• Sonuç bulunamadı

Kamu malları teorilerinin değerlendirilmeye çalışıldığı bu çalışmada yanıtlanmamış birçok soru kalmış gibi görünmektedir. Kamu malı deyince ne anlaşılması gerekir? Bunlar eğer kamu hizmetleri ise kamu hizmetlerini özel kesimin sunduğu hizmetlerden ayırt etmek için elimizde herhangi bir ölçüt var mıdır? Çalışmanın ilk bölümünde yanıt aradığımız bu soruların doyurucu bir yanıtı olmadığını, kamu malı tanımının farklı okullarca farklı biçimlerde tanımlanması bir yana, tanımların birçok belirsizliği, karmaşayı ve tutarsızlığı içerdiğini ve buradan devlet sunumu için bir sonuç çıkarılamayacağını göstermeye çalıştık. Bu durumda gündeme gelmesi gereken ikinci soru “öyleyse kamu malları teorisinin amaçları nelerdir” sorusu olmalıydı. Bu konuda anaakım kamu malları kuramcılarının kendi ortaya koydukları nedenler üzerinden üç başlık altında bir sınıflandırma yaparak bu kuramların açıklamayı amaçladıkları konulardaki yanıtlarını ortaya koymaya çalıştık. Bunlar, kamu mallarının optimal üretim düzeyleri, piyasa başarısızlığı ve kamusal karar süreçleridir.

Kamu mallarının optimum üretim düzeylerinin belirlenmesi için Samuelson (1954)’ün geliştirdiği ve hâlâ kullanılan koşul, kamu mallarında tercihlerin açıklandığı şeklinde kamu malı tanımıyla çelişen bir varsayımdan yola çıkılarak oluşturulmuş bir denklem ortaya koyduğundan, daha en baştan bir tutarsızlık taşımaktadır. Formülü olan ama çözümü olmayan bu denklem, anaakım iktisatta hala çözülmeye çalışılmakta, çözümü sağlamak için de tercihlerin nasıl açıklanacağı ve bu sayede kamu mallarının gönüllü katkılarla finansmanı sorununun nasıl çözüleceği araştırılmaktadır. Kısacası, denklemin çözümü bulunamadığından etkin miktarda kamu malı sunumu ne olmalıdır sorusu da yanıtsız kalmaktadır.

Kamu malları en çok piyasa başarısızlığı olarak gündeme gelen bir konudur. Yukarıda bahsettiğimiz denklemin çözümsüzlüğü, tüketiminde rekabetin olmadığı ve dışta tutulamayan mallarda fiyat sisteminin işlememesinden kaynaklanmaktadır. Birinci bölümde bu özelliklerin kamu malının ayırt edici özelliği olmadığını ve iki özelliği birden taşıyan bir kamu malı olmadığını gösterdiğimizden piyasa başarısızlığı konusu yalnızca bazı özellikleri taşıyan mal veya hizmetlerde fiyatlama sorunuyla ilgili gibi görünmektedir. Üstelik teoride bu özelliklerin bir piyasa başarısızlığı olduğu iddia edilmesine rağmen buradan devletin bu malları sunmasına ilişkin bir

sonuç çıkarılmaması gerektiği (Musgrave hariç) ısrarla vurgulanmaktadır. Öyleyse geleneksel kamu hizmetlerinin piyasa başarısızlığına yol açıp açmadığı ve bu durumda devletin bu durumu düzeltip düzeltemeyeceği sorusunun cevabı da açık değildir.

Üçüncü soru, kamu mallarında piyasa dışı bir karar mekanizmasının nasıl oluştuğu ve ne olması gerektiğine ilişkindir. Bu konuda yapılan çalışmalardan çıkarılabilecek en temel sonuçlar, kamusal kararların alınmasında uygun bir çoğunluk yönteminin olmaması, kamu mallarının miktarının belirlenmesi, sunumu ve finansmanında devletin yarattığı etkinsizlikler ve bedavacılık sorununun çözülememiş olmasıdır denilebilir.

