• Sonuç bulunamadı

Cinsel istismar suçunun gerek basit Ģekli gerekse nitelikli Ģekli re‟sen kovuĢturulmaktadır.

Bu suçlarla ilgili olarak yapılacak yargılamada Ceza Usul Hukuku açısından yargılama usulleri ile ilgili birkaç noktaya değinmek gerekmektedir.

TCK‟nın 103. maddesinin 1. fıkrası bakımından CMK‟nın 196. maddesinin 2. ve 4. fıkraları gereği sanığın istinabe suretiyle sorguya çekilmesi, görüntülü ve sesli iletiĢim tekniğinin kullanılması suretiyle sorgusunun yapılması mümkündür293

. CMK‟nın 203. maddesinde duruĢmanın düzenine iliĢkin hükümlere yer verilmiĢtir. Maddeye göre, mahkeme baĢkanı veya hâkim, duruĢmanın düzenini bozan kiĢinin, savunma hakkının kullanılmasını engellememek koĢuluyla salondan çıkarılmasını emreder. KiĢi dıĢarı çıkarılması sırasında direnç gösterir veya karıĢıklıklara neden olursa yakalanır ve hâkim veya mahkeme tarafından, avukatlar

291

ARTUÇ, s. 647.

292 ARTUÇ, s. 649., www.kazancı.com.tr.,Yargıtay 5. Ceza Dairesi‟nin 2008/38 Esas,2008/2115

Karar sayılı, 18.03.2008 tarihli kararına göre “…Okula gitmekte olan çocuk mağdurelere sokak üzerinde hiçbir bedensel temasta bulunmaksızın cinsel organını çıkarıp göstermekten ibaret eylemin TCK.nun 105. maddesinde düzenlenen cinsel taciz suçunu oluĢturduğu gözetilmeden, suç niteliğinde yanılgıya düĢülerek yazılı biçimde basit cinsel istismardan mahkumiyetine karar verilmesi,…” aynı yönde Yargıtay 5. Ceza Dairesi‟nin 2008/15019 Esas,2009/1909 Karar sayılı, 19.02.2009 tarihli kararına göre “…Sanığın oluĢu kabul edilen 15.03.2006 günü mağdurenin kalçasını sıkmak Ģeklinde gerçekleĢen ve vücut temasını da içeren eyleminin, çocuğun basit cinsel istismarı vasfında bulunduğu ve TCK'nun 103/1. maddesi uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetilmeyerek cinsel taciz olarak kabulü ile yazılı Ģekilde hüküm kurulması,…”

hariç, verilecek bir kararla derhâl dört güne kadar disiplin hapsine konulabilir. Ancak çocuklar hakkında disiplin hapsi uygulanamaz294

.

Cinsel istismar suçlarının iĢlendiği hususunda kuvvetli Ģüphe sebeplerinin varlığı halinde, CMK 100/3. fıkrası gereği tutuklama nedeni var sayılabilir. Tutukluluk süresi ile ilgili olarak CMK‟nın 102/1. fıkrasına göre; TCK‟nın 103/1. fıkrasındaki suçlarda tutukluluk süresi en çok bir yıldır. Ancak bu süre zorunlu hallerde gerekçesi gösterilerek altı ay daha uzatılabilir. Böylece toplam tutukluluk süresi bir yıl altı aydır295

. Ġkinci, altıncı ve yedinci fıkra bakımından; bu suçlarda tutuklama süresi en çok iki yıldır. Bu süre zorunlu hallerde gerekçesi gösterilerek uzatılabilir. Uzatma süresi toplam üç yılı geçemez. Böylece toplam tutukluluk süresi beĢ yıldır.

Ġnternet ortamında yapılan ve içeriği fıkrada yazılı suçları oluĢturduğu hususunda yeterli Ģüphe sebebi bulunan yayınlarla ilgili olarak eriĢimin engellenmesine mahkemece karar verilir. Ayrıca bu yayınlarla ilgili eriĢimin engellenmesi kararı, 5651 sayılı yasanın 8. maddesi gereğince re‟sen Telekomünikasyon ĠletiĢim BaĢkanlığı tarafından da verilebilir296

.

CMK‟nın 135. maddesine göre bu suçlarda Ģüpheli veya sanığın iletiĢimi tespit edilebilir, dinlenebilir, kayda alınabilir ve sinyal bilgileri değerlendirebilir.

