• Sonuç bulunamadı

2.1. CUMHURİYET ÖNCESİ DÖNEM

3.1.3. Sendikalar ve Piyasalar

Üreticilerin kar maksimizasyonu, tüketicilerin de fayda maksimizasyonu yaptığı ekonomik düzen piyasa ekonomisidir. Piyasada tam rekabet koşullarının olduğu durumda optimum kaynak dağılımı kendiliğinden gerçekleşecektir. Bunun sebebi de tüketicinin mevcut mal ve hizmetler arasındaki tercihini özgürce yapabilmesidir. Tüketici taleplerinin belirlenmesi ise piyasanın göstergesi fiyatlardır (Nadaroğlu, 1974: 47). Tam rekabet piyasasında optimum kaynak dağılımının gerçekleşme koşulları şunlardır (Dirimtekin, 1976: 92-93):

Rasyonel Birey: Bireylerin sadece kendi çıkarlarını düşünmesiyle ilgilidir.

Ekonomik Birimlerin Çok Olması: Piyasada çok sayıda üretici ve tüketici bulunmasıyla ilgilidir.

Piyasanın Demokratik Olması: Üreticilerin piyasaya giriş ve çıkışlarda bir engelin olmaması ile ilişkili olduğu kadar, tüketicilerin herhangi bir etki altında olmamasıyla ilgilidir.

Piyasanın Şeffaf Olması: Üreticiler ve tüketicilerin üretilen mal ve hizmetlerle ilgili tam bilgiye sahip olmasıyla ilişkilidir.  Malların Özdeş Olması: Mallar arasında bir farkın

olmamasıyla ilgilidir.

Zaman Birliğinin Bulunması: Üretimin ve tüketimin aynı zamanda yapılmasıyla ilgilidir.

63

Mekan Birliğinin Bulunması: Üretimin ve tüketimin aynı yerde olmasıyla ilgilidir.

Grafik 10: Tam Rekabet Piyasasında Firma Dengesi Kaynak: Berberoğlu, 2003: 119

64

Grafik 11: Tam Rekabet Piyasasında Firma Dengesi-2 Kaynak: Berberoğlu, 2003: 119

Grafik 10’a bakıldığında kar maksimizasyonu toplam hasılatla (TR) toplam maliyet arasındaki farkın maksimum olduğu ve marjinal hasılatla marjinal maliyetin birbirine eşit olduğu X0 düzeyinde gerçekleşir. Tam rekabet piyasası ülkelerin en çok arzu ettiği piyasa türüdür. Bununla birlikte her ne kadar başka etkenlerin varlığı söz konusu olsa da sendikaların olmadığı piyasalarda vahşi kapitalizm koşullarının ortaya çıkabileceğinden söz etmek mümkündür. Böyle bir durumda aksak rekabet piyasalarının varlığından bahsetmek gerekecektir. Bir diğer ifadeyle monopolist ve oligopolist yaklaşımlar ekonomide ortaya çıkacaktır.

İkamesi güç bir malın üretim veya satışının tek bir firma tarafından yapılması monopol olarak adlandırılır ve monopol bir firma karşısında n tane satıcının olduğu varsayılır. Tekel olarak da ifade edilen monopolün arz ettiği malın ikamesinin çok güç olması ve piyasaya giriş engelinin bulunması olmak üzere iki temel özelliği söz konusudur (Dinler, 2013: 350).

65

Sendikanın olmadığı durumda ortaya çıkabilecek bir diğer aksak rekabet piyasası ise oligopol piyasadır.

Eksik rekabet piyasalarında içerisinde en sık rastlanan piyasa türü oligopol piyasalar olup, az sayıda satıcının yer aldığı piyasa anlamına gelmektedir. Bununla birlikte firma sayısı açısından bir değerlendirme yapabilmek için firmaların birbirlerinin vermiş oldukları kararlardan etkilenmesine yönelik bir değerlendirme yapılması gerekmektedir. Bir diğer ifadeyle firmanın sayısı önemli olmaksızın firmalardan herhangi birinin üretim politikası veya satış ile ilgili almış oldukları kararlar öteki firmaları etkiliyorsa söz konusu piyasada az sayıda firma var demektir (Demirci, 2016: 171). Oligopoller anlaşmalı ve anlaşmasız oligopol olmak üzere iki şekilde incelenebilir (Seyyah Sahilli, 2017: 8-9). Anlaşmasız oligopoller şunlardır (Ünsal, 2007: 442-457):

Cournot Modeli: İki firmadan oluştuğu için düopol olarak adlandırılan bu modelde firmaların üretim ve fiyatlandırma kararları incelenir.

