• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM IV: SONUÇ VE ÖNERĠLER

4.1. Sonuçlar

AraĢtırmadan elde edilen sonuçlar, bulgularla bağlantılı olarak, çocukların sosyo-demografik özellikleri ve grup odaklı sosyal hizmet müdahalesine iliĢkin sonuçlar olmak üzere iki ayrı baĢlık altında incelenmiĢtir.

4.1.1.Çocukların Sosyo-Demografik Özelliklerine ĠliĢkin Sonuçlar

AraĢtırmaya katılan çocuklar içerisinde en düĢük yaĢ 7, en yüksek yaĢ 11‟dir. En yoğun yaĢın 8 yaĢ olduğu görülmektedir.

AraĢtırmaya katılan çocukların 2‟si erkek, 4‟ü kız çocuktur.

AraĢtırmaya katılan çocukların tamamı ilk ve ortaokul çağındadır. Bu yaĢ aralığında olan çocuklar mecburi ilk ve ortaokul çağında olduğu için öğrenim görmeleri zorunludur. Bu nedenle araĢtırmaya katılan çocukların tamamı eğitime devam etmektedir. Aile içi Ģiddet ya da barınma nedeniyle Kadın Sığınmaevinde anneleri ile birlikte kalmaya baĢlayan çocukların eğitim süreçleri KuruluĢ meslek elemanları tarafından devam ettirilmektedir. Çocukların daha önce devam ettikleri okullardan kayıtları alınmakta ve can güvenliği riskinin olmadığına kanaat getirilen okullara kayıtları yapılmaktadır. Ancak bu süreçte çocuklar yeni okullarına gitmekte zorlanmakta ve uyum sorunları nedeniyle gitmeyi reddetmektedirler.

KuruluĢta kalma süresine göre katılımcılar değerlendirildiğinde; 5 çocuğun 1 yıldan fazla zamandır kuruluĢta kalığı görülmektedir. Bir çocuğun 6 ay ile 1 yıl arasında kuruluĢta kaldığı görülmektedir. Kadın Konukevlerinin Açılması ve ĠĢletilmesi Hakkında Yönetmelik (2013) gereği kuruluĢa kaydı yapılan kadınlar Ġlk Kabul Birimi‟ne kabul edildikleri tarihten itibaren altı aya kadar kuruluĢtan hizmet alabilmektedirler. Ancak, kadın ve çocuğun güçlenme süreci değerlendirilip, kadının bağımsız yaĢama geçiĢe hazır olmadığı kanaatine varıldığında süresi uzatılabilmektedir. Bu değerlendirme kuruluĢta görev yapmakta olan meslek elemanları tarafından yapılmaktadır (Kadın Konukevlerinin Açılması ve ĠĢletilmesi Hakkında Yönetmelik, 2013).

Grup odaklı sosyal hizmet uygulamasına katılan üyelerin psikiyatrik ilaç kullanmadığı görülmüĢtür.

Grup odaklı sosyal hizmet uygulamasına katılım gösteren üyelerin hiç birinin fiziksel bir engeli bulunmamaktadır.

Yapılan uygulama, kuruluĢ içerisinde birlikte yaĢayan, aynı okullara giden, sürekli birlikte zaman geçirmek durumunda olan çocuklarla gerçekleĢtirilmiĢtir. Bu durumun, grubun birlikteliğini arttıracağı gibi, birbirini sevmeyen üyeler açısından da sorun yaratabileceği düĢünülmüĢtür. Ancak oturumlarda böyle bir sorunla karĢılaĢılmamıĢ olup, birbirini sevmeyen çocukların herhangi bir direnç göstermediği gözlemlenmiĢtir.

Görece birbirleri ile daha yakın iliĢki kuran üyelerin, oturum düzeninde yan yana olmayı tercih ettiği, takım oyunu içeren etkinliklerde aynı takımda yer almak istedikleri gözlemlenmiĢtir. Bu konuda lider tarafından herhangi bir baskı ve yönlendirmede bulunulmamıĢtır. Bu tercihin grup sürecini olumsuz etkilemeyeceği kanısına varılmıĢtır. Kura yolu ile seçilen takımlaĢmalara da üyelerin uyum gösterdiği görülmüĢtür.

Duyguların paylaĢılması, grup odaklı sosyal hizmet uygulamasında son derece önemlidir. Üyelere en çok yardımcı olabilecek yolun, duyguların ifade edilebilmesi olduğu vurgulanmıĢtır. YaĢanılan durumlara iliĢkin duyguların dürüstçe ifade edilmesi oturumlarda pek çok kez vurgulanmıĢtır. Ancak üyelerin duyguları tanımadığı, çeĢitlendiremediği gözlemlenmiĢ olup, duygu kartları yolu ile üyelere yardımcı olunmuĢtur. Devam eden süreçte, üyeler tarafından duygular tanınmıĢ, duruma uygun duyguların üyeler tarafından ifade edilebildiği görülmüĢtür. Grup üyelerinin birbirlerine ve lidere olan güveni geliĢtikçe duyguların samimi bir Ģekilde ifade edilebildiği gözlemlenmiĢtir.

