• Sonuç bulunamadı

Siyasi ve Sömürgeci/Emperyalist Sebep

Bu hedefin önemi, dinî hedefin peşinden ikinci derecede gelmektedir. Siyasi hedef, kronolojik açıdan da dinî hedeften sonra gelmektedir. Müslümanların Batıya yönelik harekete geçmesi ve İslam medeniyetinin orada genişlemesi, Batıyı hesaplarını yeniden gözden geçirmeye, İslam'ın ilerleyişi karşısında ayağa kalkmak için saflarını birleştirmeye, kuvvet ve tesiri kendi topraklarına kadar ulaşmış olan bu dini nasıl yok edeceklerine dair çalışmaya sevk etmiştir. Bu çalışmalar onları, Müslümanlara hegemonya kurmak ve hâkim olmak amacı ile Doğu İslam dünyasına karşı kesin bir savaşa girmeye yönlendirmiştir. Fakat onlar, Müslüman Doğu halklarını tam olarak tanımadan böyle bir savaşa girişilemeyeceğini idrak etmişlerdir. Bunun netîcesinde onlar, Doğu'nun dilini, edebiyatını, medeniyet ve tarihini, bu halklara kolayca hükmedebilmek ve onları idare edebilmek amacı ile öğrenmeye başlamışlardır. İslam'a karşı açılan savaş, Haçlı Seferleri olarak bilinen savaşlar yolu ile bir kaç asır boyunca sürdürülmüş ama başarılı olamamıştır. Onlar Müslümanları Endülüs'ten çıkarmayı başarmışlar ama bu yeterli olmamıştır. Bilakis onlar, İslam'a karşı mücadele etmek, İslam yurdunu yaralamak ve Müslüman toprakları işgal etmek ve oralara egemen olmak için yaptıkları hazırlıklara devam etmişlerdir. Sömürgecilik/Emperyalizm, en çok korktuğuı şeyin, İslam'ın yayılması olduğunu itiraf etmiştir. İslam kuvvetinin mevcudiyeti, siyasi, medenî/sivil ve fikrî açıdan dünyaya egemen olmayı düşleyen Batının arzularına karşı ayakta durmaya muktedir olan yegâne kuvvettir. İşte buradan,

istişrakın/oryantalizmin gaye ve hedefinin ne olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Bunun

69İdris Muhammed Celâu'l, İstişraki'l-İsrailî fi'l-Mesâdiri'l-Ibbiyye, al-Arabî Basım ve Dağıtım, Kahire, Basım

Tarihi: 1995, s. 11; Bernard Luis'ten: al- İslam fi't-Tarih (Tarihte İslam), Tercüme ve Hazırlık: Haşim Salih, al- Sâkî Yayınevi, Beyrut, Basım Tarihi ve No: 1994-1, s. 17-18.

70

Mahmud Hamdi Zakzuk, Oryantalizm veya Medeniyet Hesaplaşmasının Arka Planı, Daru’l Maaref Yayınları 1119, Kahire, C. M. I, s. 76.

için sömürgeci/emperyalist Batı, Doğunun ahvâline, oraya hakim olmanın ve orayı istediği gibi yönetmenin kapılarını keşfetmeye dair mümkün olan her şeyi bilmek zorunda idi. Tüm yönelimleri ve farklı farklı hedefleri ile müsteşrikler/oryantalistler, Doğunun Müslüman ülkeleri üzerindeki Avrupai sömürgeci ve siyasi nüfûzun/etkinin zemininde, kendi dinî, ilmî ve siyasi hedeflerini gerçekleştirmek için büyük bir fırsatın mevcut olduğunu görmüşlerdir. Ayrıca onların çoğu bu zeminde, maddî kazanç elde etme fırsatının varlığını da fark etmiştir. Sömürgeci yayılma, Avrupanın Doğuya yönelik bakış açısını belirleme konusunda büyük bir rol oynamıştır. Bu husus, özellikle de İslam dünyasını hedef alan sömürü hamlelerinin başlamış olduğu 19. (ondokuzuncu) yüzyılın ikinci yarısından sonra iyice belirgin bir hal almıştır. Sömürü, rehberi ve mürşidi mesabesinde olan Doğu mirasından istifade etmiştir. Napoleon'un müsteşriklere/oryantalistlere dayandığı ve onları yanına aldığı, fikirlerini almaya çok önem verdiği, sömürgeci emellerine nail olma yolunda kendilerinin İslam ve Müslümanlara dair tecrübelerinden istifade ettiği Mısır seferinde müşahede edilmektedir. Bu hususta, Napoleon'un Mısırlıların gözlerini boyamaya, onları aldatıp kandırmaya yönelik içeriklerin yer aldığı yayınları zikredilmektedir. Bu yayınlar, müsteşriklerin/oryantalistlerin fikriyatı üzere şekillendirilmiştir. 71 Napoleon bu

yayınlarda, Mısırlıları kandırabilmek için kaza ve kader akîdesini istismar etmiştir. Napoleon Mısırlılara, kendisinin Mısır memluklerine -Mısır'ın o dönemdeki idarecilerine- egemen olmak üzere, ilâhi kaderin bir tecellîsi olarak gelmiş olduğu vehmini vermeye çalışmıştır. Diğer bir taraftan, Avrupanın Doğu üzerine egemen olmasının, istişrakın/oryantalizmin konumunu güçlendiren bir rolü vardı. Avrupai yayılmanın genişleme aşaması ile birlikte, istişrak/oryantalizm kurumlarında ve içeriğinde büyük ilerleme aşaması yaşanmıştır.72 İstişrakın/Oryantalizmin gayretleri,

sömürünün hizmetinde, siyasî ve askerî rol ile birlikte eşzamanlı olarak ilerlemiştir. Şöyle ki sömürü, emellerine hizmet etmek, hedeflerini gerçekleştirmek ve Müslüman ülkelerdeki otoritelerine imkan sağlamak için müsteşriklerden bir grubu donatmıştır. Böylece, istişrak/oryantalizm ile sömürü arasında resmî ve güçlü bir bağ ortaya çıkmıştır. Bazı müsteşrikler/oryantalistler, kendi devletlerinin dışişleri bakanlıklarının

71Al-Şarkavî: Muhammed Abdullah, Al-İstişrak ve'l-Ğâra ale'l-Fikri'l-İslâmi, Hidayet Yayınevi, Kahire, Basım

Tarihi: 1989, s.69.

