• Sonuç bulunamadı

Değişmeyen tek şeyin değişim olduğunun sürekli dile getirildiği ve kişisel gelişim kitaplarının yok sattığı günümüzde, insanlar daha iyi olabilmek uğruna çalışırken genetik determinizm, davranışsal değişimin sadece genlerin işlenmesiyle sağlanabileceğini savunur. Kişisel gelişim çalışmalar bir yana genetik determinizm, eğitimin de işlevsel olduğuna inanmaz. Genetik determinizme göre, sosyal özelliklerin (suçluluk, alkolizm, cinsiyet rolleri, seksüel yönlendirme, zihinsel hastalıklar, zeka); çevre, ilim ve insan etkileşimiyle fazla değiştirilemez ve bu tür özelliklerin genlerin işleyişi sonucu oluşur (Rosoff ve Rosenberg, 2006)

Genetik determinizmin fikrinin ortaya çıkmasında önemli bir role sahip olan öjenik hareketi Amerika, Đngiltere ve Almanya’da yaşanılan toplumsal sorunların aşılması amacıyla kullanılmıştır. Politik açıdan kısa sürede sorunların çözümünü isteyen devletler öjenik yasaları uygulayarak kısa sürede amaçlarına ulaşmışlardır.

Öjenik, politik anlamda kendisini ırkçılık şeklinde göstermiştir. Đnsanlar genetik anlamda, ‘işe yaramaz’ ve ‘mükemmel’ olarak değerlendirilmiş ve öjenik hareketiyle birlikte kendi rızaları olmadan kısırlaştırılmış, göçe zorlanmış veya öldürülmüştür. Genetik determinizmin temelinde mükemmel bir toplum oluşturma düşüncesi hakimdir (Allen, 1997). Devletlerin politik hırsları, insanların öldürülmesine kadar ulaşmıştır. Amaca ulaşmada her yolun mübah sayıldığı bir dünyada, bu yapılanlar yine de insanın yüreğini acıtmaktadır. Đhtimaller üzerinden yola çıkarak insanların, genetik olarak düşük seviyede değerlendirilmesi ve ileriki nesillerin sorunlu olabileceği düşünülerek öldürülmesi hangi adalet sisteminde makul karşılanabilir düşünmek gerekmektedir.

Dünyada, öjenik hareketine karşı büyük bir ilgi vardır. Çünkü davranış bozukluğu tedavisinde genetik determinist uygulamaları kullanma, ekonomik açıdan

41

etkili ve ucuzdur. Günümüz davranış kontrol ilaçları, uzun vadeli sosyo-psikolojik tedavi, iş danışmanlığı, iş gelişim programları ya da işte, okulda ve evde stresi azaltma gibi yöntemlerden daha etkilidir. Bu yüzden ülkeler öjenik araştırmalar için yüksek bütçeler ayırmışlardır. ABD Hükümetinin Sağlık ve Đnsan Kaynakları Bölümünün içinde bulunan ‘Ulusal Sağlık Enstitüsü’ şiddet eğilimiyle ilgili olarak özellikle organik ve psikiyatrik davranış genetiği olan suçlu potansiyelinin incelenmesi için 400 milyon dolarlık bir proje hazırlamıştır (Allen,1996).

Genetik determinizm, birey eğer özel bir gene sahipse, bireyin o genin oluşturduğu özelliğe kaçınılmaz bir şekilde sahip olacağını savunur. Genlerin özellikler üzerinde direkt belirleyici olduğu üzerinde durur (Newson, 2004). Peki bu doğru mudur? Canlılar nasıl içinde bulundukları ortamlardan etkileniyorlarsa genler de gerek birbirleriyle gerekse çevreyle etkileşim içindedirler. Bu yüzden bir gen-bir özellik düşüncesinin doğru olması zordur. Đnsan Genom Projesindeki ilerlemelerle birlikte, insanların genotipi hemen hemen belirlenmiştir. Gerçekten de tek bir genin belirlediği monogenik hastalıkların olduğu tespit edilmiştir. Ama bunlar sınırlı sayıdadır. Çoğunlukla hastalıklar ve özellikler birçok gen tarafından belirlenmektedir. Bunun yanı sıra, gen ve çevrenin etkileşimi komplekstir, bu yüzden çevreyle geni birbirinden ayırmak mümkün değildir (Vercelli, 2004).

