• Sonuç bulunamadı

Bu tez çalışmasında; Türkiye Genelinde ve Özellikle Düzce İlinde, kamu ve özel sektör bazında ekonomiye katkısı bakımından en büyük piyasa hacmine sahip inşaat sektörünün temel taşlarından biri olan maliyet üzerinde araştırmalarda bulunduk. Yapmış olduğumuz bu araştırmalarda, Düzce İl Özel İdaresi bünyesinde projeleri, maliyetleri ve ihaleleri yapılan çeşitli kamu kurumlarına ait iş dosyalarını inceledik. İncelememizde Türkiye'de kamu kurumlarında en yaygın keşif hesaplama yöntemi olan Birim Fiyat Yöntemi ile hem kamu hem de özel sektörde henüz proje başlamadan, yatırım fikrine ışık tutacak, bütçe planlamasına katkı sağlayacak Birim Alan Maliyet Yöntemi arasında kıyaslamalarda bulunmak amaçlandı. Bu amaç kapsamında çeşitli proje alanı büyüklüklerine ve tiplere sahip, yapı sınıfı ve grupları bakımından aynı ve farklı proje verilerinden yararlanıldı. Elde edilen veriler sentezlendi ve sonuçlara ışık tutacak bir hale getirildi. İhale dosyasında hazır olan BFY maliyeti ile toplam alanını projeden elde ettiğimiz ve yapı yaklaşık birim maliyeti adı verilen birim fiyatımız ile çarpılarak BAMY maliyetimiz elde edildi. Maliyetlerimiz arasında sapma oranları irdelendi, devam eden işlerde ihale bedeli, tamamlanan ve ikmal tamamlanan işlerde kesin hesap bedeli baz alınarak sonuçlara ulaşıldı. Bu maliyetlerin yanı sıra inşaat imalatlarında en çok kullanılan pozlar olan demir, beton ve betonarme kalıbı birim fiyatları yıllara göre artışları gösterildi. Örnek projelerimiz içerisinde bu dört adet pozun maliyete etkileri yüzdelik olarak hesaplandı. Yapı yaklaşık birim maliyeti tebliğinde, çalışmamız içerisinde sınıf ve grupları kullanılan verilerin yıllara göre fiyat artışları gözlemlendi.

Örnek projelerimize ait verilerde gösterildiği gibi, kıyaslamaya tabi tuttuğumuz her iki yöntem de doğruluk anlamında yeterli verimliliğe sahip değildir. BFY projelerin çoğunda ihale bedellerinden yüksek çıkmaktadır. Yüksek fiyatlara sahip olması yanlış olduğunu göstermekten ziyade, %25 müteahhit ve genel gider karları uygulanan fiyatlarda bu sonucun normal olduğu düşünülmelidir. Yüzdelik anlamda ana maliyet giderlerinin üzerine eklenen genel gider ve müteahhit karı oranlarını aşan farklılıklar gözlemlenmektedir. BAMY uygulamasında ise diğer yöntemin aksine bütçe planlamasında açık verecek derecelerde eksi oranda sapmalar mevcuttur. Yöntemin temel mantığı avan proje aşamasında tahmini bir sonuç elde etmek olsa da , aynı sınıf ve grup

içerisinde bir sağlık ocağı projesi ile marina inşaatı projesinin alan bazlı olarak aynı yöntem ile maliyetinin hesaplanması sonucun gerçekçiliğinden uzak kalmasına sebep olmaktadır.

Ülkemizdeki birim fiyatların tam olarak gerçek değerlerinin belirlenememesi yüklenicileri maddi risklere karşı olumsuz etkilemektedir. Bu olumsuz etkilerin sonucunda örneklerde ve geçmiş araştırmalarda gösterildiği gibi kamu kullanımı için yapılmak istenen hizmetler aksaklığa uğramaktadır.

