• Sonuç bulunamadı

Bu çalışmada, İstanbul İli, Kartal İlçesi’nde devlete bağlı Kartal Esentepe Anaokulu’nda toplam 74 çocuğu kapsayan, Okul öncesi çağ çocuklar için aile katılımlı beslenme eğitim modeli geliştirilmiş ve çocukların beslenme bilgi ve davranışları üzerine etkisi incelenmiştir.

1. Çocukların %48.6’sı erkek, %51.4’ü kızdır. Yaş ortalamaları 64.2±6.4 yıl olarak bulunmuştur.

2. Çalışmaya katılan çocukların anne ve babalarının eğitim durumlarının, anne yaşlarının 34.7-35.5 yıl, baba yaşlarının 37.8-38.9 yıl aralığında olduğu belirlenmiştir.

3. Ailelerin genellikle 2 çocuğa sahip olduğu ve 4 kişilik bir aileden meydana geldiği saptanmıştır.

4. Annelerin beden kütle indeksi ortalamaları 25.2±3.9-24.4±4.0 kg/m2 aralığında, babaları beden kütle indekslerinin ise ortalama 27.2±2.5-27.9±3.8 kg/m2 aralığında olduğu bulunmuştur.

5. Aile Katılım Grubu’nda yer alan çocukların %75.0’i, EG’nda %50.0’ı, KG’unda %76.5’i herhangi bir egzersiz yapmamaktadır.

6. Ebeveynlerin ve çocukların egzersiz yapmama durumları birbirleri ile benzerlik göstermekte olduğu, AKG’unda annelerin %62.5, babaların %66.7’si, EG’unda annelerin %43.7’si, babaların %50.0, KG’unda annelerin %60.8’i babaların %66.2’si herhangi bir egzersiz yapmamaktadır.

7. Çocukların yaşa göre beden kütle indeksi değerlerinin persentillere göre dağılımı değerlendirildiğinde eğitim öncesi dönemde AKG’unda %29.2, EG’unda %43.7, KG’unda %35.3 sıklığında çocuğun kilolu ve obez sınıfına girdiği, eğitim sonrasında ise AKG’unda %25.0, EG’unda %31.3, KG’unda %35.3 olduğu saptanmıştır.

8. Çocukların yaşa göre ağırlık, yaşa göre boy ve yaşa göre beden kütle indeksi z- skorunun eğitim sonrasında ve öncesinde sıfır değere yakın olduğu belirlenmiştir.

9. Çocukların beslenme eğitimi öncesi ve sonrası karşılaştırıldığında AKG’unda ağırlığın arttığı (p=0.003); tüm gruplarda boyların uzadığı (p=0.0001), AKG’unda yaşa göre ağırlık (p=0.007) ve yaşa göre boyun azaldığı (p =0.013) saptanmıştır.

10. Çocukların %77.0’ı kendi yiyeceği miktara kendisinin karar verdiği, karara vermede annenin önemli rol oynadığı belirlenmiştir (%31.1).

11. Tüm gruplarda çocukların %82.4’ünün her zaman ve bazen yemek seçtiği tespit edilmiştir.

12. Tüm gruplarda anaokuluna başlamasıyla %54.1’inde beslenmesinde değişiklikler olduğu ve bu değişikliklerin %27.0’ında öğretmenlerin, %21.7’sinde yemekhane ve arkadaşların etkili olduğu bildirilmiştir.

13. Çocukların genel olarak öğün düzenlerinin olduğu, kahvaltı yapan ve akşam yemeği yiyen çocukların sıklığının %97.2, öğle öğünü yapan çocukların sıklığının ise %83.8 olduğu saptanmıştır.

14. Enerji ve makro besin ögesi alımları değerlendirildiğinde; eğitim öncesi ve sonrası gruplar arası karşılaştırmada farklılık saptanmadığı (p>0.05), eğitim öncesi ve sonrası için yapılan karşılaştırmada ise EG’nda enerji alımının (p=0.036) daha düşük olduğu, karbonhidrat alımının azaldığı (p=0.047), posa alımının azaldığı (p=0.023), AKG’nda ise enerjinin proteinden gelen yüzdesinin arttığı (p=0.006), KG’nda ise posa alımının azaldığı (p=0.009) saptanmıştır. 15. Çocukların enerji ve makro besin ögesi alımları Türkiye’ye Özgü Beslenme

Rehberi’nde yer alan önerilerle karşılaştırıldığında tüm gruplarda enerji ve posanın önerilerin altında olduğu, proteinin ise önerilerin üzerinde alındığı saptanmıştır.

