• Sonuç bulunamadı

Bu araştırma, Giriş Bölümü‟ nde de belirtildiği üzere, Konya-Ereğli İvriz Sağ Sahil Sulama Birliği sulama sahasındaki tarım arazilerininsulanmasında kullanılan yeraltı su kaynaklarının sulama suyu kalitesi yönünden incelenmesini ve bunların sulanan arazi toraklarına etkilerini tespit etmek amacı ile yürütülmüştür. Bu bölümde, önce, araştırmadan elde edilen sonuçların önemli olan hususları maddeler halinde vurgulanarak bu sonuçların bir değerlendirmesi yapılmış, sonra da bu sonuçlar ışığında, araştırmaya konu olan arazilerde, mevcut sulama suları ile sürdürülebilir bir tarım yapılabilmesi için bazı önerilerde bulunulmuştur.

5.1. Sonuçların Değerlendirilmesi

Araştırmadan elde edilen sonuçların genel değerlendirmesi aşağıda verilmiştir: 1. Araştırma alanından alınan sulama suyu örneklerinin pH değerleri 7,05-7,56

arasında değişmekte olup sulama suyu kalitesi yönünden herhangi bir sorun oluşturmamaktadır. Elektriksel iletkenlikleri ise 820-4103 μmhos/cm arasında değişmiştir. Bu değerler tuzluluk yönünden incelendiğinde ABD Tuzluluk Laboratuvarı Sınıflandırma sistemine göre, C3ve C4sulama suyu sınıfına

girmektedir, yani yüksek tuzlu ve çok yüksek tuzlu sular sınıfındadırlar. Bu sular, drenaj sorunu olmayan geçirgen toprakların sulanmasında sulama suyu olarak kullanılabilir.

2. Su örneği alınan kuyu sularıyla sulanan tarım arazilerinden alınan toprak örneklerinde yapılan fiziksel analiz sonuçlarına göre; toprakların saturasyon yüzdeleri 50,51-94,89 arasında değişiklik gösterdiği, bünyelerinin isekumlu killi tından (SCL), kile (C) kadar değişiklik göstermekle birlikte genellikle üst katmanların geçirgen kumlu ve tınlı topraklardan oluştuğu ve genel olarak alt katmanlara doğru kil oranının arttığı görülmektedir. Bu özellikler toprakta tuz birikiminin gerçekleşmemesi yönünden olumludur.

3. Toprak örneklerinde yapılan kimyasal analiz sonuçlarına göre, pH değerleri 7,10-7,97 arasında, EC değerleri ise 375-3449 μmhos/cm arasında değişmektedir.Bu sonuçlara göre araştırma alanı topraklarının pH değerlerinin optimum sınırlarda olduğu, EC değeri yönünden ise toprakların toprak tuzluluk sınırı olan 4000 µmhos/cm‟ ye ulaşmadığı görülmektedir. Yani, topraklarda tuz

bulunmakla birlikte, henüz tuzlu toprak nitelemesini kazanacak sınırın altındadır.

4. Araştırma alanında kuyu sularının tamamı tuzlu ve yüksek tuzlu olduğu halde, bu sularla sulanan tarım arazilerinde aynı derecede tuzluluk görülmemiştir; yani toprakta beklenen tuz birikimi gerçekleşmemiştir. Bu sonuçta, arazide açık drenaj hendek ve kanallarının bulunması ve toprakların özellikle üst katmanlarının kumlu, tınlı bünye nedeniyle geçirgen bir yapıya sahip olmaları önemli rol oynamaktadır. Drenaj sorununun bulunmayışı ve toprakların bu özelliği, sulama suyu ile gelen tuzların yıkanmasını sağladığı için tuz birikimi gerçekleşmemektedir

5. Sulama suları tuzlu ve yüksek tuzlu olmalarına rağmen, topraklarda önemli bir tuz birikimi olmamasının bir nedeni de, araştırma alanında arpa ve şeker pancarı tarımının yaygın olarak yapılması, bu bitkilerden özellikle şeker pancarı su tüketimlerinin yüksek olması nedeniyle sık aralıklarla sulanması ve sulamada sulama randımanının düşük olduğu salma sulama yöntemlerinin uygulanmasıdır. Fazla sulama yapılmasısulama randımanının düşük olması tuz yıkanmasını hızlandırıp toprakta tuz birikimini önlemektedir.Tuzlulaşmanın gecikmesinin bir nedeni de, toprakların büyük bir bölümüne, tuz birikimini gerçekleştirecek kadar sulama suyunun verilmeyişidir. Zira sulama alanında % 43 hububat ekilmekte, hububat ise her mevsimde 1-2 defa sulanmakta, bu alanlar ertesi yıl nadasa bırakıldığında hiç sulanmamaktadır. Araştırma alanında nadas oranının % 28 ciarında olduğu unutulmamalıdır.

