• Sonuç bulunamadı

I. Giriş

1. Savaştepe Đlçesinin Tarihi 7-

Marmara bölgesinin güneyinde yer alan Savaştepe ilçesinin batısında Đvrindi, Doğusunda Bigadiç, Güneyinde Soma ilçeleri bulunmaktadır. Đlçenin kuzeyi bağlı olduğu il olan Balıkesir ile çevrilidir.

Savaştepe yöresi, tarih devirlerinin başlangıcından beri büyük öneme sahiptir. Bu durumun en önemli sebebi, ilçenin Marmara ile Ege’yi birbirine bağlayan yolların üzerinde olmasıdır.

M.Ö. 5. ve 4. yüzyıllarda bölge kuzey ve güney arasında bir yol güzergâhı olarak önem kazanır. Böylelikle ticaret kervanlarının uğrak noktası olmuştur. Đlçenin bugün kurulduğu yerin 2 km kadar doğusunda Halkapınar denilen KERASAĐ/KERASA adında kent bir kurulmuştur.2

M.Ö. 5. ve 4. yüzyılda Persler, tüm Anadolu’yu olduğu gibi Savaştepe’yi de hâkimiyetleri altına alırlar. 200 yılı aşkın bir süre Pers egemenliğinde kaldıktan sonra Helenistik dönemin güçlü devletlerinden olan Bergama Krallığının hâkimiyeti görülür. Bergama kralı 3. Attos’un ölümünden sonra krallığın, M.Ö. 133 yılında Roma Đmparatorluğuna bağışlanmasıyla, uzun yıllar Savaştepe yöresi Roma Đmparatorluğu’nun egemenliğinde kalmıştır. M.S. 395 yılında imparatorluğun doğu ve batı olarak ikiye ayrılmasıyla Savaştepe, Doğu Roma Đmparatorluğu toprakları içinde kalır. Diğer adı Bizans Đmparatorluğu olan bu devletin hâkimiyeti 1330 tarihine kadar sürmüştür.

Bölgenin Müslüman kuvvetlerle tanışması ilk defa Türkler sayesinde olmamış, Emeviler döneminde gerçekleşen Đstanbul kuşatmalarında Araplar, bu bölgelere ilk defa akında bulunmuşlardır. Araplar, Đstanbul kuşatmasından dönerken Mizya'nın Sizik (Kizyakos -Kapıdağ bölgesi-) beldesini ele geçirip (675) yağmalamış ve 7 yıl burada kalmışladır. Yaklaşık 36 yıl sonra, 718 yılında Đstanbul'u ikinci defa kuşatmış, bu sefer de Bergama ve Edremit yörelerini zaptederek yağmalamışlardır.3

Türklerin Anadolu'ya akınları 1048 Pasinler Savaşı ile hız kazanmış, 1071 Malazgirt Savaşından sonra ise yurt edinme faaliyetleri hızlanmış ve zayıf Bizans kuvvetleri karşısında ilerleyen Türk kuvvetleri kısa sürede Ege ve Marmara denizine ulaşmışlardır.

1076'da Sizik (Kizyakos) ve Aydıncık, 1080 tarihinde de Çanaklale ve havalisi Süleyman Şah tarafından ele geçirilmiştir. 1081'de Ulubat gölü kıyısında yapılan savaşta Bizans kuvvetleri yok edilmiş ve Manyas ve Sizik'te Selçuklu hakimiyeti devam etmiştir. 1085'te Süleyman Şah doğuda savaşırken, emirlerinden Đlhan Bey kısa bir süre önce Selçukluların elinden çıkmış bulunan Sizik, Apollonia, Poimanenon (Eski Manyas) ve Edincik taraflarını geri aldı. 1086'da Süleyman Şah ölünce, Vezir Ebu'l-Kasım ayaklanan ve bağımsızlık ilân eden diğer beyleri bastırıp birleştirdi. Sizik'i (Kizyakos) üs seçerek, Bizans ile mücadeleye devam etti. 1090'da Misya'yı yurt tutmaya çalışan Türkmenler üzerine Bizans imparatoru bir ordu yollamış ve Apollania'yı kuşatmışlardır. Olayı öğrenen Türkmenler yardıma gelince Bizans ordusu büyük kayıplar vererek geri çekilmek zorunda kalmıştır. Bir yıl sonra daha güçlü bir ordu ile gelen Bizaslılar, bu defa önce Sizik ardından da Apollonia'yı ele geçirmiştir.4

1092'de EbuT-Kasımı'ın kardeşi Đlgazi Đznik'te baş kaldırınca, Süleyman Şahın oğlu I. Kılıçarslan onu yener ve burayı başkent yapar. Ardından da Marmara kıyılarında Edremit'e kadar olan yerleri ve Midilli Adası ile bazı adaları fetheder.

