• Sonuç bulunamadı

2.3. Sivil Toplum Kuruluşlarında Liderlik

2.3.2. Sivil Toplum Kuruluşlarında Liderlerin Karşılaştıkları Sorunlar

Sivil toplum kuruluşları, var oluş amaçları bakımından özel ve kamu sektörü işletmelerinden farklı olsalar da organizasyon yapısı açısından diğer işletmelerle benzer yönetim işlevlerine sahiptirler. Diğer işletmelerde olduğu gibi sivil toplum kuruluşlarında da özellikle kurumsallaşmış ve uluslararası alanda faaliyet gösteren kuruluşlarda, örgütlenme, yönetim ve denetim sisteminin kurulması verimliliğin artırılması, kaynakların güçlendirilmesi, çalışma kalitesinin yükseltilmesi ve topluma daha fazla yarar sağlanması açısından büyük önem arz etmektedir (Özdemir ve Aras, 2013).

Çaha ve diğ. (2013:38) sivil toplum kuruluşu liderlerinin karşılaştıkları sorunları;  Aşırı amatörleşme ya da profesyonelleşme,

 Kaynakların yetersizliği,  Hesap verilebilirlik,

 Tekelcilik, şeklinde ifade etmişlerdir.

Karakuş (2006) ise, sivil toplum kuruluşları liderlerinin karşılaştıkları sorunları şu şekilde ifade etmişlerdir:

 Finansal yetersizlik ve kaynak sağlayamama,  Nitelikli ve yetkin insan kaynağının eksikliği,

 Kurumsallaşma düzeyinin düşüklüğü ve kurum kültürünün sınırlılığı,  Nitelik sahibi yetkin kadroların ve üyelerin eksikliği,

 Üyelerin ve gönüllülerin “sorumluluk” eksikliği,  Kişisel çatışmalar,

 İletişim aksaklıkları,

 Benmerkezcilik ve kariyer eğilimleri,

 Sivil toplum kuruluşları arasındaki rekabetin olumsuz etkileri hedef grupların ve genel olarak toplumun Sivil toplum kuruluşlarının ana stratejilerinin ve kararlarının desteklenip desteklenmediğine dair bilgi edinme ve etkileşim kurma mekanizmalarının eksikliği,

 Lobi faaliyetlerine yönelik olumsuz bakış, lobi faaliyetlerini, haksız talepleri haklı çıkarma girişimi olarak algılamak.

Buna ek olarak, sivil toplum kuruluşlarında yönetim (profesyonel) kadrolarının etik sorunları konulu, Temmuz 1999’da düzenlenen Sivil Toplum Kuruluşları ve Etik

Sempozyumu sonuç raporları kapsamında yapılan değerlendirmede sivil toplum kuruluşu liderlerinin en çok karşılaştıkları sorunlar; kadroların yönetimle ilişkilerinden kaynaklanan sorunlar, ücretlendirme sorunları, diğer çalışanlarla sivil toplum kuruluşu içi ilişkilere yönelik sorunlar şeklinde ifade edilmiştir. Sivil toplum kuruluşu liderlerinin en çok karşılaştıkları sorunlara yönelik değerlendirmeler aşağıda başlıklar halinde ayrı ayrı incelenmiştir.

1. Kadroların yönetimle ilişkilerinden kaynaklanan sorunlar; sivil toplum kuruluşları yönetimlerinin amatör bir mantıkla oluştuğu ve yöneticilerinin amatör bir ruhla büyük özverilerde bulunarak çalıştığı söylenebilir. Bu bakımdan sivil toplum kuruluşu başkanlığı ve yönetimi için yoğun bir rekabet görülmemekte, hatta bazı yerlerde sivil toplum kuruluşları yönetimine üyelerin ısrarı üzerine talip olunmaktadır. Sivil toplum kuruluşları başkanlığı ve yönetiminin zamansal açısından belli bir maliyet getirdiği bir gerçek olmakla birlikte, yöneticilerin beli bir deneyim ve bilgi sahibi olmamaları kurum içerisinde çalışanlar arasında görev tanımlarının belirsizliğine, bilinçli olarak bilginin esirgenmesine veya yanlış bilgilendirmesine, çalışanların kendilerini geliştirebilmeleri için sağlanan olanakların hakça dağıtılamamasına, eğitim olanaklarından istenilen düzeyde yararlanılamamasına, karar süreçlerinde demokratik yönetim ve katılımcı ortamın olmamasına, yapılan işin olduğundan farklı gösterilmesine, kişisel varlığın ve konumun güçlendirilmesi için ortamın haksızca kullanılmasına, yapılan işe saygı ve sorumluluk duyulmamasına, kaynakların etkin ve verimli kullanılamamasına, çalışanların verimlilik ve katkılarının hakça değerlendirilememesine yol açmaktadır (Çaha ve diğ., 2013:37; STP, 2003).

