• Sonuç bulunamadı

Savunma ve Havacılık Sanayii Ciro ve Ar-Ge Harcamaları

3.6. Sayılarla Türkiye’de Savunma ve Havacılık Sanayii

3.6.1. Savunma ve Havacılık Sanayii Ciro ve Ar-Ge Harcamaları

Savunma ve Havacılık Sanayii Sektörünün büyüklüğü, genel olarak toplam ciro tutarları üzerinden hesaplanmaktadır. Ciro, sektörün iş hacminde ulaştığı düzeyi gösterdiği için anlamlı bir parametredir. Ciro verilerinin üreticisi SaSaD’dir. Genellikle bilançonun tamamlanması, vergilerin ödenmesinden sonraki dönemde şirketlerden alınan rakamların toplamı ile oluşturulduğu için bu çalışmanın yapıldığı tarihteki ciro rakamları 2011 yılına aittir.

36 Sektörün ikinci kritik parametresi ise Ar-Ge Harcamalarıdır. Ar-Ge serileri 1997–2007 döneminde sadece sektörün özkaynaklarından yaptıkları harcamalardan ibaretken 2007 yılından sonra kurum dışı Ar-Ge harcamaları da söz konusu olmaktadır. Bu sektörün Ar-Ge yeteneğine katkı yapacak olumlu bir gelişme olarak değerlendirilmelidir.

Tablo 8: Ciro ve Ar-Ge Harcamaları (Milyon ABD Doları) Savunma ve Havacılık

Sanayii Cirosu Özkaynaktan Ar-Ge Kuruluş Dışından

Ar-Ge Toplam Ar-Ge

1997 1,205.0 34.0

1998 968.4 40.8

1999 1,074.6 41.6

2000 851.9 43.1

2001 848.9 24.4

2002 1,062.4 48.9

2003 1,301.0 58.4

2004 1,337.1 63.9

2005 1,591.2 78.5

2006 1,720.4 90.1

2007 2,010.6 120.2 246.9 367.1

2008 2,316.8 228.2 281.4 509.6

2009 2,319.3 206.1 299.1 505.3

2010 2,732.9 143.4 522.6 666.0

2011 4,380.9 220.8 451.4 672.1

Kaynak: SaSad verilerinden kendi hesaplamalarımız

Tablodan da izlenebileceği gibi sektör cirosu 1997 – 2011 döneminde yaklaşık olarak dört kat 1.2 Milyar ABD dolarından 4.3 Milyar ABD dolarına yükselmiştir. Sektör cirosu ile Ar-Ge Harcamalarının birlikte yükseliş eğiliminde olmaları, sektörün gelişme ivmesini sürdürdüğünün işareti olarak okumak gerekir. Grafik 8, Tablo 8’in daha iyi kavranmasına yardımcı olması için hazırlanmıştır.

Grafik 8: Ciro ve AR-GE Harcamaları (Milyon ABD Doları)

Kaynak: SaSad verilerinden kendi hesaplamalarımız

37 3.6.2. Türk Silahlı Kuvvetleri İhtiyaçlarının Yurtiçinden Karşılanma Oranı

Savunma Sanayii Müsteşarlığı, “Savunma sanayini özgün yurt içi çözümler sunabilecek ve uluslararası alanda rekabet edebilecek şekilde yapılandırmak” meselesini stratejik bir amaç olarak belirlemiş ve bu amaca paralel olarak ta “2010 yılı sonuna kadar savunma sistem ihtiyaçlarının yurt içi karşılanma oranı ortalama yüzde 50’ye çıkarılacaktır” şeklinde ifade edilen stratejik hedefi tespit etmiş idi.

Bu amaç doğrultusunda, Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyacı olan savunma sistemlerinde özgün yurt içi geliştirme modellerine öncelik veren bir sürece geçilmiş / geçilmeye de devam edilmektedir.