Bertrand Modeli: Homojen mal üreten iki firmanın fiyat rekabetini incelemektedir.

Edgeworth Modeli: Her düopolcünün talebin bir kısmını karşılayabilecek kapasiteye sahip olduğunu kabul eden anlaşmasız oligopol modelidir.

Chamberlin Modeli: Firmaların aralarındaki bağımlılığın farkında olduklarının varsayıldığı modeldir.

Stackelberg Modeli: Firmalardan birinin üretilen mal miktarının diğer firmayı etkilemeyeceğini; diğer firmanın da söz konusu hususta öteki firmanın etkilenebileceğini düşündüğü modeldir.

Sweezy Modeli: Dirsekli talep eğrisi olarak da nitelendirilen bu modelde, firma fiyat yükselteceği zaman diğer firmaların kendisini takip etmeyeceğini, ancak fiyat düşürürse diğer firmaların kendisini izleyeceğini varsayımından hareket etmektedir.

Anlaşmalı oligopol modelleri ise şunlardır (Ünsal, 2007: 457-459; Oğuz, 1968: 49-51):

66

Karteller: Serbest rekabeti ortadan kaldırmak için işletmelerin bağımsızlıklarını muhafaza etmek koşuluyla kurdukları birliktir.

Tröstler: İşletmelerin iktisadi ve hukuki bağımsızlıklarını feda ederek aynı idare altında tek bir teşebbüs olarak birleşmeleridir.  Fiyat Önderliği: Bu modelde firmalardan biri ürettiği

malların fiyatını kendi karını maksimize edecek şekilde belirlerken, diğer firmalar mallarını aynı fiyatta satmaktadır.

Görüleceği üzere sendikaların olmadığı bir durumda aşırı kar etmek isteyen ekonomik birimlerin kendi aralarında kurdukları veya tek başlarına tekel oldukları piyasalar ortaya çıkmaktadır ki bunlar ekonomik etkinlik için uygun piyasalar değillerdir. Bu nedenle sendikaların her durumda ekonomik faaliyetler içerisinde bulunmaları gerekliliği kaçınılmaz bir sonuçtur. Zira tam rekabet şartlarının sağlanmasında sendikalar etkin bir rol oynayacak kapasiteye sahiptirler. Şöyle ki;

 Bireyler her zaman rasyonel olmayıp; duygusal davranabilirler. Böyle bir durumda sendikanın varlığı bireyleri daha rasyonel yapar ve tam rekabet koşullarından biri gerçekleşmiş olur.

 Sendikalar piyasada ücret düzeyini yükseltecekleri için her ne kadar işsizliğe sebep olsa da diğer üreticiler için bir emek arzı yaratacaktır. Yaratılan emek arzı üretimi arttıracak ve bu da yeni tüketici kitlesinin ortaya çıkmasını sağlayacaktır.

 Sendikalar anayasal kuruluş olduklarından iş

uyuşmazlıklarında güçlü bir etki yaratabilecekleri için piyasanın demokratikleşmesine katkıda bulunabileceklerdir.

 Üretilen mal ve hizmetler konusunda tüketiciler tam bir bilgiye çoğunlukla sahip olamazlar. Bununla birlikte sendikalar ile işletmeler arasındaki çatışmaların basına yansıyabilme olasılığı tüketicilerin söz konusu çatışmadan haberdar olmaları halinde hangi mal veya hizmetin çatışma konusu olduğu hususunda enformasyon sahibi olmalarına yol açabilir.

67

 Sendikalar teorik olarak üyelerinin eşit koşullarda çalışması için uğraşırlar. Tüm iş faaliyetlerinde işçilerin sendika üyesi olduğu varsayımı altında, eşit koşullarda ve imkanlarda çalışacak işçilerin varlığı üretilen malların ve hizmetlerin özdeş olmasına katkıda bulunabilir.

 Çalışma saatlerinin ve çalışma yerlerinin iş kanununa uygun olması gerekmektedir. Bununla birlikte işletmelerin iş kanununa uymadığı durumlarda zaman ve mekanda üretim birliğinin sağlanabilmesi söz konusu olamamaktadır. Sendikalar bu konularda çalışanlarına idari ve hukuki olarak destek olma potansiyeline sahip oldukları için zamanda ve mekanda üreticiler ve tüketiciler için özdeşlik söz konusu olabileceğini söyleyebiliriz.