• Sonuç bulunamadı

Bu çalışma bazı yabani ve kültür buğdaylarında demir (Fe) uygulamalarının bitkinin sürme hızı ve sürme gücüne etkisini; fide, tane ve gövdelerinde bulunan Fe, Zn ve Cu konsantrasyonları üzerine etkisini araştırmak amacıyla yapılmıştır. Bu çalışmada 11 adet yabani buğday genotipi (TUR 00687 T. monococcum var. boeticum, TUR 2453 T. dicoccum, TUR 03371 T. dicoccoides, TUR 03388 T. dicoccoides, TUR 03405 T. monococcum monococcum, TUR 03560 T. dicoccum, TUR 03562 T. dicoccum, TUR 01248 Ae. vavilovii, TUR 02554 Ae. tauschii, TUR 3354 Ae. speltoides ligustica, Aegilops cylindirica) ve 2 adet ekmeklik (Gerek-79, Bezostaja-1), 2 adet makarnalık (Kızıltan-91, Çeşit 1252) olmak üzere 4 adet kültür buğdayı çeşidi kullanılmıştır. Kullanılan genotiplere üç Fe (0, 5, 25 mg kg-1) dozu uygulanmıştır. Deneme tesadüf bloklarında faktöriyel deneme desenine göre üç tekerrürlü olarak kurulmuştur.

Fidesinde en yüksek oranda Fe biriktiren genotipler Aegilops cylindirica yabani türü ile Kızıltan-91 ekmeklik buğdayı olmuştur. Yabani genotip fideleri Fe noksan şartlarda kültür çeşitlerine göre topraktan daha iyi Fe alabilmektedirler.

En yüksek fide Zn konsantrasyonu TUR 00687 T. monococcum var. boeticum yabani genotipinde elde edilirken, en düşük fide Zn konsantrasyonu TUR 03405 T. monococcum monococcum yabani buğdayında elde edilmiştir. Fe dozu arttıkça topraktan Zn alımının da arttığı ve Fe noksan topraklarda yabani buğdayların kültür buğdaylarına göre topraktan daha yüksek miktarda Zn alabildikleri tespit edilmiştir. Buradan yola çıkarak yabani türlerin, yeni çeşitler geliştirmede Fe eksik alanlarda genetik kaynak olarak kullanılabileceği söylenebilir.

Fide Cu konsantrasyonları bakımından en yüksek değer TUR 00687 T. monococcum var. boeticum genotipinde, en düşük değer TUR 03405 T. monococcum monococcum genotipinde elde edilmiştir. Fe uygulaması dozu arttıkça Fide Cu konsantrasyonları da doğru orantılı olarak artış göstermiştir. Yabani genotiplerin Fe noksan ve Fe yüksek toprak şartlarında bünyelerine daha fazla bakır aldıkları tespit edilmiştir.

Yabani genotipler ile kültür buğdaylarının gövdelerini Fe alımı bakımından karşılaştırdığımızda toprakta Fe noksan durumda iken ve yüksek durumda iken yabani genotiplerin gövdelerinin daha fazla Fe kaldırdığı, toprakta Fe yeterli durumda kültür çeşitlerinin gövdelerinin daha fazla Fe kaldırdığı tespit edilmiştir.

En yüksek gövde Zn konsantrasyonu TUR 03560 T. dicoccum genotipinde tespit edilmiştir. En düşük gövde Cu konsantrasyonu ise TUR 03405 T. monococcum monococcum genotipinde tespit edilmiştir.

En yüksek tohum Fe konsantrasyonu TUR 00687 T. monococcum var. boeticum genotipinde tespit edilmiştir. En düşük tohum Fe konsantrasyonları kültür çeşitlerinde tespit edilmiştir. Fe uygulamalarında Fe dozu arttıkça tohum Fe konsantrasyonlarının da arttığı görülmektedir. Yabani genotip tohumlarının Fe konsantrasyonu ortalaması ile kültür çeşitlerinin Fe konsantrasyonları ortalamalarını karşılaştırdığımızda, toprak Fe konsantrasyonu ne olursa olsun, yabani genotip tohumlarının 2 kat daha fazla Fe içerdiği tespit edilmiştir. Yabani genotiplerdeki bu 2 kat daha fazla Fe alabilme kapasitesi üzerinde durulması gereken önemli bir sonuçtur. Yabani genotipler, yeni çeşitler geliştirme ve ıslah programlarına dahil edilmelidir.

Buğdaygil bitkileri Strateji-II mekanizmasına göre topraktan Fe alırlar. Bu durumda yabani genotiplerin tohumlarına yüksek oranda Fe kaldırmış olmaları, yabani genotiplerin köklerinden fitositerofor salınımının yüksek düzeyde olduğunun da bir göstergesidir. Buradan yola çıkarak kültür çeşitlerinde bu özelliğin kısmen ortadan kalkmış olabileceğini söyleyebiliriz.

