• Sonuç bulunamadı

Kök sayısı: Çeliklerde oluĢan toplam adventif sayısı, kök oluĢturan çelik sayısına bölünerek çelik baĢına kök sayısı olarak ifade edilmiĢtir.

3. MATERYAL ve YÖNTEM

3.2.4. Kök sayısı: Çeliklerde oluĢan toplam adventif sayısı, kök oluĢturan çelik sayısına bölünerek çelik baĢına kök sayısı olarak ifade edilmiĢtir.

Elde edilen sonuçlar varyans analizine tabi tutulduktan sonra uygulama ortalamaları arasındaki önemlilik düzeyi Duncan Çoklu KarĢılaĢtırma Testi kullanılarak belirlenmiĢtir.

4. BULGULAR

Çeliklerde kallüs oluĢum oranı toplu olarak Tablo 1’de verilmiĢtir. Tabloda görülen interaksiyon ortalamaları incelendiğinde, en yüksek oranda kallüs oluĢumunun (% 86.1) tarla kapasitesi % 40, sıcaklığı ise 18°Colan ortamda, en düĢük ise % 60 nem ve 26°C sıcaklığa sahip ortamda gerçekleĢtiği görülmektedir. Kallüs oluĢumu açısından, sıcaklık ile ortamın nem içeriği arasında önemli bir interaksiyon tespit edilememiĢtir. Diğer yandan hem nem hem de sıcaklık uygulamalarının kallüs oluĢumunda, önemli düzeyde farklılık oluĢturduğu belirlenmiĢtir. Nem içeriği göz önüne alınmadan, sıcaklık uygulamalarına ait ortalamalar karĢılaĢtırıldığında, en yüksek kallüs oranı %71.72 ile 22 °C sıcaklığa sahip ortama dikilen çeliklerden alınmıĢtır. Bu değer 26 °C sıcaklığa sahip ortama dikilen çeliklerden alınan % 59,58 oranındaki kallüs oluĢumundan istatistiksel olarak farklı bulunmuĢtur. 18 °C’lik ortamdaki çeliklerin ise % 67.26’sında kallüs oluĢumu gözlenmiĢtir.

Sıcaklığı dikkate almadan nem değerlerinin ortalamaları karĢılaĢtırıldığında ise en yüksek kallüs oluĢumu % 40 oranında nem içeren ortamdan alınmıĢtır. Bu ortama dikilen çeliklerden elde edilen % 78,73’lük kallüs oranı, diğer iki nem değerine sahip ortama dikilen çeliklerden alınan kallüs oluĢum oranından istatistiksel anlamda da farklı bulunmuĢtur. % 60 ve % 80 oranında nem içeren ortamlara dikilen çekiklerde ise kallüs oluĢum oranı sırasıyla % 58,64 ve % 61,28 olarak tespit edilmiĢtir (Çizelge 4.1).

Çizelge 4.1. Farklı nem ve sıcaklıklarda karadut odun çeliklerinde kallüs oluĢum yüzdeleri (%)

Sıcaklık(°C) Nem (%) Ortalama

40 60 80

18 86.10 60.53 55.13 67.26 AB

22 70.66 67.60 76.90 71.72 A

26 79.43 47.80 51.80 59.68 B

Ortalama 78.73 A 58.64 B 61.28 B

Farklı harfle gösterilen ortalamalar arasındaki fark, Duncan çoklu karĢılaĢtırma testine göre 0.05 ihtimal seviyesinde önemlidir.

Çeliklerde köklenme yüzdesi incelendiğinde ise yine sıcaklık ve nem içeriği arasından önemli bir interaksiyonun olmadığı görülmüĢtür. Çizelge 4.2’de verilen interaksiyon ortalamaları incelendiğinde, en yüksek köklenme oranının % 69.06 ile % 40 nem içeren, 18 °C sıcaklığa sahip ortama dikilen çeliklerden alındığı görülecektir. En düĢük köklenme oranı ise % 80 nem içeriği ve 18°C sıcaklığa sahip ortama dikilen çeliklerde görülmüĢtür.