Böylesi bir süreçte, teknolojinin satın alınması yerine üretilmesi ile tedarik edilen sistemler üzerinde gerekli geliştirmelerin kısıtlamasız olarak yapılması mümkün olmakta, nihayetinde bahse konu ürünlerin fikri mülkiyet ve kısıtsız kullanım haklarına sahip olunmaktadır.

Ömür-devri maliyetinin önemli bir kalemi olan bakım-idame yeteneklerinin de bu yöntemle kazanılması, önemli mali tasarruflar sağlamaktadır.

Grafik 10: TSK İhtiyaçlarının Yurtiçinden Karşılanma Oranı

Kaynak: SSM yayınlarında derlenmiştir

Grafik bulguları, SSM’in “2010 yılı sonuna kadar savunma sistem ihtiyaçlarının yurt içi karşılanma oranı ortalama yüzde 50’ye çıkarılacaktır” biçimindeki stratejik hedefini tutturduğunu göstermektedir. TSK ihtiyaçlarının yurtiçinde karşılanma oranı 2003 yılında yüzde 25 iken sevindirici bir biçimde 2007’de yüzde 41.6’ ya 2011 yılında da yüzde 54 düzeyine yükselmiştir.

38 3.6.3. Savunma ve Havacılık Sanayii Dış Ticareti

Sektörün dış ticaretine değinen nerede ise tüm çalışmalarda bugüne kadar sadece ihracat gelişmelerine yer verilmiştir. Oysa dış ticaret iki ağzı olan bir makastır. Bu makasın uçlarından biri ihracat ise bir diğeri de ithalattır.

TUİK Dış Ticaret İstatistikleri Dinamik Sorgulama Portalı yardımıyla, Savunma ve Havacılık Sanayii İhracatçıları Birliği (SSI)’nin web sayfalarında30 yer alan iştigal konuları olarak saptadığı 518 adet GTİP numarası, portal kısıtı nedeniyle 25’erli gruplar halinde sorgulanmış (518/25=21) ve her bir sorgulamanın 2008 – 2012 dönemi dış ticaret hareketliliği belirlenmiştir. 25’erli gruplar halinde tablolaştırılan veriler konsolide edilmiş ve 518 GTİP numarasının 150’sinde 2008 – 2012 dönemi için dış ticaret (ihracat ve ithalat) hareketliliği tespit edilmiştir31.

Bu veriler ve tablolar, biraz iddialı bulunsa da bir ilktir. İncelenebildiği ölçüde yayınlanmış resmi politika dokümanları, sektöre ilişkin çeşitli kuruluşların raporları, yüksek lisans ve doktora tezleri vb. materyallerde böyle bir veriye rastlanılmamıştır. Bu ilk olma hali, konu ile ilgili kişi ve kuruluşların makul ve teknik eleştiri ve önerilerine açıktır.

Grafik 11: GTİP Numaraları Üzerinden Savunma ve Havacılık Sanayii Dış Ticareti (Milyon ABD $)

Kaynak: TUİK Dış Ticaret İstatistikleri Dinamik Sorgulama Portalından kendi hesaplamalarımız

Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nca verilen dış ticaret rakamlarında ithalat bulunmamakta, ancak ihracat verileri hem kapsadığı zaman diliminin (2002 – 2012) uzunluğu, hem de sektör için temel referans olarak alınması nedeniyle bu çalışmada da doğal olarak yer verilmektedir.

30 www.turksavunmasanayi.gov.tr

31 Dış Ticarete ilişkin rakamlarda TUİK, bir kalem ya da tek bir firmaya ait ise verileri yayınlamamaktadır. O nedenle rakamlarda farklılık olabilir.

39 Grafik 12: SSM’in Savunma ve Havacılık Sanayii İhracat Serileri (Milyon ABD $)

Kaynak: www.ssm.gov.tr

2002 yılında yaklaşık 250 Milyon ABD doları tutarındaki ihracat, 2006 yılında iki katına çıkmıştır. 2008 – 2010 döneminde küresel krizin de etkisiyle durgun bir seyir izleyen ihracat, 2011 yılında yeniden artma eğilimine girerek 1 milyar ABD doları seviyesini aşmıştır.

