• Sonuç bulunamadı

1.6. İmplant Dayanak Tipleri

1.6.2. Seramik İmplant Dayanakları

Seramik dayanaklar, implant destekli sabit restorasyonlarda tam seramik sistemlerin uygulanabilmesi, iyi bir dişeti uyumunun ve estetiğinin sağlanabilmesi için geliştirilmiştir (Firidinoğlu ve ark. 2007, Kohal ve ark. 2008).

Seramik dayanakların dezavantajı kırılgan olmaları, dahası metal dayanaklarla kıyaslandığında gerilme kuvvetlerine karşı mukavemetsiz olmasıdır. Genellikle kırılmalar, gerilme kuvvetleri kırılma sertliği sınırlarını aştığında ortaya çıkar (Elsayed ve ark. 2016, Fabbri ve ark. 2017, Quinn ve Quinn 2010). Ancak metal dayanaklarla karşılaştırıldığında optik özellikleri, düşük korozyon potansiyeli, yüksek biyouyumluluğu ve düşük ısı iletiminden dolayı önerilmektedir (Att ve ark.

2006a, Butz ve ark. 2005, El S’adany ve ark. 2013). Bunun yanında dişetinin ince ve şeffaf olduğu ve yüksek gülme hattına sahip vakalarda kullanımı avantajlıdır.

Seramik dayanaklarda titanyum dayanakların aksine supragingival kron marjin sonlanması yapılabilir. Böylece kron kenarının adaptasyonunun kontrolü sağlanabildiği gibi kronun simantasyonu ve siman artıklarının temizlenmesi kolaylaşacaktır Aşırı örtülü kapanış, bruksizm veya yabancı cisim ısırma gibi alışkanlıkları olan bireylerde 30º den fazla dayanak açılandırılması gereken durumlarda ve posterior bölgede seramik dayanakların kullanımı risklidir (Firidinoğlu ve ark. 2007, Sailer ve ark. 2007).

Metalik dayanaklarda meydana gelen kırıklar genellikle dayanak vidasında görülmekteyken, seramik dayanaklarda dayanağın kendisinde oluşmaktadır. Bu nedenle seramik dayanaklarda görülen kırıkların tamiri mümkün değildir. Seramik

20

dayanakların bir diğer dezavantajı da pahalı olmalarıdır (Nakamura ve ark. 2010, Leutert ve ark 2012, Firidinoğlu ve ark. 2007). Seramik dayanaklar, prefabrik, kişileştirilebilen formda laboratuarda veya CAD/CAM ile üretilebilir (Kohal ve ark.

2008).

Seramik dayanakların yapımında kullanılan malzemeler alüminyum oksit (alümina) ve yttrium ile stabilize edilmiş tetragonal zirkonya gibi yüksek dayanımlı seramiklerdir (Att ve ark. 2006, Kohal ve ark. 2008) (Şekil 1.5).

Şekil 1.5: Zirkonya (soldaki) ve alümina (sağdaki) implant dayanakları

1.6.2.1. Alüminyum oksit (alümina) dayanaklar

Alüminyum oksit dayanaklar ile titanyum dayanaklar benzer miktarda periimplant dokunun (birleşim epiteli, bağ dokusu ataşmanı) gelişmesini indüklerler. Bununla birlikte alümina implant dayanaklarının etrafındaki yumuşak doku, formunu ve görüntüsünü 3-4 yılı aşkın bir süre koruyabilmektedir. Titanyum dayanaklarla karşılaştırıldıklarında alüminyum oksit dayanaklar diş rengine benzeyen ve estetik sonuçları daha iyi olan dayanaklardır. Ancak laboratuvar aşamasında ve implant bağlantısında kırılma riskleri mevcuttur (Nakamura ve ark. 2010). Alüminyum oksit dayanaklardan sonra yttrium ile stabilize edilmiş zirkonya (Y-TZP) seramik dayanaklar geliştirilmiştir (Att ve ark. 2006, Kohal ve ark. 2008, Yıldırım ve ark.

2003).

21

1.6.2.2. Zirkonyum dioksit (zirkonya) implant dayanakları

Dental pazara girdikten sonra zirkonya (polikristal yapıda zirkonyum dioksit), sabit bölümlü protezleri ve implant dayanaklarını üretmek için yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Yüksek mekanik özellikler, doğal görünüm, su ortamında çözünmeme, sitotoksisite ve bakteri yapışmasının azaltılması, radyoopasite ve düşük korozyon potansiyeli gibi parametreler zirkonyum dioksiti dental kullanım için oldukça uygun hale getirmektedir (Kohal ve ark. 2008).

Zirkonya, üç farklı kristal yapı gösteren polimorfik bir materyaldir. Oda sıcaklığında, saf zirkonya bir monolitik formda bulunur. Zirkonyanın ağırlığının % 2-3’ü oranında yitriyum oksidin (stabilize edici oksit) (Y2O3) ilave edilmesiyle elde edilen yarı kararlı yttrium stabilize tetragonal zirkonya polikristalleri (Y-TZP) yüksek dayanıma sahip seramiklerdir (Ferrari ve ark. 2015).

