• Sonuç bulunamadı

C) NÂME-İ DİL’İN TAHLİLİ

II. 1 2 Kadeh-Şarâb

II.2. Sevgili

II.2.3. Sevgili ile ilgili diğer unsurlar

Divan şiirinde kuy olarakta adı geçen sevgilinin oturduğu yerden sıklıkla bahsedilir.402 Sevgilinin oturduğu yer olan köy, yurt, sokak veya mahalle oldukça önemlir. Âşık her zaman oraya ulaşıp oradan hiç ayrılmamak ister ve bunun için birçok yol dener. Sabâ yeline yalvarıp, yakararak sevgili hakkında ona haber, bilgi vermesini ister. Sevgilinin sultan, herkesin ona muhtaç olduğu yurdunda âşık için bir

401 Pala, Ansiklopedik Divân Şiiri Sözlüğü, s. 405. 402 Karçebaşı, s. 61-62.

108

dilenci olabilmek, dünyaya sultân olabilmekten çok daha önemlidir. Sevgilinin mahallesini gözyaşlarıyla sulayan âşık, Ka’be gibi de tavaf eder.403

Mahallenin itlerinin sevgilinin kûyunda toplanmış olmasından dolayı âşık orada bulunmaktan dolayı hep huzursuzdur. Çünkü âşık sevgilinin yakınında bulunan her şeyi, herkesi kıskanır. Ya aşığın rakipleri ya da oranın bekçisi olan bu köpekleri de bu yüzden kıskanır.404

Lâle-zâr, gül-zâr, bahçe, gül-şen, gül-istan, çemen-zâr, sebze-zâr vb. gibi cennet kadar güzel olarak düşünülen bu mekânlarda yaşayan sevgili içinde uygun olan bu yerlerde yaşamasıdır.405

Beyitte semt, ser-i kūy, gülşen-i kūy-i nigār, ma⌠al, gülşen-i kūy, kūy, ka‘be-i kubbe, ma⌠le, semt-i cānān, diyār, göy kavram ve terkiblerle geçmektedir. Sevgilinin sokağının başında gezip, tozarak gece-gündüz sersem ve dermansız bir şekilde dolaştığını dile getiren âşık (778) duyduğu aşk acısından ötürü göğsünü çekip, ahlayarak yine geze geze sevgilinin mahallesine geldiğini (155), sokakta sevgilinin yalnız oturduğunu görünce gönlünün dünyalar kadar sevinçle, mutlulukla dolduğunu (159), sevgilinin semtinden gezip, geçerken onun yüzüne bakmaya utandığını (126), sevgilinin mahallesini kabeye, evini de kabenin tavanına benzeterek âşıklar takımının kıble tarafında onun olduğunu söyleyip sevgilinin bir sürü aşığı olduğunu ve yaşadığı ev ve mahallenin bile çok değerli olduğunu dile getirmektedir.

╦ıble-gāh-ı zümre-i ‘uşşā╧ sensinkim seni└

Ka‘be-i kubbe└dir anca╧ beyt-i ‘ulyādan ġaraż (15. Gazel 3.)

II.2.3.2. Nigâh

Sözlükte göz, bakma, göz atma, bir bakış406

anlamlarına gelmektedir.

Beyitlerde nigāh, na█ar ╧ıl, na█ar, nigāh-ı ragbet, ‘a▀f-ı na█ar, nigeh, nigeh-i mer⌠amet, nigeh-bān şekillerinde geçmektedir. Sevgiliye senin mert biri olduğun belli iyilik yapıp bana bir kere bak diyen şair (181); gözlerin kime istekle bakmakta,

403Ayşe Işıl Taş, Şeyh Gâlib Dîvânı’nda Sevgilinin Güzellik Unsurları, (Yüksek lisans Tezi), Trakya

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Edirne, 2013, s. 175.

404

Karçebaşı, s. 61-62.

405 Nejat, Sefercioğlu, Dîvan Şiirinde Çevre, 2009, Erişim tarihi: 02 Mart 2017

http://www.geocities.com/msefercioglu/makaleler/divansiirindecevre.htm., s. 2.

109

kiminle bakışmakta diye sormakta ve sakın gidip yüzünü yabancılara gösterme diye uyarmaktadır.

(Nun) Nigāh-ı ragbeti bilmem kime eyler gözü└

(Vav) Varub aġyāra gösterme ╩a╧ın cānā yüzü└ (14. Gazel 13.)

Bu beyitlerde de âşığın onun için yazdığı mektup eline ulaşınca bir bakışını şiirlere yönelten sevgilinin (541) eğilerek şiire bakıp, çok beğenerek maşallah dediğini anlatmaktadır.

