• Sonuç bulunamadı

Sokaktaki tarih

Belgede Nâzım Hikmet (sayfa 32-35)

Sokak isimleri, içinde bir sürü sırrı barındırıyor. Konumuz Beşiktaş olunca bu sırların çoğu

sanatla, sanatçıyla ilgili. Ege Erim, B+ için Beşiktaş sokaklarında sanatçıların peşine düştü.

Yazı: Ege Erim Fotoğraflar: Can Cihan Saltık, Cengiz Kahraman Arşivi

H

iç yolda yürürken bulunduğunuz sokağın tabelasına her-hangi bir yeri bulma amacı taşımadan baktınız mı? Hiç Yusuf Atılgan’ın “Aylak Adam” kitabının ana karakteri C. gibi bir sokağın isminin nereden gelmiş olabileceği hakkında uzun uzadıya düşündünüz mü? Eğer bunu yaptıysanız bulunduğunuz çevre hakkında bir sürü ilginç şey keşfetmiş olmalısınız! Bir bölgede bulunan sokakların isimlerinden yola çıkarak, bölgenin tarihinden coğrafyasına, ilçede oturan önemli isimlerden

ilçe belediyesinin siyasi görüşüne kadar birçok şeyi öğrenebilirsiniz. Sokak isimlerinin hayatımıza girmesi, Cumhuriyet’in ilk yıllarına rastlar. Yüz-yıllar boyunca padişahın tebaası olan halk, Cumhuriyet’le birlikte “vatandaş” olarak kabul edildi. Daha önceleri sadece savaş sırasında askere alınacak ve vergi verecek insanları belirlemek için yapılan nüfus sayımları, Cumhuriyet ile birlikte vatandaş sayısını belirleyerek, halka daha etkin hizmet verebilmek

SANATIN İZİ

BEŞİKTAŞ

için yapılmaya başlandı. 1927 yılında ilk genel nüfus sayımını kolaylaştırmak için başlatılan sokak isimlerini verme işi, o dönemde belediyede memur olarak çalışan Osman Nuri Ergin’e düştü. Sadece 5 ay içerisinde o dö-nemde bulunan 6 bin 214 sokağın çoğunu isimlendiren Ergin, yalnızca so-kak adlarını gösteren bir eser hazırladı. 1930 yılında bu isimlerin resmiyete kavuşmasından sonra çalışmasını genişletip, 38 tane harita ekleyen Ergin, 1934 yılında bu çalışmayı “İstanbul Şehri Rehberi” olarak hizmete sundu. Beşiktaş sınırları içinde bulunan sokaklar da, bu çalışmadan nasibini aldı. Yüzyıllar boyunca entelektüel bir kesime ev sahipliği yapmış, çağdaş ve özgür düşüncenin üretildiği, geliştirilebildiği bir yer olan Beşiktaş, bu

özel-liği sayesinde sürekli sanatla iç içe oldu. Her bir köşesinde bir sanat ese-rini görebileceğiniz veya bir sanat etkinliğine katılabileceğiniz Beşiktaş,

geçmişten günümüze çok değerli sanatçılara ev sahipliği yaptı. Bu bilgilerin ışığında Beşiktaş ilçesindeki bazı sokakların isimlerinin

sa-natla ilgili olacağını tahmin etmek o kadar güç değil!

Günümüzde Beşiktaş’ın çekirdeğini oluşturan, kuruluşu çok eskilere dayanan mahallelerde bu tür sokakların oldukça faz-la sayıda oldukfaz-larını görebiliyoruz. Mesefaz-la Vişnezade, Türkali

ve Sinanpaşa mahallelerinin kesiştiği noktada, Akaretler Yo-kuşu’nun ikiye ayrıldığı yerde, kuzeyde kalan cadde Divan şairi Nedim’in adıyla anılıyor. Lale Devri’nin en önemli

şair-lerinden olan Nedim, Beşiktaş’ın sakinşair-lerindendi. Ayrıca bu caddeye çok yakın, Vişnezade Mahallesi’ndeki bir sokak, Türk musikisinin önemli icracılarından Prof. Dr. Alâeddin Yavaşça’nın adını taşır. Prof. Dr. Yavaşça, önceki ismi Vişnezade Camii Sokağı olan bu sokağa adının verilmesi karşısındaki hislerini şöyle anlatır: “…Bir sanatçının hayattayken bu duyguyu yaşaması ve Beşiktaş Belediye-si’nin bunu hissedip değerlendirmesi çok güzel. O gün hayatımın en çok duygulandığım, sevindiğim günü olmuştur…”

Beşiktaş ilçesinde ismi bir sokağa verilen tek klasik Türk müziği bestekârı, Alâeddin Yavaşça değil elbette... Mecidiye Mahallesi’nde bulunan sokak-lardan biri 20’nci yüzyıl başında yaşamış olan icracı ve bestekâr Şemsettin Ziya Bey’e atfen “Bestekâr Ziya Bey” ismini taşır. Bazı kaynaklarda bu so-kağın, ismini sanatçı Ziya Taşkent’ten aldığı söylense de bu yanlıştır. Zira içinde bu sokağın da bulunduğu 1934 tarihli “İstanbul Şehri Rehberi” basıl-dığında, Ziya Taşkent sadece 2 yaşındaydı!

