• Sonuç bulunamadı

Sayın milletvekilleri, birleşime 5 dakika ara veriyorum

Kapanma Saati: 15.46

DÖRDÜNCÜ OTURUM Açılma Saati: 16.02

BAŞKAN: Başkanvekili Nevzat PAKDİL

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 40 inci Birleşiminin Dör­

düncü Oturumunu açıyorum.

2006 Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2004 Malî Yılı Kesinhesap Kanunu Tasarılarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.

IV.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

1.- 2006 Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2004 Malî Yılı Genel ve Katma Büt­

çeli Daireler ve İdareler Kesinhesap Kanunu Tasarıları (1/1119; 1/1084, 3/907; 1/1085, 3/908) (S. Sayısı: 1028, 1029, 1030) (Devam)

A) MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI (Devam)

1.- Millî Eğitim Bakanlığı 2006 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi 2.- Millî Eğitim Bakanlığı 2004 Malî Yılı Kesinhesabı B) YÜKSEKÖĞRETİM KURULU (Devam)

1.- Yükseköğretim Kurulu 2006 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi 2.- Yükseköğretim Kurulu 2004 Malî Yılı Kesinhesabı

C) YÜKSEKÖĞRENİM KREDİ VE YURTLAR KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam) 1.- Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü 2006 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi D) ÖĞRENCİ SEÇME VE YERLEŞTİRME MERKEZİ (Devam)

1.- Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi 2006 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi E) ÜNİVERSİTELER (Devam)

BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde.

AK Parti Grubu konuşmalarını tamamlamıştı.

Şahsı adına, lehinde, Erzurum Milletvekili Sayın Ömer Özyılmaz; buyurun efendim. (AK Par­

ti sıralarından alkışlar)

Sayın Özyılmaz, süreniz 10 dakika.

ÖMER ÖZYILMAZ (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; Millî Eğitim Bakanlığının 2006 malî yılı bütçesi üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, sizleri ve bütün eğitimcileri sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bugün sabah 11.00'den beri ülkemizdeki eğitim sistemimiz üzerine Mec­

lisimiz yoğunlaştı. Muhalefet partisine mensup arkadaşlarımız yıllardan beri var olan, ama, bizim çözmeye çalıştığımız sorunlar üzerine yoğunlaştılar. AK Partimize mensup arkadaşlar da üç yıl içerisinde yaptığımız çalışmaları bir bir tadat ettiler. Biraz sonra da Sayın Bakanımız konuyla ilgili

TBMM B:40 2 3 . 1 2 . 2 0 0 5 0 : 4 daha geniş bilgi sunacaktır. Ben o konulara girmeden, ülkemizin önemli bir eğitim sorunu olan mes­

lekî teknikeğitimin sorunlarına ve bunların çözümlerine yönelmek istiyorum.

Bildiğimiz gibi, ülkemiz bir yandan Avrupa Birliğine girmeye bir yandan da bilgi toplumuna dönüşmeye çalışmaktadır. Bilgi toplumunda bilim ve teknolojideki hızlı değişme ve gelişmeler, hem yeni kalifiye ara eleman ihtiyacını ortaya çıkarmakta hem de mevcutları işbaşında veya hiz-metiçi eğitim kurslarıyla eğitip rol ve işlevlerini değiştirmektedir. Hem bilgi toplumundaki bilim ve teknolojiye vakıf hem de ondaki hızlı değişme ve gelişmelere uyum sağlayacak bilgi birikimine sahip personeli meslekî teknikeğitim kurumlarımız yetiştirmektedir. Ancak, meslekî teknikeğitim veren okullarımızın bilgi toplumuna geçmekte olduğumuz şu günlerde ele alınması, sorunlarının saptanarak onlara çözüm önerileri üretilmesi, bu okullarda uygulanan öğretim yaklaşımlarının bil­

gi çağına geçişte gözden geçirilmesi, geliştirilmesi ve yeni teknolojilerle entegrasyonunun sağlan­

ması gerekmektedir. Ayrıca, bu kurumlarımızın eğitim programlarının, hedeflerinin, öğretim yön­

tem ve tekniklerinin, eğitim ortamları ve rollerinin de yeniden ele alınması gerekir.

