• Sonuç bulunamadı

İŞ CİNAYETLERİNİ VE İŞÇİ KATLİAMLARINI DURDURALIM! (3 MART 2015)

Değerli Basın Emekçileri

Hepimizin bildiği gibi ülkemizde her yıl binlerce iş kazası yaşanıyor, yüzlerce emek-çi hayatını kaybediyor, binlerce emekemek-çi yaralanıyor. Her yıl artan iş cinayetleri, ül-kemizde işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili düzenlemelerin ne kadar sorunlu

olduğu-nu bir kez daha ortaya koyuyor.

3 Mart 1992 tarihinde Zonguldak Kozlu’da yaşanan ve 263 madencinin yaşamını yitir-diği facianın yıldönümünü, “İş Cinayetle-rine Karşı Müca

52

dele Günü” olarak ilan ederek, 2013 yılından bu yana her yıl bu gün konuya bir kez daha dikkat çekmeye çalışıyoruz.

Kimi zaman “ölçülmeyen karbon monok-sit oranı”, kimi zaman “bakımı yapılmayan cephe asansörü”, bazen “kapatılmayan inşaat boşluğu”, bazen de “çadırdaki elektrik kaçağı”

olarak karşımıza çıkan, oysa asıl nedeni yıllar-dır uygulanan neoliberal politikalar olan iş ci-nayetlerinde her yıl yüzlerce emekçi yaşamını kaybediyor, yüzlercesi de sakat kalıyor. Her yıl yüzlerce emekçinin alın terine gözyaşı ve kan karışıyor.

Yalvaç’ta tarım işçisi kadınlar; Soma’da, Er-menek’te maden emekçileri; Davutpaşa ve Ostim’de imalathane işçileri, Mecidiyeköy’de, Esenyurt’ta inşaat işçileri iş cinayetlerinde, işçi katliamlarında canlarını veriyor.

Öncelikle iş cinayetlerinde, işçi katliamlarında kaybettiğimiz canlarımızın anısı önünde say-gıyla eğiliyor, başta aileleri olmak üzere hepi-mize başsağlığı diliyoruz.

Değerli Basın Emekçileri

İşçi sağlığı ve iş güvenliği bütün çalışanları ilgi-lendiren, çalışma yaşamının en temel unsur-larından biridir. İşçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin göstergeler, temel insan hakları, çalışma yaşamı ve ülkelerin gelişmişliklerine ilişkin önemli göstergeler sunmaktadır.

Bugün ülkemizde uygulanmakta olan neoli-beral ekonomi politikaları sonucunda iş gü-vencesinin azalması, esnek çalışma biçimleri, çalışma koşullarının ağırlaşması; özelleştirme, sendikasızlaştırma ve taşeronlaştırmanın yay-gınlaşması; sosyal güvenlik ve güvenceden yoksun kayıt dışı işçilik ve çocuk işçi çalıştır-ma, yasal düzenlemelerdeki yanlışlıklar iş ci-nayetlerinin başlıca nedenidir.

AKP iktidarı ile çalışma yaşamının tüm ku-ralları değiştirilmiş, dönüştürülmüştür. Ça-lışma yaşamı esnekleştirilmiş, yeni çaÇa-lışma türleri devreye sokulmuş, geçici istihdam, ta-şeronluk, kısmi süreli çalışma, telafi çalışması, çağrı üzerine çalışma, serbest zaman uygula-ması, denkleştirme süresi vb. uygulamalara geçilmiş, iş güvencesi kaldırılmış, işlerin ta-şeronlara verilmesi kolaylaştırılmış; işçilerin tamamen patronların belirlediği koşullarda

çalışmasının önü açılmıştır.

Bugün işçiyi her türlü korumadan uzak bıra-kan, mühendis ve hekimi iş kazaları tazminat-larından sorumlu tutan, işvereni ve iş yaşamı-nı denetlemekten sorumlu olan devleti ise her türlü sorumluluktan arındıran bir politika ile karşı karşıyayız.

Yapılan araştırmalara göre iş kazalarının % 98’i, meslek hastalıklarının % 100’ü önlenebilir iken; gerekli önlemler alınmadığı için maale-sef her yıl iş kazaları ve meslek hastalarından dolayı birçok insan hayatını kaybetmektedir.