Bütün bu sorular yanıtsız kaldığına veya yanıtları yeterince açık olmadığına göre anaakım literatürde yer alan teorilerin dayanakları ve özüne ilişkin bir tartışma yürütmenin gerekli olduğu açıktır. Her ne kadar anaakım içerisindeki okulların konuya yaklaşımları ve yöntemleri birbirinden farklı olsa da bu yaklaşımların ortaklaştığı bazı temel noktalar da vardır. Bu temelleri ortaya koyduğumuzda belki de kamu malları teorisinin neden bu kadar cevapsız soruyu barındırdığı anlaşılabilir.

Kapitalist bir sistemde anaakım haline gelmiş bir teorinin, sistemin ihtiyaçlarından bağımsız bir çerçeve üretmemesi düşünülemez. Giriş kısmında da görüldüğü gibi geleneksel neoklasik teorinin Keynesyen yorumu, 1970’lere kadar genişleyen bir kamu kesiminin gerekçelerini oluşturmakta, 1980’lerden itibaren uygulanan serbestleştirme, kuralsızlaştırma ve özelleştirme politikaları kamu tercihi yazınından destek almakta, 1990’lara gelindiğinde ise tamamen serbestleştirilmiş ve küreselleştirilmiş piyasaların düzenlenme ihtiyacı, devlet dışı kurumların önemini vurgulayan yeni kurumsalcı iktisadı gündeme getirmekteydi. Anaakım iktisattaki bu farklılıklara rağmen hepsinin ortak noktası, kapitalist bir sistem için üretilecek bir teorinin vazgeçilmez öğeleri olan özel mülkiyetin önemi, metodolojik bireycilik (bencil, kendi çıkarı peşinde koşan homoeconomicus) ve serbest piyasa idealidir. Bu üç öğenin bir arada bulunduğu bir durum devlete gerek olmaksızın kapitalist bir sistemin doğal evrensel uyumunun gösterilmesine yaramaktadır.

Özel mülkiyet, kapitalist sistemin özünde yer alan bir konudur. Hobbes’cu doğal anarşi durumundan bireylerin birbirlerine ve birbirlerinin mallarına zarar vermemek için anlaşmalarına ve kendilerini bağlamalarına geçiş, mülkiyet haklarının kurulması için yapılmış bir tür anayasal sözleşme gibi görülmektedir. Bu hakların varlığı, gönüllü mübadelenin sağlanabilmesi için bir ön koşuldur. Bireylerin mübadeleye girişmesi, ancak piyasanın kendilerine adil bir şekilde dağıttığı kazançların sahiplenilebilmesiyle mümkündür. Samuelson’un modelinde kamu mallarının ortak tüketime konu olması ve kamu tercihinde bölünemezlik özelliğiyle anlatılan, aslında bunların

üzerinde özel mülkiyet hakkının kurulamamasıdır. Anayasal iktisat, kamu tercihi ve yeni kurumsalcı iktisatta bu konu özellikle vurgulanmakta, ortak malların ve kolektif tüketimin, kaynakların aşırı kullanımına ve etkinsizliğe nasıl yol açtığı gösterilmektedir. Bu noktada kamu mallarının sunumu için genellikle R. Coase’ın ortaya koyduğu işlem maliyetleri ve mülkiyet hakları konusundaki çalışmalar temel alınarak özel piyasa çözümleri araştırılmaktadır.