Köklenme yüzdesi üzerine ortam sıcaklığı ve nem içeriği interaksiyonunun önemli bir etkisi olmadığı için, sıcaklık ve nem içeriğinin genel etkisini incelemek daha anlamlı olacaktır. Buna göre sıcaklığı göz önüne almadan nem içeriğinin ortalamalarını karĢılaĢtırdığımızda, en yüksek köklenme oranı % 40 nem içeren ortama dikilen çeliklerden alınmıĢtır. Bu ortamdan elde edilen % 63,11’lik değer, faklı nem içeriğine sahip diğer iki ortama dikilen çeliklerden alınan köklenme oranlarından istatistiksel anlamda önemli derecede yüksek bulunmuĢtur. Tarla kapasitesi % 60 ve % 80 olan ortamlara dikilen çeliklerin ise sırasıyla % 43,47 ve 49,57’sinde adventif kök oluĢumu görülmüĢ olup bu iki değer istatistiksel anlamda farklı bulunmamıĢtır.

Nem değerleri göz önüne alınmadan, farklı sıcaklıktaki ortamlara dikilen çeliklerin köklenme yüzdelerine ait ortalamalar karĢılaĢtırıldığında ise aralarında istatistiksel anlamda bir farkın olmadığı görülmüĢtür. Alt ısıtma sıcaklığı 18, 22 ve 26 °C olan ortamlara dikilen çeliklerden sırasıyla % 47,99, % 59,87 ve % 48 köklenme baĢarısı elde edilmiĢtir (Çizelge 4.2).

Çizelge 4.2. Farklı nem ve sıcaklık değerlerinde karadut odun çeliklerinin köklenme baĢarısı (%)

Sıcaklık (°C) Nem (%) Ortalama

40 60 80

18 69,06 38,60 3630 47,99

22 64,16 48,46 66,96 59,87

26 56,10 43,33 45,43 48,29

Ortalama 63,11 A 43,47 B 49,57 B

Farklı harfle gösterilen ortalamalar arasındaki fark, Duncan çoklu karĢılaĢtırma testine göre 0.05 ihtimal seviyesinde önemlidir.

AraĢtırmada köklenen çeliklerde kök boyu ölçümleri de yapılmıĢ olup, uygulamalar itibari ile elde edilen değerler Çizelge 4.3.’de verilmiĢtir. Çizelgede de görüldüğü gibi interaksiyon ortalamalara arasında belirgin farklılıklar bulunmakla birlikte, ortalama kök uzunluğu üzerine nem x sıcaklık interaksiyonun önemli bir etkisinin olmadığı belirlenmiĢtir. Buna karĢılık sıcaklık ve nem değerlerinin ayrı ayrı kök boyunda önemli değiĢimlere neden olduğu belirlenmiĢtir. Sıcaklık uygulamaları arasında en yüksek ortalama kök boyu 43,21 mm ile 22 °C uygulamasından elde edilmiĢtir. Bu değer 26 °C’lik sıcaklık uygulamasından elde edilen 33,30 mm ve 18 °C’lik sıcaklık uygulamasında elde edilen 28,75 mm’lik değerden istatistiksel olarak da farklı bulunmuĢtur. Sıcaklık uygulamalarını göz önüne almadan nem uygulamaları ortalamaları karĢılaĢtırıldığında ise en yüksek ortalama kök uzunluğu % 80’ lik nem uygulamasında görülmüĢtür. Tarla kapasitesinde % 80 olan bu ortama dikilen çeliklerde ortalama kök uzunluğu 42,64 mm olarak tespit edilmiĢtir. Bu değer, diğer iki nem içeriğine sahip ortamlardaki çeliklerden elde edilen kök uzunluğu değerlerinden önemli derecede yüksek bulunmuĢtur.

Çizelge 4.3. Farklı nem ve sıcaklık değerlerinde karadut odun çeliklerinin kök uzunlukları (mm)

Sıcaklık (°C) Nem (%) Ortalama

40 60 80

18 29,47 30,07 26,71 28,75 B

22 33,90 37,72 58,02 43,21 A

26 28,23 28,47 43,21 33,30 B

Ortalama 30,53 B 32,08 B 42,64 A

Farklı harfle gösterilen ortalamalar arasındaki fark, Duncan çoklu karĢılaĢtırma testine göre 0.05 ihtimal seviyesinde önemlidir.