Grubun çekiciliği, gruba katılımda belirleyici bir etkendir. Özellikle etkinliklerin bol olduğu oturumlara katılımda artıĢlar olduğu gözlemlenmiĢtir.

Diğer üyelere göre daha aktif olan üyeler, gruba yardımcı olduklarını gördükçe, gruptan daha fazla yarar sağlamıĢlardır. Grup sürecini de olumlu etkileyen bu durum, diğer üyelerin de gruba aktif olarak katılmasına olanak tanımıĢtır.

Yalom‟un da (2012) belirttiği üzere, kendini açma grubun tedavi edici sürecinde son derece önemlidir. Yapılan uygulamada, kendini açabilme konusunda üyeler arasında farklılıklar olduğu gözlemlenmiĢtir. Süreç içerisinde, diğer üyelerden de cesaret alarak üyelerin kendini açabildiği görülmüĢtür. Ancak grup süresinin kısa ve sınırlı olmasının ve çekingen, utangaç kiĢilik özelliğine sahip olan üyelerin olması, kendini açmada olumsuz etkenlerden olmuĢtur. Kendini açmak ile ilgili sorun yaĢayan üyelerin gruptan yarar sağlayamadığı düĢünülmemektedir. Söz konusu üyelerin, gruba katılım sağlaması ve suskun olsa bile bu katılımlarını sürdürmesi lider için önemli bir veri olmuĢtur.

Grup odaklı sosyal hizmet uygulaması yedi oturum Ģeklinde sürdürülmüĢtür ve üyelerin tamamı bütün oturumlara katılım sağlamıĢtır. Bu durum liderin motivasyonunu arttırıcı bir etken olmuĢtur. Üyelerin gruba katılımda arzulu olması da gruptan yarar sağlayabildiklerini göstermiĢtir.

Grupta öğrenilen yeni davranıĢların, oturumlarda deneyimlenmiĢ olması önemlidir. Grup dıĢı, kuruluĢ yaĢantılarına da bu davranıĢları yansıttıkları öğrenilen ve gözlemlenen üyelerin değiĢimi sürdürebildiği düĢünülmüĢtür. DavranıĢların değiĢtirilebilmesi zor, uzun ve aĢamalı bir süreçtir. Yedi oturum sonunda bütün olumsuz davranıĢların son bulması beklenen hedeflerden biri olmamıĢtır. Özellikle, sağlıklı arkadaĢ iliĢkilerinin kurulması ve toplu yaĢama kuralları ile ilgili hedeflere ulaĢılabilmesi beklenmiĢtir. Oturumlar sonunda öfke kontrolü becerisinin oluĢturulması ve geliĢtirilmesi sayesinde bu hedefe ulaĢılabildiği görülmüĢtür. Grup üyelerinin yaĢlarından dolayı, grup hedeflerini anlamada ve bu yönde geliĢim sağlamada zorluk yaĢayabileceği düĢünülmüĢtür. Ġçinde bulundukları yaĢa uygun olarak konular ve hedefler anlatılmaya çalıĢılmıĢ olsa da üyelerde bazı kaygıların yaĢandığı gözlemlenmiĢtir. Bireysel olarak; eğlenmeyi ve az da olsa öğrenmeyi hedefleyen üyelerin zaman zaman belirsizlik yaĢadığı, grubun hedeflerinden kopma yaĢadığı görülmüĢtür. Bu nedenle oturumda iĢlenecek konunun tekrarlanmasına ihtiyaç duyulmuĢ ve sıklıkla oturumun konusu ve hedefleri açıklığa kavuĢturulmuĢtur.

Alaycı tavırlar, olumsuz eleĢtiriler ve yargılamalar üyelerin kendini açabilmesi ve doğru bir Ģekilde ifade edebilmesinin önünde engeldir. Ancak grup oturumlarında böyle bir durum ile karĢılaĢılmamıĢtır. Birkaç kez “-malı, -meli” Ģeklinde ifadelerde bulunan üyeler lider tarafından uyarılmıĢtır. Devam eden süreçte bu konu hakkında herhangi bir sorunla karĢılaĢılmamıĢtır.

Üyeler, her ne kadar uzun zamandır birlikte yaĢıyor ve tanıĢıyor olsa da grup odaklı sosyal hizmet uygulaması yolu ile aĢamalı bir Ģekilde kenetlendikleri gözlemlenmiĢtir. Ġlk oturumlar ile karĢılaĢtırıldığında yeni, yakın ve daha sağlıklı bir iliĢkinin oluĢturulmaya baĢlandığı görülmüĢtür.

Benzer Belgeler