Genetik determinizm araştırmacıları, bireyin tüm genetik bilgileriyle bugün ve gelecekteki davranışları hakkındaki bilgiler arasında bağ kurar (Alper,1998). Watson, kaderimizin genlerimizde yazılı olduğunu iddia eder (Watson,1989). Genetik determinizmle birey, sosyal sorumluluklarından muaf tutulur ve genetik rahatsızlıklardan sosyal huzursuzluklara kadar aniden beliren problemlerin çözümünü genlerin düzenlenmesine bağlanır (Melo-Martin, 2003). Genetik determinizme göre, anormal insan özellikleri ancak gen terapisiyle düzeltilebilir;

sağlık eğitimi, ahlak eğitimi ve ıslah gelenekleriyle sorunlar çözülemez (Rezrong, 2001).

Genetik determinizm, genlerin amaçlı olarak hareket edebildiğini hatta insanların genleri korumak için oluştuklarını iddia etmektedir. Genlerin bu kadar

42

önemli hale getirilmesi insanların sorumluluklarını bilmesi ve otokontrolünü sağlamasında sorunlar oluşturur. Bireyin tüm yaptıklarından bilimsel olarak, genlerin sorumlu tutulması ileride hukuki alanda belki ‘Suçlu genlerimdir.’ savunmasının haklı bulunmasına sebep olabilecek. Böyle bir durumla karşılaşıldığında artık problemlerin çözümü için çok geç kalınmış olacaktır.

Ocak 1992’de ABD Adalet Bakanlığı’ndaki istatistik binasında suçlar ve ailelerle ilgili yapılan çalışmada, hapishane ve ıslahevlerinde kalan çocuk mahkumların yarısından fazlasının, yetişkin mahkumların ise 1/3’ten fazlasının geçmişte mahkum olmuş birincil aile fertlerine sahip olduklarını tespit edildi. Sonuç olarak ise suça eğilimin aile ve eğitimden kaynaklandığı belirtildi. Araştırmacılara göre; genetik deterministler, genetik analiz yaparken çok sade ve basit bir yol izlemişlerdir. Bu yüzden, genetik nedensellikle ilgili ortaya attıkları iddialar tamamen yersizce yapılmış ve hiçbir standart genetik incelemeye dayandırılamayan iddialardır (Allen, 1996).

Gerek eğitim, gerekse öğretimle davranış değişikliği gerçekleştirilebilir (Bower ve Hilgard, 1981). Eğitim bireyin potansiyellerini geliştirir ve aktivitelerinde çeşitliliğe yol açar (Kashima ve ark., 2004). Organizma model alarak (Bower ve Hilgard, 1981) veya davranış sonrası aldığı pekiştireçlerle (Naylor ve Pritchard, 1980) öğrenir. Öğrenme zaman ve mekana bağlı kalmaz. Çevresiyle iletişim kuran bir birey öğrenme için hazır halde demektir, bilinçli olsun ya da olmasın öğrenmektedir.

Davranışın biçimlenmesinde, sıkıntıdan kurtulma ve mutlu olma düşüncesi oldukça etkilidir (Catania, 1984) . Her zaman yalan söyleyen biri dürüst bir kişinin doğru söylediği durumlarda yalan söyleyebilir. Eğer şartlar, çocuğun yalan söylemesi ya da sadece doğru söylemesiyle üzüntüsünden kurtulacak şekildeyse, birinci çocuğun ikincisinden daha az güvenilir olması bizi şaşırtmaz. Bireylerin davranışları, davranışlarının sonuçlarıyla biçimlenir ve her birey sıkıntıdan kurtulmaya çalışır.

43

Genetik etkiler sonucunu oluşan davranışları, çevresel etkiler sonucu oluşan davranışlardan ayırt etmek oldukça zordur (Alper, 1998). Bu yüzden aksi iddia edilmedikçe, bütün kompleks davranışların kalıtsal değil, toplumsal olarak belirlendiği varsayılmalıdır (Allen, 1996).

5.2. Öneriler

1. Genetik ve nörogenetik determinizm araştırmalarına dayalı olarak geliştirilen yeni eğitim tezlerine karşı ‘insan sorumluluğunu ’ öne çıkaran tezleri güçlendirmek gerekir.

2. Davranışlar üzerine genetik etkileri belirlemek için, ikizler ve evlat edinilmiş çocuklar üzerindeki araştırmalar daha titiz bir şekilde geliştirilebilir.