Bizim bu konuşmamızın amacı, çalışan düz işçi ile nezaret ve kontrol eden teknik kadro arasın­

da yer alan ve bir örgün eğitim programı sonucunda meslekî formasyon edinmiş bulunan personel anlamında kalifiye ara eleman yetiştiren örgün meslekî teknikeğitim kurumları, yani, ilköğretim, or­

taöğretim ve meslek yüksekokullannı ele alıp onların sistemlerine özgü sorunlarını saptamak ve çözüm önerileri üretmeye çalışmaktır. Diğer bir deyişle, ülkemizdeki ilköğretimden meslek yük­

sekokulları sonuna kadar geçen sürede meslekî teknikeğitimin sorunlarını saptayıp çağdaş çözüm­

lerini bulmaya gayret etmektir. Bu çerçevede ele alınacak ilk sorun, meslekî teknikeğitime ne zaman başlamak gerektiği hususudur.

Değerli arkadaşlar, aslında, hedefim, ilköğretimde ve ortaöğretimde neler yapılmasını da anlat­

maya çalışmaktı; fakat, zamanımızın kısa olmasından dolayı, o konuları sizlerle paylaşma imkânı bulamayacağım. Yalnız, meslek yüksekokullarının, üniversitelerimizde bulunan meslek yük­

sekokullarının sorunlarına ve onların çözümlerine yönelmek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, bildiğimiz gibi, yükseköğretim uygulamalarının iki yıl sürenlerine meslek yüksekokulu ya da diğer bir isimle önlisans okulları denilmektedir. Ülkemizde, meslek yüksekokul­

ları, yeni bir kapasite oluşturarak, hem lisans programlarının önündeki yığılmaları önlemek hem artan yükseköğrenim talebini karşılayarak eğitim imkânlarını genişletmek hem ülkemizin tarım, ticaret, sanayi, hizmet ve bilişim alanlarının değişen ve gelişen ihtiyaçlarına cevap verecek kalifiye ara eleman ihtiyacını karşılamak hem de toplumsal gelişmeyi yaygınlaştırmak üzere kurulmuş okullardır.

Çağdaş dünyada, meslek yüksekokullannı bitirme oranı yüzde 52, bizde ise ancak yüzde 17'dir.

Meslek yüksekokulları, geleceğimiz açısından son derece önemli okullardır. Özellikle, hükümetimizin son yıllarda yapmakta olduğu ciddî, planlı ve kararlı çalışmalar sonucu, ülke ekonomisinin düzelmeye başlaması, tarım, hayvancılık, ticaret, sanayi, eğitim, sağlık, turizm, bilişim ve diğer hizmet alanlanndaki yatırımların kapasitesini artırıp ciddî istihdam alanları oluştur­

maya başlaması beklenmektedir. Ayrıca, meslek yüksekokulları, kalifiye işgücü ihtiyacımız, ih­

racatımız ve bu yönde dünyaya açılmamız açısından da çok büyük bir önem arz etmektedir.

Önümüzdeki beş on yıl içerisinde, gerek Avrupa'da gerek Uzakdoğu'da, Ortaasya'da ve Amerika Birleşik Devletleri gibi dünyanın çok ciddî gelişme göstermeye aday bölgelerinde kalifiye ara elemana büyük bir ihtiyaç duyulacağı açıktır. Eğer, biz, bugünden, çağdaş anlamda, iyi bir hazırlık yaparsak, yetiştireceğimiz kalifiye ara elemanlarla oralarda da ciddî anlamda istihdam yakalama imkânına kavuşabiliriz.

Gerçekleşmesine kesin gözüyle bakılan yukarıdaki beklentiler nedeniyle, önümüzdeki yıllarda kalifiye ara elemana daha çok ihtiyaç duyulacağı açıktır. İşte, bu beklentiden hareketle, meslek yük­

sekokullarının önemi çok daha iyi anlaşılacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; işte, bu özelliklerini saydığımız, kısaca arz ettiğimiz bu okulların pekçok sorunu vardır. Ben, kısaca onları saymak istiyorum. Meslek yüksekokullarının sorunlarının birincisi, ülkemizde meslek yüksekokullarına yöneliş ve ilgi, çağdaş dünyadaki ön-lisans okullarına yöneliş ve ilgi gibi sağlıklı değildir. Okulun bileşenlerinde dahi ciddî bir isteksiz­

lik ve ilgisizlik söz konusudur.

