• Sonuç bulunamadı

Günler ilerledikçe sadece İsmet Paşa hükümetinin faaliyetlerine değil aynı zamanda CHF’nin yapısına da eleştiriler artmıştır. Ağaoğlu Ahmet Bey, yazdığı bir yazıda SCF’nin kuruluşundan beri bazı gerçeklerin ortaya çıktığını belirtiyordu ve ortaya çıkan gerçeklerden bir tanesi “Cumhuriyet Halk Fırkasının çürüklüğü” idi.. O şöyle devam ediyordu: “Bütün memleketi kucaklamış, memleketin en ücra köşelerine kadar yayılmış ve zahiri teşkilatı adeta bir orduyu andıran bu koca fırka, teşkilatını henüz yapmağa başlamış adeta emeklemek çağında bulunan yeni bir fırka ile ilk temasında bile şaşaladı, bocaladı ve muvazenesini kaybetti... bu muazzam bina hakikatte sağlam maddelerden kurulmamış bir yığın imiş!... Görülen kötülüklere

karşı en ufak itirazlara tahammül edilmez oldu. Yükselen şikayetlere karşı daima “Dumlupınar Zaferi” ve Lozan Muahedesi gösterildi”162.

Ağaoğlu Ahmet Bey’in bu makalesi pek çok ayrıntıya değinmiştir. Ancak dikkat çekici olan nokta CHF’nin henüz yeni kurulmuş bir fırkayı bu derece karşısına almış olması ve CHF’nin eleştirilere tahammül gösterememiş olmasıdır. Yine bir diğer önemli nokta ise CHF’nin karşılaştığı en ufak tenkitler karşısında bile milli mücadele esnasında yapılanların öne sürülmesidir. Bu hatırlatma esas olarak SCF’nin ve SCF’yi destekleyenlerin, CHF’ye yönelttikleri eleştirilere karşı CHF’nin en önemli savunması olmuştur. CHF bir nevi halkın dikkatini CHF’nin tarihsel işlevine yönelterek SCF’nin mevcut eleştirilerinden kurtulmaya çalışmıştır.

CHF’nin mevcut yapısına getirilen bir diğer eleştiri ise şöyledir: “... Kendini sarsılmaz zanneden bir fırka, yerlere yuvarlandı, sevilmiş zannedilen şahsiyetlerin hiç sevilmediği anlaşıldı. Yok sanılan umumi efkarın var oluğu sabit oldu. Öyle denilebilir ki, siyasi mücadele hayatına çoktan girmiş memleketlerde bile halkın böyle tek adam şuurile ve tek adam halinde hareketi nadir görülmüştür... Tek firka diktatörlüğü altında daima çehreler maskelidir. Şimdi bu maskeler birer birer düşmeğe başlamış, yavaş herkesin karakteri meydana çıkmıştır”163.

CHF’nin kendi yapısı gibi iç siyasette de başarısızlığı muhalif basın tarafından ileri sürülmüştür. İç siyasette başarısızlığın nedeni ise özellikle tek parti yönetiminin olması ve bunu kontrol edecek başka partinin olmamasına bağlanmıştır164. Bu noktada özellikle İsmet Paşa’ya sorumluluk yüklenmektedir. “...İsmet Paşa Hz. Şimdiye kadar muhalif bir partinin teftiş ve mürakabesine tabi olmadığı için icraatının hesabını lüzum görürse yalnız kendi fırkasına veriyor”165.

SCF’yi destekleyen çevreler ülkede yaşanan sıkıntıları bir noktada İsmet Paşa etrafında da toplamaya çalışmış oluyorlardı. SCF’nin pek çok noktayla ilgili olarak İsmet Paşa hükümetine tenkitleri olmakla beraber, SCF’nin kurulmasıyla

162 Serbes Cumhuriyet 26 Teşrinievvel 1930. 163

Serbes Cumhuriyet, 31 Teşrinievvel 1930. 164 Serbes Cumhuriyet, 2 Teşrinisani 1930. 165 Serbes Cumhuriyet, 2 Teşrinisani 1930.

birlikte bir anda böyle keskin bir muhalif grubun SCF etrafında toplanmış olmasının en temel sebebi ülkede yaşanan iktisadi buhrandı.