Yine bu sokağa yakın olan Ortaköy’deki Dereboyu Caddesi’ne bağlı so-kaklardan birine ise 20’nci yüzyılın önemli icracı ve bestekârlarından Ah-met Çağan’ın adı verilir. Daha yeni kurulmuş olan mahallelerden Etiler’de ise bir sokak 19’uncu yüzyılın önemli bestekârlarından Tanburi Ali Efen-di’nin adını taşır. Ama Klasik Türk Müziği’ne dair en çok sokak ismi bulu-nan mahalle Balmumcu’dur, zira mahallede bulubulu-nan 22 sokaktan 6 tanesi Klasik Türk Müziği bestekârlarının isimleriyle anılıyor: Mustafa İzzet Efendi, Itri, Şevki Bey, Hacı Faik Bey, Enderunlu İsmail Hakkı Bey, Hacı Arif Bey ve Dellalzade İsmail Efendi… Aynı zamanda ünlü bir hattat olan, uzun yıl-lar sarayda çeşitli kademelerde görev yapmış olan Kazasker Mustafa İz-zet Efendi, Balmumcu sınırları içinde yaşamasa da bir Beşiktaş sakiniydi. Mustafa İzzet Efendi, hayatının son yıllarını Bebek’teki köşkünde geçirdi. Yine bu sözü geçen bestekârlarımızdan Hacı Arif Bey’in mezarı, Yıldız’da-ki Yahya Efendi Dergâhı’nın çevresinde oluşan mezarlıkta bulunuyor. Beşiktaş sokaklarına isimleri verilen müzisyenler sadece Klasik Türk Müzi-ği bestekârlarından ibaret deMüzi-ğil. Ulus Mahallesi’nin ana caddesi, klasik mü-ziğin Türkiye’deki ilk bestecilerinden olan müzikolog Ahmet Adnan Say-gun’un ismini taşır. Beşiktaş Belediyesi tarafından yaptırılan SaySay-gun’un bir heykeli de bu caddeyi süslüyor. Gayrettepe Mahallesi sınırları içerisinde bulunan bir sokak ise, klasik müzik alanında pek çok eser vermiş, hem tıp hem müzik alanlarında önemli çalışmalarda bulunmuş olan ender isimler-den biri olan Bülent Tarcan’ın ismiyle anılıyor.

34 B+ KIŞ

ile Kerem” hikâyesinin kahramanı, 16’ncı yüzyıl ozanlarından Âşık Kerem’in ismi, Dikilitaş Mahallesi’nde bir sokağa verilmiş. Âşık Kerem’in çağdaşı olan başka bir ozanın, Âşık Garip’in adı ise, Sinanpaşa Mahallesi’ndeki sokak-lardan birinin tabelasında yaşatılır. 20’nci yüzyılda Konya yöresindeki tür-külerin derlenmesine katkıda bulunmuş olan mahalli ozan Çopur Ahmet’in isminin de, Mecidiye Mahallesi’ndeki bir sokağa verilmiş olduğu görülebilir. Beşiktaş’ta popüler müziğe katkı sağlayanlar da unutulmamış. 1960’ların başında, “C’est Ecrit Dans Le Ciel” adındaki dönemin popüler şarkısına, “Bak Bir Varmış Bir Yokmuş” ismiyle Türkçe sözler yazarak, 1960’larda ve 1970’lerde herkesi etkisi altına alacak olan “aranjman” modasının başlama-sını sağlayan Fecri Ebcioğlu’ndan bahsediyoruz. Ebcioğlu’nun hayatının son günlerini geçirdiği apartmanın bulunduğu Nisbetiye Mahallesi’ndeki sokak, günümüzde onun adını taşıyor.

Fecri Ebcioğlu

Kanuni Sultan Süleyman’ın sütkardeşi olan Yahya Efendi, uzun yıllar bo-yunca müderrislik yaptıktan sonra, Kanuni’nin, oğlu Şehzade Mustafa’yı boğdurmasını ve annesi Mahidevran’ı saraydan kovdurmasını eleştirdiği için bu görevden emekli edilmişti. Emekli olduktan sonra kendine Beşik-taş’ta bir arazi satın alan Yahya Efendi, bu arazinin üzerine medrese, mes-cit, hamam gibi yapılar yaptırarak külliye niteliğinde bir dergâh kurdu. Ölü-münden sonra kendisine II. Selim tarafından, Mimar Sinan’ın tasarladığı bir türbe yaptırıldı. Halk arasında “evliyadan” kabul edilen Yahya Efendi aynı zamanda “Müderris” mahlasıyla tasavvufi şiirler yazan bir şairdi ve bir divanı vardı. Günümüzde, Yıldız Mahallesi sınırları içinde bulunan ve bu dergâha çıkan sokak “Yahya Efendi Çıkmazı” ismini taşıyor.

