• Sonuç bulunamadı

2.4. Sosyal Medya Türleri ve İntihar Olgusu

2.4.3. Sosyal Ağ Siteleri

Son birkaç yıl içinde oldukça popüler hale gelen çevrimiçi sosyal ağ siteleri, kullanıcılara sınırlı erişim ortamında halka açık ya da yarı açık bir kişisel profil oluşturma, bir bağlantıyı paylaştıkları diğer kullanıcıların listesini görüntüleme ve hem

53 kendi bağlantılarını hem de sistem içindeki diğer kişilerin bağlantılarını görme ve içinde dolaşma imkanı sunmaktadırlar (Boyd ve Ellison, 2007’den aktaran Köseoğlu, 2012:60). Bu sitelerde yeni arkadaşlar edinmek ve yeni bağlantılar kurmak mümkün olsa da her site bu duruma çeşitli sınırlamalar getirmiştir. Friendster.com mevcut arkadaşları desteklerken, MySDScience.com gibi siteler bilim insanları ve öğretmenler gibi toplulukların örgütlenmesini sağlamaktaydı. Sitelere kimin katılabileceği dışında gizlilik, hangi mesajların yayınlanabileceği ve ağ bağlantılarının diğerleri tarafından nasıl görüntülenip incelenebileceği gibi konularda da farklılıklar göstermektedir (Christakis ve Fowler, 2012: 89).

Bilinen ilk çevrim içi sosyal ağ sitesi olan SixDegrees.com, 1997 yılında yayına girmiş ve fakat kullanıcılar bu yeni platforma yeterince alışamadığından 2000 yılında iflas etmiştir. Friendster 2002 yılında Jonathan Abrahams tarafından kurulmuştur.

Arkadaşların arkadaşlarından sevgili bulma düşüncesi amacıyla geliştirilen site bir nebze kendine eş aramak için kullanılan ilk bilgisayar destekli yapıydı (Christakis ve Fowler, 2012:91).

Friendster kısa zamanda popüler olmuş ve binlerce insan siteye üye olmuştur.

Başlangıçta kişinin görüntüleyebileceği profilleri dört derece uzaklıkla (arkadaşların arkadaşlarının arkadaşlarının arkadaşları) ile sınırlandırmıştır. Bir kişinin profiline girince “Arkadaş olarak ekle”, “Mesaj yolla”, “Gülücük yolla” gibi seçenekleri kullanıcılarına sunan Friendster, site açıldıktan sonra bir milyon üyeye ulaşan ilk sosyal ağlar arasında yerini almıştır (Ayan, 2016: 103).

2003 yılında yayına giren Myspace, eski Friendster kullanıcılarının memnuniyetsizliğinden faydalanmış ve kullanıcıları ile müzik grupları arasında bağlantılar kurulmasına izin veren bir ortam sunmuştur. Chris DeWolfe ve Tom Anderson tarafından ABD merkezli kurulan Myspace, kuruluş aşamasında “profil oluşturma”, “arkadaşlarını davet etme” ve “arkadaşlarının arkadaşları ile tanış” şeklinde üç seçenekle yayına geçmiştir. Facebook’un ortaya çıkması ile birlikte rakibine yenilen Myspace, zamanla eski gücünü kaybetmiştir (Christakis ve Fowler, 2012: 97).

2004 yılında Harvard Üniversitesinde Mark Zuckerberg tarafından üniversite öğrencilerinin kampüs ortamında nerede yaşadıklarını resimli bir şekilde anlatan fotoğraflı telefon rehberinden esinlenerek ortaya çıkan Facebook, ilk olarak

54 üniversitelerde daha sonra belli gruplarda ve bugün ise her kuşaktan milyonlarca üyesi bulunan dünyanın en büyük sosyal ağına dönüşmüştür. İlerleyen yıllarda fotoğraf paylaşımı sitesi Instagram’ı, anlık mesajlaşma için kullanılan WhatsApp gibi uygulamaları da satın alan Facebook dünyada ve ülkemizde en çok ziyaret edilen sitelerin başında gelmektedir (Irak ve Yazıcıoğlu, 2012: 33).

İntihar ve sosyal ağlar arasındaki ilişkiye baktığımızda başta Facebook olmak üzere insanların bu sosyal ağlarda hem canlı yayında intihar ettikleri hem de intihar etmeden önce çeşitli paylaşımlarda bulundukları görülmüştür. 17 Ekim 2014 tarihinde M. P. isimli şahsın intihar etmeden önce Vimeo'ya intihar mektubunu video formunda yüklemesi ve bunu Facebook hesabı üzerinden arkadaşlarıyla paylaşması yakın tarihte sosyal ağlar-intihar ilişkisine iyi bir örnek olmuştur (Uzunoğlu, 2016: 424). Ayrıca 2016 yılında 22 yaşındaki Erdoğan Ceren’in Facebook hesabından canlı yayın yaparken av tüfeği ile karnına ateş ederek intiharı sosyal medya intihar ilişkisi açısından başka bir örnek olarak kayıtlara geçmiştir (Emül, 2016).

İntihar davranışı açısından riskli içeriklerin paylaşıldığı Facebook ve diğer sosyal ağlar aynı zamanda intihar davranışının önüne geçilmesi içinde kullanılmaktadır.

Dünyada her 40 saniyede bir intihar sonucu ölüm meydana gelmektedir ve 15-29 yaş grubunda intihar ikinci ölüm nedenidir. Yapılan araştırmalar intiharı önlemede en iyi yollardan birinin intihar girişiminde bulunanlar ile onları önemseyen insanların iletişime geçmesi olduğu anlaşılmıştır. Facebook, bu zor durumda bulunan kişilere ulaşmada ve onları destekleyebilecek kişilere bağlanmaya yardımcı olmak adına önemli bir yeri olduğunu değerlendirilmektedir. İnsanları ihtiyaç duydukları kaynaklarla birleştirmek, Facebook'un içinde ve dışında güvenli bir topluluk kurmaya yardımcı olmak için çeşitli çalışmalar yapılmaktadır (Çoban, 2009:7).

Ruder vd. (2011’den aktaran Karbeyaz vd.,2014:275) tarafından intihar notlarının Facebook'taki intihar önleme ve taklit edici intiharlar üzerindeki potansiyel etkilerini tartışmak ve sağlık çalışanları arasında farkındalık yaratmak için yapılan bir araştırmada; intiharın önlenmesi adına çevrimiçi sosyal ağlardaki intihar notları, diğer ağ kullanıcılarının derhal müdahalesi yoluyla intihar önlemesine yardımcı olabileceği değerlendirilmiştir. Araştırmada her ne kadar sosyal ağlarda intihar notlarının gerçekte

55 kopyacı intiharları ne kadar tetiklediği tespit edilemese de bu durumun araştırılması gereken bir konu olduğuna da dikkat çekilmiştir.

Facebook, intiharı önlemek için çeşitli güvenlik önlemleri almaya başlamıştır.

Mesela; Facebook'ta intihar düşüncesi veya niyetini belirtmek için bir mesaj gönderildiğinde, kullanıcının sayfasında bir pankart açılmaktadır. Ayrıca aynı zamanda gönderiyi görüntüleyen arkadaşlara da uyarı gitmektedir. Otomatik şerit, kullanıcının yardıma ihtiyacı olup olmadığını sormakta ve kullanıcıyla iletişim kurmaya çalışarak onu tehlike hattına bağlamayı teklif etmektedir. Facebook ayrıca, tehlike altındaki kişiye destek ekipleri müdahale edene kadar kullanıcının sayfasını da dondurabilmektedir (Eggertson, 2015:333).