3 Erdinç Demiray, Kepsut Đlçesi ve Yöresi Ağızları Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2003, Niğde

Üniv. Sosyal Bilimler Enst. s. 1

I. Haçlı Seferinden sonra bu bölgeler kaybedilir ve bu toprakları ele geçiren Bizans bütün Türkmenleri katleder. Haçlı etkisinin zayıflaması üzerine Türkmenler bu bölgelere tekrar akın etmeye başladılarsa da ele geçirmek uzun bir zaman almıştır.

1175 tarihinde Eskişehir ovasında toplanan 100.000 çadır Türkmen; Denizli, Bergama, Kuria, Mysia ve Edremit bölgelerine dağılmışlardır.

Moğolların Anadolu'ya doğru ilerlemesi üzerine birçok Türkmen beyi Batı Anadolu'ya doğru göç etmiştir. Buralarda Bizans'a karşı akınlar yaparak sınırlarını genişletmişlerdir. Beylikler, Kösedağ Savaşı sonrasında Selçuklu otoritesinin zayıflamasını fırsat bilerek bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir.

Orhan Bey, Karesi (Balıkesir)'yi ilhak ettikten sonra burayı oğlu Süleyman Şaha tımar olarak vermiştir. Bu şekilde Karesi sancağı Osmanlı Devletinin ilk şehzade sancağı olmuştur. Daha sonra I. Murat'ın oğlu Yakup Bey de bu sancağa çıkan şehzadelerden biri olmuş, hatta I. Kosova Savaşı’na Karesi Sancakbeyi olarak katılmıştır.

Osmanlı Devleti, varlığına son verdiği beylik topraklarını, sınırlarını aynen muhafaza ederek sancak adı altında merkeze bağlamıştır. Karesi Beyliğinin ilhakından sonra da sancak haline getirilirken, diğer fethedilen topraklarda da bu hususa genelde riayet edildiği gözlemlenmektedir.5

Karesi Sancağı 1816 yılından önce Anadolu Vilâyetinden ayrılmış, Hüdavendigâr ve Kocaeli sancaklarının birleştirilmesiyle oluşan yeni sancağa bağlanmış ve valinin tayin ettiği mütesellim tarafından yönetilmiştir. Bu durum 1840 yılına kadar devam etmiştir.

1843 tarihinde Karesi ve Manisa birleştirilerek ayrı bir vilâyet yapılmıştır. Valiliğine de Hacı Đbrahim Saim Paşa tayin kılınmıştır. Bu dönemde merkez Manisa olduğu için Balıkesir sancak kaymakamlığı tarafından idare ediliyordu. Karesi daha

sonra tekrar Hüdavendigâr vilâyetine bağlı bir sancak olmuş, 1881 tarihinde ise Biga sancağı ilhak olunarak Karesi Vilâyeti oluşturulmuştur. 1888 tarihinde Karesi tekrar Hüdavendigâr vilâyetine bağlı bir sancak olmuştur. 1910 yılında Hüdavendigar Vilâyetinden ayrılarak müstakil hale gelmiştir. Cumhuriyetle beraber 1923 yılında tüm sancaklar vilâyet yapılmıştır.6

Balıkesir vilâyetinin günümüzde 18 kazası bulunmaktadır. Kazalar şunlardır; Ayvalık, Balya, Bandırma, Bigadiç, Burhaniye, Dursunbey, Edremit, Erdek, Gümeç. Gönen, Havran, Đvrindi, Kepsut, Manyas, Marmara, Savaştepe, Sındırgı, Susurluk.

Savaştepe ilçesi Kurtuluş Savaşı döneminde düşmana karşı kahramanca mücadele veren bir ilçemizdir. Büyük kahramanlık örneği gösteren belde halkını onurlandırmak için, Atatürk’ün teklifi ile TBMM tarafından 10 EKĐM 1934 tarihinde eski adı Giresun olan beldeye SAVAŞTEPE adı uygun görülmüştür. 10 Ekim 1934 tarihinden sonra 20 yıl bucak örgütü olarak kalır. 4 MART 1954 tarihinde çıkarılan yasa ile 1 HAZĐRAN 1954 de SAVAŞTEPE ilçe merkezi haline gelir.7

