• Sonuç bulunamadı

1.2. Sermaye ve Sosyal Sermaye

1.2.1. Sermaye Türleri

Fiziki sermaye bir örgütteki o ana kadar yatırılan toplam yatırımları ifade eder. Örgütlerin her türlü taşınmaz üretim araçları, konut veya inşaat yatırımları, üreticilerin döküm yatırımları fiziksel sermayenin kolları arasında yer alır (Yavuz, 2012: 6).

Fiziki Sermaye kurumların sahip oldukları birikimlerin, yatırımların ihtiyaç duyulması halinde nakitte çevrilebilecek durumda olmasıdır. Ekonomik sermaye ile verdiği sonuçlar bakımından benze özellikler göstermektedir. Burada önemli olan kurumların ellerinde somut olan sermayelerinin ihtiyaç doğrultusunda nakitte çevrilebilecek özelliğe sahip olmasıdır (Namalır, 2015: 11).

1.2.1.2.Beşeri Sermaye

ABD’de işçilerin makine gibi görülmesinin sonlandırılıp onların yeteneklerine ve tecrübelerine dayalı uygulamaların gelmesi ile beşeri sermayenin önemi başlamış bulunmaktadır. Böylece yönetimde ve uygulamalarda çalışanlarında fikir ve görüşleri alınmış onların da aktif olarak duruma dâhil edilmesi amaçlanmıştır. Sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçen bireylerin amaçlarına ulaşabilmek için sahip oldukları bilgi ve becerilerin bütünüdür. Beşeri sermayenin birikimini özellikle toplumun ihtiyaç duyduğu nesilleri yetiştirmek adına okullarda öğretmenlerden ve yöneticilerden beklenmektedir (Şimşek, 2013: 21).

Her ne kadar fiziki sermayeye benzese de durağan olmaması, uzun dönemde getirisinin olması gibi nedenlerden ötürü fiziki sermayeden ayrılır. Kurum çalışanlarının sahip oldukları bilgi, eğitim, yetenek, tutum ve davranışlar ile tecrübelerin bütününü ifade eder. İlk sermaye türü olarak kabul edilen beşeri sermaye literatüre kavram olarak 1960’lı yıllarda T.W. Schultz ve Gary Becker ile girmiştir. Kurumların rakiplerine kıyasla uzun ömürlü olmasını sadece fiziki sermaye değil beşeri sermayeye verilen önemde sağlamaktadır. Beşeri sermayenin gerçekleşebilmesinde iyi düzenlenmiş bir eğitim sistemi ile kurum içi başarıya götürecek hizmet içi eğitimlerinin verilmesi önemlidir. Bunun yanında sağlık

hizmetleri ve bireylerin iş sahibi olmak için bulundukları ilden başka bir ile gitmesi gibi sebepler sıralanabilir. Tüm bunların ortak amacı sağlıklı, entelektüel, teknolojik ve ekonomik yönden güçlü bir toplum veya örgüt yapısı oluşturmaktır (Yavuz, 2012: 9-11).

1.2.1.3.Kültürel Sermaye

Bir kurumun sahip olduğu, onu diğer kurumlardan ayıran değerleri ve özellikleri örgütlerin kültürel sermayeleri olarak ifade edilmektedir. Özellikle kültürel sermayenin birikiminde kurumların sahip oldukları anıları, örgütün çalışanları ile sahip oldukları iletişim ve etkileşim yapısı gibi özellikler önemlidir. Eğitim kurumları kültürel sermayenin biriktirilmesinde son derece önemlidirler (Şimşek, 2013: 21-22).

