• Sonuç bulunamadı

Siyasallaþan din

Belgede GERÇEÐÝ ANLAYANLARANE MUTLU (sayfa 40-45)

usevi dininin te-mel kitaplarýn-dan Talmud’un “Yaratýlýþ” bölümü, il-ginç bir soruyla insanla-rý, insanlýklarý konusun-da düþünmeye çaðýrýr: “Her þeye kâdir olan Yüce Allah, niye ger-çekleþtirebileceði halde, ayný anda birkaç Âdem yaratmamýþtýr?” Ve ar-dýndan bunu tamamla-yan bir soru daha: “Bu teklik neyi simgelemek-tedir?”

Bilge hahamlarýnýn yorumlarýna göre amaç, hiçbir beþerin kendi ata-sýnýn –yani kendi Âde-mi’nin- diðerlerinden daha üstün, daha güçlü, daha önemli olduðu gibi boþ iddialara kalkýþma-sýnýn önünü kesmek. Tüm insanlarýn tek ve ortak bir atadan geldiði-ni vurgulamak. Öylece insanlar arasýnda –kim olursa olsunlar- doðuþ-tan herhangi bir ayrýca-lýk ve üstünlük olmadý-ðýný belirtmek, insanýn insana farksýzlýðýnýn al-týný çizmektir.

Þimdi dinin bu evren-sel ilkesi ile, iki askeri kaçýrýldý diye Lübnan’ý bombalayarak,

çocuk-yaþlý, kadýn hasta birçok masum insanýn canýna kýyan Ýsrail Devleti’nin bu tutumu nasýl baðda-þabilir.

Ne yazýk ki, din siya-sallaþtýðýnda özünden uzaklaþýyor, çýkarla kir-leniyor ve kutsallýðýný yitiriyor.

Ancak, halkýn içinden saðduyulu insanlar, yö-netimden hesap sorarak, barýþ için, küçük de olsa bir umut ýþýðý yakýyor.

“Vatan” da çýkan “Ýs-railliler’den özür dile Ýsrail!” baþlýklý bir ha-bere göre, saðcý politi-kasýyla tanýnan ve Ýsra-il’in en çok satan gaze-tesi olan Yeidoth Ahro-not, dün sýradýþý bir ya-zýya imza atarak Ýsrail Yönetimi’nin Filistinli-ler’den, medyadan, halktan, ordudan ve devletin kurucularýndan özür dilemesi gerektiði-ni yazýyor:

FÝLÝSTÝNLÝ-LER’DEN: Barýþý red-dettiðimiz için... Lüb-nan Savaþý yüzünden barýþ görüþmelerini unuttuk. Gazze’nin ye-niden kaynamasýna se-bep olduk.

MEDYADAN:

Hükü-met savaþ boyunca “medya þöyle yaptý, böyle yaptý” diye yakýn-dý. Peki medya olma-saydý savaþtaki skandal-lar ortaya çýkabilecek miydi?

HALKTAN: Ýsrail’in kuzeyinde yaþayan halk, sürekli roket saldýrýlarý-na kurban vermesine raðmen hükümet inatla olaðanüstü hal ilan et-medi.

ORDUDAN: Yetersiz hazýrlýk ve istihbarat ile askerlerimizi intihar gö-revi için gönderdik.

KURUCULARIMIZ-DAN: Ýsrail’i kuranlar mezarlarýnda ters dönü-yor. Politik skandallar içinden çýkýlmaz bir hal aldý.

Özür dilemek, yanlýþý görmenin ve düzeltme-nin ilk adýmýdýr. Dileði-miz hükümetin de bu özrü kabul etmesi ve ayný yanlýþlarý yinele-memesidir.

KONSEY KARARI

Avrupa Konseyi’nin 2 Þubat 1993 tarihli 1202 sayýlý tavsiye kararýnýn 11. maddesi “Tek Tan-rý’lý üç dinin de dayan-dýðý ilkeler, diðer din

baðlýlarýna karþý saygý ve hoþgörüyü içerir” di-yor ve devam edidi-yor: “ Her insan, Tek Tanrý’nýn eseri olmasý bakýmýn-dan, bu sýfatý ile, dini görüþ ve inancý ne olur-sa olsun, olur-saygý gösteril-mesi gereken ve diðer insanlarla ayný haklara sahip olan kutsal bir varlýktýr.”

YOZLAÞAN DÝN

Ýnsanlarý barýþa, birli-ðe ve esenlibirli-ðe götürme-si gereken din, ne yazýk ki onu kullananlar saye-sinde düþmanlýða ve ay-rýlýða neden olmuþtur. Yalnýz dinler arasýndaki kavgalara deðil, ayný din içindeki mezhepler arasýnda bile, kanlý sa-vaþlara yol açmýþtýr. Tüm insanlarýn tek ya-ratýcýsý olan Allah’ý, kendi tekellerinde sa-nan, gönüllere sevgi ye-rine kin tohumu eken, Yaratan’ýn birleþtirmek istediði insanlarý inadýna ayýrmaya çalýþan dar görüþlü dinidarlar, tarih boyunca en büyük zul-mü iþlemiþlerdir. Ýnsan-larý “bizler ve onlar” di-ye ikidi-ye ayýran ve

ken-dilerinden olmayan her-kesi düþman ilan eden köktendinciler, bugün bile din adýna kine hiz-met etmektedirler.

