• Sonuç bulunamadı

Yeni hedef, çıkarmağa takaddüm eden altı ay zarlında uçak gemiler ile yapılan taarruzlarla iyice yumuşatılan lwo Jima idi.

İndirme bindirme işlerine karşı deniz silâhendazları tarafından yapılan talimler ve kıyı tesislerine karşı gemilerle yapılan bom¬

bardımanlar Aralık ayında başladı. Düşman üslerini tahrip etmek işinin bir nevi devamı olmak üzere 58. mürettep kuvvet Tokyo nun 80 mil kadar yakınlarına sokularak ayni şekilde Truk'a ya¬

pılan ilk hava akınınm senei devriyesinde 500 den fazla Japon uçağını tahrip etti. Bu hareket kısmen düşmanı nereden bir çıkarına hareketi yapacağımızı kestirmek hususunda kararsızlığa, kısmen de düşmanın. lwo Jima harekâtına müdahale edebildikleri takdirde ciddî tesirler yapabilecek olan taarruz kuvvetlerini zâfa düşürmek için girişilen bir şaşırtma hareketi idi.

19 - Şubat - 1945 te deniz silâhendazları İvvo'ya ayak bas¬

tılar. Düşmanın müthiş karşı koymalarına rağmen silûhcndazla- rımız burayı ele geçirdiler.

Volkanik ve çirkin bünyeli küçük İvvo’nun önemi, kendi cesa¬

metinin kal kat üstünde idi. Deniz ve kara kuvvetlerde deniz silâhendazlanmn Jüponlara Filipinler’in kendi hayat sahaları olmak hususunda pek elverişsiz bir yer olduğu hakkında iyi bir ders verdikleri sırada kara hava kuvvetleri de Marian adalarına

nakledilerek Japonya’yı düğmeğe başlamıştı.

B — 29 (Üstün uçar kale) lerin ilk yapıldıklar^günler, do¬

nanmanın Pasifik’teki ilk günleri gibi zahmetli ve tatsız geçmişti.

Motorlar arıza yapıyor, uçaklar kusurlu oluyor, mürettebat uçuş yapmaktan uzak bulunuyordu.

Fakat donanma gibi, kara hava kuvvetleri de mağlûbiyetin imlâsını, nasıl yazılacağını bilmiyordu. Deniz uçaklarile kara hava kuvvetlerinin mukadderat. Pasifik’te garip bir şekilde biribirine yakınlık gösteriyordu. Her ikisinin de ilk zamanları, bırıbırlerm-

- 52 -

den ikibuçuk yaş farklı olmakla beraber, biribirine son dereci benzemekte idi. İşlerin başlangıcında bazı şeylerin menfi zuhur ettiği sıralarda her ikisi de havada elde edilebilecek ne varsa onun uğrunda çarpıştılar. Sonraları, daha fazlasını elde etmek için geceli gündüzlü savaştılar.

B - 29 lann çirkin ve küçük Ivvo’ya ihtiyaçları vardı. Yara¬

lanan B — 29'lar, benzinleri tükendiği için, varmaya çabaladık¬

ları Marian üslerinden 50 mil mesafede denize düşüyorlardı. Ge¬

riye dönebilen B - 29 mürettebatı Tokyo üzerinde bir kaç av uçakları da bulunsa işlerin başka türlü olacağı hakkında sızılda¬

nıyorlardı.

Bıitun bunlara ilâveten Tokyo'ya giden yolun ortasında ve hemen hemen bir doğru hat üzerinde olmak üzere, bulunan Iwo Japonlar için mükemmel bir gözeticine yeri idi. Japonların Ivvo'do- k. Radar tesisatı olup bitecek şeyleri vakit ve zamanilc Japon av uçaklar.lc Tokyo'daki uçak savar teşkillerine bildiriyorlardı.

Bunun üzerine biz de lwo'yu işgal ettik ve dalıa savaşların ortasında, benzim biten ve müşkül bir duruma düşen bir B - 29.

adanın bize ait yarısına rahatça indi.

