II. BÖLÜM
III.3. Sessizlik Tipleri
Van Dyne, Ang ve Botero (2003), sessizliği ve sesini çıkarmayı kendi içinde sınıflandırmaya ve çalışanları bu davranışları yapmaya sevk eden güdüleri incelemeye çalışmışlardır. Sessizliği; kabullenici sessizlik, korunma amaçlı sessizlik ve koruma amaçlı sessizlik olarak üç başlık altında incelemekte ve sesini çıkartma şekillerini de sessizlik türlerinde olduğu gibi üç başlıkta incelemektedirler (Çakıcı, 2010: 31).
III.3.1. Kabullenici Sessizlik
İş görenlerin kasıtlı olarak sessizliğe bürünmesi ve kendisini dışarıda bırakması şeklinde tanımlanmaktadır. Birey, örgütü içinde bulunduğu durumdan kurtarmak için mevcut olan alternatiflerin farkındadır fakat yine de bireyin isteksiz davrandığı belirtilmektedir (Zehir, 2011: 1).
Kabullenici sessizlikte, kişiler kasıtlı olarak ilgisiz davranışlar içerisindedirler. Bu kişiler içinde bulunulan durumu kabullenirler ve bu mevcut durumu değiştirebilmek için hiçbir davranışta bulunmazlar ve açıkça konuşmazlar. “Konuşsam da yararı yok” düşüncesine kapılırlar. “Boşver böyle gelmiş böyle gider”, “boşuna çeneni yorma, hiçbir şeyi değiştiremezsin” gibi bildik sözlerle kabullenici sessizlik iş yaşamında kendini göstermektedir. Bu nedenle öğrenilmiş çaresizlik ile kabullenici sessizlik birbirlerine yakın kavramlardır. Öğrenilmiş çaresizlik içerisindeki bireyler sineye çekme, sessizleşme ve ilgisizleşme gibi davranışlara yönelmektedirler. Görüldüğü gibi kabullenici sessizlikte, örgütün sorunlarına karşı kasıtlı bir ilgisizlik söz konusudur ve mevcut olanı değiştirme, geliştirme çabası söz konusu değildir. İş görenler sadece kendilerine verilen işi yaparlar ve daha sonra zaman doldururlar. Ayrıca kabullenici sessizliğe neden olan bir başka konu ise
örgütte yapılacak olan değişikliklerin örgütün yapabileceklerinden daha fazlasını gerektirdiği düşüncesidir (Çakıcı, 2010: 32).
III.3.2. Korunma Amaçlı Sessizlik
Korunma amaçlı sessizlik, özünde korku ve kaygı olan kendini savunma davranışından ortaya çıkmaktadır. Korunma amaçlı sessizlik, kendini dışarıdan gelecek zararlara karşı korumak amaçlı ilgili bilgi ve görüşleri saklama olarak ifade edilmektedir. Kendini korumak için yapılan bu davranışta; sorunları görmezden gelme, yapılan kişisel yanlışları saklama ve yeni fikirleri gizleme davranışları yer almaktadır. Pinder ve Harlos (2001) sineye çekme davranışını da koruma amaçlı sessizlik davranışı içerisinde ifade etmektedirler. Sineye çekme, geçici bir sessizlik olarak görülmektedir ve birey açıkça konuşmaya ikna olabilir. Birey yapılan yanlış davranışların ve haksızlıkların bilincindedir ve sadece bu duruma karşı gelebilecek insanlara karşı sessizliğini bozmak ister ve bunun için doğru zamanı bekler (Çakıcı, 2010: 33- 34).
Korunma amaçlı sessizlik, alternatifleri göz önünde bulundurmayı kapsar ve kişi o andaki en iyi stratejinin bilgi, görüş ve düşünceleri kendine saklamak olduğuna karar verir. Kabullenici sessizliğe göre korunma amaçlı sessizlik daha proaktiftir, kabullenici sessizlik pasif itaat anlamına gelmektedir. Korunma amaçlı sessizlikte açıkça konuşma korkusu ve yeni fikirlerle ortaya koyulacak değişiklik önerisinin kişisel olarak riskli sonuçlar doğuracağı korkusu nedeniyle fikir ve bilgi saklama söz konusu olmaktadır (Zehir, 2010: 1).
