• Sonuç bulunamadı

2.2 Kişilerarası Yeterlik

2.2.2 Sosyal Yeterlik ve Sosyal Beceri

Sosyal yeterlik kavramına bakıldığında araştırmacıların sosyal yeterliğe ilişkin farklı görüşler öne sürdükleri ve bir uzlaşı içinde olmadıkları görülmektedir. Örneğin Baker' a (2005) göre sosyal yeterlik, uzmanlaşılan belli bir alanda sergilenen yetenekten ziyade bireyin kendisini sarmalayan sosyal çevreyle baş etme yeteneğidir. Ona göre sosyal yeterlik, ilk olarak uygun davranış için gerekli bilgiye sahip olmayı ve ikinci olarak da değişen sosyal çevrede amaçlarına uygun olarak onları kullanmayı içerir. Başka bir tanımda sosyal yeterlik, bir durumda karşıdaki kişinin bakış açısını anlayabilme ve geçmiş deneyimlerden öğrenme ve değişen durumlarda öğrendiğini uygulama yeteneğidir. Tepki esnekliğini ve karşılaşılan durumları uygun olarak ele alma yeteneğini ifade eder (Semrud- Clikeman, 2007). Wright'a (1980) göre sosyal yeterlik, sosyal uyum yeteneği olarak kavramsallaştırılabilir. Ona göre sosyal yeterlik, sosyal amaçları başarmada etkili ve nitelikli olumlu sosyal etkileşimi başlatma olarak tanımlanabilir. Başka bir ifadeyle, sosyal yeterlik bireyin uyum sağlamasında sosyal etkililiği ifade eder.

Oppenheimer'a (1989) göre sosyal yeterlik kişilerarası durumlarda bireyin algıladığı etkililiktir. Benzer şekilde Rose-Krasnor (1997) da sosyal yeterliği sosyal etkileşimlerde etkililik olarak ifade etmiştir. Önerdiği hiyerarşik modelde sosyal yeterlik üç seviyeden oluşmaktadır. Birincisi olan kuramsal seviye, bireylerin sosyal etkileşimlerde etkililiğini ifade ederken ikinci seviye olan göstergeler sosyal öz yeterliği, grup statüsünü, ilişkileri ve etkileşim sırasının niteliğini yansıtır. Yani birey bir taraftan etkili iletişim kurarken, kişisel amaçlarına ulaşırken diğer taraftan eş zamanlı olarak diğerleri ile olumlu ilişkiler kurmaktadır. Gösterge seviyesi bir sosyal temeli ifade eder. Çünkü bunlar diğerleri ile etkileşimi belirler. Gösterge seviyesi ben alanı ve diğerleri alanı olmak üzere ikiye ayrılır. Ben alanı bireyin kendi ihtiyaçlarına öncelik verirken, diğerleri alanı yeterliğin kişilerarası ilişkililiğini içerir. Prizmanın tabanındaki üçüncü seviye olan beceri seviyesini, sosyal yeterlikle ilişkili olan motivasyonlar, sosyal, duygusal ve bilişsel yetenekler oluşturur. Onun yaklaşımına göre sosyal yeterlik tek bir yapı olmaktan ziyade etkileşimsel, içeriğe bağlı ve amaç yönelimli çoklu bir yapıdır.

Oppenheimer (1989) sosyal yeterliği sonuç yönelimli, içerik yönelimli ve beceri yönelimli olmak üzere üç genel yaklaşımla incelenebileceğini öne sürmüştür. Ona göre sonuç yönelimli yaklaşım bireyin arzu ettiği sonucu elde etmesini ifade ederken, içerik yönelimi

32

başarılı sosyal sonuçlara katkıda bulunan davranışsal özellikleri tanımlamayı ifade eder. Son olarak beceri yönelimli yaklaşım, Greenspan'ın modelinde sosyal farkındalığı ifade eder. Sosyal farkındalık ise bireyin sosyal amaçları elde etme süreci, becerileri ve yetenekleri olarak tanımlanabilir (Oppenheimer, 1989).

Rubin ve Krasnor (1992) sosyal yeterliğe ilişkin pek çok tanımı inceledikten sonra kişilerarası problem çözme çerçevesi altında sosyal yeterliği kavramsallaştırmışlardır. Onlara göre sosyal yeterlik tanımlarının ortak olarak birleştikleri noktalar birincisi etkililik, ikincisi ise bireyin amaç ve ihtiyaçlarını karşılamasıdır. Benzer şekilde Vaitkienè ve Kiliuvienè (2010) pek çok sosyal yeterlik tanımını analiz ettikten sonra sosyal yeterliğin şu hususları içerdiğini belirtmişlerdir. 1) Sosyal beceri; kendini değerlendirme, iletişim yeteneği, diğer insanlarla etkileşime girme, 2) Değerler; birey tarafından, belli bir grup tarafından ve belli bir kültür tarafından anlamlı olarak göz önüne alınan davranış ilke ve standartları, 3) Bilgi; bireyin görevlerini yerine getirmesi ve uygun davranabilmesini içerir. Sosyal yeterliğin etkililik, problem çözme, sosyal çevre ile baş etme, uyum sağlama, kişisel amaçları başarma, belli ölçütlere göre sosyal performansın sergileme gibi tanımlarının yapıldığı, bilişsel, duygusal ve davranışsal öğeleri içerdiği görülmektedir. Gurtman (1999) sosyal yeterlik kavramının tanımının değerlendirilmesinde ve benzer kavramlardan ayırt edilmesinde bir uzlaşmaya varılamadığını belirtmektedir. Sosyal yeterliği, kişilerarası döngüsel modelden yararlanarak kişilerarası alanlar şeklinde boyutlandırmış ve bu boyutların içeriğini de kişilerarası görevler oluşturmuştur. Bu sayede, sosyal yeterlik yapısının ayırt edilebilmesine ışık tutacağını aynı zamanda ölçülmesinin daha kolay olacağını ifade etmiştir.

