• Sonuç bulunamadı

En yüksek ortalama göğüs çapına ve ortalama boya sahip yabani kiraz bireylerinin güney bakıda (güneşli bakıda) ve 750-1000 metreler arasında bulunduğu tespit edilmiştir. Bu durum çalışma alanı içerisinde yabani kiraz bireylerinin güneşli bakılarda daha iyi gelişim gösterdiği kanaatini oluşturmaktadır.

Çalışma alanı içerisinde yabani kiraz bireylerinin bulunduğu meşcerelerin neredeyse tamamının tek tabakalı bir yapıya sahip olduğu, bazı bireylerin ana tepe tabakasının kısmen üstüne çıktığı ve bazılarının da hemen hakim tepe yapısının altında kaldığı fakat genel yapı itibariyle ışık ağacı ve öncü tür olması nedeniyle de tek tabakalı kuruluş yapısı gösterdiği tespit edilmiştir. Çalışma alanında yabani kiraz bireylerinin tamamının tepelerinin diğer ağaç türleri ile yan yana veya az çok aynı seviyededir, yani kademeli veya basamaklı bir durum söz konusu olmayıp bir tabakalı (yatay karışım, tepe karışımı) karışım görülmektedir. Yabani kiraz gerek öncü ve gerekse de ışık ihtiyacı yüksek bir ağaç türü olması nedeniyle meşcerede karışıma yeterli oranlarda girmemekte, küme veya münferit halde meşcere içerisinde serpili vaziyette bulunmaktadır. Yabani kiraz bireylerinin mekansal dağılışlarına ve kapladıkları alanların büyüklüklerine göre ve şekillerine göre en fazla oranda “Gövde veya Münferit Karışım” göstermekle beraber azda olsa “Küme Karışımı” gösterdiği alanlar da bulunmaktadır. Çalışma alanı içerisinde yabani kirazın küme karışımı gösterdiği alanlar (Kökez, Elmalık, Sarıçam serisi ormanları) az sayıda olup çok değerlidir. Bunun içindir ki böyle alanların koruma altına alınıp takip edilmesi gerekmektedir.

Işıklı kapalılığa (1 kapalılık derecesine) ve gevşek kapalılığa (2 kapalılık derecesi) sahip meşcerelerde bireylerin daha fazla miktarda bulunması yabani kirazın tipik bir ışık ağacı olması ve gölgeye dayanıklı ağaçlarla rekabet edemediğinden kaynaklanmaktadır. Çalışma alanında yabani kiraz bireylerinin en fazla oranda 500-1500 metreler arasında “dağ ormanı basamağında” yer aldığı ve tümünün ağaç formunda olduğu belirlenmiştir. Çalışma alanında yabani kirazın ışık isteklerine göre karışım yaptığı türlere bakılırsa en fazla oranda kendi türüyle olmak üzere (gövde veya münferit karışım) sırasıyla gölge ağaçlarıyla, yarı gölge, yarı ışık ve ışık ağaçlarıyla da karışım yapmaktadır. Karışım

68

türleri bakılara göre değerlendirildiğinde tüm bakılarda en fazla oranda kendi türüyle karışım yaptığı, ikinci olarak gölge ağaçlarıyla (kayın ve göknar) karışım yaptığı belirlenmiştir. Bu da kayın ve göknar için yetişme ortamı koşullarının yabani kirazında tercih ettiği koşullar olduğuna işaret etmektedir. Çalışma alanında bulunan yabani kiraz bireylerinin yükselti arttıkça gölge ağaçlarıyla (özellikle göknar) olan karışım oranı artarken, yarı ışık ağaçlarıyla (meşe, karaçam vb.) olan karışım tür oranının ise azalma gösterdiği tespit edilmiştir.

Işık ağacı olan yabani kirazın rekabetten kaçması ve doğal dal budanmasının zayıf olması nedeniyle elit ağaçlar belirlenerek kaliteye yönelik budama yapılmalı ve yabani kirazın tepe çatısına baskı yapan türler birey bazlı (tek ağaç) silvikültürel müdahaleler ile sahadan uzaklaştırılmalıdır. Bu tip müdahaleler yabani kiraz habitatının gelişmesine olumlu katkılar sağlayacaktır.