Mübadelenin, tarafların karşılıklı yarar sağladıkları bir süreç olması ve rekabetçi piyasaların her zaman dengeyi ve etkinliği sağlayacağı inancı, kapitalist bir ekonomide serbest piyasa savunusu için vazgeçilmezdir. Gerçek dışı varsayımlara dayalı, güç ilişkilerinden bağımsız, herkesin tam bilgiye ve eşit güce sahip olduğu piyasalarda kendi çıkarını maksimize eden üretici ve tüketicilerin dengeyi ve etkinliği sağlayacağı, anaakım teorilerin referans noktasını oluşturmaktadır. Mükemmel işleyen bu makinenin sırrı, üreticilerin kar, tüketicilerin fayda peşinde koşmaları ve piyasalara hiç bir müdahalenin olmamasıdır. Böylece iktisadi analizlerdeki referans noktası, devletin olmadığı bir ekonominin mükemmel işlediği konusundaki ideolojik bir tercihten başlamaktadır. Müdahaleci devleti savunduğu iddia edilen Musgrave’in yaklaşımında bile piyasalar başat bir role sahiptir, devlet ancak etkinlik durumundan bir sapma olduğunda piyasa dışı bir çözüm olarak gündeme gelmektedir. Avusturya ve Chicago okullarından beslenen kamu tercihi ve yeni kurumsalcı iktisat savunucuları için piyasalar neredeyse doğal bir düzeni temsil etmektedir. Değer yargısından bağımsız, pozitif bir kamu malları teorisi ortaya koyduğunu öne süren iktisatçıların analizlerinde piyasa konusundaki bu ideolojik tercih, objektiflik maskesi altına gizlenmektedir. Kamu malları alanında devlete gerek olmadan piyasanın sağlayacağı müşevvikler sayesinde piyasa fiyatlarına dayalı bir çözümün nasıl mümkün olacağı gösterilmeye çalışılmaktadır.

Kendi çıkarını kollayan, bencil ve rasyonel birey, anaakım iktisat teorisinin dayandığı en önemli varsayımlardan birisidir33. Bireylerin her zaman

fayda maksimizasyonu peşinde koştuğu, faydasını değerlendirecek en iyi yargıcın kendisi olduğu, faydanın ise tüketilen mal ve hizmetlere bağlı olduğu bir sistem, rekabetçi kapitalist sistemin etkinliğini ve verimliliğini sağlamaktadır. Adam Smith’in kendi çıkarı peşinde koşan bireyin toplumsal refahı artıran sanki “görünmez bir el” tarafından yönlendirildiği konusundaki yaklaşımı hala en geçerli anlayıştır. Kamu malları teorisinde bireylerin

33Günümüzde deneysel iktisat ve bazı yeni kurumsalcı iktisat yazarları bireylerin tam

bilgiye sahip olmadıkları ve sınırlı bir rasyonelliğe sahip oldukları varsayımını yapmaktadır (Menard ve Shirley, 2005). Fakat bu durum henüz anaakım iktisatta yeterince yer bulmamıştır.

tercihlerini açıklamaması, bedavacılık yapmaları ve kamu mallarının finansmanına katkıda bulunmaktan kaçınmalarının temel nedeni bencil, rasyonel ve kişisel çıkarından başka bir şey düşünmeyen birey varsayımıdır.34

Bireyleri yönlendiren temel güdü daha çok tüketmek ve kendi çıkarını düşünmek olunca böyle bir sonucun çıkması doğaldır. Kamu tercihi yazınına dayanarak politikacı ve bürokratların da sadece kendi çıkarını düşünen bireyler olduğu temel modele eklenince, bedavacılık sorununun çözümünün devlet müdahalesi olamayacağı kanıtlanmış olmaktadır. Oysa, gerek gündelik yaşamımızda gerekse kamu malları deneylerinde bireylerin yalnızca kişisel çıkar güdüsüyle hareket etmediği gözlemlenen bir olgu olmuştur. Buna rağmen bireyin bu şekilde modellenmesinin bireyin ne olduğunu tarif etmekten çok ne olması gerektiğini ve kapitalist bir sistem için gerekli insan tipini ortaya koyduğunu iddia edebiliriz. Kamu malları deneylerinin aynı grupla tekrarlanması durumunda bireylerin bedavacılık davranışını öğrenmesi ve iktisat öğrencilerinin35 daha çok bedavacılık eğiliminde olduğu şeklinde ortaya

çıkan sonuçlar, bunun öğrenilen bir davranış olduğu şeklinde yorumlanmakta ve iddiamızı desteklemektedir.