Okinawa 1 - Nisan- 1945 te işgal edilmişti, ilk ve onu takip eden hafUlarda şaşılacak kadar hafif bır mukavemetle karşılaş,I- mıştı. hakat daha Japon büyük kısım kuvvetierile ilk temaslara bile geçilmeden destekleme uçak gemilerinden havalanan pilotla, düşman elindeki araz, parçalar, üzerinden alçak irtifadan yaptık-

IT'l

flarr"'larlaL ra58',|d>k|eri hedefleri bombaladılar.

Harekat, himaye eden harp gemilerinin yan,başında, açıklarda eklem n 7 " t I harCk''e ^ bir halde des- 7 7 mÜrekkcp kuvv'"' teşekkül bulu¬

nuyordu. Wjldca ve Hellcat av uçaklar,le Avenger bomba uçak- ltST len komutanının bir ışarctile derhal havalanarak

ya7yorlaTdı ^

*****

- -ddetl, akınlar

Hücum kuvvetlerimiz Okinawa'n,n güneyinde mevzilere yer- leşmiş Japonların hakikî mukavemetlerde L-ar^ıl ı ı

*

refakat uçak gemilerinden kalkan yakm desUk£e uça"k

ler, kesin birer faktör oldukların, bi, kere daha ispat ettiler.

Okinavva savaşının çetin günlerinde uçak gemilerinden kalkan yakın destekleme uçaklarımız 35,000 çıkış yaptılar. Bu münase¬

betle, uçak gemileri güvertelerinden havalanan uçaklardan hiçbir zaman o kadar uzun sürecek bir destekleme uçuşu yapmaları isteneceği tahmin edilmemiş olduğuna da işaret etmek lâzımdır.

Destekleme uçak gemilerine komuta eden I uğamiral Calvin f.

Durgin: "Bu, başarabileceğimizi evvelden bilmediğimiz bir mari¬

fetti,, demişti.

Refakat uçak gemilerindeki pilotlar her gün dört uzun des¬

tekleme uçuşu yaptılar. Tuğamiralin dediği gibi. bunun manâsı günde devamlı olarak dokuz saatlik bir uçuş yapmak demekti.

Amiral sonradan : "Bu cidden pek fazla idi,, diye ilâve etmişti Fakat Okinavva elimize geçti. Karada müthiş bir insan ve denizde ayni nisbette dehşetli bir insan ve gemi pahasına Oki- navva’da, deniz harp tarihinin kaydettiği savaşların hiç birine hiç¬

bir milletin uğramadığı kadar büyük deniz kuvveti kaybına uğ¬

radık. Bununlaberaber biz diğerlerinden « farklı » bir durumda idik. Bizim tersanelerimiz büyük başarılar gösteriyorlardı. Biz de- diz kuvvetleri bakımından olan kayıplarımızı, Japonların korkunç uçak kayıpları telâfi edilmeden evvel, daha mükemmel bir şekil¬

de kapatabilecektik üstelik Japonlar Okinavva’y. da kaybetmiş¬

lerdi. . ...

Ve bizim. Japonların hiçbir zaman ele gcçıremıyeceğımızı iddia ettikleri, Okinavva’yı almamız üzerine harp hemen hemen sonuna yaklaşmış oluyordu.

IX. Kıs,m

Sonuç

Okinavva’nm alınnıasilc Pasifik savaşı son safhasına girm.' oldu. Saipan, 1 inian, Guam, lwo ve Okinavva'yı ele geçirin* k suret ile, kara hava kuvvetleri bomba uçaklarının düşmanın kali>

gâhına son darbeleri indirmek üzere havalanabilecekleri * top kundakları * nı hazırlamış oluyorduk. Bir milleti öldürmek işi. bir insanı öldürmeğe benzer. Bir adamı kollarından ve bacaklarından vurmak istenilen neticeyi tam olarak veremez. Onu öldürnvk için vücudünün hayatî bir kısınma isabet elde etmek maksadil*

kâfi derecede yanma sokulmanız lâzımdır.

Atom bombası kudretinden istifadeye başlanmadan evvvl endişe içinde bulunuyorduk. Bu harbin diğer birçok yeni silâhları gibi bu silahın da birçok grupların bir arada çalışmaları ncticrsı inkişaf edip istihsal edilmiş olduğu iyice hatırda tutulmalıdır.