İkincisi; genel olarak bu okullar, üniversite yönetimleri tarafından, hem kampus alanı dışında tutuluyorlar, pek çoğu, illere çok uzak ilçelerde kurulmuş hem de o branşla ilgili işyerleriyle de iliş-kilendirilmiyorlar. Bu durum ise, hem meslek yüksekokullarına üniversitenin bir bölümü denil­

mesini, öğrencilerinin de üniversite havasını soluyup onu yaşayarak gelişmelerini engelliyor hem de onlara meslekî teknik yetenek kazandıracak pratiklerden yoksun kalmalarına sebep oluyor.

Üçüncüsü; YÖK ve üniversite yönetimlerinin meslek yüksekokullarına bakışı ve onlan al­

gılayışında ciddî anlamda sorunlar vardır.

Dördüncüsü; meslek yüksekokulu eğitiminde, okul, bina, atölye, laboratuvar, ders araç-gereç ve iç donanımıyla ilgili sorunlar had safhadadır.

Beşincisi; öğretim elemanı temini, bunların nicelik ve nitelik sorunları yaşanmaktadır.

Altıncısı; okul ve ders programlarının, çağdaş beklenti ve ihtiyaçları karşılaması ve dinamik tutulması çok önemli bir sorundur.

Yedincisi; meslek yüksekokulu mezunlarının, bugüne kadar, pek çok, yüz binlerce mezun ver­

miş bu okullar, bu okulların mezunlarının sosyal statü, istihdam ve özlük haklarına yönelik sorun­

lar, yıllardan beri bir türlü çözülememektedir. İş dünyasının beklenti ve tutumlan tahlil edilerek gerekli dersler çıkarılmamıştır.

Daha pek çok sorunları vardır; ama, bu sorunların çözümlerine yönelik de düşüncelerimi siz­

lerle paylaşmak istiyorum değerli arkadaşlar.

Değerli arkadaşlar, önce, aydını, siyasetçisi, öğrencisi, velisi, üniversite yönetimi, kamu ve özel sektör yöneticisi ve bütün kesimleriyle toplumumuz, meslek yüksekokullannı yeniden tanım­

layarak ya da daha geniş anlamda, meslekî teknikeğitimi yeniden tanımlayarak ona bakışı değiştir­

meli, gereken önemi vermeli ve çağdaş dünyadaki gibi birer cazibe merkezi haline getirmeye çalış­

malıdır; çünkü, bu okullar, çağdaş dünyada olduğu gibi, bizim ülkemizde de çok yararlı hizmetler verebilecek birer eğitim modelidir.

İkincisi; dünyada ve ülkemizde meslek yüksekokullan, yükseköğretimin bir parçası olarak kabul edilmesine karşın, ülkemizde, bu okullar genel olarak, biraz önce söylediğim gibi, üniversite kampus-lan dışında tutulmakta, eğitimleri de ilgili meslek liselerinde yapılmaktadır. Halbuki, bu anlayışla mes­

lek yüksekokulu eğitiminin yapılması her yönüyle sakıncalıdır. Unutulmamalıdır ki, hem meslekî tek­

nik liselerin meslekî ve teknik altyapısı bunu taşıyacak güçte değildir hem de 1952-1974 yıllan arasın­

da faaliyet gösteren tekniker ve yüksek tekniker okullan, ortaöğretim düzeyindeki meslekî teknik okul-lann ortamı içerisinde kurulduklan ve üniversite kavramından yoksun kaldıklan için işlevlerini yerine getiremeyip, kapanmışlardır. Aynca, bu okullann öğrencileri de, üniversite öğrencisi olmalanna rağ­

men, üniversite havasını teneffüs edemeden okullannı okumak durumunda kalmaktadırlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TBMM B:40 2 3 . 1 2 . 2 0 0 5 0 : 4 BAŞKAN - Sayın Özyılmaz, konuşmanızı tamamlayınız.

Buyurun.