Ancak Cumhuriyetin ilan edilmesinden beri ciddi bir muhalefetin oluşmasına dönemin şartları gereği izin verilmemiş olması; şimdi kontrol altında oluşmuş SCF’nin etrafında pek çok farklı düşünceye sahip insan grubunun toplanmasına neden olmuştu. Şimdi SCF etrafında toplanan kesimler Cumhuriyetin kurulmasından beri suskunluklarını bozmuş olan bu muhalif çevreler esas itibariyle de SCF-CHF arasındaki gerginliğin tırmanmasına neden olan etkenlerin başında geliyordu. Çünkü SCF’nin oluşması kontrollü bir girişimdi. Ancak SCF’nin Türk siyasi hayatında üç buçuk ay gibi bir süre kalmış olması dönemin Türkiyesi’nde SCF etrafında oluşmuş muhalif çevrenin kontröl edilemeyecek olmasından kaynaklanmaktadır. CHF mensupları tarafından SCF çevresinde oluşan bu muhalif çevrenin tehlike olarak algılanması ise henüz Türk Devriminin tamamlanmamış olması ve bu muhalif çevrenin yapılmış ve yapılmakta olan devrimlere karşı olan bir grup olarak algılanmasından kaynaklanmaktadır.

Ancak yine de SCF’nin içinde ve çevresinde yer alan muhalefetin o dönem Türkiyesi’nde yaşanan sorunlara ve özellikle iktisadi soruna çözüm arayışları konusunda samimi olduğunu söyleyebiliriz. Bu noktada ise getirilen eleştirilerin başında devletin iktisadi alandaki faaliyetine tenkitler getirilmiştir.

“... Bir devlet, iktisadi olabilmek için iktisadiyatı serbest bırakmak mecburiyetindedir. Devletin vazifeleri iktisadi değildir. İktisadi vazifeler tamamen millete aittir. İktisadi sahada devlete düşen vazife, milletin iktisadi vazifelerini işgal etmemek, serbestisini tehdit eylememek, yani gölge etmemektir. Ticaret devletin işi değildir. Sanayi devletin işi değildir. Eğer bu işleri devlet yerine yapacak hususi şirketler ve şahıslar bulunmazsa, veya bu hususi şirketler ve şahıslar dururken devlet bu vazifeleri yaparsa her iki şekilde de buna ancak teessüf edilebilir. Çünkü devletin iktisadi faaliyetine milli iktisadiyatın inkişafına engel olacak hareketlerden sakınmak, sahayı iktisadi faaliyetlere daima serbes bırakmaktır”166.

Yine SCF’yi destekleyen basın ülkede yaşanan iktisadi sıkıntının sadece dünyada yaşanan “umumi krizle açıklanamayacağı görüşündedir: “Halk fırkasının eski azaları ve yeni yardakçıları, iktisadi vaziyetimizin acıklı manzarasını kendiliğinden hasıl olmuş, önüne geçilmez tabii bir hal diye göstermiye, yanitakip edilmiş olan mali ve iktisadi siyasetin hatalarını örtmiye çalışıyorlar. Bu beyhude bir gayrettir. Bizdeki buhran ile cihan buhranı arasında menşe ve netice itibarile esaslı farklar vardır... Cihan buhranında Türkiye’nin müteesir olmaması lazım geldiğini kimse iddia edemez. Ancak bu tesir, yalnız başına bizim iktisadiyatımızı bugünkü vaziyete sokamazdı”167.

SCF’nin eleştirilerini göz önüne aldığımızda son aşamada CHF ile yaşanan gerginliğin nedeni onlara göre CHF’nin ciddi tenkitlere tahammül edememesinde toplanıyor. SCF’yi destekleyen basın kesimi CHF’yi şöyle tarif ediyordu: “...Onlara göre muhalefet dizginsiz gitmektedir. Yani onlar dizginli bir muhalefet istiyorlar. Tabii dizginleri kendi ellerinde olmak şartile”168.

Bir başka yazıda ise CHF’ye bakış şu şekilde karşımıza çıkmaktadır: “... ilk doğduğu günden beri muhalefete karşı cephe almış olan Serbest Fırkayı hem içinden, hem dışından yıkmak için kat’i bir karar almıştır... Maksatları mürakabeden azade kalarak bu memlekette bilakayt ve şart hâkim olmaktır”169.

Yer verdiğimiz örnekler dönemin Türkiyesinde CHF’nin tek parti yönetimine gösterilen tepkilerin açık göstergesi olmuştur. SCF’nin kapanmasından sonra bile İzmir’de onu destekleyen gazetelerden olan Serbes Cumhuriyet gazetesinde CHF’ye eleştiriler devam etmektedir. “... Bütün halk şikayet ettiği için bütün halk kabahatli oldu. S.F. etrafında toplananlara irtica, komünizm, ihtiras tamgası vuruldu. Vatandaşların reyleri neticesiz bırakıldı. Bir tazyik ve tehdit siyaseti takip edildi. Neticede... halk fırkası yine ortada yapayalnız kaldı... Görülüyor ki Halk Fırkası serbes taraftar istemiyor”170.

167 Serbes Cumhuriyet, 2 Kanunuevvel 1930. 168

Serbes Cumhuriyet, 4 Teşrinisani 1930. 169 Serbes Cumhuriyet, 7 Teşrinisani 1930. 170 Serbes Cumhuriyet, 1 Kanunievvel 1930.

Benzer Belgeler