2. Ücretlendirme sorunları: Bu kuruluşlar profesyonelleşmenin gereği olarak dışarıdan ücretli elemanlar istihdam edebilirler bu durumda üst yönetici kadrolar ile alt kadrolar arası ücret farklılığı, ücret politikasının olmaması veya standart olmaması, sosyal haklar tanınmaması veya olanlardan yararlanamama gibi olumsuz sonuçlara yol açabilir (STP, 2003; Özdemir ve Aras, 2013). Bunun yanında özel sektör çalışanları iş yerlerinde gösterdikleri performans neticesinde maaş artışı, terfi ve içsel tatmin gibi ödüller kazanırlar. Fakat sivil toplum kuruluşlarında bireysel bir sorumluluk duygusu toplumsal bir problemin çözümünde, genel refah seviyesinin artırılmasında ve muhtaç olanların ihtiyaçlarının giderilmesinde karşılık beklemeden görev yapmaları beklenir bundan olayı da çalışanlara içsel motivasyon haricin de beklentilerinin olmaması arzu edilen bir durum olarak ortaya çıkmaktadır (Karsan ve Atay, 2013).

Sivil toplum kuruluşlarında ücret genel olarak düşüktür. Bu da kalifiye elemanların kazanılmasını güçleştirmektedir. Buna rağmen kazanılan kalifiye elemanlarınsa kurumun misyonunu benimsemiş ve yapılan işin gönüllülük gerektirdiğini bilmesine rağmen ücretli çalışanlara diğer kurumların aksine düşük ücret verilmesi verimliliği olumsuz etkilemektedir (Özdemir ve Aras, 2013).

3. Sivil toplum kuruluşu içerisindeki ilişkiler: Sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerinde başarılı olabilmeleri, insan ilişkilerinin başarılı olmalarıyla ilişkilidir ve bu ilişki de bireylerarası iletişim ile açıklanabilir. Çalışanlar ve üyeler arasında kurulan iletişim faaliyetlerinde tam ve doğru bilginin sağlanması Sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerinin verimliliğini etkilemektedir. Bundan dolayı; etkili iletişim, örgütte görev yapan herkes (çalışanlar, yöneticiler) için olmazsa olmaz en önemli unsurlardan bir tanesidir (Tiyek, 2013). Sivil toplum kuruluşlarında kuruluş içi ilişkilerde güven sarsıcı yaklaşımlar, olumsuz davranış biçimleri, gönüllüler ve profesyoneller arası ilişkilerde eşitlik ilkesinin göz ardı edilmesi yaşanan problemler arasındadır. Kararlara katılma sürecinde çalışan fikirlerinin alınması, bir kurumun performansını kurum içinde ve dışında, kurumun kontrolünde veya kontrolü dışında etkileyen her şeyin yönetimin-liderliğin ilgi ve sorumluluğu dâhilinde olduğu bilincinin tam oturmaması sivil toplum kuruluşlarında yaşanabilecek önemli bir liderlik sorunudur (STP, 2003).

Sivil toplum kuruluşları yönetiminde başka bir önemli sorunu da “demokratik örgütsel kültürün eksikliği” olarak ortaya çıkmaktadır. Bu sorun temel olarak örgütsel kültürle, yani düşük süreklilik düzeyi, sözlü kültürün hakim iletişim biçimi olması, dokümantasyonun, arşivlemenin ve raporlamanın eksikliği, sorumluluk kavramını gönüllülük kavramının karşıtı olarak görme anlayışı vb. ile ilgilidir (Çalışkan ve diğ., 2005). Allen ve diğerleri (2013) sivil toplum kuruluşlarında örgüt iklimi ve örgüt kültürü oluşturmada kurum yöneticilerinin liderlik tarzlarının kritik bir öneme sahip olduğunu belirtmişlerdir.

2.3.3. Sivil Toplum Kuruluşlarında Liderlik Tarzlarının Değerlendirilmesi