• Sonuç bulunamadı

70 SAVAŞA KARŞI BARIŞI SAVUNANLAR ALANLARA İNDİ (29.12.2015)

Bölgemizde uygulanan sokağa çıkma yasak-ları ve savaş haline karşı barışı savunmak için, DİSK, KESK, TMMOB ve TTB 29 Aralık 2015 Salı günü ülke genelinde “iş bırakma” ey-lemi düzenleyerek alanlara çıktı.

Diyarbakır’da saat 12.30’da Galeria iş merkezi önünde toplanan 10 binlerce kişi, bölgemizde yaşanan savaşın ve süren ablukaların kaldı-rılması çağrısında bulunarak barış taleplerini dile getirdiler.

DİSK, KESK ve TMMOB TTB bileşenlerinin katılımıyla yapılan basın açıklaması şöyle;

ENDİŞEMİZ ARTIYOR!

Siz basın emekçileri de yakından tanıksınız ki;

emek ve meslek örgütleri olarak defalarca kez, siyasi iktidarın, savaş politikalarını tırmandı-rarak ülkemizi sürüklediği “uçuruma” dikkat çektik. Çocukların, kadınların, gençlerin, yok-sulların kanının aktığı, anaların gözyaşının kurumadığı, insanlarımızın yıllarca unutama-yacakları acılar yaşaunutama-yacakları ve halklarımızın bir arada yaşama umudunun gittikçe tükendi-ği bir savaşa ne içeride ne de dışarıda asla razı olmadığımızı her alanda dile getirdik. Endişe-lerimizi, taleplerimizi ve çözüm önerilerimizi her fırsatta ve her zeminde dile getirdik.

Halkın barış isteğini haykırmak için 10 Ekim’de Ankara’da yaptığımız uyarı mitingi kana bu-landı, isimlerini tek tek burada sıralamanın mümkün olmadığı, onur duyduğumuz 101 barış savunucusu katledildi, onlarcası yara-landı. Dünya kamuoyunda lanetlenen bu cani saldırı açığa çıkartılıp tüm sorumlularından

hesap sorulması gerekirken, 10 Ekim Katliamı protestolarıyla ilgili barış, emek ve demokrasi savunucularına soruşturmalar açıldı.

Değerli Basın Emekçileri,

Biz emek ve meslek örgütleri olarak, sadece üyelerimize değil, halkımıza karşı da duydu-ğumuz sorumluluk ve vicdanlarımız gereği, bugün burada bir kez daha ülkemizin yüz yüze kaldığı bu trajediyi dile getirmek, sizin aracılığınızla kamuoyuyla paylaşmak istiyo-ruz.

Bölgemizde uygulanan sokağa çıkma yasakla-rı, “savaşı” andıran askeri yığınaklar, okulların, hastanelerin ve devlet dairelerinin karargâhla-ra dönüştürülerek çatışmaların bütün bölgeye yayılmasıyla birlikte ilçeler, şehirler abluka al-tına alınıp boşaltılmakta, yüzlerce insan evle-rinden alınarak kapalı spor salonlarına hapse-dilmekte, çocuklar ve kadınlar hedef alınarak katledilmektedirler. Hiç bir inanç ve insanın kabul edemeyeceği şekilde insan cesetleri gün-lerce sokaklarda bırakılmakta, almaya çalışan yakınlarına ateş açılmaktadır.

Devlet, yaklaşık 3 bin 800 öğretmeni Cizre ve Silopi den savaş boyutundaki operasyon öncesi hizmet içi eğitim adı altında ilçelerden çıkarırken 40 bin öğrenciyi kaderlerine terk etmekle ve sağlık emekçilerini hastanelere hapsetmekle çok tehlikeli bir mesaj vermiştir.

Sur ilçesinde ise 10 bin öğrenci ve 420 eğitim emekçisi mağdur edilmektedir. Ayrıca bu sa-vaşın yarattığı travmalar bir nesli etkileyecek-tir. Eğitim ve sağlık başta olmak üzere tüm kamu hizmetleri savaş düzenine göre

yeni-71 den dizayn edilmektedir. Bölgede belediye eş

başkanlarının tutuklanması, eğitim ve sağlık emekçilerinin can güvenliklerinin ortadan kaldırılarak kamu hizmeti yapamayacakları hale getirilmeleri, sokaklara topların, tankların yerleştirilmesi, iktidarın iddia ettiği gibi soru-nun sadece “hendek” olmadığını; asıl niyetle-rinin Kürt illerinden başlayarak Ortadoğu’ya uzanan büyük bir bölgenin savaş alanı haline getirmek olduğunu göstermektedir.

Tarihi eserlerin dahi tahrip edildiği bu süreçte, ardı ardına yapılan operasyonlarla elektriksiz, susuz kalan, açlıkla baş başa bırakılan, evleri kurşunlanan, bombalanan, keskin nişancıla-rın hedefi olan insanlarımızı çok daha büyük tehlikeler beklemektedir. Dünün “Beyaz To-ros”larının yerini bugün “Siyah-Beyaz Ran-ger”lar almıştır. Tüm illerde yaygın gözaltı ve tutuklama operasyonlarıyla da AKP’nin savaş politikalarına karşı çıkan, mezhepçi/baskıcı/

otoriter rejimlerini tesis etme doğrultusunda

“pürüz” olarak görülen emek ve demokrasi güçleri sindirilmeye çalışılmaktadırlar.

