• Sonuç bulunamadı

Sergi rüçhanı 556 Sayılı MarKHK’nin 26. maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre; Türkiye ve Paris Sözleşmesine taraf olan ülkelerdeki sergilerde sergilenen mal ve hizmetlere ait markaların sahipleri –belli şartlar altında- Türkiye’de rüçhanlı tescil başvurusu yapabilir.

168 POROY/YASAMAN, Ticari İşletme Hukuku, s. 436; YASAMAN, Marka Hukuku, s.794.

169 ARKAN, Marka Hukuku, 1997, C.I, s. 63; YASAMAN, Marka Hukuku, s.795.

170 BOZGEYİK, “Markalarda Rüçhan Hakları”, s.63.

171 YASAMAN, Marka Hukuku, s. 792.

1- Sergi Rüçhanından Faydalanabilecek Kişiler

Sergi rüçhanından faydalanabilecek kişiler konusunda MarKHK’nin 26.

maddesi aynı kararnamenin 3. maddesine yollama yapmaktadır. Söz konusu maddeye göre sergi rüçhanından dolayı başvuru hakkı sahipleri şu şekilde sayılabilir:

g. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde ikametgahı olan veya sınai veya ticari faaliyette bulunan veya

h. Paris Sözleşmesi yahut Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması hükümleri dâhilinde başvuru hakkına sahip olan veya

i. Türkiye Cumhuriyeti uyruğundaki kişilere kanunen veya fiilen marka koruması tanımış yabancı devletlerin uyruğu olan gerçek veya tüzel kişiler.

Görüldüğü üzere; başvuru rüçhanını düzenleyen 25. maddeden farklı olarak 26.

maddede Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması’na ve karşılıklılık ilkesi gereğince rüçhan hakkından faydalanacaklara yer vermiştir. Buna göre; sergilerde sergilenen bir marka sahibi, Paris Sözleşmesine üye devletlerden birinin uyruğu olmasa dahi DTÖ Kuruluş Anlaşmasının tarafı olan veya Türk vatandaşlarına marka koruması tanımış yabancı ülkelerin vatandaşları sergi rüçhanından faydalanabilecektir.

2- Sergi Rüçhanının Doğumuna İlişkin Şartlar

a) Bir Markanın Fuar Niteliğinde Bir Sergide Sergilenmiş Olması Gerekir

556 Sayılı MarKHK’nin ilgili düzenlemesi markanın kullanılacağı mal veya hizmetlerin sergilerde teşhirinden bahsetmektedir. Buradaki “sergi” ifadesinin Yurt İçinde Fuar Düzenlenmesine Dair Yönetmeliğin 5. maddesinde tanımı yapılan “fuar”

kavramına karşılık geldiği kabul edilmektedir172. Söz konusu yönetmelik maddesinde fuarlar; “ticarete konu mal ve hizmetler ile tarım ve sanayi ürünlerine ilişkin teknolojik gelişmelerin, bilgilerin ve yeniliklerin tanıtım amacıyla sergilendiği, yurtiçi ve uluslararası düzeyde bilgi alışverişi, teknik işbirliği, geleceğe yönelik ticari ilişki

172 YASAMAN, Marka Hukuku, s. 803; POROY/YASAMAN, Ticari İşletme Hukuku, s. 437;

BOZGEYİK, “Markalarda Rüçhan Hakları”, s. 58.

kurulması ve geliştirilmesi olanaklarının sağlandığı ve bu Yönetmeliğin 19 uncu maddesinde belirtilen asgari altyapı özelliklerini taşıyan fuar alanlarında düzenlenen, tarih ve süreleri önceden belirlenen organizasyonlardır.” şeklinde tanımlanmıştır.

Sergiler ise aynı yönetmeliğin 17. maddesinin 3 fıkrasında “Fuarlar dışında kalan ve daha çok el sanatları ve benzeri alanlara dâhil ürünlerin tanıtımı ve satışına yönelik sergiler, belli bir bölgede veya yörede mutaden tekrarlanan, genellikle tarım ve hayvancılıkla ilgili panayırlar ile bu iki özelliği birden taşıyan etkinlikler” şeklinde tanımlanmıştır. Bir düzenlemenin rüçhan hakkı doğuran bir düzenleme olması için söz konusu yönetmeliğin 5. maddesinde sayılan nitelikleri taşıması gerekmektedir. Bu nitelikleri taşıyan bir düzenleme, tanıtım isminde “sergi” sözcüğü kullanılsa bile fuar sayılır (Yönetmelik m.5/3).

Rüçhan hakkının doğması için teşhire konu olan markanın ilişkin olduğu mal ve hizmetlerle birlikte ve bu mal ve hizmetler için sergilenmesi gerekmektedir. Bir sergide hem marka hem de mal ve hizmetler sergilenmiş, fakat birbirleriyle irtibatlı şekilde sergilenmemiş olsa, böyle bir sergiye dayanılarak rüçhan talebinde bulunulamaz173. Dolayısıyla sergi rüçhanından faydalanabilmek için markanın tescil edileceği tüm mal ve hizmetlerin sergilenmesi gerekir. Sergide teşhir edilmeyen mal ve hizmetler için rüçhan hakkından faydalanılamaz ve rüçhan hakkına bağlı olan koruma teşhir edilmemiş mal ve hizmetlere teşmil edilemez174.

Bir marka için aynı mal ve hizmetlere ilişkin olarak bir sergiden dolayı iki farklı kişi tarafından rüçhan hakkı iddiasıyla başvurulduğu takdirde sorun 556 Sayılı MarKHK m.26 f.6 düzenlemesine göre çözülecektir175. Buna göre; malları ilk sergileyen kişi, aynı anda sergilenmesi durumunda ilk başvuruda bulunan kişi rüçhan hakkından faydalanacaktır.