3. Öğretim modellerinin davranış gelişimindeki etkisi üzerine yapılan çalışmalar geliştirilebilir.

4. Bizi insan yapan değerlerin, sadece biyolojik donamımız olmadığı, biyolojik donanımımıza (genom da dahil) sonradan giydirdiğimiz değerler olduğunu unutmamak lazımdır.

44

NOTLAR

1. Sistik Fibroz: Otozomal resesif bir hastalık olup, 7. kromozom üzerinde bulunan CFTR (Cystic Fibrosis Transmembran Conductance Regulator) geninde mydana gelen mutasyon sonucu oluşur. CFTR geni CFTR olarak adlandırılan bir proteinin yapımı için gerekli bilgileri taşır. Bu protein mukus, ter, gözyaşı, tükürük ve sindirim enzimlerini üreten hücre zarının bir tarafından diğer tarafına bir kanal gibi çalışır. Kanal hücre içine ve dışına klor iyonları olarak isimlendirilen negatif yüklü parçaların geçişini sağlar. Klor iyonlarının geçişi, dokulardaki suyun hareketini kontrol edilmesine ve mukusla birlikte diğer salgıların akışkanlığının korunmasına yardımcı olur. CFTR genindeki mutasyonlar kanalın normal fonksiyonunun bozulmasına yol açar. Sonuç olarak; akciğer, pankreas ve diğer organların geçitini oluşturan hücreler anormal yoğunluk ve kalınlıkta mukus üretir. Bu mukus havayollarını ve bezleri tıkar ve sistik fibroz oluşur.

2. Orak Hücre Anemisi: Otozomal resesif kalıtsal kan bozukluğudur. Eritrositlerde bulunan ve soluk alıp verme sırasında O2 ’i kendisine

bağlayarak taşıyan hemoglobinin canlı vücudunda birkaç şekilde bulunmaktadır. Normal erişkin insanlarda A tipinde (HbA) iken, orak hücre anemili hastalarda S tipindedir (HbS). HbS oksijenli ortamlarda normal çalışırken, oksijensiz ortamlarda katı ve kristal bir hal alır. Bu durum eritrositlerin oraklaşmasına yol açar. Orak şeklindeki alyuvarlar erken ölür ve kronik alyuvar eksikliği görülür. Ayrıca hücreler damarlar içinden geçerken sıkışabilir ve böylelikle vücudun belirli bölgelerine kan ve oksijen geçişi yavaşlayabilir veya engellenebilir.

3. Huntington Hastalığı: 4. kromozomun bir kolundaki HD geninde meydana gelen mutasyon sonucu oluşur. Mutasyon, Huntington proteinin kodlayan gendeki poliglutamin (CAG) tekrarının artmasıyla meydana gelir. Bu tekrarlar arttıkça hastalığın oluşma riski artar. Huntington hastalığıyla beyin

45

hücrelerinde bozukluklar oluşur. Bu bozukluklar; kontrolsüz hareketlere, entelektüel yeteneklerde kayba ve duygusal rahatsızlıklara yol açar.

46

KAYNAKÇA

ADAMS, G. (1966). The Age of Industrial Violence. New York: Columbia University.

ALLEN, G. E. (1996). Modern Biological Determinism: The Violence Initiative, The Human Genome Project, and The New Eugenics. Sociolgy of the Sciences Yearbook. Sayı:19, s: 294-304.

ALLEN, G. E. (1997). The Social and Economic Origins of Genetic Determinism: A Case History of the American Eugenics Movement, 1900-1940 and Its Lessons for Today. Genetica. Sayı: 99, s: 77-88. ALPER, J. S. (1998). Gene, Free Will and Criminal Responsibility. Social Science

and Medicine. Cilt: 46, s. 1599 – 1612.

ARIKAN, R. (2004). Araştırma Teknikleri ve Rapor Hazırlama. Ankara: Asil Yayın Dağıtım.

BATES, B. R., TEMPLETON, A., ACHTER, P. J., HARRIS, T. M. ve CONDIT , C. M. (2003). What Does ‘A Gene for Heart Disease’ Mean? American Journal of Medical Genetics. Sayı: 119, s: 156-161.

BERKOWITZ, A. (1996). Our Genes, Ourselves? Bioscience. Sayı: 46, s: 42-51. BOWER, G. H. ve HILGARD, E. R. (1981). Theories of Learning. Fifth Edition.

New Jersey: Prentice Hall, Inc., Englewood Cliffs.

