• Sonuç bulunamadı

Sosyal ve Kültürel Sürdürülebilirlikle İlgili Tasarım Kriterleri

4. SÜRDÜRÜLEBİLİR YAPILAR İÇİN TASARIM KRİTERLERİ

4.3. Sosyal ve Kültürel Sürdürülebilirlikle İlgili Tasarım Kriterleri

Sosyal ve kültürel sürdürülebilirlik en genel tanımı ile; ''insan ihtiyaçlarının karşılanmasına ve çevresel sürdürülebilirliğin sağlanmasına destek olacak sosyal şartların korunup geliştirilerek doğal kaynakların günümüzdeki ve gelecekteki nesiller tarafından verimli kullanılmasının sağlanması'' dır (Çahantimur, 2007). Redclift (1997) sürdürülebilirliği; bireylerle doğal, ekonomik ve politik çevreleri şartlayan sosyal kurumlar arasındaki bağların devam ettirilmesi anlamında ele almaktadır (Çahantimur, 2007).

Sosyal sürdürülebilirlik, sosyal kalkınmanın gerçekleşmesi içinde önemli bir hedeftir. Bu kategorideki hedefler, genel olarak insan olmaktan kaynaklanan ve varlığı doğal olarak kabul edilen bazı temel hak ve hürriyetler üzerine yoğunlaşmaktadır. Sosyal sürdürülebilirlik, sağlık ve eğitim alanında gelişme gereksinmelerin karşılanması, kültür ve mirasın korunması ve yaşam standardının yükseltilmesi gibi esaslara dayanmaktadır. Sosyal normlar zaman içinde değişse de, sosyal ve kültürel yapının sürekliliği önemlidir. Sosyal sürdürülebilirliğin, doğal kaynakların korunması ve gelecek nesillere aktarılması ile ilgili insanların bilgilendirilmesi ve belirli alışkanlıkların değiştirilmesi açısından ekolojik sürdürülebilirlikle bağlantısı da önemlidir (Şenel, 2010).

Pearce, Markandya ve Barbier (1989)’e göre sosyal sürdürülebilirlik; gelişme / kalkınma ile, esasen ekonomik nedenlerle motive olmayan, dine, gelenek ve göreneklere, etik kurallara, değerler sistemine, eğitime, tutumlara, kişisel ve grup davranışlarına bağlı olan sosyal normlar arasındaki dengeyi yansıtmaktadır (Hoşkara, 2007).

101

Du Plesis (1998)’e göre sosyal sürdürülebilirlik, insan yaşam kalitesinde gelişime izin verilmesi, halklar arasında sosyal adaletin desteklenmesi, kültürel ve sosyal bütünlüğün göz önüne alınması, kendine güven ve hür iradenin yükseltilmesi, bireyselden uluslararasına kadar bütün seviyelerde karar almada işbirliğinin ve katılımın cesaretlendirilmesi ve halkın yetkilendirilerek kapasite artırımı için fırsatlar sağlanmasıdır (Hoşkara, 2007).

Sachs (1999), sosyal sürdürülebilirliğin eşitlik ve demokrasinin temel değerlerine dayanması gerektiğini düşünmekte ve küreselleşme sürecinde birbirlerine bağımlılıkları giderek artan dünya toplumlarının iç organizasyonuyla ilgili olduğunu ifade etmektedir. Buradaki demokrasi kavramı, tüm insan haklarının-politik, sivil, ekonomik, sosyal ve kültürel – tüm insanlara mal edilmesi anlamındadır (Sachs, 1999).

Rapoport (2001), kültürün yapısal çevre ile doğrudan ilişki kurulmasının, kültür kavramının çok geniş ve soyut olmasından dolayı imkansız olduğunu ancak ‘’sosyo- kültürel değişkenler’’ yardımı ile somut ifadeler elde edilebileceğini belirtmektedir. Birçok araştırmacı tarafından yapılan sürdürülebilirlik ve sürdürülebilir kentsel gelişme ile ilgili çalışmalarda, toplum ve bireylerin sosyal özelliklerinin çok önemli bir yer kapladığı görülmektedir. Bunun nedeni, her bireyin çevresel kaynakların kullanımına farklı yaklaşarak aynı kaynaklara bağlı diğer yaşamları farklı etkilediğinin, bu farklılıkların nedeninin ise sosyal ve kültürel özellikler olduğunun anlaşılmış olmasıdır (Çahantimur, 2007).