Köklenen çeliklerde, kumpas yardımı ile kök kalınlığı ölçümleri yapılmıĢtır. Diğer özeliklere benzer Ģekilde kök çapı açısından da sıcaklık x nem içeriği arasında önemli bir interaksiyon tespit edilememiĢtir. Diğer taraftan hem sıcaklık hem de nem uygulamasının etkisinin önemli olduğu saptanmıĢtır. Köklenme ortamı sıcaklığı 18 ve 22 °C olan çeliklerde sırasıyla 2,00 ile 2,08 mm’lik bir çap değeri ölçülürken, bu değer köklenme ortamının 26 °C olduğu çeliklerde 1,29 mm olarak tespit edilmiĢtir.

Kök çapı açısından istatistiksel anlamda 18 °C ile 22 °C arasındaki farkın önemsiz olduğu buna karĢın bu iki sıcaklık değerine ile 26 °C arasındaki farkın önemli olduğu görülmüĢtür. Benzer Ģekilde köklenme ortamının nem içeriği de kök kalınlığında önemli değiĢime neden olmuĢtur. Köklenme ortamı nem içeriğinin %80 olduğu çeliklerde kök kalınlığı 1,99 mm olarak ölçülmüĢ olup bu değer %40 ve %60 nem içeriğine sahip köklenme ortamında bırakılan çeliklerden elde edilen değerlerden önemli derecede yüksek bulunmuĢtur (Çizelge 4.4).

Çizelge 4.4. Farklı nem ve sıcaklık değerlerinde karadut odun çeliklerinin kök çapı değerleri (mm)

Sıcaklık(°C) Nem (%) Ortalama

40 60 80

18 1,76 2,12 2,11 2,00 A

22 1,85 2,13 2,26 2,08 A

26 1,30 0,95 1,60 1,29 B

Ortalama 1,65 B 1,73 B 1,99 A

Farklı harfle gösterilen ortalamalar arasındaki fark, Duncan çoklu karĢılaĢtırma testine göre 0.05 ihtimal seviyesinde önemlidir.

Köklenen çeliklerde kök sayıları da belirlenerek çelik baĢına kök sayısı olarak ifade edilmiĢtir. Çeliklerin kök sayısı üzerine köklenme ortamının nem içeriği ile nem içeriği x sıcaklık interaksiyonunun önemli etkisinin olmadığı belirlenmiĢtir. Aynı Ģekilde nem içeriğinin de çelik baĢına kök sayısında önemli değiĢime neden olmadığı tespit edilmiĢtir. Nem içeriği % 40, % 60 ve % 80 olan ortamlara dikilen çeliklerde çelik baĢına ortalama kök sayıları sırasıyla 5,41, 5,74 ve 5,61 Ģeklinde birbirine oldukça yakın değerlerde gerçekleĢmiĢtir. Diğer taraftan köklenme ortamı sıcaklığının kök sayısında önemli değiĢime neden olduğu görülmüĢtür. Çelik baĢına en yüksek ortalama kök sayısı 6,54 adet ile 22 °C’lik uygulamadan; en düĢük ortalama kök sayısı ise 4,72 ile 18 °C’lik uygulamadan elde edilmiĢ olup; bu iki değer arasındaki fark istatistiksel olarak önemli bulunmuĢtur (Çizelge 4.5).

Çizelge 4.5. Farklı nem ve sıcaklık değerlerinde karadut odun çeliklerinin kök sayısı (adet/çelik).

Farklı harfle gösterilen ortalamalar arasındaki fark, Duncan çoklu karĢılaĢtırma testine göre 0.05 ihtimal seviyesinde önemlidir.