556 Sayılı MarKHK m. 26 f5 düzenlemesinde Türkiye’de teşhir edilen yabancı markalar ve bu markaların ait olduğu mal ve hizmetler hususunda istisnai bir hükme yer verilmiştir. Söz konusu hükme göre; “Başvurusu yapılmış veya tescil edilmiş bir markanın kullanılacağı malların Türkiye'de açılan sergilerde teşhir edilmesine ve sergi

173 BOZGEYİK, “Markalarda Rüçhan Hakları”, s. 60.

174 YASAMAN, Marka Hukuku, s. 807.

175 Madde eleştirisi için bkz. BOZGEYİK, “Markalarda Rüçhan Hakları”, s. 61.

bittikten sonra ülkesine geri gönderilmesine engel olunmaz.” Hayri Bozgeyik’e göre; bu madde her ne kadar sergi rüçhanı içinde düzenlenmiş olsa da aslında başvuru rüçhanının bir parçası ve uzantısıdır176. Başvuru rüçhanından istifade hakkı olan bir kimse Paris Sözleşmesine taraf ülkelerden birinde markasını tescil ettirdiğinde veya bu amaçla başvuruda bulunduğunda kendisi lehine bir başvuru rüçhanı hakkı doğacak, bu rüçhan hakkı da MarKHK m.26 f.5 düzenlemesindeki hakkın doğumuna neden olacaktır.

Böylelikle başvuru rüçhanına sahip olan kişilerin bu hakları, henüz kullanmamış olsalar bile, Paris Sözleşmesine taraf olan ülkelerde katıldıkları sergilerde, tescile dayalı hak sahiplerine karşı korunacaktır. Bu hakkın başvuru rüçhanına bağlı ve ondan dolayı bir hak olması nedeniyle ancak başvuru rüçhanının kullanılabileceği süre içinde kullanılması mümkündür. Hak, rüçhan hakkından doğan ve onun bir uzantısı niteliğinde olan bir hak olduğundan, rüçhan hakkının doğduğu tarihten önce söz konusu marka için hak elde etmiş ve dolayısıyla da kendisine karşı rüçhan hakkı ileri sürülemeyecek kişilere karşı, MarKHK m.26 f.5 düzenlemesindeki hakkın da ileri sürülememesi ve bu kimselerin söz konusu yabancı markanın sergide yer almasına engel olabilmesi gerekir.

Poroy - Yasaman ise bu hakkın aslında bir rüçhan hakkı olmadığını, markaların genel olarak uluslararası korunmasıyla ilgili bir düzenleme olduğunu savunmuş ve söz konusu hakkın kullanılabileceği bir süre sınırlamasından da bahsetmemiştir177.

MarKHK m.26 f.5 düzenlemesindeki koruma sadece sergi süresince geçerlidir.

Tescilli marka sahibi sergilenen marka ve ürünlerin Türkiye’ye ithaline engel olabilir178.

b) Sergi Türkiye’de ise Milli veya Milletlerarası, Sözleşme Ülkelerinde ise Resmi veya Resmen Tanınmış Olması Gerekir

Bir rüçhan hakkının kazanılması için mal ve hizmetlerin teşhirinin yapıldığı sergi Türkiye’de ise “milli veya milletlerarası”, Paris Sözleşmesi’ne taraf Birlik ülkelerinden birinde yapılıyorsa “resmi veya resmi olarak tanınan” bir sergi olmak zorundadır. Oytaç, buradaki “milli” sözcüğü ile resmi ancak uluslararası olmayan

176 BOZGEYİK, “Markalarda Rüçhan Hakları”, s. 65.

177 POROY/YASAMAN, Ticari İşletme Hukuku, s. 438; YASAMAN, Marka Hukuku, s. 808.

178 POROY/YASAMAN, Ticari İşletme Hukuku, s.438.

sergileri ifade ettiğini savunmuştur179. Bu görüşün kabulü halinde Türkiye’deki sergilerin bir rüçhan hakkına neden olabilmesi için resmi veya en azından resmen tanınmış olması gerekmektedir. Buna karşın Karan ve Tekinalp, serginin resmi veya resmen tanınmış bir sergi olması şartının sadece Paris Sözleşmesine taraf olan yabancı ülkelerde düzenlenen sergiler için söz konusu olduğunu, Türkiye’deki sergilerin resmi veya resmen tanınmış olması şartının MarKHK’de aranmadığını savunmuştur180.

Hayri Bozgeyik ise, resmi sergileri yerel kamu idareleri veya bunların işbirliği altında düzenlenen sergiler; resmi olarak tanınan sergileri, Fuar Yönetmeliği’nin 15.

maddesinde düzenlenen, bu konuda ilgili kamu kuruluşları tarafından yetkilendirilmiş özel hukuk kişileri tarafından düzenlenen sergiler; milli sergileri ise, Fuar Yönetmeliği’nin 6 ila 10. maddeleri arasında düzenlenen fuar türlerinden birine giren, sadece Türkiye içinde faaliyet gösteren firmaların katılımıyla gerçekleşen ve uluslararası niteliği bulunmayan sergiler olarak tanımlamaktadır181.

c) Rüçhan Hakkı Süresinde Kullanılmış Olmalıdır

Sergi rüçhanında rüçhan hakkının kullanılabileceği süre teşhirin ilk yapıldığı günden itibaren başlar. Sergilemenin resmi açılış tarihinden önce başlamış olması bu kuralı değiştirmez. Bu durumda dahi resmi açılış tarihi değil sergilemenin ilk yapıldığı tarih dikkate alınacaktır. Rüçhan hakkının kullanılabileceği süre ilk sergilemenin yapıldığı tarihten itibaren 6 aydır.