C.I.B. (1999)’e ve Sarkınç (2010)’a göre sürdürülebilir yapıların temel hedeflerinden biri de yerin sosyo-ekonomik, kültürel ve politik gerekliliklerinin gözetilmesidir. Bu hedefin temel ilkeleri; toplumların sosyal ve ekonomik gerçeklerinin anlaşılması, toplumsal ve kültürel çeşitliliğin korunması, toplumsal gereksinim ve isteklerin anlaşılması, toplumların kendi yaşam ortamlarının oluşturulma sürecine etkin katılımların sağlanmasıdır.

102

Bilge (2007)'ye göre sosyal sürdürülebilirlikte asıl hedef toplumların ve onları çevreleyen mekanların arasındaki ilişkinin irdelenmesidir. Sosyal adalet ve toplumun her kesimi için kent ve plan kapsamında donatılara erişebilme eyleminin gerçekleştirilmesi ile beraber daha iyi yaşam koşulları yakalanmaya çalışılmalıdır. Kültür soyut bir kavram olarak algılanmasına karşın, şehir içerisinde yaşanan eylemlerin gözlendiği somut kavramdır. Çevre ve birey arasında bir biçimlendirme eylemi gerçekleştirir. Bu etkileşim içerisinde kültür kavramı ortaya çıkar ve aynı zaman da bireyin çevreyi algılamasında filtre görevi üstlenir. Doğru bir toplumlaşma sağlayabilmek için çevrenin insanlara, kültürel evrimin işaretlerini ve simgelerini aktarması gereklidir (Bilge, 1997).

Aydın ve Okuyucu (2009)’a göre kıt kaynakların en uygun kullanımının sağlanması ve ekonomik kazanç elde edilmesi kapsamında, eski binaların yeniden değerlendirilerek kullanıma sunulması sürdürülebilir bir yaklaşım olarak benimsenmektedir. Binaların yeniden kullanımı; ekonomik olma, kültürel ve tarihsel sürekliliği sağlama, enerji yerine emek yoğun bir süreci yaşatma, çevresel olarak enerji tüketimini azaltma ve aynı zamanda ekolojik yaklaşımların bir göstergesi olma avantajlarını sağlamaktadır. Sosyo kültürel açıdan binaların yeniden işlevlendirilmesi, binanın bulunduğu yere ve dokuya sağladığı katkılar, işlevin bir gereksinimi karşılaması anlamında topluma sağladığı katkılar ele alınmalıdır. Yeniden işlevlendirilen yapılar kentin tanıtımına katkı sağlarken aynı zamanda yakın çevresine kullanıcı hareketliliğiyle canlılık da getirmektedirler.

Literatür çalışması sonucunda yukarındaki araştırmalar göz önüne alınarak “sosyal- kültürel sürdürülebilirlik” bileşeni altında aşağıdaki alt faktörler oluşturulmuştur: - Yapının bulunduğu çevre ile uyumlu tasarımı.

- Yapının çevresinde sembol olması.

- Harabe görünümden kurtulma, görsel kirliliğe engel olması. - Kültür ve mirasın korunması.

103

- Doğal kaynakların korunması ve gelecek nesillere aktarılması ile ilgili insanların bilgilendirilmesi.

- Halklar arasında sosyal adaletin desteklenmesi. - Kendine güven ve hür iradenin yükseltilmesi. - Toplumsal ve kültürel çeşitliliğin korunması. - Toplumsal gereksinim ve isteklerin anlaşılması.

- Toplumların kendi yaşam ortamlarının oluşturulma sürecine etkin katılımlarının sağlanması.

- Eski binaların yeniden değerlendirilerek kullanıma sunulması.

- İşlevin bir gereksinimi karşılaması anlamında topluma katkı sağlaması. - Yapının kentin tanıtımına katkı sağlaması.

104

Benzer Belgeler