• Sonuç bulunamadı

4. VERİLERİN GÜVENİRLİĞİ

1.16. SAYGI DEĞERİ İLE İLGİLİ BULGULAR

Saygı, “Değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı, kutsallığı dolayısıyla bir kimseye, bir şeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya sebep olan sevgi duygusu, hürmet.” anlamına gelmektedir (TDK, 2004:1714). Saygı sayesinde insanlar birbirlerine daha seviyeli yaklaşır ve bu şekilde toplumda birlik ve beraberlik sağlanır. Saygının, yaşça büyük insanlara saygı, başkalarına saygı, farklılıklara saygı gibi alt başlıkları vardır (Güven, 2014: 91, 92). Saygı sadece insanlar arasında kullanılan bir değer olmamalı. Çünkü hayvanlar da bitkiler de saygıyı hak eden varlıklardır. Bu canlıların yaşam alanlarına saygı ya da yaşamlarına saygı da alt başlık olarak ele alınmalıdır.

76

Birbirinden değerli olan kitapların ( Don Kişot, Gülliver’in Gezileri, Küçük Prens, La Fonten, Nasrettin Hoca Fıkraları, Andersan) üstünlük yarışına girdiği birbirlerini küçümsediği ve ağır bir şekilde eleştirdiği “Çocuk Kitaplığında Sabah

Tartışması” metninde şu ifadelerden saygı değerinin işlendiği sonucuna varılabilir:

“Şu kitaplıkta sayımız çoğaldıkça saygı kalmadı doğru dürüst. İçinizde en yaşlılardan biri benim. Aynı zamanda en hacimli ve en kalın olanı da… Biraz saygı gösterilmez mi adama?” (MEB, 2016: 12, 13). Fakat saygı değerinin üstünlük yarışı içinde işlenmesi bu değerin etkisinin kaybolmasına sebep olabilir.

“Kitap” serbest okuma metnidir. Saygı değeri, başkalarının düşünlerine

saygı duymak şeklinde ele alınmıştır:

“Eğer kendi düşüncelerimiz, okuduğumuz başka yazarlara baskın çıkıyorsa onların düşüncesine saygı göstermekle birlikte, eski düşüncelerimizi de sürdürürüz.” (MEB, 2016: 20).

Serbest okuma metinlerin biri olan “Vitrindeki Masal Kitabı” nda, saygı değeri, Türk toplumunda görülen “nimete (ekmeğe) saygı” şeklinde işlenmiştir: “…Basamakların birinde kocaman bir ekmek parçası gördük. Takır takır kurumuştu. Gelip geçenlerin ayakları altında parça parça ezilip dağılmıştı. Küçük kardeşim benden önce atılıp:

—Aman ne kadar günah! Herkes ezip geçmiş, dedi. Sonra yere çömelip o minik elleriyle yerdeki kırıntıları toplayıp yandaki duvarın üzerine koymaya başladı.” (MEB, 2016: 22).

“Mustafa Kemal Atatürk” adlı metinde şu ifadeler saygı değerini

göstermektedir:

“Selanik, çeşitli insanların, dillerin, dinlerin, düşüncelerin kaynaştığı bir şehirdir.” (MEB, 2016: 26).

Dil, din, ırk açısından farklılıkların olduğu yerde insanların huzur ve barış içinde yaşayabilmeleri için öncelikle birbirlerine saygı duymaları gerekir.

“Atatürk’ten Anılar (I. Anı)”da geçen Atatürk’ün sınıfa izin alarak girmesi

77

“ Atatürk Ankara Kız Lisesini ziyarete gidiyordu. Sınıflara girilip çıkılacaktı. Kapılardan birinin önünde durdu. İçeride ne dersi olduğunu sordu. Müdür, Yurt Bilgisi dersi olduğunu söyledi.

Atatürk:

—Girebilir miyiz?

—Müdürün verdiği olumlu cevap üzerine kapıyı vurdu. Sınıfa girdi. Biraz ders dinledi.

Sonra öğretmene:

—İzin verir misiniz, ben de bir soru sorayım?” (MEB, 2016: 34).

“Atatürk’ten Anılar (II. Anı)”da saygı, sanata ve sanatçıya duyulan saygı

şeklinde ele alınmıştır:

“Fakat o sanatçının ve sanatkârın bir ülkenin gelişmesindeki itici gücünü çok iyi bilen, sanata ve sanatçıya saygılı bir aydındı. Onun Mimar Sinan’ın heykelinin yapılması için emir vermesi ise bir devlet adamı sorumluluğunun yanı sıra, bir aydın saygısının da sonucuydu. ” (MEB, 2016: 36).