Bir kuşaktan diğer bir kuşağa aktarılan bilgi, tecrübe ve kültüründe yaptığı birikimlerin bütünüdür. Bireylerin gerek formal eğitim yoluyla okullarda, gerekse informal eğitim yoluyla aileden ve çevreden edindiği bilgilerin ve becerilerin bütünüdür. Böylece bireylerin hayata bakış açıları ile hayattan beklentileri de birbirinden farklı olacaktır. Benzer kültürel sermayeleri olan bireylere bakarak onların ne türden bir toplumun mensubu olduğunu anlayabiliriz. Kültür birikim işidir. Bireyler sosyal bir varlık olarak topluluk içerisinde öğrendiği yeni bilgi ve deneyimlerini, örtük bilgi ve becerileri ile bütünleştirip, yeniden yapılandırarak kültürel sermayelerini geliştirebileceklerdir. Bourdieu kültürel sermayenin üç öğesi üzerinde durur. Bunlar bireyin yapmakta olduğu tercihlerinden kaynaklı davranışların sergilendiği içselleştirilmiş kültürel sermaye, içselleştirilmiş kültürel sermayenin kaynaklara aktarılabildiği kişiselleşmiş kültürel sermaye ile içselleşmiş kültürel sermayenin formel çıktılarının alındığı kurumsallaşmış kültürel sermayedir ( Yavuz, 2012: 13-16).

1.2.1.4.Entelektüel Sermaye

Entelektüel sermaye kavram olarak ilk defa 1960’lı yıllarda Hermanson tarafından bahsedilse de günümüz anlamıyla 1991 yılında Thomas Stewart tarafından Beyin Gücü adlı makalede bilgi, enformasyon, mülkiyet ve deneyimden oluşan bir bütün olarak bahsedilir. Entelektüel sermaye daha çok bireylerin davranışlarına etki eden,

örgütlerde rekabet üstünlüğü sağlayan soyut kavramlar üzerinde durur. Kurumların sahip oldukları sosyal varlıklar, beşeri, yapısal ve ilişkisel sermayelerde entelektüel sermayenin birikimi için önemlidir (Yavuz, 2012: 6-8).

İnsan ve insan ilişkilerinden kaynaklanan bir sermaye türüdür. Kavram olarak 1975’li yıllarda Michael Kaleeki tarafından bir makalede kullanılmıştır. Günümüzdeki anlamı ise Beyin Gücü adlı makaleyi yazan Thomas A. Stewart tarafından kullanılmıştır. Kurumlar sahip oldukları sermaye türlerini gözden geçirirken özellikle örgütün sahip olduğu entelektüel sermaye birikimine bakarlar. Bunlar kişilerin sahip oldukları yetenek, tecrübe ve eğitimdeki yeterlilik gibi özelliklerdir. Entelektüel sermaye kurumların sahip oldukları açık ve örtük bilgiler ile bu bilgilerin kurum yararına çevrilme süreçlerini ve tüm bunların sonucunda ortaya çıkan ürünleri içerir. Entelektüel sermaye örgütlerin ekonomik ve sosyal yönden fayda görmelerini sağlayacak insanın sahip olduğu bilgi, tecrübe, yetenek gibi maddi olmayan özelliklerin sosyal ağlar ile diğer bireyler ile kurduğu iletişim süreçlerinden oluşan bir bütündür. Amaç gelişen bilgi ve bilgi teknolojileri ile kurumsal rekabet üstünlüğü sağlamaktır. Bilgi toplumunda toplumların ekonomilerini belirlenmelerinde hammadde konumunda olması, bilgi teknolojilerinin yoğun olarak kullanıldığı, kurumların rekabet üstünlüğü sağlamak için mücadele etmesi gibi sebeplerden ötürü önemli bir sermaye türüdür (Akyüz, 2005: 31-37).

Entelektüel sermayenin oluşumunda yapısal ve ilişkisel sermaye de önemlidir. Örgütlerin verimliliğini artırmak için her türlü dışsal unsur yani dış çevre ile iyi ilişkiler geliştirmesi örgütlerin ilişkisel sermayelerini belirler. Örgütlerin sosyal sermayeleri ise kurumların sahip oldukları donanımları, fiziki ve teknolojik alt yapıları kapsayan insan bilgisi dışındaki faktörlerdir. Yapısal ve ilişkisel sermayenin de verimli bir şekilde kullanılması örgütlerin entelektüel sermaye birikimlerine katkı sağlayacak başlıca kavramlardır (Yavuz, 2012: 12-13).

Benzer Belgeler