BOYD, R. ve RICHERDSON, P. J. (1985). Culture and Evolutionary Process. Chıcago: The University of Chicago Press.

BOZEMAN, J. M. (2004). Eugenics and the Clergy in the Early Twentieth- Century United States. The Journal of American Culture. Sayı: 27, s: 422-431.

47

CAREY, A. C. (2003). Beyond the Medical Model: A Reconsideration of ‘Feeblemindedness’, Citizenship, and Restrictions. Disability and Society. Sayı: 18, s: 411-430.

CATANIA, A. C. (1984). Learning. New Jersey: Prentice-Hall, Inc.,Englewood Cliffs.

CATANIA, A. C. ve HARNAP, S. (1988). The Selection of Behavior. Cambridge University Press.

CONDIT, C. ve BATES, B. (2005). How Lay People Respond the Messages About Genetics, Health and Race. Clinical Genetics. Sayı: 68, s:97-105. CROGNIER, E. (2000). Biological Adaption and Social Behaviour. Annals of

Human Biology. Sayı: 27, s: 221-237.

DAWKINS, R. (2004). Gen Bencildir. (Çev. Asuman Ü. Müftüoğlu). Ankara: Semih Ofset.

DĐKÖTTER, F. (1998). Imperfect Conceptions: Medical Knowledge, Birth Defects and Eugenics in China. New York: Colombia University Press. DOWLING, J. J. ve HACK, A. A. (2001). Introduction to Moleculer and Clinical

Genetics. Best Practice and Research Clinical Anaesthesiology. Sayı: 15, s: 155-168.

EHRLICH, P. ve FELDMAN, M. (2003). Genes and Cultures. Current Anthropology. Sayı: 44, s: 87-107.

EVANS, D.G., BLAĐR, V.ve ark. (1994). The Impact of Genetic Counseling on Risk Perception in Women with a Family History of Breast Cancer. Br. J Cancer. Sayı: 70, s. 934-938.

48

FANGERAU, H. M. (2005). Making Eugenics a Public Issue: A Reception Study of the First German Compendium on Racial Hygiene, 1921-1940. Science Studies. Sayı: 18, s: 46-66.

ERTÜRK, S. (1994). Eğitimde Program Geliştirme. Ankara: Meteksan Yayınevi. FUKUYAMA, F. (2003). Đnsan Ötesi Geleceğimiz: Biyoteknoloji Devriminin

Sonuçları. (Çev. Çiğdem Aksoy Fromm). Ankara: ODTÜ Yayıncılık. GUO, G. (2006). The Linking of Sociology and Biology. Social Forces. Sayı: 85,

s:145-149.

HO, M. (2001). Genetik Mühendisliği: Rüya mı Kabus mu ? (Çev. Emral Çakmak). Đstanbul: Türkiye Đş Bankası Kültür Yayınları.

IOM. 2006. Assessing Interactions Among Social, Behavioral, and Genetic Factors in Healh. National Academy Press.

JUMONVILLE, N. (2002). The Cultural Politics of the Sociobiology Debate. Journal of the History of Biology. Sayı: 35, s: 569-593.

KAPLAN, J. C. ve JUNIEN, C. (2000). Genomics and Medicine: An Anticipation. Life Sciences. Sayı: 323, s: 1167-1174.

KASHIMA, Y. KASHIMA, E., CHIU, C. ve ark. (2005). Culture. Essentializm, and Agency: Are Individuals Universally Believed to Be More Real Entities Than Groups? European Journal of Social Psychology. Sayı:35, s: 147-169.

KEVLES, D. J. (1999). Eugenics and Human Rights. British Medical Journal. Sayı:319, s: 435-438.

KLUG, V. S. ve CUMMINGS, M.R. (2003). Genetik: Kavramlar. Ankara: Palme Yayıncılık.

49

LAUGHLIN, H. H. (1922). Eugenical Sterilization in the United States. Chicago: The Pathological Laboratory of the Municipal Court of Chicago.

LUDMERER, K. (1972). Genetics and American Society. Baltimore: Johns Hopkins University.

LUMDSEN, C. J. ve WILSON, E. O. (1981). Genes, Mind and Culture. Cambridge: Harvard University Press.

MARLER, C., TRAINOR, B. C. ve DAVIS, E. (2005). Paternal Behavior and Offspring Agression. American Psychological Society. Sayı:14, s: 163- 166.