Grafik 13: SIPRI Veri Tabanında Türkiye Savunma Sanayi Dış Ticareti (Milyon ABD $, 1990 Fiyatlarıyla)

Kaynak: www.sipri.org dan kendi hesaplamalarımız.

Grafik 13, bize Türkiye’nin bir anlamda iç güvenlik kapsamındaki terörle mücadele tarihinin konjonktürel ipuçlarını vermektedir. 1990’lı yıllar boyunca artan ithalat, 1998 yılından bu yana azalma eğilimindedir. 2000’li yıllardaki yerli üretim ve tasarımdaki başarılı girişimler, ithalatın gerilemesini sağlamıştır.

40 Savunma ve Havacılık Sanayii ihracatının 2011 yılı sonu itibariyle sektörel dağılımını incelemek, sektörün dış pazarlardaki müşteri bulma faaliyetlerini destekleyecek bilgi vermesi açısından önemlidir. Yüzde 27’lik pay ile birinci sırada Elektronik sektörü vardır. İkinci sırayı yüzde 18’erlik payları ile Hava Araçları ve Roket-Füze-Mühimmat alt sektörleri paylaşmaktadır. İhracat içerisinde Deniz Araçlarının payı yüzde 13 iken, Kara Araçlarının payı yüzde 12 seviyesindedir.

Geriye kalan yüzde 12’lik pay yaklaşık eşit oranlarda üç alt sektörce paylaşılmıştır. Büyüklük sırasıyla; Kalıp-Makine-Parça, Bilişim ve Ar-Ge Mühendislik.

Grafik 14: SaSaD Verileriyle Türk Savunma ve Havacılık İhracatı Sektörel Dağılımı (2011)

Kaynak: SaSad verilerinden kendi hesaplamalarımız

3.6.4. Savunma Sanayi Şirketlerine Ait Mali Analiz Sonuçları (2011)32

Sayılarla Türkiye Savunma ve Havacılık Sanayiine ait değerlendirmeleri noktalamadan önce sektördeki firmaların mali yapılarına ilişkin analiz sonuçlarını özetlemek yararlı olabilir.

SSM, savunma sanayiinde faaliyet gösteren 52 firmanın bilanço ve gelir-gider tablolarının Sanayileşme Portaline girilmesi ile toplanan veriler Sanayileşme ve Strateji Geliştirme Daire Başkanlıklarının ortak çalışmasıyla analize33 tabi tutmuştur.

Mali analizlerin sonucu olarak Savunma Sanayii Sektörünün;

 Stok devir surelerinin uzun; dolayısıyla işletme sermayesi ihtiyacının yüksek,

 Sabit yatırım ihtiyacının yüksek,

32 Kara, Mehtap; Ünal Ayça; Koldaş, Necmi (2012), 2011 Yılı Verileri ile Savunma Sanayii Mali Analiz Sonuçları.

Savunma Sanayi Gündemi. 2012 / 2. S. 19. s.39 – 49. Ankara’dan özetlenmiştir

33 Analiz geliştirilirken her bir platform temelindeki değerlendirme kümeleri ve bu kümelere ait farklı sonuçlar bulunmaktadır. Ancak, bu bulguların sektörün bütüne dönük konsolide sonuç ve tespitler biçimindeki özetlenişleri analizdeki kritik bulguların önemini azaltabilme ihtimali unutulmamalıdır.

41

 Uzun vadeli borçlanma gerektirmekte,

 Kâr marjları acısından diğer sektörlerden aşırı derecede farklılık arz etmemekte olduğu değerlendirilmektedir.

Analiz raporunun finalinde sektör firmalarına ait altı tespit aşağıdaki biçimde not edilmiştir: