• Sonuç bulunamadı

SOCAR’ın Uluslararası Pazarlara Açılmasında Etkili Olan Faktörler

19. yüzyıldan itibaren petrol sanayisi gelişmeye başlayan Azerbaycan’ın bu sektörde uzmanlaşmış ülke olarak görülmesine yol açmıştır. Zengin petrol ve doğal gaz kaynaklarına sahip olduğu için tarih boyunca sürekli yabancı yatırımcıların ilgisini çekmiştir. SSCB döneminde de bu birliğin petrole olan ihtiyacını büyük ölçüde Azerbaycan karşılamıştır. SSCB’nin 1991 yılında dağılmasından sonra bağımsızlığına kavuşan Azerbaycan yabancı yatırımcıların ilgisini tekrar üzerine çekmiş ve petrol konusunda “uzman ülke” sıfatını korumuştur. Dolayısıyla bağımsızlığını kazanan Azerbaycan’ın büyük ölçüde petrol sektörüne yapılan yabancı yatırımlar nedeniyle ekonomisini bu sektörün bazında şekillendirmeye başlamıştır. Bu nedenle petrol ve doğal gaz kaynaklarını tek devlet politikası çerçevesinde yürütmek amacıyla yüzde yüz kamu mülkiyetli Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi SOCAR kurulmuştur. Bu açıdan SOCAR Azerbaycan’ın ekonomik politikasının yürütülmesinde kilit şirkettir.

SOCAR kendisine verilen bu görev kapsamında üretim politikasını sadece iç pazarı kapsayacak şekilde değil, aynı zamanda doğal kaynakları uluslararası

pazarlara yöneltecek biçimde geliştirmiştir. SSCB’den kalma altyapı ve deneyim bu politikanı izlemede olanak sağlamıştır. Dolayısıyla SOCAR kurulduğundan itibaren sadece ulusal çapta değil, aynı zamanda ihracat odaklı hareket etmiştir.

Azerbaycan’ın petrol odaklı ekonomi politikası izlemesi sonucunda petrol ve doğal gaz sektörü ihracat ve GSYİH içinde ağırlığını her zaman korumuştur. Bu politikanın izlenmesi sonucunda 2006 yılına gelindiğinde petrol ve petrol ürünlerinin ihracatının toplam ihracat içindeki oranı %84 olmuştur. 2007 yılına gelindiğinde ise petrol ve doğal gaz üretiminin GSYİH içindeki oranı %55.8 olmuştur (http://www.azstat.org, Erişim: 14.06.2008). Bu rakamlar Azerbaycan ekonomisinin petrol ve doğal gaz sektörüne olan bağımlılığını gözler önüne sermektedir. Milli gelirin oluşmasında petrol ve doğal gaz kaynaklarının ihracatının bu kadar stratejik konuma sahip olması, ülkenin bu ihracatı gerçekleştirecek tek ulusal şirketi olan SOCAR’a büyük görev düşmektedir.

Ülkenin böyle bir ekonomik politika izlemesi Azerbaycan hükümetinin her zaman SOCAR’ı desteklemesine ve uluslararası pazarlara açılmasında teşvik etmesine yol açmıştır. Bu nedenle uluslararası pazarlara açılmada her zaman hükümet desteğini gören SOCAR için hiçbir zaman ulusal politik risk söz konusu olmamıştır. Ayrıca şirket için kısıtlayıcı ihracat politikası da söz konusu değildir.

Petrol ve doğal gaz kaynaklarının üretimi ve ihracatı alanında tek ulusal şirket olan SOCAR için uluslararası pazarlara açılmada etkili olan itici (reactive) faktörlerden ulusal rekabet de geçerli değildir. Bu açıdan bakıldığı zaman SOCAR için daha çok çekici (proactive) faktörler geçerlidir.

Dünya petrol ve doğal gaz tüketiminin gittikçe artması sonucu bu kaynaklara olan talep de artmaya başlamış ve petrol şirketleri için bu durum uluslararası pazarları cazip hale getirmiştir. SOCAR için de uluslararası pazarlardaki bu talep, şirketin uluslararası pazarlama faaliyetlerini teşvik edici faktör olmuştur. SOCAR’ın yatırım yaptığı ilk ülkeler olan Gürcistan ve Türkiye petrol ve doğal gaz konusunda ithalatçı ülke olduklarından bu pazarlar SOCAR için cazip olmuştur.