6 http://www.savastepemuftulugu.gov.tr/ilcemiz.htm. (20.04.2009) 7 http://www.savastepemuftulugu.gov.tr/ilcemiz.htm. (20.04.2009)

2. Savaştepe Đlçesinin Etnik Yapısı

Türkler, Anadolu’ya Malazgirt Savaşı’ndan önce de girmişlerdir. Bu girişler, büyük kitleler halinde olmamıştır, büyük kitlelerin Anadolu’ya girişi Malazgirt Zaferi’nden sonradır. Türkler, Bizanslılar tarafından boşaltılmış topraklara kolayca girdiler ve belli başlı bir mukavemetle karşılaşmadan yerleştiler. Çok kısa zamanda güçlü kumandanlar tarafından kurulan beylikler Anadolu'nun batı uçlarına kadar dayandı.

Anadolu'ya ilk gelenler büyük kütleler halinde Oğuz boylarından Yıva'lar oldu. Yıva'ları büyük dalgalar halinde Afşar, Begdili, Kınık, Döğer ve Çepni'ler izledi. Daha sonra da Moğol önünden kaçan Yazır ve Karluk'lar Anadolu'ya girdiler. Anadolu Selçuklu Devleti kurulduktan sonra Oğuz aşiretleri Anadolu'nun batı kıyılarına doğru ilerleyerek "Uç Beyliklerini" kurdular.

Germiyanlı beyi Yakup Bey önderliğindeki Türkmen oymakları başlarında Danişmend Gazi soyundan geldiği için hürmet gösterilen Kalemşah (Kalembey) ve oğlu Karesi Bey'le birlikte Mysia'ya geldiler ve hemen Kyzikos ve kıyıdaki birkaç müstahkem mevki hariç bütün bölgeyi işgal ettiler Karasi Bey ile birlikte gelen Türkmenler buralara doluşup Bizanslıların boşalttığı araziye yerleştiler.8

Orhan Bey, 1334’de Karesi beyliğini topraklarına kattıktan sonra Karesi arazisindeki Türkler Rumeli'nin fethi ile görevlendirildiler. Rumeli'nin fethinden itibaren, Karesi'deki henüz yerleşememiş aşiretler Rumeli'ne geçirilerek "Fatihler" olarak Osmanlı ülkesinin Avrupa yakasını Türkleştirdiler.

Konar göçer aşiretlerin göç yolları üzerindeki yerleşik halka, yerleşik halkın toprak, ürün ve hayvanlarına sık sık zarar vermeleri, sık sık eşkıyalık yapmaları ya da eşkıya ile birleşmeleri, bazen de kendi aralarında kavga etmeleri ve bu durumun

Anadolu'da topyekûn karışıklıklar yaratması, devleti bunlara karşı bir iskân politikası uygulamaya zorladı.

Yörük Aşiretlerinden gelen şikâyetler 1687-1689 yıllarında gittikçe fazlalaşınca 1691 yılı başından itibaren çıkarılan bir dizi hüküm, ferman ve hüccetle Türk aşiretleri göçleri bıraktırılarak ziraatle geçinmeleri için iskân edildiler.

1691'deki iskân harekâtından önce Balıkesir yöresinde görülen Yörük ve Türkmenler şunlardır: Aykırlar, Sakarlar, Kaçlar, Libniler, Kürürler, Doğancılar, Kara Ahmet Cemaati, Söğütlü Yörükleri ,Oğlakçılar, Barutçular, Karahalil Cemaati, Kaşıkçılar, Okçılar, Avcılar, Monamıklar, Uzuncalar, Hallaçlar, Divaneler, Yeğenler, Köseler, Tolgarlar, Büyük Eş, Kelemente, Boynu Yoğunlar, Kansızlar, Karacalar, Çakırlar, Gökmusa, Kavalcılar, Kalgallar, Boynu Uzunlar, Bozguşlar, Veletler, Kubaşlar, Kocaraklar, Likvaniklere bağlı Hacılar, Akbaşlar, Kızıl Koyunlu ve Mir oymakları, Kara Keçililerden Hacı Bayram, Akçe Đnli, Akkoyunlu, Var sak oymakları.9

Savaştepe Đlçesinde şu anda, yoğunlukla üç yörük boyu bulunmaktadır. Bu boylar, Karakeçili, Kılaz ve Kubaş Yörükleridir.

2.1. Yörük Boylarının Savaştepe Đlçesindeki Dağılımı Şekil 1  : Kubaş Boyu  : Kılaz Boyu  : Karakeçili Yörüğü : Hardal Boyu

Benzer Belgeler