Sıcaklık (°C) Nem (%) Ortalama

40 60 80

18 4,99 4,40 4,80 4,72 B

22 6,37 5,57 7,70 6,54 A

26 4,87 7,27 4,33 5,49 AB

5.TARTIġMA

Çelikle çoğaltmada, kallüs oluĢumunun köklenme ile direk iliĢkisinin olmadığı, yaralamaya karĢı bir tepki olarak gerçekleĢtiği, buna karĢılık köklenme ortamında, özellikle zor köklenen türlerde, çeliklerin çürümesini engelleyerek canlı kalma sürelerini artırdığı ve bu Ģekilde indirek olarak etkili olduğu ileri sürülmektedir (KaĢka ve Yılmaz, 1990; Koyuncu, 1997). Bu nedenle bu çalıĢmada uygulamalar itibari ile çeliklerin kallüs oluĢturma oranları tespit edilmiĢtir. Kallüs oluĢumu ile köklenme yüzdesi arasında bir paralellik gözlenmiĢtir. Yani kallüs oluĢumunun yüksek olduğu uygulamalarda köklenme yüzdesi de yüksek bulunmuĢtur. Bu konuda yapılan diğer benzer çalıĢmalarda aksi görüĢler bildirilmekle birlikte (Sezgin 2009, Koyuncu ve ark., 2003), benzer Ģekilde kallüs oluĢumu ile köklenme yüzdesi arasında paralellik olduğunu bildiren araĢtırma sonuçları da bulunmaktadır (Yıldız ve Koyuncu, 2000). Kallüs dokusunun oluĢturduğu koruyucu tabakanın, çeliğin alt kısımdan çürümesini geciktirdiği, bazı hallerde kallüs tabakasının çeliğin su alımına yardımcı olduğu iddia edilmiĢtir (Hartmann, 1974).

Kallüs oluĢumu açısından uygulamalar arasında önemli farklılıklar gözlenmiĢtir. En yüksek kallüslenme yüzdesi 22 °C’lik ortamdan elde edilirken, 18 °C’lik ortamdan elde edilen oranda buna yakın olup aradaki fark önemsiz bulunmuĢtur. Diğer taraftan ortam sıcaklığı daha yüksek (26 °C) olduğunda kallüslenme oranının önemli derecede azaldığı görülmüĢtür. Genel olarak köklenme ortamı sıcaklığının 24 oC dolayında tutulmasının

hücre bölünmesini ve kallüs oluĢumunu teĢvik ettiği bildirilmektedir (Ağaoğlu ve ark., 1995). Çelik alınan bitkinin türüne bağlı olarak bu değerler farklılık gösterebilir. Bu çalıĢma sonucunda, karadut için 18 ve 22 oC’lik alt ısıtmanın kallüs oluĢumu açısından

26 oC’ye göre daha uygun olduğu tespit edilmiĢtir.

Köklendirme ortamının nem içeriği de kallüs oluĢumunda önemli bazı değiĢimlere neden olmuĢtur. Tarla kapasitesi % 40 olan ortama dikilen çeliklerdeki kallüslenme oranının, diğer iki ortama dikilen çeliklerde oluĢan kallüslenme oranına göre önemli derecede yüksek olduğu tespit edilmiĢtir. Çelikle çoğaltmada, kallüs oluĢumu üzerine ortam nem değerinin etkisi konusunda bir çalıĢma bulunmamakla birlikte, genel olarak çoğaltma ortamının, çelik dibinde oluĢacak kallüsün kurumayacağı kadar nemli

tutulması, ancak havalandırmayı engelleyecek düzeyde de yüksek nem içeriğine sahip olmaması gerektiği vurgulanmaktadır (Hartman ve Kester, 1974).

Çelikle çoğaltmada alttan ısıtmanın köklenme yüzdesini artırdığı bilinmektedir. Nitekim Alexandrow (1988b), ortam sıcaklığının, dut çeliklerinin köklenmesini önemli derecede artırdığını kaydetmiĢtir.

