 Bu dönemde ergenden çocukluk döneminden farklı olarak günlük problemlerini çözebilmesi, sosyal iliĢkilerini geliĢtirebilmesi, kiĢisel sorumluluklarını kendi baĢına halledebilmesi beklenmektedir. Bunlar dıĢında ergenden her yaĢ gurubundan ve cinsiyetten arkadaĢlıklar kurabilmesi, sosyal etkinliklerde yer alabilmesi, kendisini arkadaĢ grubunun bir üyesi olarak görmesi sosyal geliĢimi için gereklidir. Ayrıca sosyal yeterliliğin belirleyicisi olarak spor etkinlikleri, evde veya dıĢarıda yapılan iĢler, üye olunan kulüp veya kuruluĢ aktiviteleri, arkadaĢ iliĢkileri, kardeĢ iliĢkileri ve okuldaki akademik performanstan bahsedilmiĢtir.114

Erken yaĢlarda sosyal yeterliliğin düĢük olması ve bu sorunun çözülememesi kiĢiyi ilerleyen yaĢlarda olumsuz etkileyeceği, iletiĢim kurmada sorunlar yaĢayacağı ve uyumsuz bir birey olmasına neden olacağı ve bu durumun bozukluk olarak adlandırılacağı belirtilmiĢtir.115

2.3.2. Sosyal Yeterlilik ve Ġnternet

Ġnternet bağımlılığı yer yaĢta görülebilen bir bozukluk olsa da en önemli risk grubunun ergenler olduğu belirtilmiĢtir.116 Ergenlerin sosyal geliĢtirmeleri için akranları ile yakın iliĢkiler kurabilmeleri çok önemlidir. Ergenlerin akranları ile yüz yüze iliĢki kurabilmeleri, sosyal yeterliliklerini kazanmalarında önemli bir role sahiptir. Yüz yüze iletiĢim kurmak yerine elektronik arkadaĢlık kurmak ergenler arasında gün geçtikçe artmaktadır. Bu durum ergenlerde sosyal iliĢki kurma ve geliĢtirme becerilerini engellediği vurgulanmıĢtır.117 AraĢtırmalar ergenlik döneminde yaĢanan internet bağımlılığın ergenin yaĢadığı sosyal sorunlar ile yakından iliĢkili olduğunu göstermektedir.

Campbell ve arkadaĢları, internet iletiĢiminin yüz yüze iletiĢime göre daha az risk taĢıması sebebiyle sosyal yönden korku yaĢayan bireylerin internet kullanımı ile sosyalleĢme ihtiyacını karĢılayacaklarını belirtmiĢtir.

Chou ve Hsiao‟nun araĢtırmasında, kiĢinin internete fazla vakit ayırmasının, ayrılan bu sürenin artmasının, kiĢinin sosyal iliĢkilerinde aksamalara, sosyal izolasyona neden olacağından bahsetmiĢtir. Hamburger ve Ben Artzi‟nin 2003

113 Yıldız Burkovik, Sosyal Fobi, TimaĢ Yayınları, Ġstanbul, 2010, s. 9. 114 Güney, a.g.e., s.9.

115 Güney, a.g.e., s. 8. 116 Öztürek a.g.e., s. 39. 117

30

yılında yaptığı araĢtırmada, yalnızlık ve internet bağımlılığı iliĢkisi ile ilgili internet bağımlılığının yalnızlığı arttırmadığı fakat yalnızlık sonucunda internet bağımlılığının oluĢtuğu sonucuna ulaĢmıĢlardır.118

Nalwa ve Anand‟ın Hindistan da 16-19 yaĢ arasındaki Hindistanlı öğrenciler ile yaptıkları araĢtırmada, bu öğrencilerin %33‟ünün internet bağımlılığı risk grubunda oldukları ve bu öğrencilerin bağımlı olmayan öğrencilere göre sosyal yönden daha izole oldukları belirtilmiĢtir.

Niemz ve arkadaĢları tarafından Ġngiltere de yapılan haftada 10-14 saat arasında internet kullanımının patolojik olduğu belirtilen bir baĢka araĢtırmada ise, internet bağımlısı olarak tanılanan grubun benlik saygılarının düĢük, sosyal iliĢkilerini sınırlı olduğu belirtilmiĢ. Ayrıca bu duruma bağımlılığın sebep olabileceği gibi bu durumunda bağımlılığa sebep olabileceği belirtilmiĢtir.119

Ġnternetin sosyal yönü ile ilgili önemli kuramlardan birisini Caplan‟a aittir. Caplan, sosyal beceri eksikliği kuramı ile sorunlu internet kullanımını psiko-sosyal bir bakıĢ açısı ile açıklamıĢtır. Caplan, kiĢinin psiko-sosyal yönden sorun yaĢıyor olmasının ve sosyal beceri eksikliği yaĢıyor olmasının, aĢırı, kompulsif internet kullanımı ile sanal sosyal etkileĢime girmelerine sebep olduğunu ifade etmiĢtir. Bu durumda sosyal yönden yetersizlik yaĢayan bireylerin yüz yüze etkileĢim yerine sanal iletiĢimi tercih ettiklerini belirtmiĢtir.

David‟in çalıĢmasında yer aldığı gibi burada geliĢtirilen teori Ģunları öne sürer; (A)Psikolojik problemlerden muzdarip kiĢiler (depresyon, yalnızlık) bu sorunları olmayan kiĢilere kıyasla sosyal yeterlik algısı bakımından daha fazla olumsuz düĢüncelere sahiptir,

(B)Bu kiĢiler online iken kendilerini daha az baskı altında hissettikleri için sosyal iletiĢimlerini online olarak gerçekleĢtirmeyi tercih ederler,

(C) Online sosyalleĢmeyi tercih etmek aĢırı ve kompulsif bilgisayar kullanımlı sosyal etkileĢime yol açar ve problemleri daha kötü bir hal alır. Bu durum evde okulda ve iĢte de sorunlar yaratır.120

118 Erol ESEN ve Diğdem M. Siyez, “Ergenlerde Ġnternet Bağımlılığını YordayanPsiko-sosyal DeğiĢkenlerin Ġncelenmesi”, Türk Psikolojik DanıĢma ve Rehberlik Dergisi, 2011, 127-138, s. 128.

119 Fatih Sezgin ve Erdal GiĢi, “Ġzmir Ġli Öğrencileri Arasında Yalnızlık ile Ġnternet Kullanımı Arasındaki ĠliĢkinin Ġncelenmesi”, IIB International Refereed Academic Social Scienced Journal, 2012, 314- 338, s. 327.

120

31