III.3.3 Koruma Amaçlı Sessizlik
Topluma, diğer bireylere ve örgüte faydalı olmak için fedakârlığa ve işbirliğine dayalı olarak iş hakkındaki bilgi ve görüşlerin gizlenmesi koruma amaçlı sessizlik olarak ifade edilmektedir. Başkaları düşünülerek yapılan bu davranışta; özveride bulunma ile örgüt ve diğer bireyleri menfaatini bilinçli olarak ön planda tutma düşüncesi hâkimdir. Korunma
amaçlı sessizlikte açıkça konuşmanın sonuçlarından korkulduğu için o şekilde davranılır fakat koruma amaçlı sessizlikte ise diğer insanların yararı düşünüldüğü için sessizlik davranışı gösterilmektedir. Mesela; kişi, iş arkadaşları arasındaki kaynaşmayı bozmamak adına muhalif görüş bildirmeyebilir ya da bir çalışma arkadaşını korumak için işteki yetersizliği konusunda konuşmayıp sessiz kalmayı tercih edebilir. Örgüt menfaati için ise, kişi örgütün aleyhinde olacak hiçbir bilgiyi dışarıya yansıtmayacaktır (Çakıcı, 2010; 34).
Üst yönetimin, çalışanların yaptıkları sessiz kalma davranışlarının altında yatan nedenleri anlamaları zordur. Sessizlik kasıtlı bir davranış olduğu için ses çıkarmaktan daha gizli yaşanan bir davranıştır. Fakat örgütte böyle bir davranış varsa yöneticilerde bunların sebeplerini anlama sorumluluğuna sahiptir. Aksi takdirde sessizlik davranışı örgütü sarar ve sonucunda örgüte zarar verebilecek durumlar meydana gelir (Çakıcı, 2010: 34).
Tablo 3.1. Sessizliğin ve Sesini Çıkarmanın Türlerine Örnekler
DAVRANIŞ TİPİ ÇALIŞANLARIN
GÜDÜLERİ
SESSİZLİK
Kasıtlı olarak işle ilgili bilgi, düşünce ve görüşlerin
saklanması
SESİNİ ÇIKARMA Kasıtlı olarak işle ilgili bilgi, düşünce ve görüşlerin açıkça
belirtilmesi
İLGİSİZLİK
Çekilme / vazgeçmeye dayalı Fark yaratamayacağı duygusu
KABULLENİCİ SESSİZLİK
Çekilme amaçlı görüş saklama, Kişinin kendi bilgisini eksik görmesi sonucunda fikir beyan etmemesi
KABULLENİCİ KONUŞMA
Bilgi eksikliği nedeniyle çalışma arkadaşlarıyla aynı fikirde olma, Uysal görüşler bildirme
KENDİNE DÖNÜK
Korkuya dayalı
Bireysel olarak riskli olacağı duygusu
KORUNMA AMAÇLI SESSİZLİK
Korku sebebiyle bilgiyi saklama, Kişinin kendini koruması için gerçekleri gizlemesi
KORUNMA AMAÇLI KONUŞMA
Korku sebebi ile dikkatleri başka yönlere çekecek düşünceleri belirtme,
Korunmak için başkalarına odaklı düşünceleri tavsiye etme
BAŞKALARINA DÖNÜK
İşbirliğine dayalı
Özveride bulunma duygusu
KORUMA AMAÇLI SESSİZLİK
İşbirliği temelli bilgileri gizleme, Örgüt menfaati için bilgi saklama
KORUMA AMAÇLI KONUŞMA
Sorunların çözümünü destekleyen fikirler beyan etme,
Örgüt menfaatine olacak değişim için katkı sağlayıcı görüş bildirme
Kaynak: ÇAKICI, A., (2010), “Örgütlerde İş Gören Sessizliği Neden Sessiz Kalmayı Tercih Ediyoruz?”, Detay