Bunun kullanılması; kara, deniz, deniz ailâhendaz ve kıyı muhafız kuvvetlerinin müşterek gayretlerde imkân dahiline girmiştir. Gua- dalcanal da ağır şartlar içinde savaşan deniz silâhendaz kuvvetleri için kendilerinin, kuzey bat. istikametinde hamleler yapmağa ıpü- saıt hava meydanlar, ele geçirmek gayesile savaştıklarım tam manas,le kavrıyabil,neleri cidden çok güç olabilir. Fakat Pasifik savaşlarında sarfedilen tekmil gayretlerin hedefi Japonya'ya biraz daha yakın dem* ve hava üslerinin ele geçirilmesi idi. Ancak hu suretle, uçakların atom bombalarm, bedellerine göndermek için bu hedeflere kaf, derecede yapabilmeleri kabil olmuştur. Atom bambalanle yuklu olup da San Fransisko'daki bir meydanda du- ran bır uçak, hakikatle kuru bir tehditten başka birşey olama,,, Okmavva dak. b.r uçu5 pistinden havalanmak ise bundan çok farklı bir şeydir. Bu suretle; kani, Tarawa adasına k.y. muhal,r kuvvetlerim çıkaran lostromo ile Bougainville'in vahŞi Jungle'le- rın e savaşan e mc 'çi çırağının da Japon anavatan topraklarının bombalanması işinde hisseleri vardır.

Büyük yapılı, karada üslenmiş birkaç, motorlu boınba uçak¬

lar. harikulade silahlardır. Bunlar bomba yüklerm. yağdırdıklar, zaman düşmana insan oğullarının elinde bulunan diğer hiçbir silahla mukayese edilemiyecek derecede büyük bir dehşet verirler.

Fakat, ister büyük, ister küçük olsun, ister kara ister deniz uçağı olsun bir uçağın hakikî askerî vasıflarım tayın hususunda hemen hemen umumi bir şekilde mevcut olan yanlış zehabı bu- rada düzeltmek icap eder. Ahali askerî nçakardanbır silah, b r top olarak bahseder. Halbuki iş böyle deg. dır Uçak bir mer¬

midir. Kuvvetini, yani bomba yükünü, doğrudan doğruya duşma- nın tepesine yağdırıp bu i,i üst üste defalarca tekrarlamak ıçm veriye dönmesi itibarile pek harikulade ise de yine de bır mer- midir. Bu merminin «top » u ise, uçağın havalandığı ustur.

Herhangi bir topun bir kundak üzerine yerleşmesi lazımdır.

Bunun herhangi bir kimseye bir zarar vermesi icap ediyorsa^

isabet etmesi arzu edilen hedefe, menzilinin hudutlar, dahilinde bir uzaklıkta kurulmalıdır. Hedefine olan uzaklığı, atış menz. in¬

den bir mil daha fazla olan dünyanın en muazzam topu. tew bakımından bir su tabancasından fazla bir kıymet 8°8,erm ' Pasifik savaşlarında uçak gemilerinin değer bakımından olan em¬

salsizlikleri işte buradadır. Uçak gemisi, mermilerin, ^aklanm- düşmana ulaştırıp isabet ettirebilecek derecede yakın bır mesa¬

feye kadar topların. - uçuş güvertelerini - taşıyabilen tamam.lc seyyar bir top kundağıdır. , . ...

Karada üslenmiş hava kuvvetlerinin tekfunülunde kaydcd cn ilerleyişin uçak gemilerini demode ettiği söylenmektedır. Oiabıhı•

Harpte mütemadiyen bir tek harp vasıtasın, ku anmağa , b ğl kalacağımız, söylemek şüphesiz manasız olur. Belk, Dullan,mya cağız. Eğer lüzum yoksa muhakkak kı; kullanmayız. Fakat yme

veren derslere bakılacak olursa, uçak gemilerinin hemen bu larda demode olması ihtimali hiç yok gibidir.