Kamu malları teorisi ister normatif refah iktisadına dayansın, ister değer yargısından bağımsız pür bilim yaptığını iddia eden iktisatçıların pozitif analizine dayansın piyasaların üstünlüğü, bireyin bencilliği ve özel mülkiyetin vazgeçilmezliği konusundaki ön kabullerden yola çıkılmaktadır. Durum böyle olunca devlet ya piyasanın aksaklıklarını düzelten bir aletler bütünü, ya Leviathan, ya da işlem maliyetlerini azaltan bir tür kulüp (Mueller, 2003: 40) olarak karşımıza çıkmaktadır. Ne yazık ki kamu ekonomisi kitaplarında veya kamu mallarıyla ilgili makalelerde devletin ne olduğuna ve nasıl kurgulandığına ilişkin bir tartışma yer almamaktadır. Araştırma biraz derinleştirilip bu alana katkıda bulunan yazarların referanslarına bakıldığında, toplumsal sözleşme çerçevesinde kurgulanmış, evrensel ve soyut bir devlet anlayışına sahip oldukları görülmektedir. Tarihten, güç ilişkilerinden, sınıf çatışmalarından ve kurumsal yapılardan soyutlanmış böyle bir devlet anlayışının kapitalist bir ekonomide bazı hizmetleri neden devletin sunduğunu, malların kamusallığını sağlayan şeyin ne olduğunu, kamusal olarak üretilen hizmetlerin değişik coğrafyalarda ve tarih içinde neden farklılaştığını açıklaması beklenemez (Kayıran, 2008: 657). Örneğin Margolis’in bundan yaklaşık 60 yıl önce ifade ettiği gibi bölünebilir olduğu için tamamen özel mal

34Kamu malları teorisinde kişisel çıkar konusunun analizi için bkz. Pickhardt (2005). 35İlk olarak Marvel ve Ames(1981) iktisat lisansüstü öğrencilerinin diğer öğrenci

gruplarına göre daha fazla bedavacılık yaptıklarını göstermiş, daha sonra bu konuda çok sayıda deney yapılarak benzer sonuçlara ulaşılmıştır.

niteliği gösterdiği iddia edilen eğitimin kamusal olarak sunulmasının nedeninin, “mülksüz sınıfların politik güç mücadelesinin bir sonucu” olması (Margolis, 1955: 348) veya sanayileşmenin gerektirdiği nitelikli işgücünün maliyetinin sosyalleştirilmesi olduğu düşünülemez mi? İktisat teorisi, iktisadi ve siyasi gücü, sınıf çatışmalarını ve kapitalist sistemin işleyiş dinamiklerini dikkate almadığı ve tarihsel bir perspektifle bir devlet tartışması yapmaktan kaçındığı sürece bazı soruları yanıtsız bırakmaya devam edecektir.

Görüldüğü gibi anaakım kamu malları teorisi objektif ve bilimsel bir analiz yaptığı iddiasında bulunduğu halde liberal iktisadın varsayımlarını, kavramlarını ve analiz araçlarını kullanarak ideolojik bir tercih yapmış olmaktadır. Bu açıdan bakıldığında kamu malları teorisinin, bencil ve kendi çıkarı peşinde koşan bireylerden yola çıkarak, piyasaları kutsayan, özel mülkiyetin vazgeçilmezliğini vurgulayan ve devlet tartışmasının üstünü örten kurgusuyla sistemin ihtiyaçlarına uygun teoriler ürettiği için başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Üstelik, ortaya konulduğu 1950’lerden günümüze dek kapitalizmin değişik dönemlerinde teorinin odak noktasının değiştirilerek güncellenmesi anlamında da önemli ölçüde başarılı olunmuştur. Bu süreçte refah devleti ortadan kalkmış, zaten saf kamu malı olarak görülmeyen eğitim, sağlık, yollar, köprüler,.., özel piyasalara devredilerek fiyatlandırılmış, iç güvenliğin özel güvenlik şirketlerine, hapishanelerin özel işletmelere, dış güvenliğin özel askeri şirketlere devredilme süreci başlamıştır. Fakat henüz savunma, adalet, iç güvenlik gibi hizmetlerin vergiler yerine fiyat benzeri gönüllü katkılarla finansmanı başarılmamıştır. Bu nedenle son zamanlarda üzerinde en çok çalışılan gönüllü katkılarla finansman konusunda önümüzdeki dönemde de çalışmaların yoğunlaşarak süreceğini, bu alanda çalışma yapanların Nobel iktisat ödüllerine aday olacağını söyleyebiliriz.