Benzer Ģekilde Yıldız ve Koyuncu (2000) farklı konsantrasyonlarda IBA uyguladıkları kara dut odun çeliklerini alt ısıtmasız ortama diktiklerinde en fazla % 60 köklenme elde ettiklerini, buna karĢılık çeliklerin dip kısmına 22 °C sıcaklıkta tuttuklarında köklenme yüzdesinin % 89’a kadar çıktığını bildirmiĢlerdir. Bitki türlerine göre değiĢmekle birlikte genel olarak iyi köklenme için çeliklerin bazal uzlarında 18-21 °C sıcaklığın olması gerektiği ifade edilmektedir (Hartmann ve Kester, 1974). Bu çalıĢmada üç farklı alt ısıtma sıcaklığı denenmiĢ olup, 22 oC’lik ortamda bulunan çeliklerdeki köklenme

oranının bir miktar daha yüksek olmasına karĢın aradaki farkın istatistiksel olarak önemli olmadığı belirlenmiĢtir.

Diğer taraftan köklendirme ortamının nem içeriği, köklenme baĢarısı üzerinde önemli bir değiĢime neden olmuĢtur. Çeliklerin köklenme yüzdesi nispeten daha az nem içeren ortamda % 40 tarla kapasitesi daha yüksek bulunmuĢtur. Bu sonuçlara göre köklendirme ortamı olarak perlit kullanıldığında, % 40 nem içeriğinin daha yüksek nem içeriklerine göre daha iyi sonuç verdiği söylenebilir. Diğer bazı kaynaklarda da köklenme için, köklenme ortamının nemli tutulması gerektiği ancak fazla ıslak ortamın havalanmayı engelleyerek çeliklerde köklenmeyi olumsuz yönde etkileyebileceği kaydedilmiĢtir (Hartmann ve Kester, 1974).

Yapılan istatistik analiz sonucunda, köklenme yüzdesi açısından, sıcaklık ve nem uygulamaları arasında önemli bir interaksiyon belirlenememiĢtir. Ġnteraksiyon ortalamaları göz önüne alındığında, çalıĢma sonunda en yüksek köklenme % 69,06 ile alt ısıtma sıcaklığı 18 °C, nem içeriği ise % 40 olan ortamdan alınmıĢtır. En düĢük köklenme oranı ise % 36,30 olarak, 18 oC alt ısıtma sıcaklığı ve % 80 nem içeriğine

Yıldız ve Koyuncu (2000) ’nun karadut odun çelikleri, Özkan ve Arslan (1996) ’nın yeĢil çeliklere yaptıkları çalıĢmadan elde ettikleri köklenme yüzdelerine göre düĢük olmakla birlikte, bu konuda yapılan pek çok diğer çalıĢma sonuçlarına güre benzer seviyede ya da daha yüksektir. Yıldız ve Koyuncu (2000), odun çeliklerinde alttan ısıtma ve 7000 ppm IBA uygulaması ile %89 oranında köklenme baĢarısı elde ettiklerini ifade etmiĢlerdir. Özkan ve Arslan (1996) ise Ağustos döneminde aldıkları ve 6000 ppm IBA uyguladıkları yeĢil çeliklerde %90, 4000 ppm IBA uyguladıkları odun çeliklerinde ise %56,67 köklenme baĢarısı elde ettiklerini kaydetmiĢlerdir. Yıldız ve ark. (2009)’da farklı dozlarda IBA uygulaması ile karadut odun çeliklerinde % 24, yarı odun çeliklerinde %76, yeĢil çeliklerde ise % 68 köklenme elde ettiklerini bildirmiĢleridir. Karadutta bu Ģekilde nispeten yüksek oranda köklenme baĢarısı elde edilen araĢtırma sonuçları yanında düĢük oranda köklenme elde edildiğini bildiren araĢtırma sonuçları da bulunmaktadır. Ünal ve ark. (1992), hormon uygulanmasına karĢın düĢük köklenme baĢarısı elde ettiklerini en yüksek köklenme oranının 5000 ppm uygulaması ile % 14,4 olduğunu kaydetmiĢlerdir. Koyuncu ve ark. (2003) ise IBA, NAA ve bunların kombinasyonlarının etkilerini denedikleri araĢtırmalarında yine baĢarılı sonuçlar alamadıklarını, en iyi sonucu %33 köklenme ile 5000 ppm IBA uygulamasından aldıklarını bildirmiĢlerdir. Benzer Ģekilde Karadeniz ve ġiĢman (2004)’ da karadut çeliklerinde düĢük baĢarı oranı elde ettiklerini ve en iyi köklenme oranının 2000 ppm IBA uygulaması ile % 23,4 olduğunu kaydetmiĢleridir.

