• Sonuç bulunamadı

Devletin Oluşumu

SİYASİ COĞRAFYA

siyasi anlamda küçük birim ve birliklere ayrılmıştır. Netice de beşeriyet açısından siyasi parçalanmışlık ortadır. Küreselleşme aslında bütünü temsil eden dünya gerçeğinden hareketle, iktisadi, sosyal, ekolojik ve politik noktalarda birleşme ve ortak hareket edebilme eğiliminin bir ifadesi olarak karşımıza çıkmaktadır (Karabağ, 2014: 134).

Küreselleşme eğiliminin, siyasi coğrafya alanında yeni inceleme mevzuları ortaya çıkardığı anlaşılmaktadır. Siyasi coğrafyanın devlet ve yer arasındaki bağlarını kapsayan inceleme alanı yeryüzündeki siyasi değişimlerin ortaya konmasını genel olarak hedeflese de küreselleşme eğilimleri alan adına yeni sorgulama noktaları yaratmıştır. Küreselleşme karşısında, siyasi coğrafyanın temel inceleme konusu olan devletin, farklı bir role büründüğünü söylemek mümkündür. Zira devlet şekilsel manada değişime uğramaktadır. Bu değişimi, devletin hâkimiyet sahasının zayıflaması olarak yorumlamak mümkündür. Önceki asırlarda her durumun belirleyicisi olarak karşımıza çıkan devletin, küreselleşme ile birlikte karar ve hamlelerinde çeşitli sınırlılıkların ve engellerin olduğunu belirtmek yerinde olacaktır. Çünkü siyasi bir organizasyon olan devlet, günümüzde önceki asırlarda olduğu gibi kararları alırken tek başına değildir. Devlet, karar alma gücünü çeşitli aktörlerle paylaşmakta ve bazen de bu aktörlerin aldığı kararlara uymaktadır. Zamanda ve mekânda ortaya çıkan yakınlığın ve hızın da ifadesi olarak kullanılan küreselleşme, güçler dengesinde yeni aktörlerden ve devletlerden oluşan yeni bir sistemi öngörmektedir. Özellikle ekonomik kuruluşların, devletlerin siyasal faaliyetlerinde ve kararlarında meydana getirdiği etkileri küreselleşme ile açıklamak mümkündür.

Küreselleşme devletin konumu üzerinde bir değişim yaratırken, bu durum aynı zamanda devletlerin uluslararası ilişkilerini de farklı bir yapıya taşımaktadır. Küreselleşme sistemi uluslararası alanda politikaların oluşumunda da ağırlığını hissettirmektedir. Küreselleşme ile devletlerarası örgütlenmelerin sayısı oldukça artmıştır. Ama küreselleşmenin amacına uygun olarak devletlerarası örgütlenmelerin sayısı ne kadar artarsa artsın, mekân üzerinde karar verici çeşitli aktörlerin etki ve güç alanının devletlere rağmen daha yetkin hale geldiğini belirtebiliriz. Siyasi coğrafya,

küreselleşme eğiliminin mekân üzerindeki etkilerini ve devlet yapısındaki değişimi de kendisine doğal olarak konu edinecektir.

Siyasi coğrafyanın konusunu, yukarıda da değinildiği üzere insan topluluklarının mekân üzerindeki coğrafya kaynaklı siyasi faaliyetleri meydana getirir. Ama bu ilişkiden ortaya çıkan devlet sisteminin küresel anlamda beliren ilişkileri de siyasi coğrafyanın araştırma sahası içinde yer almaktadır. Bakış açısı olarak devlet ve onun kurulduğu yerin özelliklerini tespite yönelen siyasi coğrafya, aynı zamanda devletin diğer siyasi organizasyonlarla bağları ve ilişkilerini de inceler. Bu inceleme genel manada coğrafi koşulların, bu ilişkilerdeki etki derecesinin anlaşılmasına yönelik olduğu söylenebilir.

Günel (2008)’e göre günümüzde devletlerin uluslararası ilişkileri incelendiğinde, çeşitli konuların bu ilişkilerde büyük rol oynadığı görülecektir (Şekil 16). Bu meseleler ve girişimler devletlerin uluslararası politikalarının ana eksenini oluşturmaktadır. Bu sorunlarının genel olarak coğrafi koşullarla alakalı olduğu ise ortadadır. Coğrafi koşulların ve durumun, devletlerin uluslararası alanda siyasetlerine tesir etmede ve siyasetlerini belirlemedeki etkisi oldukça büyüktür (Günel, 2008: 17).

Şekil 16: Uluslararası İlişkileri Belirleyen Temel Konular.

Küresel Strateji Sınırlar Toprak Azınlık Sorunları Kıta Sahanlığı Anlaşmazlıkları Karasuları Anlaşmazlıkları Deniz Hukuku Ticari Antlaşmalar

Devletin gelişimini ve devamını sağlayabilmesinde, iki husus ön plana çıkmaktadır. Devletin iç ve dış siyaseti olarak belirtilebilecek bu hususlar, aynı zamanda devletin gücünü tespit etmede değerlendirilebilecek noktalardır. Bir devletin iç siyaseti, daha sonra da dış ilişkilerinin, o devleti dünya üzerinde siyasal güç açısından analiz edilebilmesine olanak tanımaktadır. Siyasi coğrafya; devletin oluşumunu nasıl coğrafi faktörlerin etkileri ile açıklamaya çalışıyorsa, devletin gelişim sürecini de coğrafya merkezli olarak değerlendirmektedir. Şekil 16’da belirtilen uluslararası ilişkilerinde özünü meydana getiren konular değerlendirildiğinde, bu konuların neredeyse tamamının coğrafi anlamlar taşıdığını söylemek yerinde olacaktır. O halde siyasi coğrafya da bu konuları, kendi alan gelenekleri ve metotları ile inceleme konusu yapacaktır. Başka bir anlatımla; devletlerin uluslararası ilişkilerini etkileyen ve bu ilişkilerin yönünü tayin eden, coğrafi unsurların varlığı siyasi coğrafya tarafından incelenmektedir.