Sosyal yeterlik yapısının benzer kavramlarla ayırt edilmesinin zor olduğu görülmektedir. Benzer kavramlardan biri olan sosyal beceri kavramının da çoğu zaman sosyal yeterlik kavramı ile birbirinin yerine kullanıldığı görülmektedir. Bacanlı (1999, s. 21) sosyal yeterlik kavramını sosyal becerilerden ayırmanın zor olduğunu; bazen bu kavramların birbirlerinin yerine kullanıldığını ifade etmekte ve eğer “kişinin sosyal becerisi varsa, sosyal açıdan yeterlidir” şeklinde ifade etmektedir. Segrin (2000) ise, sosyal beceri kavramının kişilerarası beceri, kişilerarası yeterlik, iletişim yeterliği, sosyal yeterlik gibi kavramlarla birbirinin yerine kullanıldığını bazı araştırmacıların sosyal beceri ve sosyal yeterlik kavramını ayrımı yapmaya çalıştığını ancak bu girişimlerin alanyazında geniş ölçüde kabul görmediğini belirtmektedir.

33

İlgili alanyazın incelendiğinde, bazı çalışmalarda bu kavramların birbirinden farklı olduğu ifade edilmektedir. Bu çalışmaların birinde McFall (1982), sosyal beceriyi kavramsallaştırmada iki temel yaklaşım tanımlamıştır. Bunlardan özellik (trait) yaklaşımına göre sosyal beceri soyut, gözlenemez bir kişilik özelliği olarak duruma göre değişmeyen tepkiler iken moleküler yaklaşımda, sosyal becerileri belli bir duruma özgü gözlenebilir davranışlar olarak görülmektedir. McFall sosyal yeterlik ve sosyal beceri kavramlarının birbirinden farklı olduğunu ileri sürmüştür. Buna göre yeterlik, bir kişinin belirli bir görevi yerine getirmedeki performansının yeterliği ve kalitesi olarak değerlendirilirken ve genel bir değerlendirme terimi olarak kullanılırken sosyal beceriler ise bir görevi yeterli bir şekilde icra edebilmek için gerekli özel beceriler olarak tanımlanmıştır.

Gresham ve Elliott'a (1987) göre sosyal yeterlik, uyumsal davranış ve sosyal beceri olmak üzere iki boyuttan oluşmaktadır. Uyumsal davranış; bağımsız işlev, fiziksel gelişim, öz- yönetim, kişisel sorumluluk, ekonomik-mesleki etkinlik ve işlevsel akademik becerileri içerirken sosyal beceri; kendine ilişkin davranışlar (self-related behaviours), kişilerarası davranışlar, akademik beceriler, (academic-related skills) atılganlık, akran kabulü ve iletişim becerilerini içerir. Onlara göre alanyazında yaygın olarak üç tür sosyal beceri tanımı yapılmaktadır. Bunlar; arkadaş kabulü tanımı, davranışsal tanım ve sosyal geçerlik

tanımlarıdır. Arkadaş kabulü tanımına göre, okulda ve toplumda arkadaşları tarafından

kabul edilen ve popüler olan çocuklar sosyal olarak becerikli sayılmaktadır. Davranışsal

tanıma göre bireyin belli bir durumda sosyal davranışının pekiştirilme olasılığını devam

ettiren ve ceza olasılığını azaltan belirli davranışlardır. Sosyal geçerlik tanımına göre, sosyal beceri bireyin belli durumlarda önemli sosyal sonuçları yordamasını sağlayan davranışlardır. Önemli sosyal sonuçlar; arkadaş kabulünü, önemli başkalarının (öğretmen, arkadaş vb) olumlu sosyal beceri değerlendirmesini, akademik yeterliği, yeterli öz saygıyı ve yeterli psikolojik uyumu içermektedir. Esas olarak sosyal geçerlik tanımı, arkadaş kabulünün ve davranışsal tanımın bir birleşimdir (Elliott, Sheridan ve Gresham, 1989; Paulk, 2008).