Kaynakça

Barr, Nicholas (1987), The Economics of the Welfare State, (California: Stanford University Press). Bergstrom, Theodore, Lawrence Blume ve Hal R. Varian (1986), “On the Private Provision of

Public Goods”, Journal of Public Economics, 29: 25-49.

Block, Walter (1983), “Public Goods and Externalities: The Case of Roads”, The Journal of Libertarian Studies, 11: 1-34.

Buchanan, James M. (1999a), Public Finance in Democratic Process, The Collected Works of ]ames M. Buchanan Cilt 4, (USA: Liberty Fund), (Orijinal baskı: Chapel Hill : University of North Carolina Press, 1967).

Buchanan, James M. (1999b), The Demand and Supply of Public Goods, The Collected Works of ]ames M. Buchanan Cilt 5, (USA: Liberty Fund), (Orijinal baskı: Chicago: Rand McNally, 1968).

Buchanan, James M. ve Gordon Tullock (1962), The Calculus of Consent, Ann Arbor: University of Michigan Press.

Coase, Ronald (1960), “The Problem of Social Cost”, Journal of Law and Economics, 3: 1-44. Colm, Gerhard (1956), “Comments on Samuelson's Theory of Public Finance”, The Review of

Economics and Statistics, 38(4): 408-412.

Cornes, Richard ve Sandler, Todd (1994), “Are Public Goods Myths?”, Journal of Theoretical Politics, 6(3): 369-385.

Demsetz, Harold (1970), “The Private Production of Public Goods”, Journal of Law and Economics, 13: 293-306.

Desai,Meghnad (2003), “Public Goods: A Historical Perspective” I. Kaul, P.Conceiçao, K.Goulven ve R.Mendoza (der.) Providing Global Public Goods: Managing Globalization içinde, (US: Oxford University Press): 63-77.

Downs, Anthony (1957), An Economic Theory of Democracy, (New York: Harper and Row). Göker, Zeliha (2008), “Kamusal Mallar Tanımında Farklı Görüşler”, Maliye Dergisi, Sayı:155: 108-

118.

Haque, M. S. (2001), “The Diminishing Publicness of Public Service under the Current Mode of Governance”, Public Administration Review, 61(1): 65-82.

Head, John G. (1974), Public Goods and Public Welfare, (Durham: Duke University Press). Hirshleifer, Jack (1983), “From Weakest-Link to Best-Shot: The Voluntary Provision of Public

Goods.” Public Choice 41, s.371-386.

Holcombe, Randall G. (1997), “A Theory of the Theory of Public Goods”, Review of Austrian Economics, 10(1): 1-22.

Hoppe, Hans-Hermann (1989), “Fallacies of the Public Goods Theory and the Production of Security”, The Journal of Libertarian Studies, 9 (1): 27-46.

Kaul, Inge. ve Ronald U. Mendoza (2003), “Advancing the Concept of Public Goods” I.Kaul, P.Conceiçao, K. Le Goulven ve R.U. Mendoza (der.) Providing Global Public Goods: Managing Globalization içinde, (US: Oxford University Press): 78-111.