Y-TZP, saf alüminyum oksite göre bükülme direnci yönünden 2 kat daha fazla dayanıklıdır (900–1200 MPa). Bu dayanıklılık farkı daha yüksek densisite, daha küçük partikül yapısı ve kırık yayılmasına karşı polimorfik mekanizma gibi mikroyapısal farklılıklar ile açıklanabilir (Att ve ark. 2006, Kohal ve ark. 2008, Yıldırım ve ark. 2003). Bunun yanı sıra baskı direnci 2000 Mpa ve kırılma sertliği 6 MPa.m2’ dir (Elsayed ve ark. 2016). Y-TZP ve alüminyum oksit dayanakların birbirlerine göre avantaj ve dezavantajları vardır. Zirkonyanın (Y-TZP) radyopasitesi alüminyum oksitten daha fazla olmasından ötürü, dayanakların radyolojik incelemesi daha basittir. Y-TZP açık beyaz renginden ötürü dişetinin kapatamadığı bölgelerde ya da ince mukozalarda görünme riski vardır. Buna karşın alüminyum oksitin renk uyumu daha iyidir ve estetik avantaj sağlar (Att ve ark.

2006).

Özellikle anterior bölgede, tek diş implant tedavisinin başarısı; periimplant yumuşak dokuların görünümünü de içeren bir dizi prensibe bağlıdır. Kron-implant kompleksinin renk ve form bakımından mukoza ve komşu diş ile uyumu temel esastır (Den Hartog ve ark. 2008). Bu bağlamda, yttrium stabilize tetrogonal zirkonya polikristalleri (Y-TZP zirkonya) gibi diş renginde seramik dayanaklar titanyum dayanaklara alternatif olarak önerilebilir (Manicone ve ark. 2007). Y-TZP,

22

titanyum dayanakların eksikliklerini gidermek için geliştirilmiş seramik dayanaklardandır (Basilio ve ark. 2016). Zirkonya dayanaklar titanyum dayanaklara göre önemli derecede daha az mukozal renklenmeye neden olurlar (Jung ve ark. çalışmalarında sağ kalım oranlarının yanısıra, biyolojik ve teknik komplikasyon oranları da titanyum dayanaklarla karşılaştırılmış ve istatistiksel bir fark bulunamamıştır (Zembic ve ark. 2013, Sailer ve ark. 2009a).

İn vitro testlerden elde edilen veriler, bağlantı türünün, zirkonya implant dayanakların mekanik gücünü etkilediğini göstermektedir. Bu, üstün bir yapısal dirence, ikincil bir metalik bileşen (Ti altyapı) aracılığıyla internal bağlantı yoluyla ulaşılabilmektedir. Dahası, ikincil bir metalik bileşen kullanımının zirkonya dayanakların stabilitesi üzerinde faydalı bir etkisi olabileceğini ve molar bölgede zirkonya dayanakların kullanılmasının önerilmediğini göstermektedir (Leutert ve ark.

2012, Sailer ve ark. 2009a, Truninger ve ark. 2012, Velazquez-Cayon ve ark. 2012).

Foong ve arkadaşları (2012) tek parça zirkonya implant dayanaklarının titanyum dayanaklara göre önemli derecede düşük kırılma dayanımı gösterdiklerini belirtmişlerdir. Tamamıyla zirkonya dayanakları üretmekle mükemmel estetik elde edilebilir, ancak özellikle internal bağlantı tipleri ile bağlantıda zayıf ve kırılmaya eğilimli noktalar gelişebilir. Ayrıca saf zirkonya dayanakların bağlantı ara yüzünün hassaslığı seramiklerin metaller kadar hassas işlenememesinden ötürü sorgulanmıştır.

Bu tür hatalar, vida gevşemesini ve mikrobiyal enfeksiyonları teşvik edebilir ve marjinal kemik kaybına neden olabilir (Elsayed ve ark. 2016, Vigolo ve ark. 2005).

Fabbri ve arkadaşlarının (2017) restorasyon yüksekliğinin (implant ve insizal kenar arası mesafe) ve bağlantı tipinin zirkonya implant dayanaklarının dayanıklılığına etkisini araştırdıkları geriye dönük 6 yıllık klinik araştırmalarında, zirkonya implant dayanaklarının klinik anlamda anterior ve posterior bölgede tatmin edici sonuçlar ortaya koyduğunu belirtmişlerdir. Bununla birlikte internal bağlantı

23

tipi Ti altyapı ile kombine kullanıldığında komplikasyon riskinin azaldığı gözlemlenmiştir. Ti altyapısı olmayan zirkonya implant dayanakları için 14 mm’ lik restorasyon yüksekliğinin dayanıklılık bakımından kritik olduğu belirtilmiştir.

Parafonksiyonel alışkanlıklarda ve istenmeyen biyomekaniksel durumlarda metal bir altyapının klinik komplikasyonu azaltmada ilk seçenek olarak değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koymuşlardır.

Yılmaz ve arkadaşları (2015b) yaptıkları in vitro çalışmada beş farklı zirkonya implant dayanağını test etmişlerdir. Prefabrik Ti altyapılı zirkonya implant dayanaklarının saf zirkonya implant dayanaklarına göre önemli derecede yüksek kırılma dayanımı gösterdiklerini belirtmişlerdir.

Benzer Belgeler