Ülkemizde sürekli karşılaştığımız yüksek enflasyon riski inşaat sektöründe üreticiler ve yükleniciler nezdinde bir ticari güvence ihtiyacı oluşturur. Bunun sonucunda da piyasa bazlı olarak güncel birim fiyatlarda artış olduğu gözlenebilir. Enflasyon beklentisi özel sektörde yeni fiyat artışları oluşturmaktadır. Her yıl çeşitli kurumlar tarafından yayımlanan birim fiyat cetvelleri bir artışa göre hazırlanmış olsa da gerçek piyasa değerlerini karşılamamaktadır. Sonuç olarak hazırlanan fiyat cetvelleri piyasa beklentilerini karşılamaz ve ülke gerçeklerini yansıtmış olamaz. Ülkemizde yapı yaklaşık maliyeti tahmininde kullanılan T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İlbank A.Ş, KGM ve DSİ gibi Kurumlara ait BFY'ne uygun birim fiyat cetvelleri ve BAMY’ne uygun yapı yaklaşık birim maliyetlerinin gerçekliğinin güncellenmesi gerekmektedir. Tahmini maliyetler ve reel maliyetler arasında dengeli bir sonuç çıkarılabilmesi için en çok tercih edilen olan bu mevcut yöntemlerin geliştirilmesinin gerekli olduğu kanaatine varılmıştır. Yapılacak olan tüm bu çalışmalar sektörün Devlet ve firmalar ayağında kesinlikle olumlu bir cevap bulacaktır. Bu çalışmaların genişletilmiş ve sonuca ulaştırılmış olması; ülke ekonomisine, planlamalarımıza, gelecek yatırımlarımıza her anlamda olumlu bir katkı sağlayacaktır.

Bu olumlu katkıyı sağlayabilmek için gerçeklik oranı yeterli olmayan tahmin yöntemleri yerine sektörün kalbi olan piyasadan fiyat teklifi alarak daha idealist düşünmek gerekmektedir. Mevcut yöntemlerimizi geliştirmek adına yapı sınıf ve gruplarımızı net tanımlar ile genişletmek gerekmektedir. Bu yöntem içerisinde güncel fiyat amacıyla çalışabilmek için; kamu ve özel sektörde yapımı tamamlanan ve kesin hesabı yapılmış tüm işlerin proje bilgileri, detay bilgileri, maliyetleri belirli bir veri tabanında her yüklenici ve kurum tarafından interaktif bir yapı ile sisteme yüklenmesi gerekmektedir. İşin uzmanı olan akademisyenler ve mühendisler tarafından bu yapı içerisinde toplanan verilerle daha güncel, gerçeğe yakın, kamu faaliyetlerinde planlamaya katkı sağlayacak bir yöntem hayata geçirilmiş olacaktır.

Devletin planlama aşamasından ziyade, projesi belirlenmiş ve metraj kullanarak hazırlanacak olan programlama aşamasında kullanacağımız BFY maliyet hesapları için sunmuş olduğu diğer yaklaşık maliyet hesaplama yöntemleri gözardı edilmemelidir. Çünkü Nisan-Mayıs aylarında ocak ayının ilk günü baz alarak yayınlanan birim fiyatlar yılın sonlarına gelindikçe gerçeklikten daha da uzaklaşmaktadır. Bu problemlerin önüne geçebilmek için her ay yayınlanan Tüketici Fiyat Endeksi katsayılardan yararlanmakta fayda vardır. Bu yöntemin yetersiz olduğu, piyasa fiyatlarının daha hareketli olduğu dönemlerde piyasadan teklif alma(proforma fatura) yöntemini değerlendirmek uygun olacaktır. Çünkü kamuda yapılacak ihalelerin yaklaşık maliyet üzerinde teklif vb. nedenlerle iptal edilmesi, gerçekleşmemiş bir proje ve ihale süreci için de bir maliyet olduğunu akıldan çıkarmamak gerekmektedir.

Benzer Belgeler