Artık miting yapmanın, sokağa çıkmanın, hatta pencereden dışarıya bakmanın dahi ölü-mü göze almakla eşdeğer olduğu bir ortamda yaşamaktayız! Hatta bırakın muhalif olmayı, akıl tutulması yaşadığımız bu süreçte, Tem-muz’dan Kasım’a kadar 50 nin üzerinde çocu-ğun öldürüldüğü, 70 çocuçocu-ğun da yaralandığı raporlarda yer almaktadır.

Bu bir “abartı” sayılmasın!.. Kürt illerinde il il, ilçe ilçe, mahalle mahalle, sokak sokak bu gerçeklik yaşanırken, Türkiye’nin batısında da muhalif olmak, bir gece yarısı yargısız infazlar-da katledilmeniz anlamına gelmektedir.

Hükümetlerin, IŞİD ve benzeri cihatçı örgüt-leri besleyen politikalarının bedelini tüm in-sanlık ödemektedir. Ege denizinde can veren Aylan bebeklerden, Lübnan’da, Nijerya’da, Ko-bane’de, Reyhanlı’da, Suruç’ta, Şengal’de, Laz-kiye’de, Ankara’da, Paris’te katledilen yüzlerce

insanın vebali bu insanlıktan çıkmış vahşi po-litikaları uygulayan egemenlerin üzerindedir.

Biz emek ve meslek örgütleri olarak, duydu-ğumuz sorumluluk gereği, gidilen yolun, kan ve gözyaşlarının sel olup akacağı bir yol oldu-ğunu; bu kirli savaşta çocukların, kadınların, yoksulların, işçilerin, emekçi halk kitlelerinin en ağır bedeller ödeyeceğini bir kez daha yine-liyoruz.

Bu iktidarın demokrasiye tahammülü yoktur.

Yok ederek, yok sayarak, kırarak, ezerek, döke-rek sorunları bitirmek, muhalefeti sindirmek istemektedir. Oysa çözümün ne olduğunu herkes biliyor. Çözüm, evrensel bir hak olan insan haklarının tanınması, temel sorunlar-da demokratik çözüm için acil adımlar atıl-masıdır. Çözüm, herkesin diline, kültürüne, doğasına özgürce sahip olmasıdır. Merkez-den yönetmenin imkânsız olduğu aşikârken demokrasinin temeli olan yerel halkın tüm kesimlerinin katılacağı yönetimlerin oluşma-sı gerekmektedir. Bunun bahşedilen bir lütuf değil bir ülkenin zenginliğinin açığa çıkması olduğunun herkesçe anlaşılmasıdır çözüm.

Kısaca çözüm, Türkiye’nin gerçek bir demok-rasiye kavuşmasıdır.

Gün, yaşananları seyretme günü değil, savaş çığlıkları atanlara karşı yüksek sesle ve cesaret-le “ÖLDÜRÜLENLER BİZİM ÇOCUKLA-RIMIZ!.. YAŞASIN HALKLARIN EŞİTLİĞİ ve KARDEŞLİĞİ!..” diye haykırma günüdür.

Gün, SAVAŞI DURDURMA, BARIŞI İNŞA ETME günüdür.

Bütün bu nedenlerle biz, DİSK, KESK, TM-MOB ve TTB olarak üretimden gelen gücü-müzü kullanarak hizmet üretmiyoruz!

Bütün emek ve demokrasi güçlerini savaşa karşı kardeşliği ve barışı inşa etmek için alan-larda yan yana olmaya davet ediyoruz.

DİSK, KESK, TMMOB VE TTB

72 HKMO DİYARBAKIR ŞUBESİ MALİ DURUM TABLOSU

HKMO DİYARBAKIR ŞUBESİ 2014 – 2015 DÖNEMİ AYLIK GELİR-GİDER HESABI

YIL AYLAR GELİR TL GİDER TL YIL AYLAR GELİR TL GİDER TL

2014 OCAK 65.265,00 7.569,62 2015 OCAK 61.033,00 15.410,36

2014 ŞUBAT 32.013,00 29.663,22 2015 ŞUBAT 38.389,00 13.815,12

2014 MART 21.234,00 8.800,68 2015 MART 26.786,00 8.296,68

2014 NİSAN 10.399,00 11.963,45 2015 NİSAN 12.154,00 16.000,93

2014 MAYIS 8.764,00 10.917,01 2015 MAYIS 11.596,00 9.364,72

2014 HAZİRAN 5.545,00 2.507,71 2015 HAZİRAN 14.289,00 8.663,45 2014 TEMMUZ 8.168,00 15.376,78 2015 TEMMUZ 18.381,00 19.786,72 2014 AĞUSTOS 14.200,00 11.304,15 2015 AĞUSTOS 15.484,00 9.096,27 2014 EYLÜL 10.379,50 13.643,91 2015 EYLÜL 9.909,00 13.513,06

2014 EKİM 5.055,00 10.290,77 2015 EKİM 10.759,00 14.796,59

2014 KASIM 10.020,00 10.079,08 2015 KASIM 13.974,00 11.936,70

2014 ARALIK 14.570,00 14.517,63 2015 ARALIK ----

----TOPLAM 205.612,50 146.634,01 TOPLAM 232.754,00 140.680,60

2013 YILINDAN 2014YILINA KASA DEVRİ : 282,64 TL 2014 YILINDAN 2015 YILINA KASA DEVRİ : 508,83 TL 2015YILINDAN 2016 YILINA KASA DEVRİ : 577.78 TL