Siyasi coğrafya, devletin iç siyasetinin uygulanmasında etkin olan coğrafi unsurlarla da çok yakından alakalıdır. Çünkü devletin kamu hizmetleri adına yürüttüğü politikalarda, coğrafi açıdan olumlu ya da olumsuz anlamda neticeler ve değişimler meydana gelebilmektedir. Devletin iç siyasetinde bir diğer yön, yine siyasi coğrafya tarafından işlenmeye elverişlidir. Devleti meydana getiren milletin siyasi tercih ve eğilimlerinde, coğrafi koşulların tesirlerini hissetmek mümkündür. Demokratik devletlerde seçimler üzerinden, bu yönelimleri belirlemek veya coğrafi koşulların etki derecesini tespit etmekte mümkün olabilmektedir. Seçimleri, seçim bölgelerini ve seçim bölgelerindeki tercihler ve eğilimleri, fiziki coğrafya şartlarının yarattığı etkilerle de açıklama girişimleri bulunmaktadır. Literatür taramalarında, siyasi coğrafya açısından seçimleri değerlendiren çalışmalara da rastlamak mümkündür.

Günel (2008)’e göre siyasi coğrafyada yeni bir eğilim olarak, genel seçimlerin ve halk oylamalarının incelenmesi isteği meydana gelmiştir. Bu incelemelerde iki yön dikkati çekmektedir. Siyasi coğrafyacılar seçim bölgesinin özelliklerini dikkat alarak, seçim sonuçları hakkında fikir ortaya atıp, öngörülerde bulunmaktadır. Diğer yönde ise mevcut seçim ile ilgili neticelerin yorumlanmasından hareketle, sonuçlar ile o ülkenin coğrafi özellikleri arasındaki bağ araştırılmaktadır (Günel, 2008: 22).

2. 5. 2. 1. Coğrafya ve Siyaset

Siyasi coğrafya bir anlamda coğrafi koşul ve etkilerin, siyasi davranış ve oluşumlarda izini süren bir bakış açısıdır. Siyasi davranış ve oluşumlarda, başka faktörlerinde etkileri vardır. Lakin siyasi coğrafyada algılama zemini, coğrafyanın yarattığı ya da neden olduğu mekân üzerindeki siyasi gelişmelerdir. Coğrafya tanımlarının neredeyse tamamında karşımıza çıkan mekân ve insan kavramları, coğrafyanın bu iki unsur arasındaki bağlantıların ortaya konmasına yönelik bir araştırma alanına sahip olduğunu göstermektedir. Siyasi coğrafya bu ilişkiler silsilesinin açıklanmasında, coğrafyanın ilke ve yöntemlerini kullanarak yani coğrafi bakış açısına uygun bir şekilde siyasi bir etüt gerçekleştirir.

Siyasi coğrafyada temel inceleme alanı olan devletin, ortaya çıkışında dahi çeşitli coğrafi faktörler görülmektedir. Bununla birlikte devletin ortaya çıkışı aslında coğrafi açıdan da konumun belirlenmesi manasına gelmektedir ki; siyasi coğrafya “konum” açısından da bu mevzunun muhatabı haline gelmektedir. Devletin konumunun yarattığı her sonuç ve bu sonuçlarla ilgili siyasi durumda doğal olarak, siyasi coğrafya ile ilintilidir.

Günel (2008)’e göre devletin ya da siyasi organizasyonların meydana gelişinde, devletlerin iç ve dış siyasetinde rol oynayan çeşitli etmenler vardır. Bu faktörlerden birisi de coğrafi faktörlerdir. Fakat coğrafi faktörler ya da başka bir anlatımla mekânla insan arasındaki ilişki ve etkileşimler, devletin kendine has karakterinin meydana gelmesinde büyük pay sahibidir (Günel, 2008: 14).

Akengin (2017)’in Jones (1954)’tan aktarımına göre siyasi coğrafya; coğrafya ve siyaset ilimleri arasında bir köprü vazifesi görür (Şekil 17). İnsanı ve insan topluluklarının davranışlarını inceleyen tüm ilim dallarında ortak noktalar vardır. O halde bu ortak noktalar coğrafya ve siyaset ilimleri arasında da vardır. Siyaset ilmini ortaya çıkaran farklı alanlarda coğrafi etmenlerin tesiri göz önünde tutulduğunda, coğrafyanın siyaset açısından da tesirin araştırılması gerekmektedir (Aktaran: Akengin, 2017: 15).

Şekil 17: Coğrafya, Siyaset ve Siyasi Coğrafya.

Siyasi coğrafyanın çıkış noktasının, siyasi faaliyetlerde coğrafi etkinin tespitine yönelik olduğu söylenebilir. Bu etkinin yani coğrafi koşulların siyasete olan etkisinin analizinin çok kolay olmadığı da ortadadır. Zira buna sebebiyet veren durum,