Bu senenin başlarında. Japonların birkaç uçak gemımızt ba£

malarından sonra. .Batırılması imkânsız uçak gemiler,» adım alan ada hava üslerinin askerî bakımdan sağladıkla,, harikulade fay- dalardan çok bahsedilmişti.

- 56 -

Güzel. Japonların bu batınlmaz uçak gemilerinden ellerin e bir sürü mevcuttu. Truk, Rabaul, Formoza ve daha düzinelc !c diğer adalar Japonların elinde idi. Bunlardan işimize geleni ı zaptettik, diğerlerinin yanından dolaşıp geçtik, irtibatlarını kes ik.

Japonlar adalardaki bir hava üssünün yalnız batınlmaz depii, ayni zamanda yerinden kımıldamaz olduğunu da anladılar. Pa^i- fikte mutat olduğu gibi, savaş bölgeleri gittikçe ayrılıp uzak ı- şırsa, adalardaki hava meydanları da sanki batırılmışcasına i e yaramaz bir hale gelir. Bu harp, civarlarından geçen denizyolları hava hakimiyeti altında bulunmadıkça, adalardaki hava üslerinin askerî bakımdan hemen hiçbir değerleri olamıyacağını meydana çıkarmıştır. Japonlaı bu harbe, insanın gönlünden geçirebilen; i en mükemmel ada hava üslerile başladılar. Bizim uçak gemili¬

miz arzumuza göre bu adaları birer birer ya Amerikan üslerine veya ucuza mal olan bir takım Japon esirler kampına çevirdiler.

Bu harp dünyada hiçbir ada üssünün kâfi miktarda uçak gemi¬

lerinin iştirakile yapılacak taarruzlara kar^ı koyamıyacağını mo¬

dana çıkarmıştır.

Bu sadece maddî ölçüleri, cesameti ilgilendiren bir meseledir.

Herhangi bir ada sadece şu kadar büyüktür, bu kadar uçak barındırabilir; uçak gemilerinden mürekkep olup bu adaya sal¬

dıran bir mürettep kuvveti ise, teşekkülde mevcut uçak gemile¬

rinin sayısı nisbetinde çok uçak çıkarabilir. Muayyen bir mik¬

tarda uçak gemilerinden müteşekkil bir hava üssü arzuya göre küçültülüp büyütülebilir ve 24 saat zarfında herhangi bir istika- mete doğru 800 mil yol alabilir. Adaların ise bir Diesel motorile teçhiz edilmeleri ve bir dümencinin emrine verilmeleri henüz âdet olmamıştır.

Uçak gemilerinin Pasifik'te baş rol oynadıkları hakikati bun¬

ların gelecekteki herhangi bir savaşta da mutlaka baş rol veya herhangi bir rol oynamalar, icap ettiği mânasına gelmez. Coğraf¬

ya şartları ve ellerinde bulunan askeri teçhizat dolayısile uçak gemiler, bugunkü Pasifik harbinin en müessir faktörü olmuşla¬

dır. Iaarruz edilecek hedefler, himaye edilmesi gereken ikmal gemilerde nakil vasıtalar,, mütemadiyen tekemmül etmelerine rağ¬

men, karada üslendirilmiş uçakların hareket sahasının haricinde

çok uzak mesafeler üzerinde dağılma bulunuyorlardı Kara uçak¬

la,,

hattâ bomba ve mermi gibi lüzumlu baz, şeyle,, almaktan sarfınazar etseler dahi, bu kadar uzak -m elere u^ vapma a- nna yetecek derecede benzin alacak kudrette defcüerd. Pas.f.k teki mesafeler Gulliver'i titretecek kadar muazzamd.r. Uçakge- milerinin kullan,lmasile Pasifik’i uçak gem,ler,n,n boyuna ,nd„d,k.

Bilginlerimizin bütün askeri meseleleri çözeb.leceklen nas.l ümit edil,yorsa, ilende uçaklann istimalde uçuş menz 1 me ele sini de esasi, b„ surutte halledeb.leceklen h,ç e hat,ra gelmez

birşey demidir. Günün binnde. hiç şüphesiz, uçaklar dunyay, çepe-

Benzer Belgeler