Yabani kiraz çalışma alanı içerisinde bütün bakılarda bulunmasına rağmen en fazla oranda kuzey bakıda bulunmaktadır. Çalışma alanı içerisinde gölgeli bakılar (kuzey ve doğu) daha serin, güneşli bakılar ise (güney ve batı) daha sıcaktır. Yıllık ortalamaya bakıldığında Bolu yöresinde hâkim rüzgâr yönü güney-güneybatı istikametinde olup bu rüzgarlar kurutucu etki yapmasına rağmen çalışma alanına yaz aylarında batıdan gelen depresyon yağışları ile yağış getiren nem oranı yüksek kuzeybatı rüzgarları ve Bolu’da 1000-1300 metre arasında görülen sis kuşağı, yabani kiraz bireylerinin güney bakıda da bulunmasına ve yüksek çap artımına olanak sağladığı düşünülmektedir. Bu bulgular ışık isteği kadar ve hatta daha fazla oranda toprak neminin yabani kirazın yetişmesinde etkili olduğuna işaret etmektedir.

Çalışma alanında yabani kiraz bireyleri her eğim grubunda bulunmakla beraber en fazla eğimli arazi sınıfında (%3-36) bulunmaktadır. Yamaç durumuna göre incelendiğinde çalışma alanında en fazla orta yamaçlarda daha sonra alt yamaçlarda bulunduğu görülmüştür.

Çalışma alanı uzun yıllar ortalama sıcaklık değerleri 6,1°C – 11°C, ortalama yıllık yağış miktarlarının 504,8 mm ile 944,5 mm arasında değiştiği görülmektedir. Vejetasyon dönemini kapsayan beş aylık dönemde çalışma alanına ortalama 197,7 mm- 380,9 mm arasında yağış düşmektedir. Yağışların ortalama %48’i ilkbahar ve yaz aylarında düşmekte olup nemli bir iklim söz konusudur. Ayrıca Mayr’in orman zonlarına göre ayrıma tabi tutulduğunda çalışma alanı içerisinde yabani kirazın Castanetum’un soğuk

69

kısmından başlayarak Abietum kuşağının soğuk yarısına kadar bulunduğu belirlenmiştir. Yağışlar ve sıcaklık, denizden yüksekliğe göre değiştiğinden bu faktörler ekolojik açıdan büyük önem taşımaktadır. Denizden yükseldikçe sıcaklığın azalması ve yağışların bir dereceye kadar artması toprak özelliklerine (bitki besin elementleri, organik madde, toprak reaksiyonu vb.) etki etmekle beraber türün yayılışını kısıtlamaktadır. Bu nedenledir ki çalışma alanında 1500 metrenin üzerinde bitki besin elementleri (N, P, K) ve organik madde seviyelerinin 0-10 cm ve 10-20 cm derinlik kademelerinde azalma eğilimi göstermesi nedeniyle 1640 metrenin üzerinde yabani kiraz bireylerine rastlanılmamasını buna bağlı olduğu düşünülebilir.

Çalışma alanında bakı ve yükselti basamaklarına göre açılan toprak çukurlarından alınan örneklere göre anakaya tespitleri yapılmıştır. Bu tespitlere göre yabani kiraz bireylerinin bulundukları alanlarda kireçtaşı, kuvarsit ve tüf tipi ana kayaya rastlanmıştır. Çalışma alanı içerisinde bulunan yabani kiraz bireylerinin en fazla oranda kuvarsit ana kaya üzerinde bulunduğu belirlenmiştir.

Çalışma alanı içerisinde yabani kiraz bireyleri mutlak toprak derinliği bakımından hem sığ (0-30 cm) hem de orta derin (30-100 cm) topraklar bulunmasına rağmen, daha çok orta derin topraklar üzerinde bulunduğu belirlenmiştir. Fizyolojik toprak derinliği açısından da hem sığ (0-50 cm) hem de orta derin (50-120 cm) topraklar üzerinde bulunmasına rağmen en fazla oranda orta derin topraklar üzerinde bulunduğu belirlenmiştir.

Çalışma alanı toprak reaksiyonu değerleri orta dereceli asit (pH=5,3) ile alkalen (pH=8,2) değerleri arasında değişmektedir. Toprak reaksiyonu açısından yabani kiraz bireylerinin en fazla oranda zayıf asit karakterde topraklar üzerinde bulunduğu tespit edilmiştir. Çalışma alanı yabani kiraz bireylerinin alınan toprak örneklerine (0-10 cm ve 10-20 cm) göre en fazla oranda kumlu ve balçık topraklar üzerinde bulunduğu görülmüştür. Bu durum yabani kirazın orta derecede kil miktarına sahip, fiziksel ve kimyasal özellikleri bitkinin gelişimi için ideal, toprak besin maddesince zengin, yüksek su tutma kapasitesine sahip balçık topraklarda bulunabildiği gibi bitki besin maddelerince daha fakir iyi drenaj ve havalanma koşullarına sahip sıcak ve kurak topraklar üzerinde de yetişebildiğini göstermektedir.