Serbest okuma metni olan “Bayrak”ta, bayrağa duyulan sevgiyle birlikte saygı da işlenmiştir. Bayrağı selamlamak saygı değerini göstermektedir:

“Sana benim gözümle bakmayanın Mezarını kazacağım.

Seni selamlamadan uçan kuşun

Yuvasını bozacağım.” (MEB, 2016: 56).

“Anadolu’nun Sesi”nde saygı değerine şu anlatımlardan ulaşılabilir:

“Her biriniz konuştunuz, fikirlerinizi söylediniz… Hepinizi

dinledik…”(MEB, 2016: 42). Burada saygı değeri herkesin konuşması, konuşanlara müdahale edilmemesi şeklinde ele alınmıştır.

“Meşe ile Saz”da saygı değeri, metnin ana düşüncesinden anlaşılmaktadır,

saygıyla ilgili herhangi bir ifadeye yer verilmemiştir. Metnin ana düşüncesi ise herkesin farklı özellikleri vardır, bu özelliklerden hiçbirisi başkasına üstünlük göstermek için kullanılamaz, farklılıklara saygı duymak gerekir.

“Dijon’dan Trabzon’a” adlı metinde saygı (büyüklerine saygılı davranmak)

78

“Hepsinin ellerinden hürmet ve hasretle öper, aflarını dilerim.” “Büyükannemin ellerinden öperim. Hafız teyzemin abisinin, Belkıs ablalarımın, Müzeyyen, Hafız teyzelerimin, artık hepsinin ellerinden öperim.” (MEB, 2016: 66, 67). El öpme büyüklere saygı göstergesidir.

“Bayram Yeri”nde büyüklere karşı bir saygı göstergesi olarak el öpmek

kullanılmıştır:

“Konu komşu el öpmeye gelecekler.” (MEB, 2016: 84).

“Hoşgörüler Diyarı Mardin” adlı metinde Mardin’in güzelliklerinden,

çeşitli din ve mezhepteki insanların bir arada yaşamalarından bahsetmektedir. Din ve mezhep çeşitliliğinin olduğu yerde huzur ve dostluk hâkimse orada insanların birbirlerine saygı duyduğu söylenebilir. Metinde saygı değerini gösteren ifadeler:

“Mardin’de Süryani kiliseleriyle camilerin, medreselerin iç içe geçtiği kent dokusu içinde değişik zamanlarda kilise çanının sesiyle ezan sesi birbirine karışır. Süryani papazla cami imamının bir sokak başında güneydoğu lehçesiyle derin sohbete daldığını görürsünüz.” (MEB, 2016: 90).

“Boş Arsa” adlı metinde insanların, kendi rahatları ve mutluluğu için

canlılara saygı duymayıp doğal yaşam alanlarını bozmalarını, hayvanların buraları terk etmelerine yol açtıklarından ve bitki örtüsünü yok ettiklerinden bahsedilmektedir:

“…Oturduğumuz evin bitişiğinde tek katlı bir fabrika vardı. Geniş mi geniş bir bahçesi vardı. Bahçesinde her tür ağaç, çiçek, çimen vardı. Az rastlanır pembe – kırmızı salkım çiçek açan atkestaneleri hatta manolyalar vardı. Bu sebepten olacak sabahın seherinde o ağaçlığı mekân tutan ötücü kuşların korosunu dinlerdik.

…Fabrikaların kent dışarı çıkarılması kararı alınınca bunu yıktılar. Yerine geniş mi bir boşluk doldu. Ağaçların büyük kısmı hâlâ yaşıyor, pek tabi kuşlar da.

Fabrika enkazı taşınınca yerini yağmur sularının doldurduğu bir gölcük yerleşti. Maşallah iki yıldır iyi yağmur yağdı, başta martılar olmak üzere kargalar, güvercinler, kumrular, saksağanlar, serçeler o gölcüğü yıkanmak, eğlenmek ve yüzmek için kullanmaya başladılar.

79

…Şimdi diyorum ki kentin ortasında bir adacık olan bu boş arsa bize daha ne kadar arkadaşlık edecek?

Çok geçmeden cevap geldi. Arsaya bir alışveriş merkezi, yanına da lüks bir konut sitesi yapılacakmış.

…İnşaat başlayınca kompresörlerin, dozerlerin gürültüsünden önce kuşlar nasibini alacak…” (MEB, 2016: 103). Aslında bu metinde doğaya karşı kaybedilen bir değer olan saygı işlemektedir.

Saygı değeri metinlerde; canlılara saygı, farklılıklara saygı, yeteneklere saygı, büyüklere saygı olarak ifade edilmiştir.