Kayıran, Meltem (2008), “Kamu Maliyesi” F. Başkaya ve A. Ördek (ed) “Ekonomik Kurumlar ve Kavramlar Sözlüğü, Eleştirel Bir Giriş” içinde, (Ankara: Maki Basın Yayın): 651-658. Ledyard, John O.(1995), "Public Goods: A Survey of Experimental Research", John Kagel and

Alvin Roth, eds., Handbook of Experimental Economics.içinde, (Princeton: Princeton University Press): 111-194.

Malkin, Jesse ve Wildavsky, Aaron (1991), “Why the Traditional Distinction between Public and Private Goods Should be Abandoned?” Journal of Theoretical Politics, 3 (4): 355-78. Margolis, Julius (1955), “A Comment on the Pure Theory of Public Expenditure”. The Review of

Marvel, Gerald ve Ames, Ruth E. (1981) “Economists free ride, does anyone else?: Experiments on the provision of public goods, IV”, Journal of Public Economics, 15 (3): 295-310. McNutt, Paddy (2000), “Public Goods and Club Goods”, Bouckaert, B., G. De Geest (Eds),

Encyclopedia of Law and Economics, (Cheltenham: Edward Elgar Publishing), 1: 927- 951.

Marmolo, Elisabetta (1998), “A Constitutional Theory of Public Goods”, Journal of Economic Behaviour and Organization, 38: 27-42.

Menard, Claude ve Mary M. Shirley (2005), Handbook of New Institutional Economics, (Netherlands: Springer).

Mueller, Dennis. C. (1984), “Public Choice: A Survey”, Buchanan, J. M. ve R. D. Tollison (ed) (1984), The Theory of Public Choice II, içinde, (USA: The University of Michigan Press): 23-67.

Mueller, Dennis C. (2003), Public Choice III, (Cambridge: Cambridge University Press).

Musgrave, Richard A. (1959), The Theory of Public Finance, (New York: McGraw Hill Book Company).

Musgrave, Richard A. (1969), “Provision for Public Goods”, Margolis, J ve H. Guitton (ed), Public Economics, içinde, (H. London: Mac Millan): 124-145.

Niskanen, William A. (1971), Bureaucracy and Representative Government, (Chicago: Aldine- Atherton).

Olson, Mancur Jr. (1965), The Logic of Collective Action, (Cambridge, Mass: Harvard University Press).

Pickhardt, Michael (2005), “Some Remarks on Self-Interest, The Historical Schools and the Evolution of the Theory of Public Goods”, Journal of Economic Studies, 32 (3): 275-293. Pickhardt, Michael (2006), “Fifty Years After Samuelson’s ‘The Pure Theory of Public Expenditure’:

What Are We Left With?” Journal of History of Economic Thought, 28(4): 439-460. Samuelson, Paul A. (1954), “The Pure Theory of Public Expenditure”, The Review of Economics

and Statistics, 36(4): 387-389.

Samuelson, Paul A. (1955), “Diagrammatic Exposition of a Theory of Public Expenditure”, The Review of Economics and Statistics, 37(4): 350-356.

Samuelson , Paul A. (1969), “Pure Theory of Public Expenditure and Taxation”, Margolis, J ve H. Guitton (ed), Public Economics, içinde, (H. London: Mac Millan): 98-123.

Sandler, Todd ve John Tschirhart (1997), “Club Theory: Thirty Years Later”, Public Choice, 93: 335-355.

Sönmez, Sinan (1987), Kamu Ekonomisi Teorisi, Kamu Harcamalarında Etkinlik Arayışı, (Ankara: V Yayınları-Teori).

Stiglitz, Jozeph (1988), Economics of the Public Sector. Second Edition. (New York: W.W. Norton and Company).

Tiebout, Charles M. (1956), “A Pure Theory of Local Expenditures”, Journal of Political Economy, 64: 416-424.

Ver Eecke, Wilfried (1999), “Public Goods: An Ideal Concept”, Journal of Socio-Economics, 28 (2): 139-156.

Benzer Belgeler