6. Topraklarda tuz birikmesinin henüz önemli derecede olmayışının önemli bir nedeni de, sulama ile tuz birikimi için yeterli sürenin geçmemiş olmasıdır. Sulama sularından kaynaklanan tuz birikimi; su kalitesi, toprak özellikleri, yağış durumu ve drenaj koşullarına bağlı olarak bazı yerlerde birkaç yılda gerçekleşirken bazı yerlerde de onlarca yıl alır. Araştırma alanı topraklarının derin kuyulardan sulanmasının 15-20 yıllık bir geçmişi vardır. Toprakta tuz birikimi için, mevcut drenaj ve toprak koşullarında bu süre henüz pek uzun sayılmaz.

5.2. Öneriler

1. Araştırma sonuçları göstermiştir ki; araştırma bölgesinin yer altı sulama suyu kaynaklarında (kuyularda) yüksek miktarda tuz bulunmaktadır.Kuyuların sulamada İvriz Barajı sulamasına takviye amaçlı kullanılması ve kuyularla yapılan sulamalarının fazla bir geçmişinin (15-20 yıl) olmaması topraklarda tuzlulaşmamaya neden olmuştur. Ancak zaman içerisinde kuyu sularının sulamada kullanılma yoğunluğunun artması topraklarda tuzlulaşmayı hızlandıracaktır. Bu nedenle araştırma alanına İvriz Barajından daha fazla miktarda sulama suyu aktarılmalı, takviye amaçlıda olsa kuyuların sulamada kullanılması önlenmeli ya da İvriz Barajı sulama suları ile kuyu suları karıştırılarak verilmelidir.

2. Sulamada temel amaç, bitkinin ihtiyacı olan suyun istenilen zamanda istenilen derinliğe, yeterli miktar ve kalitede verilmesidir. Burada en önemli faktör yeter miktardır. Bu nedenle ihtiyaç duyulan sulama suyunun doğru metotlarla hesaplanması gerekir.

3. Araştırma alanında drenaj kanallarınınmevcudiyetinden dolayı sulamaların yüzey sulama yöntemleri ile yapılması tuz yıkanmasını kolaylaştırmıştır. Ancak su tasarrufu dikkate alındığında bu yöntemler uygulanırken randımanın da yüksek olmasına dikkat edilmelidir.

4. Araştırma alanındaki bitki paternine önem verilmelidir. Özellikle tuza dayanıklı bitkilerden arpa ve şeker pancarı tarımının yaygın olarak uygulanmasına devam edilmelidir.

5. Bölgenin toprak ve su kaynakları dikkate alınacak olursa bölge çiftçisine yönelik sulama teknikleri, sulama planlaması, sulama yönetimi ve toprakta tuzluluk kontrolüne ilişkin ilgili kuruluşlarca düzenli olarak eğitim verilmelidir.

6. Ereğli İvriz Sağ Sahil Sulama Birliği sahasında yürütülen bu çalışma, kuyu

sularında tuzluluk problemlerinin belirlenmesi, yörede gerekli olan sulama suyu yönetimini sağlamak için toplanması gereken verilerden bir bölümünü oluşturmaktadır. Bu çalışma sadece çalışma alanını sınırlı tutmadan Konya geneline yayılmalı ve mümkünse tüm kuyularda daha detaylı bir araştırma yapılmalıdır. Çünkü Konya Havzası genel olarak aynı sorunlarla karşı karşıyadır. Bu gerçekleştirilecek olursa gerek bitkisel üretimi artırmada gerekse toprak yapısında gerekli önlemler dahilinde fayda sağlayacağı düşünülmektedir.

7. Özellikle 3. ve 4. sınıf sulama suları ile sulama yapılırken damla sulamadan

Benzer Belgeler