Tanımlar arasında özellikle sosyal geçerlik tanımının sosyal yeterliğin kavramsallaştırılmasında oldukça kullanışlı olduğunu belirten Grasham (2000), bu tanımın sosyal beceri ve sosyal yeterliği ayırt ettiğini ifade etmektedir. Buradan hareket ederek sosyal beceriler sosyal görevlerde yeteneklice sergilenen davranışlar olarak görülmekte

34

diğer yandan sosyal yeterlik ise bireyin bir sosyal görevdeki performansının belli kriterlere göre birey için anlamlı kişiler tarafından (öğretmen, arkadaş vb) değerlendirilmesi olarak görülmektedir (Gresham, 2000).

Merrell'e (2003) göre sosyal beceri ve sosyal yeterlik, sık sık birbirinin yerine kullanılsa da bu yapılar ilişkili ancak yine de farklı yapılardır. Araştırmacıların çoğu sosyal yeterliği, sosyal beceriyi içeren bir üst yapı olarak tanımlamaktadırlar. Sosyal yeterlik, arzulanan sosyal sonuçlar elde etmek ve yeterli sosyal ilişkiler geliştirmede zorunlu ve faydalı duygusal uyumun farklı yönleri ile çeşitli bilişsel ve davranışsal özelliklerden oluşan çok boyutlu ve karmaşık bir yapı olarak kavramsallaştırılabilir. Sosyal yeterliğin uyumsal davranış, sosyal beceri ve akran kabulü olmak üzere üç yapı ile sıkı bir ilişkisi vardır. Bu üç ilişkili yapı kısaca şu şekilde özetlenebilir (Merrell, 2003).

Uyumsal Davranış: Amerikan Zihinsel ve Gelişimsel Yetersizlikler Derneği tarafından şu

şekilde tanımlanmaktadır. Bireyin gündelik yaşamdaki işlevini yerine getirebilmek için öğrendiği pratik ve sosyal becerilerdir. Bunlar, kavramsal becerileri, sosyal becerileri ve günlük hayatta kullanılan pratik becerileri içerir (http://aaidd.org/).

Sosyal Beceri: Alandaki uzmanların üzerinde anlaştıkları bir sosyal beceri tanımı yoktur

(Merrel, 2003). Tanımlardan bir tanesine göre sosyal beceri; başkalarından olumlu tepkiler getirecek, sosyal açıdan kabul edilebilir, çevrede etki bırakan, hedefe yönelik, sosyal içeriğe göre gözlenebilir ve gözlenemeyen bilişsel, duyuşsal ögeleri içeren öğrenilebilir davranışlardır (Yüksel, 1997).

Arkadaş kabulü: Arkadaş ilişkileri çoğu zaman arkadaş kabulü ile ilişkilendirilir. Bireyin

sosyal becerisinin ürünü ve sonucu olarak görülebilir. Arkadaş kabulü genellikle sosyal yeterliğin bir alt bileşeni olarak düşünülebilir (Merrell, 2003).

Buradaki ilişkili yapılara farklı noktalardan bakılabileceğini ifade eden Merrell (2003), uyumsal davranışın sosyal yeterliğe göre daha kapsayıcı bir kavram olduğunu ve bunun görgül (ampirik) çalışmalarla desteklendiğini ifade etmektedir. Bunun yanında sosyal yeterliğin de sosyal becerilere göre bir üst çatı oluşturduğunu belirtmiştir. Sosyal beceri ve arkadaş kabulü kavramları arasındaki ilişkinin ise daha önce belirlenen yani arkadaş kabulünü bireyin sosyal becerisinin bir sonucu olarak gören yaklaşımdan ziyade bu iki kavramın karşılıklı olarak birbirini belirlediğini ifade etmektedir. Sonuç olarak bu yapılar arasındaki ilişki şekilde gösterildiği gibi ifade edilmektedir (Merrell, 2003).

35

Şekil 2. Uyumsal Davranış, Sosyal Yeterlik, Sosyal Beceriler ve Arkadaş İlişkisi Yapıları Arasındaki İlişkiler İçin Önerilen Kuramsal Model

Alanyazın incelendiğinde sosyal yeterliğin çoğu zaman kişilerarası yeterlik kavramının alternatifi olarak kullanıldığı görülmektedir (bkz. Gorska, 2011; Kanning, 2006; Matsudaira, Fukuhara ve Kitamura, 2008; Segrin, 2000). Kişilerarası yeterliğin çok boyutlu ve kapsamlı bir kavram olarak klinik psikoloji, gelişim psikolojisi, sosyal psikoloji, dil, iletişim vb. farklı disiplinlerde çalışıldığı görülmektedir. Buradaki alanlarda yeterlik; kişilerarası yeterlik, sosyal yeterlik, ilişkisel yeterlik, iletişimsel yeterlik, psiko- sosyal yeterlik, sosyal beceri, çevresel yeterlik gibi farklı adlandırılmakta ve yazarlar tarafından tutarlı olarak kullanılmamaktadır. Çoğu zaman araştırmacılar farklı olguları anlatmak için aynı terimleri kullanırken bazı durumlarda aynı olguları anlatmak için farklı terimler kullandıkları görülmektedir (Spitzberg ve Cupach, 1989). Bacanlı'ya (1999) göre, bu alanda henüz bir görüş birliğine varılmamıştır.