Çünki eş‘ārıma ‘a▀f itdi nigāh Bi└ beġendi didi māşāallah (330)

II.2.3.3. Nâz

Sözlükte kendini beğendirmek için yapılan işve, cilve ve şive; bir şeyi beğenmeyerek karşısındakini mecburen yalvartmaya ve el üstünde tutulup yetiştirilmiş olmaktan kaynaklanmış hoppalık, şımarıklık407

anlamlarına gelmektedir. Beyitlerde mecbūr-i nāz, nāz ü istiġnā, ol-şū─, nāz, serv-i nāz, nazlı, ol-şū─, nāzen, dil-ber-i nāzik, şū─, şīveli, cilveli, nāzlı, gül-i nāzik, ─ā▀ır-ı nāz, şū─-ı mümtāz, nāz eyler, nāzen, şū─-ı sitem-kâr, şū─ībe, nāz u edā, istiġnā, ibrāz-ı nāz, şū─-u sīmīn- ber şekillerinde geçmektedir. Rüzgâra sevgilisi için gönül alan, edalı, cilveli, nazlı yârim diyen şair (385), diğer güzellerden daha üstün, seçkin olan şuh sevgilisinin ahlaklı olduğunu, bu devirde ona eş, benzer birinin olmadığını (441), salına salına yürüyüp pek çok işve, cilve ile konuşarak geldiğini (353), o zamandan beri nazını çekip yalvartmalarına göğüs gerdiğini ve sevgiliyi gördüğü her yerde boynunu büküp üzüldüğünü (247); o acımasız, nazlı yârinin feryad, figan, ağlama ve ahının sebebi olduğunu (465), dünyada neyin nolacağının belli olmadığını bir zamandan beridir ona naz yapan işveli yârinin bir gün sevda yüzünden kendisinden çok daha kötü, perişan bir hale düşebileceğini söylemektedir.

Şimdi nāz eyler ba└a bir va╧t olur ol nāzenīn

‘Āş╧ ile benden beter berbād olur ‘ālem bu ya (20. Gazel 4.)

407

110 II.2.3.4. Hâk-Pây

Divan şiirinde âşık için çok önemli olan sevgilinin ayağının tozu ve toprağı,408

aynı zamanda âşıkları birbirine düşürmektedir.409

Sevgilinin kapısı olan eşikte onun ayağının tozu vardır410

ve âşık orada ayak toprağı olmayı ister, bunun içinde daima hazırdır. Ayrıca bu eşikte âşık her zaman yüzsuyu ve gözyaşı dökmektedir.411

Beyitlerde ─āk, pāy, ─āk-pāy olarak geçmektedir. Şair beyitte uzun zamandır sevgiliyi özlediğini, onun kapısına giderek ayağına yüzünü, gözünü sürmek istediğini (123); ayağının toprağından her ne kadar uzak olsa da lütfunu beklediğini ve lütfundan ümidinî kesmediğini dile getirmektedir.

⌡āk-pāyıñdan seni└ oldumsada cānā ba‘īd

İltifātı└dan yine ben eylemem ╧a▀‘ ümīd (10. Gazel 1.)

Bir başka beyitte ise âşık sevgiliden gördüğü iltifat sonucu ona ayağının toprağının tozunu yüzüme çekeyim demekte ve sonra da Allah seni kötü, pis, fena gözlerden korusun (14. Gazel 14.). Ömrün boyunca gam, acı görme. Benim gibi birçok kişi yolunda toprak olsun şeklinde sevgiliye dua etmektedir.

Görmeye müddet-i ‘ömründe keder Yoluna ─āk ola ço╧ ben gibiler (820)

II.2.3.5. Ülfet

Ülfet kelimesi sözlükte alışma, kaynaşma, senli benli olma, görüşme ve konuşma, ahbaplık, dostluk etme; ülfet etmek de samimi davranıp yakınlık göstermek anlamlarına gelmektedir.412

Beyitlerde ülfet, meclis, ╩o⌠bet, pādāş, sırdaş, ‘arż-ı mu⌠abbet, iltifāt, e╫nā-yı ma⌠abbet, ma⌠abbet, dır-i rāh-ı ma⌠abbet, peyġām-ı ülfet, rişte-i ülfet, mu⌠abbet, ünsiyet kavram ve terkibleriyle kullanılmaktadır. Sevgilisinin ülfetine mazhar olan şair, ona bazen kendisiyle görüşüp konuşmasını; zamanı olursa mahallesine

408 Taş, s. 177. 409 Karçebaşı, s. 64. 410 Karçebaşı, s. 64. 411 Taş, s. 177. 412 Parlatır, s. 1763.

111

gelmesini diyerek (183) bu şekilde konuştukları sırada sevgilisinin ona acıyarak yazık sana ağlayıp inleyen ve divane Rahmi dediğini (320), o izin vermediği müddetçe kimse ile dostluk kurmayacağını (686), ruhu bedeninde olduğu müddetçe onunla olan samimiliğinin, yakınlığının devam edeceğini söylediğini (688), bu kavuşma gününde sevgilisi ile bu şekilde akşama kadar konuştuklarını ifade etmektedir.

Yār ile çünki bu ╩o⌠bet oldu Rūz-ı vu╩lat yine şāmı buldu (371)

Başka bir beyitte ise sevgiliye olan içten sevgisine bu yolda engel olmaya kimsenin kalkışmamasını, sevgili için bu yolda canını hiç düşünmeden hiçe sayacağını, bunu da herkesin bildiğini dile getirerek gözdağı vermektedir.

Olma dır-i rāh-ı ma⌠abbetde ─ulūs-ı pākımız

Ço╧ bilür ki cān içün yo╧dur bu yolda cā└ımız (12. Gazel 1.)

II.2.3.6. Sevgilin olumlu özellikleri

Divan şiirinde sevgiliden değişik biçimlerde kerem, ihsan, lütuf, inayet, rahmet, merhamet vb. etmesi beklenir.

Benzer Belgeler