BA BA BA BA BA BU NASIL PAPA

Bu sözlerimizi doðru-larcasýna, Papa 16. Be-nedikt 14 Eylül’de din-akýl iliþkisini irdelediði konuþmasýnda:

“Muhammed’in hangi yeniliði getirdiðini gös-terin bana. Vaaz ettiði dini kýlýç ile yayma tü-ründen kötü ve insanlýk dýþý þeylerden baþka bir þey bulamazsýn” dedik-ten sonra, dini þiddet ile yaymanýn nedeni olarak da Ýslâm’ýn akýl-dýþý ol-duðunu ileri sürüyor.

Bunun üzerine 1,5 milyarlýk Ýslâm âlemi ayaða kalkýyor ve Pa-pa’dan özür dilemesini istiyor. Papa “yanýlmaz” kabul edildiðinden özür dileyemiyor, üzgün ol-duðunu belirtmekle ye-tiniyor.

Papa’nýn geçmiþine baktýðýmýzda, Papa bu-nu hep yapýyor. Daha Kardinal iken “Ýslâm’la demokrasi baðdaþmaz”

diyor. Müslüman Türki-ye’nin Avrupa’da yeri olmadýðýný dile getiri-yor. Her fýrsatta Ýslâm ile diyalogun çok zor olduðundan, ortak yön bulunmadýðýndan ve Ýs-lâm’ýn reforma kapalý oluþundan söz ediyor. Geçtiðimiz Þubat’ta, on-dan önceki Papa 11. Je-an Paul’ün oluþturduðu dinler arasý diyalog ko-mitesini kapatarak Ýslâ-miyet Hýristiyanlýk iliþ-kisine de kapýyý kapatý-yor.

Papalýk, bir dinsel ku-rum olmanýn yanýnda, ayný zamanda bir devlet. Ve Papa, siyasal kimliði ile de, Baþkan Bush’un baþlattýðý yeni Haçlý Se-feri’ne destek verdiðini, Ýslâm’a karþý giriþilen Büyük Ortadoðu Proje-si’nin yanýnda yer aldý-ðýný göstermiþ oluyor.

GEÇMÝÞÝ KANDÝLLÝ

Papa, bu “yeni rolü” için tam biçilmiþ kaftan. Bir Alman olarak, baba-sý polis þefi olan otoriter bir ailede büyüyor. 14 yaþýndayken Hitler gençliðine katýlýyor. Na-zi Ordusu’nda

savaþý-yor. ABD’lerce esir alý-nýyor. Piskoposken 1968’de tüm dünyadaki öðrenci hareketlerinin baþlattýðý lâiklik akýmý-nýn dine zarar vereceði-ni düþünerek muhafaza-kâr oluyor. 1977’de Kardinal olduðunda, Engizisyon Kuru-mu’nun devamý niteli-ðindeki Dinsel Öðretiler Kurulu’nun baþkanlýðý-na getiriliyor. Kendisine sert çýkýþlarý nedeniyle “Tanrý’nýn Rottweiler’ý adý takýlýyor.

Geçenlerde BBC’de yayýnlanan Panorama adlý programa göre 2001’de rahiplerin ço-cuk tacizleri ayyuka çý-kýnca, o zaman “Kardi-nal Ratzinger” olarak bilinen bugünkü Papa, tüm dünyadaki psiko-loglara çok gizli bir teb-lið gönderiyor. Ve þöyle diyor:

“KÝLÝSENÝN çýkarla-rý, çocuklarýn güvenli-ðinden önce gelir. Pis-koposlar, iþlenen suçun kurbanýný, failini ve ta-nýklarýný bu konu hak-kýnda konuþmamaya teþvik etmeli. Kurbanla-ra, iddialarýný tekrar

et-meleri durumunda afo-roz edilecekleri söylen-meli.”

Görüldüðü gibi Pa-pa’nýn geçmiþi yüz aðartýcý olmaktan uzak, hattâ yüz kýzartýcý. Bu durumda þunlarý söyle-mek geliyor insanýn ak-lýna: Ba ba ba ba ba / Bu nasýl Papa!

Dinsel þiddet konu-sunda daha bir bilgilen-mesi için, çok entelektü-el Papa Hazretlerine Av-rupa’yý kana bulayan din ve mezhep savaþla-rýný, Haçlý Seferlerini ve Ortaçaðýn karanlýk yü-zünü sergileyen engizis-yon zulmünü okumasýný öneririz..