Yapılan çalıĢmalarda bu Ģekilde farklı sonuçların alınması, köklenme koĢullarının faklılığı yanında, çelik alınan ana bitkinin beslenme durumundaki farklılıklardan kaynaklanıyor olabilir. Nitekim Sezgin (2009), farklı karadut ağaçlarından aldığı odun çeliklerinde, ana bitkiye bağlı olarak köklenme yüzdesi açısından önemli derecede farlılıklar tespit edildiğini vurgulamıĢtır. Kalyoncu ve ark. (2009)’ da iki farklı karadut tipinde aldıkları odun çelikleri ile yaptıkları çalıĢmalarında, birinci ağaçtan 2000-3000 ppm IBA uygulaması ile % 100, buna karĢılık ikinci ağaçtan aldıkları çeliklerde aynı hormon uygulaması ile % 42 oranında bir baĢarı yakaladıklarını ifade etmiĢlerdir. Diğer taraftan Erdoğan ve Aygün (2006) ise karadutta yeĢil çeliklerle yaptığı çalıĢmada, aynı uygulamanın tekerrürleri arasında bile büyük varyasyonlar oluĢtuğunu ifade etmiĢtir. Bu sonuçlara dayanarak karudutta çelikle çoğaltma potansiyelinin mevcut olduğu, ancak

bunun ana bitkinin beslenme durumu ve köklenme koĢullarından önemli derecede etkilendiği söylenebilir.

Yapılan bu çalıĢmada kallüs oluĢum yüzdeleri ve köklenme oranının yanında kök sayısı, kök çapı ve kök uzunluğu gibi değerler de incelenmiĢtir. Çünkü çelikle çoğaltmada, köklenme oranı yanında kök kalitesi de önemli bir parametredir. Köklenen çeliklerin köklenme ortamından alındıktan sonraki performansları büyük oranda kök kalitesine bağlıdır. Köklenme yüzdesi gibi ortalama kök uzunluğunda da ortam sıcaklığı ve nem içeriği arasındaki interaksiyonu önemsiz bulunmuĢtur. Diğer taraftan hem sıcaklık hem de nem içeriğinin etkisi önemli bulunmuĢtur. Ortam sıcaklıları arasında, en yüksek ortalama kök uzunluğu 43,21 mm ile 22 °C’lik ortama dikilen çeliklerden elde edilmiĢtir. Farklı nem içeriğine sahip ortamlar arasında ise en yüksek ortalama kök uzunluğu (42,64 mm), nem içeriği en yüksek olan ortama dikilen çeliklerden elde edilmiĢtir. Bu değerler Koyuncu ve ark. (2004)’nın 25 mm’lik ve Koyuncu ve ġenel (2003)’ün 23mm’lik bulgusundan, daha yüksek; Özkan ve Arslan (1996)’nın 49,0 mm, Sezgin (2009)’in 44-64 mm’lik sonuçlarına benzer; Yıldız ve ark (2009)’nın 66,64 mm, Yıldız ve Koyuncu (2000)’nun 122 mm’lik kök uzunluğu sonuçlarından ise düĢük bulunmuĢtur.

AraĢtırmada, en yüksek ortalama kök uzunluğu nem içeriği en fazla olan ortamdan alınmakla birlikte, köklenme süreci sonunda bu ortamdan çıkan çeliklerin önemli bir kısmının köklerinde çürümelerin olduğu gözlenmiĢtir. Bu durum muhtemelen yüksek nem içeriğinden dolayı havalanmanın engellenmesinden kaynaklanmıĢtır. Nitekim iyi bir köklenme ortamının iyi nem tutması yanın da havalanmasının da iyi olması gerektiği ifade edilmektedir (Hartmann ve Kester, 1974).