16. Vitamin alımları değerlendirildiğinde, eğitim öncesi sonrası gruplar arası karşılaştırıldığında EG’nda yer alan çocukların D vitamini alımlarının diğer gruplardan yüksek olduğu (p=0.001), eğitim sonrasında gruplar arası karşılaştırmada farklılık saptanmadığı (p>0.05) belirlenmiştir. Eğitim öncesi ve sonrası için yapılan karşılaştırmada ise EG’nda D vitamini alımının azaldığı (p=0.030), AKG’nda ise B12 vitaminin alımının arttığı belirlenmiştir (p=0.013). Vitamin alımları Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberi’nde yer alan önerilerle karşılaştırıldığında D vitamini ve folatın önerilerin altında alındığı, diğer vitaminlerin ise önerilerin üzerinde alındığı saptanmıştır.

17. Mineral alımları değerlendirildiğinde, eğitim öncesi sonrası gruplar arası karşılaştırıldığında anlamlı fark saptanmamıştır (p>0.05). Eğitim öncesi ve sonrası için yapılan karşılaştırmada ise AKG’nda sodyum alımının daha yüksek olduğu saptanmıştır (p=0.05). Çocukların mineral alımları Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberi’nde yer alan önerilerle karşılaştırıldığında kalsiyum ve demirin önerilerin altında alındığı, diğer minerallerin ise önerilerin üzerinde alındığı belirlenmiştir.

18. Çocukların besin ve besin grubu tüketimleri eğitim öncesi gruplar arası karşılaştırıldığında yumurta tüketiminin EG’nda daha yüksek olduğu (p=0.002), kurubaklagil tüketiminin KG’nda daha düşük olduğu saptanmıştır (p=0.047). Eğitim gruplarının eğitim sonrasında besin ve besin grupları tüketimleri değerlendirildiğinde KG’nda şekerleme tüketiminin diğer gruplardan daha yüksek olduğu saptanmıştır (p=0.012).

19. Çocukların besin tüketimleri eğitim öncesi ve sonrası karşılaştırıldığında, eğitim gruplarına göre besin gruplarından tüketim ortalamaları, Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberi’nde yer alan enerji ve besin ögelerini karşılayacak günlük besinlerin yaklaşık miktarları ile karşılaştırıldığında eğitim öncesinde süt-yoğurt, peynir, yumurta, kurubaklagil, ekmek, kuruyemiş ve şeker tüketiminin önerilen miktarlardan düşük; et, tavuk, balık, tahıl, yağ, kuruyemiş miktarının önerilerden yüksek, sebze ve meyve tüketiminin öneriler düzeyinde olduğu saptanmıştır. 20. Eğitim sonrası değerlendirildiğinde AKG ve EG’nda peynir tüketiminin önerileri

karşıladığı, AKG’nda yağ tüketim miktarının öneriler düzeyine indiği tespit edilmiştir.

21. Çalışmamızda çocukların süt ve yoğurdu çoğunlukla tam yağlı olarak tercih edildiği belirlenmiştir.

22. Beyaz peynir ve kaşar peynirin tüm gruplarda eğitim öncesi ve sonrasında en çok tüketilen peynir çeşitleri olduğu belirlenmiştir. Aile Katılım Grubu’nda her gün ve haftada 3-5 kez tüketim sıklığında artışlar olduğu, KG’nda ise her gün tüketiminin azalırken, haftada 3-5 kez ve 1-2 kez tüketimin arttığı saptanmıştır. 23. Eğitim sonrasında, AKG’nda genellikle (%62.5) haftada 3-5 kez olan kırmızı et

tüketiminin azaldığı (%45.8), haftada 1-2 kez tüketimin yükseldiği, EG’nda haftada 3-5 kez olan tüketimin azaldığı ve haftada 1-2 kez tüketimin arttığı tespit

24. Yumurta AKG’nda eğitim öncesi ve sonrası çoğunlukla haftada 3-5 kez tüketilirken, EG’nda eğitim öncesi ve sonrası her gün tüketimin çoğunlukta olduğu, KG’nda ise eğitim öncesi ve sonrası haftada 3-5 kez tüketenlerin çoğunluğu oluşturduğu saptanmıştır.

25. Kuru baklagillerin tüm gruplarda eğitim öncesi ve sonrasında çoğunlukla haftada 1-2 kez kuru baklagil tükettiği belirlenmiştir.

26. Sebzelerin eğitim sonrası tüm gruplarda her gün tüketimin arttığı, AKG’nda artışın diğer gruplardan daha yüksek olduğu saptanmıştır.

27. Tüm gruplara eğim sonrası dönemde turunçgil tüketiminin azaldığı, diğer meyvelerin her gün tüketimi AKG’nda ve EG’nda azalmış, KG’nda ise aynı kaldığı belirlenmiştir.