Kültür çeşitlerinde Fe0 seviyesinde Fe miktarı çok düşüktür, ancak Fe

uygulaması arttıkça tohum Fe içeriği de artmaktadır. Kültür çeşitleri tohumları toprakta Fe varsa bunu kısmende olsa alabilmektedir. Bu nedenle beslenmenin tahıl kaynaklı olduğu ülkemizde kültür çeşitleri yetiştiriciliğinde Fe’li gübreleme programlarının düzenlenmesi gerektiğini söyleyebiliriz.

Yabani genotipler arasında yüksek tohum Zn konsantrasyonu, TUR 00687 T. monococcum var. boeticum ve TUR 03354 Ae. speltoides ligustica genotiplerinde görülmüştür. Yabani buğdaylar kültür buğdaylarına kıyasla tohumlarına daha yüksek konsantrasyonda Zn taşımışlardır. Bizim çalışmamız da yabani genotipler kültür buğdaylarına kıyasla tohumlarındaki Zn alımı bakımından daha üstün özellik

göstermişlerdir. Islah çalışmalarında yabani buğdayların üstün özellikleri dikkate alınarak bu genotiplere öncelik verilmelidir.

Çeşitler arasında en yüksek Cu konsantrasyonu, TUR 03354 Ae. speltoides ligustica yabani genotipinde görülmüştür. Bunu TUR 00687 T. monococcum var. boeticum ve ardından TUR 01248 Ae. vavilovii genotipleri izlemiştir. Çeşit ortalamaları arasında en düşük tohum Cu konsantrasyonu Gerek-79 ekmeklik buğday çeşidinde tespit edilmiştir. Fe uygulaması arttıkça tohum Cu alımı artmıştır. Fe konsantrasyonlarının artışına paralel olarak Cu konsantrasyonlarının da artmış olması Fe ve Cu arasında antogonistik etkinin olabilecegini gösterir.

En yüksek fide çinko konsantrasyonu, en yüksek fide Cu konsantrasyonu, en yüksek tohum Fe konsantrasyonu ve en yüksek tohum Zn konsantrasyonu TUR 00687 T. monococcum var. boeticum genotipinde tespit edilmiştir. TUR 00687 T. monococcum var. boeticum genotipinden sonra ön plana çıkan ve üstün özellik gösteren genotip TUR 03354 Ae. speltoides ligustica genotipidir. Fe ile yapılacak olan çalışmalarda araştırıcılara TUR 00687 T. monococcum var. boeticum ve TUR 03354 Ae. speltoides ligustica genotiplerini tavsiye ederiz.

Elde edilen sonuçları genel olarak değerlendirdiğimizde yabani genotiplerin topraktan Fe, Zn ve Cu alımının kültür çeşitlerine göre daha yüksek olduğu görülmektedir. Bu çalışmadan elde edilen verilerden, özellikle de yabani genotiplerin genetik açıdan yüksek potansiyele sahip olduğu da dikkate alındığında ülkesel ıslah programlarının geliştirilmesi sırasında materyal seçiminde bu yabani genotiplerden yararlanılabileceği sonucu çıkarılabilir.

Yetişkin erkek ve kadınlarda günlük demir ihtiyacı yaklaşık 10 mg olmakla beraber, hamilelik ve büyüme çağı da fazla demir tüketilen dönemlerdir. Bu zamanlarda şiddetle demir takviyesi gerekir. Ülkemiz insanlarında Fe eksikliği çok sık karşılaşılan, önüne geçilmesi ve önlemler alınması gereken bir konudur. Türkiye’de insanların beslenme alışkanlıkları düşünüldüğünde buğday ürünlerinin ağırlıklı olarak tüketildiğini görürüz. Toplumsal sağlık açısından tükettiğimiz buğday ürünlerinin besin değerinin arttırılmasına ve Fe açısından zenginleştirilmesine yönelik çalışmalara ağırlık verilmesinin yerinde bir karar olacağını düşünmekteyiz. Besin zincirinin en önemli halkasından birini oluşturan buğdayın ihtiva ettiği besin elementleri özellikle de Fe gibi ülkesel noksanlık gösteren mikro elementlerin oranı

yeterli düzeye ulaşırsa, sadece besin kalitesi artırılmamış aynı zamanda beslenme kaynaklı birçok hastalık da önlenmiş olacaktır.

Kültür çeşitlerinin ıslah programları ile iyileştirilmesi bu anlamda daha kalıcı bir çözüm olarak kabul görmektedir ve genetik tabanın oldukça daralmış olduğu tahıllarda yabani formlar bu tabanın zenginleştirilmesi için büyük önem arz eder. Bu anlamda yabanilerin özelliklerinin belirlenerek ıslah programlarına dahil edilmesi mutlak gereklidir. Yabani formlar ile ilgili yürütülecek her çalışmadan elde edilecek sonuçlar başarılı ıslah programlarının geliştirilmesinde oldukça faydalı olacaktır.

Ülkemiz verimli hilal de denilen buğdayın gen merkezi içinde yer alır ve florası bu açıdan oldukça zengindir. Genetik zenginliğimiz olan yabani türler ile elde edilen her bilgi değerlidir. Temelde birçok alanda kullanılabilir.

Benzer Belgeler