Kök çapı üzerine de ortam sıcaklığının önemli etkisinin olduğu görülmüĢ ve 26 °C’lik ortama dikilen çeliklerde ortalama kök çapının 18 ve 22 °C’lik ortama dikilen çeliklerden elde edilen kök çapına göre daha düĢük olduğu görülmüĢtür. Yani ortam sıcaklığının artması, daha zayıf köklerin oluĢmasına neden olmuĢtur. Ortamın nem ve sıcaklığına bağlı olarak çalıĢmada ortalama kök uzunlukları 2,26 ile 0,95 mm arasında değiĢmiĢtir. Karadutun çelikle çoğaltılması konusunda yapılan diğer bazı çalıĢmalarda

da kök çapı açısından benzer sonuçların alındığı bildirilmiĢtir (Yıldız ve ark., 2009; Sezgin, 2009).

Çelikle çoğaltma da diğer önemli bir parametre de çelik baĢına kök sayısıdır. Çünkü bir çeliğin köklendirme ortamından çıkarıldıktan sonra sağlıklı bir fidan olarak geliĢmesine devam etmesi kök sayısı ile yakından iliĢkilidir. Çelikte yeteri sayıda kök oluĢmamıĢsa, köklenme ortamında içi toprak dolu saksıya veya fidanlık parseline ĢaĢırtıldıktan sonraki geliĢmesi sorunlu olabilir. Bu çalıĢma sonucunda, köklenme ortamının nem içeriğinin ortalama kök sayısında önemli bir değiĢime neden olmadığı görülmüĢtür. Ortam sıcaklığının etkisi incelendiğinde ise 18 °C’ lik ortamdaki çeliklere göre 22 °C’lik ortamdaki çeliklerde, çelik baĢına daha fazla kök oluĢtuğu görülmüĢtür. Ġnteraksiyon ortalamaları göz önüne alındığında çelik baĢına kök sayısının ortalama 7,7 ile 4,33 adet arasında değiĢtiği belirlenmiĢtir. Karadutun çelikle çoğaltılması konusuna yapılan diğer çalıĢmalarda, çelik baĢına kök sayısı ġenel (2002) tarafından 7,8 adet; Koyuncu ve ark. (2003) tarafından en yüksek 5,3; Yıldız ve ark. (2009) tarafından 3,5; Sezgin (2009) tarafından 5,6; Erdoğan ve Aygün (2006) tarafından ise 12,95 adet olarak bildirilmiĢtir. Bu literatür sonuçları bizim bu çalıĢmada elde ettiğimiz değerlerle uyumlu gözükmektedir.

Sonuç olarak karadutun çelikle çoğaltılması konusunda yapılan çalıĢmaların çoğunda düĢük oranda köklenme elde edildiği bildirilmekle beraber, bazı diğer çalıĢmalarda olduğu gibi bu çalıĢmada da bazı uygulamalarla köklenme yüzdesinin % 60 dan üzerine çıktığı görülmüĢtür. Bu elde edilen sonuçlara dayanılarak karadut çeliklerinde köklenme performansının var olduğu, sağlıklı ve beslenmesi uygun olan ana bitkilerden alınacak çeliklerin iyi ortamlarda köklendirilmesi ile baĢarılı sonuçlara ulaĢılabileceği görülmüĢtür. Özellikle köklenme sürecinde ortamın nem ve sıcaklık değerlerinin iyi ayarlanması ile daha yüksek oranda bir köklenme baĢarısı elde edilebilir.

6. KAYNAKLAR

Ağaoğlu, Y.S., Çelik, H., Çelik, M., Fidan,Y., GülĢen,Y., Günay, A., Halloran, N., Köksal, A.Ġ., Yanmaz, R., 1995. Genel Bahçe Bitkileri. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Eğitim,AraĢtırma ve GeliĢtirme Vakfı Yayınları, No:4.

Alizhanov, A., 1984. Mulberry Propagation By Softwood Cuttings Under Plastic Cover. Shelk. No.5, 5-5.

Alexandrov, A., 1988a. The Rooting Ability of Some Promising Cultivars of Mulberry (Genus Morus L.) Plant Science.15(3).66-73.

Alexandrov, A., 1988b. Ġnvestigations of the Rooting Process in Ripe Mulberry Cutting Taken From Various Parts of Overwintered Shoots Plant Science 35(9), 86-93. Anonim 1995. Fidan Üretim ve Dağıtım Talimatı (1994-1995).T.C. Tarım ve KöyiĢleri

Bakanlığı, Ankara,.