Muradiye Mahallesi’nde bulunan bir sokak, “Şair Nâzim” adındadır. Genel-likle bu sokağın ismini Nâzım Hikmet’ten aldığı düşünülür, ama öyle de-ğildir. Yine 1934’te çıkan rehberde ismi bulunan bu sokağın ismini Nâzım Hikmet’ten alması olasılığı yoktur, zira Nâzım Hikmet siyasi sebeplerden dolayı devrin hükümetiyle pek anlaşamamaktaydı. Bu sokağa ismi verilen şahsiyet 17’nci ve 18’inci yüzyıllarda yaşamış divan şairi ve bestekâr Yahya Nâzim Efendi’dir. Evi de bu sokaktaydı. Yüzyıllar boyunca ayakta kalan bu tek katlı ahşap ev, bir harabeye dönüştükten sonra 2011 yılında arsasına bir apartman yapılması için yıkıldı.

Şair Nedim, Yahya Efendi ve Şair Nâzim haricinde Beşiktaş sokaklarına isimleri verilmiş olan birçok divan şairi daha var. Gayrettepe Mahallesi’n-de bulunan bir sokak, 16’ncı yüzyılda yaşamış olan, “Terkib - i Bend” isimli eseriyle tanınan divan şairi Ruhi Bağdadi (ya da Bağdatlı Ruhi’nin) adını taşır. 17’nci yüzyılda yaşamış olan şair Nahifi’nin ismi ise Yıldız’da bulunan bir sokakta yaşatılır.

Şair Nedim Caddesi’nden, Ortabayır Caddesi’ne bağlanan sokaklarından birine, 17’nci yüzyılda yaşamış olan, Divan edebiyatının ünlü nesir yazarı ve şairi Veysi’nin adı verilir. Yine bu caddeye bağlı olan bir başka sokak ise ender kadın Divan şairlerinden Şair Leyla’nın ismini taşır. Ömrünün çoğunu Çırağan Sarayı’nda geçiren Leyla Hanım, çok bilinmese de “Yaslı Gittim Şen Geldim” şarkısının güftesini de yazmıştır. Bu sokakla ilgili başka ilginç bir bilgi olarak, yakın zamanlarda “Kelebeğin Rüyası” filmi sayesinde yeni-den keşfedilmiş olan şair Rüştü Onur’un, kısa ömrünün son günlerini bura-daki bir evde geçirmiş olması verilebilir.

Rüştü Onur’un edebiyat öğretmeni olan şair Behçet Necatigil de, ömrünün

önemli bir kısmını Beşiktaş sakini olarak geçirdi. Necatigil’in 10 yıl boyun-ca 22 numaralı evinde yaşadığı Muradiye Mahallesi’ndeki Camgöz Soka-ğı’nın ismi, şairin ölümünden 8 yıl sonra, 1987’de “Behçet Necatigil Sokak” olarak değiştirildi. Behçet Necatigil Sokağı ile kesişen bir diğer sokak ise 19’uncu yüzyıl sonlarında yaşamış olan dönemin ünlü ortaoyuncularından Meddah İsmet’in adıyla anılır.

Ortaköy’den başlayıp, sahil boyunca Kuruçeşme’ye kadar uzanan bir cad-deye ise 19’uncu yüzyılda Tanzimat edebiyatının en önemli isimlerinden biri olan Muallim Naci’nin adı verilmiştir. Ne ilginçtir ki, Muallim Naci’nin en büyük edebi tartışmaları yaşadığı Recaizade Mahmut Ekrem’in oğlu, yazar Ercüment Ekrem Talu’nun isminin verildiği sokak Arnavutköy’de, Muallim Naci Caddesi’ne çok yakındır. Arnavutköy Mahallesi’nde bulunan bir baş-ka sobaş-kak ise bu iki ismin çağdaşı olan Abdülhak Hamit Tarhan’ın dedesi Abdülhak Molla’nın ismini taşır. Hayatının bir döneminde Bebek’te yaşa-mış olan eski kazaskerlerden Abdülhak Molla, torunu kadar ünlü olmasa da bir şairdi! Arnavutköy Mahallesi edebiyatçılarıyla ünlü! Sokaklarından biri Cumhuriyet döneminin önemi romancılarından Reşat Nuri Güntekin’in

ŞAİR LEYLA SOKAĞI

Belgede Nâzım Hikmet (sayfa 32-35)

Benzer Belgeler