MCGUE, M. ve BOUCHARD, T. J. (1998). Genetic and Environmental Influences on Human Behavioral Differences. Annual Reviews. Sayı: 21, s: 1-24.

MEHLER, B. (1994). In Genes We Trust. When Science to Racism. Reform Judaism 23. Sayfa:10-13, 77-79.

MELO-MARTIN, I. (2003). Biological Explanations and Social Responsibility. Studies in History and Philosophy of Biological and Biomedical Sciences. Sayı: 34, s: 345-358.

MITCHELL, D. ve SNYDER, S. (2003). The eugenic Atlantic: Race, Disability, and The Making of an Đnternational Eugenic Science, 1800-1945. Disability and Society. Sayı: 18, s: 843-864.

NAYLOR, J. D., PRITCHARD, R. ve ILGEN, D. R. (1980). A Theory of Behavior in Organizations. Academic Press.

NELKĐN, D. ve TANCREDĐ, L. (1995). Dangerous Diagnostics: The Social Power of Biological Information. Chicago: University of Chicago Press.

50

NELKIN, M. ve MARDEN E. (1999). Cloning: A Business without Regulation. Hofstra Law Review 27: 77-101.

NEWSON, A. (2004). The Nature and Significance of Behavioural Genetic Information. Theoretical Medicine. Sayı: 25, s: 89-111.

NORDGREN, A. (2003). Metaphors in Behavioral Genetics. Theoretical Medicine. Sayı: 24, s: 59-77.

ORMROD, J. E. (2004). Human Learning. Fourth Edition. The Lehigh Press,Inc. Merrill Prentice Hall.

PARENS, E, CHAMPMAN, A.R., PRESS, N. (2006). Wrestling with Behavioral Genetics: Science, Ethics and Public Conversation. Johns Hopkins Press.

PARROTT, R.L., SILK, K. ve CONDIT, C.M. (2003). Diversity in Lay Perceptions of the Sources of Human Traits: Genes, Environments, and Personal Behaviors. Social Science Medicine. Sayı: 56, s: 1099- 1109.

PAUL, D. B. (1998). The Politics of Heredity: Essays on Eugenics, Biomedicine, and the Nature-Nurture Debate. Albany: State University of New York Press.

PAUL, J. (1974). State Eugenic Sterilization History: A Brief Overview, p.31 in Eugenic Sterilizations, edited by Johns Robitscher. Charles C. Thomas, Springfield.

PEARSON, V. (1995). Population Policy and Eugenics in China. British Journal of Psychiatry. Sayı:267, s: 1-4.

PLOMIN, R. ve CRABBE, J. (2000). DNA. Psychological Bulletin. Sayı:126, s:806- 828.

51

POPENOE, P. ve JOHNSON, R. H. (1927). Applied Eugenics. New York: Macmillan.

PORTER, D. (2000). Biological Determinism, Evolutionary Fundamentalism and the Rise of the Genoist Society. Critical Quarterly. Sayı:42, s: 67-84. REILLY, P. R. (1991). The Surgical Solution. A History of Involuntary

Sterilization in the United States. Cambridge: Johns Hopkins University Press.

RENNIE, J. (1993). Dna’s New Twists. Scientific American. Mart, 88-89.

REZRONG, Q. (2001). Human Genome and Philosophy: What Ethical Challenge Will Human Genome Studies Bring to the Medical Practices in the 21st Century? Life Sciences. Sayı: 324, s: 1097-1102. RIDLEY, M. (2000). Genome: The Autobiography of a Species in 23 Chapters.

Ne York: Harper Collins.

ROCHLIN, H. (1994). Behavior and Mind. Oxford University Press.

ROSOFF, P. M. ve ROSENBERG, A. (2006). How Darwinian Reductionism Refutes Genetic Determinism. Studies in History and Philosophy of Biological and Biomedical Sciences. Sayı: 37, s:122-135.

RUSE, M., HULL, D., L. ve ark. (1998). The Philosophy of Biology. New York: Oxford University Press.

RUTTER, M. ve SILBERG, J. (2002). Gene-Environment Interplay in Relation to Emotıonal and Behavioral Disturbance. Annual Reviews in Psychology. Sayı: 53, s:463-490.

VERCELLI, D. (2004). Genetics, Epigenetics, and the Environment: Switching, Buffering, Releasing. American Academy of Allergy, Asthma and Immunology. s: 381-386.

52

Benzer Belgeler