Anonim 2010. Tarımsal yapı (üretim, fiyat, değer).T.C. BaĢbakanlık Devlet Ġstatistik Enstütüsü.

Asımgil, A., 1997. ġifalı Bitkiler. TimaĢ Yayınları, Ġstanbul. 352 s.

Aslan, M.M., 1998. Malatya, Elazığ, Erzincan ve Tunceli Ġllerine Bağlı Bazı Ġlçelerden Ümitvar Dut Tiplerinin Seçimi. Ç.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi,67 s, Adana (Basılmamıs).

Aydınlı, M., 1995. Ayva, Dut ve Zeytin Odun Çeliklerinin Alçak Tünel ve Açıkta Köklendirilmesi. Uludağ Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı. Yüksek Lisans Tezi Bursa.

Ayfer M., GülĢen, Y. ve Kantarcı, M., 1986. AyaĢ Dutunun Çelikle Çoğaltımı Üzerine Bir AraĢtırma. Ank. Ü. Ziraat Fak. Yıllığı, 35: 289-297, ayrıbasım.

Baksh, S., Mir, M.R., Darzi, G.M. ve Khan, M.A., 2000. Performance of Hard Wood Stem Cuttings of Mulberry Genotypes Under Temperate Climatic Conditions of Kashmir. Indian J. Seric. 39(1): 30-32.

Bapat, V.A., Mhatre, M. (Minal Mhatre), Rao, PS. ve Mhatre, M., 1987. Propagation of Morus indica L. (mulberry) by Encapsulated Shoot Buds. Plant Cell Reports, 6: 5, 393-395.

Barry, J.P., 1950. Propagating the Mulberry By Cutting. Hart. Abs. 20(4). P. 210. Baytop, T., 1984. Türkiye’de Bitkiler Ġle Tedavi (GeçmiĢte ve Bugün). Ġ.Ü. Yayınları

No: 3255, Eczacılık Fak. No: 40, S.235.

Bellini, E., Giordani, E., Roger, J.P., 2000. The Mulberry For Fruit. Il Gelso da Frutto. L’informatore Agrario, Verona, LVI, 7: 89-93. Bremness, L., 1999. ġifalı Otlar, Çeviren Nejat Ebcioğlu, Ġnkılâp Kitabevi Yayın San. Tic. A.ġ., Ġstanbul. 240. Bremness, L., 1999. ġifalı Otlar. Çeviren Nejat Ebcioğlu, Ġnkılâp Kitabevi Yayın San.

Tic. A.ġ., Ġstanbul. 240.

Chen P.N, Chu H.L, Kuo W.H, Chıong C.L, Hsıef Y.S., 2005. Mulberry Anthocyanins, Cyanidin-3-rutinoside and Cyanidin-3- glucoside, Exhibited and Inhibitory Effect on The Migration and of a Human Long Cancer Cell Line. Cancer Letters 1–12.

CORMACK, M.C., 1985. J. Rooting of Ġllinois Everbearing Mulberry Cuttings.Pomona, 18:1,30-31.

Çam, Ġ., 2000. Edremit ve GevaĢ Yöresi Dutlarının Fenolojik ve Pomolojik Özellikleri ile Seleksiyonu Üzerine AraĢtırmalar. (Yüksek lisans tezi). YYU. Fen

Bilimleri Enstitüsü.

Çelik, A., 1992. Cevizlerin (Juglans Regia L.) Çelikle Üretilebilirlikleri Üzerine Bir AraĢtırma Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı. Yüksek Lisans Tezi. Van 1992.

Datta, R.K., 2002. Mulberry Cultivation and Utilization in India. Mulberry for Animal Production, FAO Animal Production and Healt Paper 147: 45-62.

Davis, P.H., 1972. Flora of Turkey IV. Edinburg Uni. Press. Edinburg, 657 p. De Candolle, A., 1967. Origin of Cultivated Plants. New York and London. P. 149-

153.

Dirr, M. A., Heuser , C. W. Jr., 1987. The Reference Manual of Woody Plant

Benzer Belgeler