“Zaman” Gazete-si’nden Hilmi Yavuz, Papa’nýn “Hýristiyanlýk-ta Tanrý ile akýl arasýnda ayrýlmaz bir bað vardýr” sözüne deðinerek, Al-man Felsefe Profesörü Von Aster’i bilirkiþi gösteriyor. Prof.Von As-ter “Felsefe Tarihi” derslerinde aynen þöyle diyor: “Meselâ, Hýristi-yanlýktaki Allah’ýn in-san þekline girdiði ve bir insan olarak ýstýrap çektiði dogmasý, akla

Ýnsanlarý barýþa, birliðe ve esenliðe götürmesi gereken din, ne yazýk ki onu kullananlar

sayesinde düþmanlýða ve ayrýlýða neden olmuþtur. Yalnýz dinler arasýndaki kavgalara deðil, ayný din içindeki mezhepler arasýnda bile, kanlý savaþlara yol açmýþtýr. Tüm

insanlarýn tek yaratýcýsý olan Allah’ý, kendi tekellerinde sanan, gönüllere sevgi yerine kin tohumu eken, Yaratan’ýn birleþtirmek istediði insanlarý inadý-na ayýrmaya çalýþan dar görüþlü dinidarlar, tarih boyunca en büyük zulmü iþlemiþlerdir. Ýnsanlarý “bizler ve onlar” diye ikiye ayýran ve kendilerinden

olmayan herkesi düþ-man ilan eden

köktendinciler, bugün bile din adýna kine hizmet etmektedirler.

külliyen aykýrý bir ta-savvur, bir paradokstur.

Ayrýca Ýsa’nýn Tanrý-laþtýrýlmasý da düpedüz þirktir; yani Tanrý’ya or-tak koþmadýr. Bir insan olan Papa’nýn “yanýl-maz” sayýlmasý da –bu kadar çok yanýldýðý hal-de- yine Tanrýlýk tasla-mak olup, þirke girer.

Çinliler “Ýnsanýn yüzü kartvizitidir” derler. Ya-ni insanýn içindeki an-lam yüzüne yansýr. O yüzden her insan, yüzü-nün anlamdan sorumlu-dur.

“Cumhuriyet Gazete-si’ndeki köþesinde Ataul Behramoðlu, þair duyar-lýlýðýyla Papa’nýn yüzü-nü gözlemler. Ve þöyle der: “Din adamlýðýyla pek baðdaþmayan, sert ve ironik çizgili, fazlaca dünyevi bir yüzdü bu... Papalýk giysilerini çýka-rýp normal bir kostüm giydirin, pekalâ

günü-müzün bir iþ adamý gö-rünümüne sahip olabi-lir...” Ve noktayý koyar:

“Hayýr, Katoliklerin en büyük ruhani lideri, o dinin peygamberine, Ýsa’ya yakýþmýyor!”

Çok entelektüel olan ve on dil bildiði söyle-nen Papa, keþke bir tek dili, sevgi dilini bilsey-di, bu kendisi ve insan-lýk için çok daha hayýrlý olurdu.

TABLOLAR

Geçmiþte Dostoyevs-ki, dinlerin insan elinde nasýl yozlaþtýðýný göre-rek: “Dünyayý ancak sa-nat kurtarabilir” der. Ve günümüzde bir fotoðraf buna tanýklýk eder:

Yer: Bir Hýristiyan Ki-lisesi, Aya Ýrini.

Sahnedeki Sanatçý: Keman virtüözü Yahudi asýllý Yehudi Menuhin.

Dinleyenler: Müslü-manlar!..

Bir kilisede bir muse-vi müzik yapýyor. Ve Müslümanlar onu hay-ranlýkla dinliyor. Sana-týn sihirli soluðu insan-larý ortak güzelliklerde buluþturup bir ediyor.

Þimdi de siyasallaþan Ýslâm’ýn bugününden, içler acýsý bir tablo su-nalým:

Yer: Ýnsanlarýn ibadet için gittiði Ýsmailaða Camii.

Caminin içi: Müslü-manlar ve onlara ibade-tini yaptýracak olan imam.

Olay: Ýki cinayet. Ce-maatten biri, imamý bý-çaklayarak öldürüyor. Cemaatin diðerleri, öl-düreni linç ediyor. Kut-sal mabet cinayet ma-halli oluyor.

Siyasallaþan dinin, in-san eliyle ne hale geti-rildiðine bir bakýn! Ve buyurun buradan ya-kýn!.

Geçmiþte Dostoyevski, dinlerin insan elinde nasýl yozlaþtýðýný görerek: “Dünyayý ancak sanat kurtarabilir” der. Ve günümüzde bir fotoðraf buna tanýklýk eder: Yer: Bir Hýristiyan Kilisesi, Aya Ýrini. Sahnedeki Sanatçý: Ke-man virtüözü Yahudi asýllý Yehudi Menuhin. Dinleyenler: MüslüKe-manlar!.. Bir kilisede bir musevi müzik yapýyor. Ve Müslümanlar onu hayranlýkla dinliyor. Öylece sanatýn sihirli soluðu insanlarý ortak güzelliklerde buluþturup bir ediyor.

Özenç Kayserilioðlu

Belgede GERÇEÐÝ ANLAYANLARANE MUTLU (sayfa 40-45)

Benzer Belgeler