72

Mahmud Hamdi Zakzuk, Oryantalizm veya Medeniyet Hesaplaşmasının Arka Planı, Daru’l Maaref Yayınları 1119, Kahire, C. M. I, s.46.

müsteşarları ve konsolosları olarak çalışmış ve Müslümanlara karşı casusluk faaliyeti yürütmüştür.73 'Siyaset adamları' ile 'Arap ve İslam milletlerine dair siyasi hususlar

konusunda önemli kararlarını almadan önce kendilerine başvurmakta oldukları müstreşrikler/oryantalistler' arasında güçlü bir bağ tesis edilmiştir. Şu isimler, bu

müsteşriklere/oryantalistlere örnek olarak verilebilir: Fransa'nın Cezair'i işgal etmesinin ardından Cezairlilere hitaben yazılmış olan beyanı tercüme eden büyük

müsteşrik/oryantalist “Dosasi”... O, Fransız Dışişleri Bakanlığı tarafından, özel bazı

durumlarda ise Harbiye/Savaş bakanı tarafından Doğu ve Doğulularla alâkalı tüm meselelerde müsteşar olarak tanınmakta idi. Yakın bir zamana kadar da Masinyon, İslamî hususlarda sömürgeci Fransız idaresinin bir müsteşarı olmuştur.74 İslamî ilimler

âlimi Hollandalı Sinock Horgornie'ye gelince o, sömürünün hizmetinde çalışmak üzere Mekke'ye doğru yola çıktığında, asıl ismini saklayarak kendisini “AbdulGaffar” şeklinde Arapça bir isim ile lanse etmiştir. Sinock, Hollanda ve Hindistan'da kültürel ve sömürgeci siyasetin teşkil edilmesinde büyük bir rol oynamış, Endonezya'da iş başında olan sömürgeci Hollanda idaresindeki komuta kademelerinde görev almıştır.75

Bunların dışında pek çok müsteşrik/oryantalist de bilgilerinin, sömürünün menfaatlerine hizmet etme yolunda kullanılmasına rıza göstermişlerdir. Bazı

müsteşrikler/oryantalistler, Arap ve İslam ümmeti içerisinde sivrilen şahsiyetlerle

dostluk tesis ediyor ve kurulan bu bağlantıları savaşlar sırasında casusluk faaliyetleri yürütmek için kendilerine perde ediniyorlardı.76 İstişrakî/Oryantalist miras, otoritesini

Doğu üzerine musallat eden sömürü için rehber/kılavuz mesabesinde olmuştur. İdare edilen milletleri veya Doğuluları tanımak, onlara hükmetmeyi kolay ve kayda değer kılıyordu. Çünkü tanımak, kuvveti getirmekte; daha fazla kuvvete sahip olmak da daha fazla bilgiyi gerektirmekte idi. Ortada, 'malumat' ile 'büyüyen egemenlik' arasında daimi bir diyalektik hareket mevcuttur.77 Arap ve İslam dünyasındaki istişrakî/

oryantalist derinleşmenin, istişrakın/oryantalizmin sömürgeci terimlere hizmet etmesi

çerçevesinde izah olunan realitesinde bu durum görülmektedir. Şöyle ki istişrak/

73Edward Said, Oryantalizm, (Çeviren: Kamal Abu Deeb), I. Baskı, Beyrut, Arap Araştırma Vakfı, 1981, s. 221-

146.

74Said, a.g.e., s. 221-146.

75 RudyParet, Al-Dirâsâtu'l-Arabiyyeve'l-İslâmiyyefi'l-Câmiâti'l-Almâniyye, Tercüme: Mustafa Mahir, al-

Kitâbu'l-Arabiyy Yayınevi, Beyrut, Basım Tarihi: 1976, s. 31.

76Said, a.g.e., s. 224.

oryantalizm, mezhepsel ve inançsal ihtilafları, ırkçı çekişmeleri kışkırtmaya ve

kendilerini Batı dünyasına itaat etmeye mecbur etme hedefi ile Müslümanlar arasında fitneyi yaymak ve Müslümanları zayıf düşürmek için bu çabalarını genişletmeye çalışmıştır. Arap ülkelerinde yaşanan Arap Baharı devrimlerinin boy göstermesinden sonra, şu anda içinde bulunduğumuz dönemde de bunu görmekteyiz. Batı siyaseti, Müslümanları Sünnî-Şiî şeklinde bölmek hedefi ile, mezhepsel ihtilafları kışkırtmaya çalışmaktadır. Batı siyaseti aynı şekilde, 'İslam halîfeliğinin ilkesi' çevresinde ve 'içinde bulunduğumuz çağda Müslümanların tek bir halîfe etrafında toplanmasının

zorunlu olmadığı' şeklinde çeşitli şüpheler yaymaya çalışmakta; Batının kuvvetini

korkunç derecede güçlendirmeye ve Müslümanların kalplerine Batıya karşı çıkma hususunda korku salmaya gayret etmektedir.

Benzer Belgeler