28. Beyaz ekmeğin her gün tüketiminin azaldığı, tam buğday ekmek tüketiminde tüm gruplarda artış olduğu saptanmıştır.

29. Çikolatanın her gün ve haftada 3-5 kez tüketilmesi AKG’nda %50.0’den %25.0’e, EG’nda %81.3’ten %43.8’e, KG’nda %50.0’den %35.3’e düştüğü, farkın en çok AKG’unda, 2. EG’unda olduğu belirlenmiştir.

30. Tüm gruplar karşılaştırıldığında, çocukların besinlerin tüketimindeki artışın AKG’unda daha belirgin, sağlıksız besinlerin tüketimindeki azalmanın ise EG’unda daha belirgin olduğu saptanmıştır.

31. Besinlerin evde bulundurulmasında ve çocuğun tüketiminde AKG’nunda daha fazla besinde değişimin olduğu, çocuğa sunmadaki değişimin ise benzer olduğu belirlenmiştir.

32. Aile Katılım Grubu’nda ve EG’nda alışverişlerde çocuğun sağlıksız besinlere yönelik talebinin azalırken, sağlıklı besinlere yönelik talebinin arttığı saptanmıştır.

33. Aile Katılım Grubu’nda EG’ndan farklı olarak ebeveyn beslenme tutumlarında olumlu değişiklikler olduğu belirlenmiştir.

34. Aile Katılım Grubu’nda ve EG’nda çocuğun evdeki beslenme tutumlarında olumlu değişiklikler olduğu saptanmıştır.

35. Aile Katılım Grubu’nda yer alan aileler çoğunlukla eve gönderilen bilgi dokümanlarını okuduklarını ve ev etkinliklerini çocuklarıyla yaptıklarını, eve gönderilen dokümanları faydalı bulduklarını bildirmiştir.

36. Aile Katılım Grubu’nda yer alan ailelerin %95.5’i diğer ebeveynlere böyle bir programa katılmalarını önerebileceklerini ifade etmiştir.

ÖNERİLER

Çocuklara sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazandırmak ve bu davranışların yetişkinlikte de devam etmesini sağlamak için beslenme eğitim programlarına ve bu programların okul öncesi dönem gibi erken yaşta başlanmasına gereksinim duyulmaktadır. Bu açıdan ulusal boyutta okul öncesi dönem beslenme durumlarını, alışkanlıklarını, besin ögesi eksikliklerini ve çocukların beslenmelerini etkileyen faktörleri saptamaya yönelik Türkiye genelini ve bölgesel farklılıkları gösterecek ulusal bir araştırma yapılabilir. Beslenme eğitim programı ulusal ölçekte hayata geçirilirken bu veriler ışığında oluşturulabilir.

Beslenme eğitim programı T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu okul öncesi eğitim programına dahil edilebilir. Beslenme eğitimi çocukların beslenme bilgisini artırmaya ve beslenme alışkanlıklarını gelişmesine olanak sağlarken aynı zamanda matematik, fen, doğa, dil, hareket gibi farklı birçok alanda da çocuğun gelişimine olanak sağlar. Bu açıdan beslenme eğitim programının okul öncesi eğitim programına entegre edilmesi sağlanabilir. Beslenme eğitimlerinin uygulamalı olarak verilmesi ve çocuğun aktif katılımının sağlanması için devlet tarafından programların desteklenmesi ve ulusal bir yapıya kavuşturulması sağlanabilir.

Beslenme eğitiminin birçok paydaşı bulunduğundan, her paydaşın sorumlukları, çalışma alanları, görev tanımları yapılmalı, süreli yapılan eğitimlerle eğitim programının işleyişi denetlener, ek gerekli düzenlemeler yapılabilir, güncel veri akışlarıyla yeni hedefler belirlenebilir.

Ailelerin beslenme eğitimine katılması okul öncesi eğitim programının ana unsurudur. Bu açıdan ailelerin programda aktif rol almasını sağlayacak politikalar geliştirilebilir ve devlet desteği sağlanabilir. Aile katılımlı beslenme eğitim programının daha işlevsel olması için yeni teknolojiler kullanılabilir.

Sağlıklı yaşamın en önemli temel bileşenleri sağlıklı beslenmek ve fiziksel olarak hareketli olmaktır. Bu açıdan tek başına sadece beslenmeye yönelik bir eğitim programı yerine, beslenme eğitim programı, fiziksel aktivite programı ile desteklenerek bütünleşmeli ve okul öncesinde sağlıklı yaşam programını oluşturmalıdır.

Benzer Belgeler