Petrol fiyatlarının 1998 yılının ortasından itibaren yükselen eğilim göstermesi petrol şirketlerinin gelirlerinin artmasına yol açmıştır. Bu faktör de petrol şirketleri için uluslararası pazarlama faaliyetlerini cazip hale getirmektedir.

Petrol fiyatında meydana gelen artış sonucu ortaya çıkan ticaret kayması, petrol ithal eden ülkelerden, petrol ihraç eden ülkelere doğru bir gelir transferi yaratmaktadır (http://www. econturk.org/Turkiyeekonomisi/Naci1.doc, Erişim: 29.06.2008).

SOCAR’ın uluslararası pazarlara açılmasında etkili olan faktörlerden biri de şirketin büyüme isteğidir. Şirket sadece bölgesel değil, aynı zamanda uluslararası pazarlar portföyünü çeşitlendirme ve artırma yoluyla bu isteğine ulaşmak istemektedir. Bunun için 2006 yılından itibaren uluslararası pazarlarda temsilciliklerini açmaya başlamıştır. Ayrıca yatırıma dayalı giriş yöntemleriyle açılarak bu pazarlardaki nihai tüketicilere ulaşarak büyümenin gerçekleşeceğine inanmaktadır.

Şirketin Gürcistan ve Türkiye pazarlarına yatırıma dayalı giriş yöntemleriyle açılmasını etkileyen faktörlerden birisi, bu ülkelerin Azerbaycan’ın stratejik ortak ülkelerinden olmalarıdır (Abdullayev, bkz. Ek). BTC ve Bakü-Tiflis-Erzurum boru hatlarının bu ülkelerden geçmesiyle pekişen bu stratejik ortaklık nedeniyle, SOCAR bu pazarlara açılırken daha az politik risk taşımıştır.

Gürcistan hükümetinin yabancı yatırımcıları teşvik eden politikaları, SOCAR’ın bu pazara açılmasında etkili olan bir başka faktördür.

SOCAR’ın uluslararası pazarlara açılmasını sağlayan boru hatları şirketin uluslararası pazarlama faaliyetlerine katılmasını etkileyen bir başka faktördür.

BTC boru hattının 2006 yılında faaliyete başlaması SOCAR için uluslararası pazarlama faaliyetlerini daha da cazip hale getirdi. 2009 yılından itibaren bu boru hattıyla Ceyhan terminaline gelecek petrolün %80’ine sahip olacaktır.Boru hattının kapasitesinin yıllık 50 milyon ton olduğunu düşünürsek, SOCAR’ın payı yıllık 40 milyon ton olacaktır. Bu petrolü en iyi şekilde değerlendirmek isteyen şirket sadece ham petrol ürünlerin ihracatıyla değil, aynı zamanda petrol ürünlerinin uluslararası pazarlarda nihai tüketicilere ulaştırılmayı hedeflemektedir.

Gürcistan nüfusunun %6’sının Azerilerin oluşturması şirketin bu ülkede akaryakıt sektörüne girmesinde etkili olan faktörlerdendir. SOCAR Gürcistan’da akaryakıt istasyonlarını öncelikli olarak Azerilerin yoğun olduğu bölgelerde açmayı düşünmektedir (Memmedov, bkz. Ek).

Sonuç olarak SOCAR’ın uluslararası pazarlara açılmasında etkili olan faktörleri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:

 Azerbaycan’ın ekonomik politikasını petrol ve doğal gaz sektörü bazında yürütmesi ve SOCAR’ın bu politikanın izlenmesi amacıyla kurulan kilit şirket olması,

 Petrol ve doğal gaz üretiminin sadece iç pazarı değil, aynı zamanda uluslararası pazarlardaki talebi karşılayacak kapasitede olması,  Uluslararası pazarlara açılarak daha fazla gelir elde etme isteği,  Azerbaycan hükümetinin destek ve teşviki,

 Uluslararası pazarlarda petrol ve doğal gaz kaynaklarına olan talep,  Şirketin büyüme isteği,

 Gürcistan ve Türkiye pazarlarına açılmada politik riskin az olması,  Yabancı hükümetlerin teşvik edici politikaları,

 Boru hatları,  Kültürel yakınlık.