CMK‟nın 150. maddesinin 3. fıkrası gereğince, TCK‟nın 103/1. fıkrası hariç; bu suçların soruĢturma ve kovuĢturmasında müdafi bulunmazsa bir müdafi görevlendirilir. Savunma hakkının bir gereği olarak CMK‟nın 239. maddesinde, mağdur veya suçtan zarar gören, davaya katıldığında, mahkemeden istenilmesi halinde baro tarafından bir avukat görevlendirilir. Bununla birlikte, mağdur veya

294 BALO, s. 196.

295 DeğiĢik 1. fıkra: 5560 – 6.12.2006 / m.18’den önceki hali; “…Ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen iĢlerde tutukluluk süresi en çok altı aydır. Ancak, bu süre, zorunlu hallerde gerekçesi gösterilerek dört ay daha uzatılabilir…” Ģeklinde idi.

296 ALBAYRAK, Mustafa, Notlu-Atıflı-Uygulamalı Türk Ceza Kanunu, Adalet Yayınları, Ankara

suçtan zarar görenin çocuk olması halinde avukat görevlendirilmesi için istem aranmaz297.

Yine tanıklıktan çekinme ile ilgili olarak çocuğun korunması amacıyla CMK‟nın 45. maddesinde özel düzenlemeye yer verilmiĢtir298

.

TCK‟nın 103. maddesinin 6. ve 7. fıkrası bakımından; bu suçla ilgili yapılan yargılamada tanık olarak dinlenenler ile CMK‟nın 236. maddesine göre tanık olarak dinlenen suç mağdurlarının tanıklık görevi sebebiyle kendisi, niĢanlısı, evlilik bağı kalmasa bile eĢi, kan hısımlığından veya kayın hısımlığından üst soy veya alt soyu, ikinci derece dahil kan (kardeĢler) veya kayın hısımlığından üst soy veya alt soyu, ikinci derecede dahil kayın (eĢin kardeĢleri) hısımları ve evlatlık bağı bulunanlar ile yakın iliĢki içerisinde olduğu kiĢilerin hayatı, beden bütünlüğü veya mal varlığı ağır ve ciddi bir tehlike içinde bulunması ve korunmalarının zorunlu olması halinde bu kiĢiler hakkında 5726 sayılı yasanın 3. ve 4. maddeleri gereğince tanık koruma tedbirleri uygulanır.

Suç mağduru olan çocukların korunması amacıyla CMK‟nın 236. maddesi gereğince, iĢlenen suçun etkisiyle psikolojisi bozulmuĢ çocuk veya mağdur, bu suça iliĢkin soruĢturma veya kovuĢturmada tanık olarak bir defa dinlenebilir. Yine mağdur çocukların veya iĢlenen suçun etkisiyle psikolojisi bozulmuĢ olan diğer mağdurun tanık olarak dinlenmesi sırasında psikoloji, psikiyatri, tıp veya eğitim alanında uzman bir kiĢi bulundurulur299

.

Eski Türk Ceza Yasası‟nda kaçırma, ırza geçme, ırza tasaddi suçlarında fail ve mağdurun evlenmesi, bir cezasızlık nedeniydi. Yeni Türk Ceza Yasası‟nda böyle bir hükme yer verilmemiĢtir. Bu nedenle, evlenme kovuĢturmaya engel değildir; kamu davasının düĢmesine ya da cezanın ortadan kaldırılmasına yol açmaz300

.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu‟nda, 1412 sayılı Ceza Muhakemesi Usul Kanunu (CMUK)‟nda ayrıntılı olarak düzenlenmeyen “beden muayenesi” bu

297

BALO, s. 96. 298 BALO, s. 96. 299 BALO, s. 96.

yasanın 75. maddesinde, Ģüpheli ve sanığın beden muayenesi ve vücudundan örnek alınması, 76. maddesinde ise diğer kiĢilerin beden muayenesi ve vücuttan örnek alınması baĢlıkları altında düzenlenmiĢtir. Mağdur üzerinde yapılacak beden muayenesi bu maddedeki düzenlemeler uyarınca yapılacaktır.

Çocuklara karĢı yapılan cinsel istismar eylemlerinin ortaya çıkarılmasında sorunlar olmuĢtur. Gizlice yapılan eylem konusunda bilgi almak/vermek çocuğa bağlıdır. Onun hiç veya yeterli bilgi vermemesi adli faaliyetleri de sıkıntıya sokacaktır. Doğrudan ve kendiliğinden bilgi verilmesi dıĢında tıbbi nedenle yapılan baĢvurular sırasında istismarın varlığını fark eden hekim ya da sağlık mensubu TCK 280. madde gereğince bu durumu bildirme zorunluluğu taĢımaktadır301

.

Suçun bildirilmesi zorunluluğu TCK 278. ve 179. maddelerde vatandaĢlar ve kamu görevlileri için de söz konusudur. Çocuğun, muayeneye sevki kurallarına uymamak, TCK madde 287 ve CMK 75–80. maddelere göre sorumluluğu gerektirecektir.

Benzer Belgeler