ÖMER ÖZYILMAZ (Devamla) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Meslek yüksekokul eğitiminin çok önemli işlevleri olan bir üniversite ve işyeri eğitimi olduğu asla unutulmamalıdır. Bu okulların üniversite kampusları içerisine alınması şarttır. Böylece, bu okulların teorik dersleri kampus içerisindeki tesislerinde, pratik derslerin ise, bugünkü dağınıklık ve keyfîlikten kurtarılıp, yasal altyapısı hazırlandıktan sonra (YÖK) Yükseköğretim Kurulu ve Millî Eğitim Bakanlığı birlikte çalışarak belirleyeceği o branşla ilgili özel ve kamu kurumlarına ait fab­

rika ve işyerlerinden birinde yapılması gerekir.

Yükseköğretim Kurulunda (YÖK'te) meslek yüksekokullarıyla ilgili bir koordinasyon birimi kurulmalıdır. Bu birimin görevi, araştırmalarla, bu okulların sorunlarını saptamak, çözümlerine yar­

dımcı olmak, gelişmelerini sağlayıcı tedbirler almak, eğitim-öğretim faaliyetlerinde birlik, beraber­

lik sağlamak, standart belirlemek, bunları bilimsel ölçütlerle denetlemek ve en önemlisi, meslek yüksekokulları ile sanayi, hizmet ve bilişim sektörleri arasında irtibat kurmak olmalıdır; ama, maalesef, YÖK'ün nelerle uğraştığını hep acı acı seyrediyoruz bunların dışında.

YÖK'teki bu yapılanmaya paralel olarak bünyesinde üçten fazla meslek yüksekokulu bulunan üniversitelerin rektör yardımcılarından birisi de, bu okulların koordinasyonu için bu işle görevlen­

dirilmesi yapılmalıdır.

Değerli arkadaşlar, dördüncüsü, meslekî teknikeğitimin finansmanına, hem kamu bütçesinden daha çok pay ayrılmalı -Bakanlığımız yıllardan beri bunun için gece gündüz çalışıyor; ben bu vesileyle, Sayın Bakanımıza ve hükümetimize müteşekkirim- hem de özel sektörün meslekî nikeğitim alanında da okullaşma yoluyla hizmet vermesi teşvik edilmelidir. Yani, meslekî tek-nikeğitime özel sektörün ciddî bir şekilde girmesini sağlamak durumundayız.

MUHARREM İNCE (Yalova) - YÖK'ü kim savunacak; Millî Eğitim mi savunacak? Eleş­

tiriyor da; siz mi savunacaksınız, bürokratlar konuşmadığına göre?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Özyılmaz, bu ikinci uzatma; lütfen, konuşmanızı tamamlayınız. Mikrofon kestiği zaman uzatmayacağım, lütfen...

Buyurun.

ÖMER ÖZYILMAZ (Devamla) - Meslekî teknikeğitimin finansmanına, hem kamu bütçesin­

den, buna ek olarak, ülkenin sanayi bölgelerinde endüstri meslek ve teknik liseler, endüstri ve sanayi sektörünün temsilcilerine, turizm bölgelerinde turizm meslek liseleri bu alandaki sektör temsilcilerine... Düşünün, şimdi, Antalya'daki meslekî teknikeğitimi; yani, oradaki Anadolu Otel­

cilik ve Meslek Yüksek Okulunun, orada otel işletenlerin, büyük ölçüde finansmanını sağlaması fevkalede önemlidir. Bu sektörler, söz konusu okullarda, bakanlık kontrolünde eğitim, öğretim yaparak kendi kadrolarını yetiştirmelidirler; ayrıca, bu hizmetten yararlanan sendika, oda, kişi, kamu ve özel sektör kuruluşlarının katkı yapmaları sağlanmalıdır. Nitekim, Avrupa'da bunu ciddî anlamda görmekteyiz.

Değerli arkadaşlar, meslek yüksekokullarındaki, şu anda geçerli olan, yalnız, meslekî teknik lise mezunlarının alınması uygulaması aynen devam etmelidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TBMM B:40 23.12.2005 0 : 4

BAŞKAN - Sayın Özyılmaz, konuşmanızı, belirli bir süre de artırsam mümkün değil. Onun

için, son cümlenizi ve teşekkürünüzü alayım, istirham ediyorum; diğer arkadaşlara da, çünkü aynı