Batı Karadeniz Bölgesi’nde farklı bakı ve yükseltilerde münferit ve küme karışımı halinde bulunan yabani kiraz geçmişte sadece meyveleri ve yakacak odun potansiyeli

70

nedeniyle düşünülmüş ve ülkemizde odunu bakımından değeri anlaşılamamış ağaç türlerimizden birisi olmuştur. Değerli yapraklı ağaç türleri ekolojik, ekonomik ve sosyal değerleri artırmak için bizlere seçenekler sunar ve çok amaçlı ormancılığa katkıda bulunur. Bu nedenledir ki son yıllarda yabani kiraz hakkında yapılan çalışmaların artması ve yabani kirazın kültürel, çevresel, ekonomik ve biyolojik önemi hakkında farkındalığın artması neticesinde üzerinde önemle durulması gereken değerli türlerimizden biridir. Yabani kirazın değerli olan odunu için özellikle Avrupa’da yoğun bir ilgi olmasına rağmen ülkemizdeki ilgi ve farkındalık düzeyinin yeterli olmadığı düşünülmektedir. Uzun yıllar, odunu sadece yakacak ihtiyacı için düşünülmüş olan yabani kiraz bireylerinin biyolojik, ekolojik ve ekonomik önemi, özellikle orman köylülerine ve uygulamada ki birimlere iyi anlatılarak, bu değerli ağaç türünün koruma seviyesinin üst düzeyde tutulması gereklidir. Işık isteğinin yüksek olması ve kısa sürede çap ve boy artımı yapmaları nedeniyle önümüzde ki yıllarda ülkemizde de yabani kiraza olan ilginin artacağı düşünülmektedir. Bu nedenledir ki bu ağaç türümüzle ilgili çalışmaların artan bir şekilde sürdürülmesi Türkiye ormancılığı açısından olumlu olacaktır.

Bütün bunlara ek olarak değerli türlerin çeşitliliklerine, özel özelliklerine ve estetik özelliklerine göre ormanların ve peyzajın çekiciliğini de arttırmaktadır. Değerli geniş yapraklı ormanlar, bazıları tehlike altındaki birçok bitki, böcek, mantar ve hayvan için önemli habitatlar oluşturabilmektedirler. Ayrıca bu türümüz özellikle küme karışımı yaptığı yerlerde özellikle korunup genetik çeşitliliği araştırılmalıdır.

Ayrıca önümüzdeki dönemde iklim değişiminin etkilerine bağlı olarak iklim değişiminin değerli türler üzerindeki etkileri ve değerli ağaç türlerimizin dağılımını nasıl etkileyeceği ile değerli ağaç türlerimizi yetiştirmenin temelleri üzerine yeni projelerin yapılması önem arz etmektedir.

Avrupa’da yabani kirazın odun dışı kullanımları özellikle ilaç, yiyecek, içecek vb. kullanımları önem arz ederken, ülkemizde de yabani kirazın odunu dışında katma değer üretecek ve gelir getirici ürün yelpazesini geliştirilmesine yönelik piyasaya araştırmaların yapılması ülkemiz açısından çok önemli bir husustur.

Orman işletme şefliklerinde uygulama yapılırken yabani kirazın lehine silvikültürel müdahaleler yapılması yabani kirazın habitatının gelişmesine olumlu katkılar sağlayacaktır. Amenajman Planlarının yapımı aşamasında meşcere içerisinde serpili durumda bulunan, karışıma giren fakat miktarca az olan değerli yapraklı türlerin (yabani

71

kiraz, üvez, karaağaç vb.) diğer yapraklı tür başlığı altında verilmeyip, özet olarak bu ağaçlardan envanter karnelerinde bahsedilmesi ve amenajman planları bölme tanıtım kısımlarında uygulayıcıya müdahaleler esnasında bu türlere silvikültürel öncelikler sağlanması hususunda açıklayıcı bilgiler verilmesi hem değerli türlerin sayılarının artmasına hem de bu konuda çalışan akademisyenlere, araştırmacılara ve uygulayıcılara kolaylık sağlayacaktır.

72

Benzer Belgeler