İş cinayetlerinde ölümleri, yaralanmaları ve meslek hastalıklarını “işçinin kaderi”, “işin fıtratı” şeklinde ifade etmek ise bilinçli olarak gerçeğin üstünü örten, art niyetli bir yaklaşım-dır. Cinayetlerin sorumluları işyerinde gerekli tedbirleri almayan işverenler, yasal düzenle-meleri ve ikincil mevzuatları olması gerektiği gibi hazırlamayanlar ve gerekli denetimleri yapmayan ilgili bakanlıktır.

Değerli Basın Emekçileri

Ülkemiz, çalışma yaşamı koşulları açısından hem hükümetin hem de kamuoyunun ola-ğanüstü hassasiyetle üzerine eğilmesi gereken son derece olumsuz bir tablo ile karşı karşı-yadır. Ülkemiz, iş cinayetlerinde, işçi ölümle-rinde dünyada en üst sıralarda yer almaktadır.

Bu tablo AKP’nin iktidara gelmesiyle daha da vahim bir hal almıştır. 2003 yılında günde or-talama 3 işçi yaşamını yitirmekte iken, bugün bu sayı 5-7 işçiye kadar çıkmıştır. Ne oldu da bu ölümler katlanarak artmıştır? Yatırımlar mı artmıştır bu ülkede, yoksa üretim mi? Ül-kemizde artan yalnızca talan, yağma ve işçi ölümleridir.

Emek-meslek örgütlerinin önerileri dikkate alınmadan hazırlanan “yama” tedbirlerle iş cinayetlerinin engellenmesi mümkün değil-dir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği için “Önce insan, önce sağlık, önce iş güvenliği” anlayışı taşıma-yan hiçbir düzenleme sorunlara çözüm getir-meyecek, iş cinayetlerini durduramayacaktır.

Çalışma hayatının yeniden düzenlenmesi, ça-lışma şartlarının iyileştirilmesi, işçi ölümleri-nin durdurulması için mücadele etmeyi temel görevi sayan TMMOB, piyasalaştırılmış değil insan odaklı bir işçi sağlığı ve iş güvenliği

53 düzenlenmesi için önerilerini defalarca gerek

iktidarla gerekse kamuoyu ile paylaşmıştır.

Ne yazık ki; görüşlerimizin hiçbiri dikkate alınmamıştır.

Bu olumsuz tabloyu değiştirmek için gö-rüşlerimizi kamuoyuyla bir kez daha pay-laşmayı görev biliyoruz;

- Özelleştirmeler iptal edilmeli, madencilik sektörü başta olmak üzere taşeronluk ve rödevans ile her türlü güvencesiz çalışma uygulamaları kaldırılmalıdır.

- İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin ayrımsız tüm çalışanlar için bir hizmet değil, bir hak ol-duğu ve çalışanların bu hakkına karşı tek muhatabın devlet olduğu kabul edilmeli-dir.

- Sendikalaşmanın önünde ILO standartla-rıyla çelişen engeller kaldırılmalı ve örgüt-lenme teşvik edilmelidir.

- Toplu iş sözleşmesi hakkının önündeki başta çifte baraj uygulaması olmak üzere tüm engeller kaldırılmalıdır.

- İşçi sağlığı ile iş güvenliğinin birbirini ta-mamladığı gerçeğinden hareketle, tüm çalışanlar insana yakışır norm ve stan-dartta bir sosyal güvenlik şemsiyesi altına alınmalıdır. Sigortasız ve sendikasız çalış-tırma önlenmeli, kayıt dışı ekonomi kayıt altına alınmalıdır.

- Bağımsız denetim mekanizmaları oluş-turulmalı, işyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanlarının iş güvenceleri mutlaka sağ-lanmalı, ücretleri oluşturulacak bir fon-dan karşılanmalıdır. Bu meslek grupları-nın eğitiminde TTB ve TMMOB yetkili kılınmalıdır. İşyeri hekimleri ve iş güven-liği uzmanlarının ilgili meslek odalarına üye olmadan çalışmalarına izin verilme-melidir.

- Denetim raporları; şeffaf olmalı ve ilgili sendikalara, meslek odalarına iletilmeli-dir.

- Yıllardır ihmal edilen meslek hastalıkları-nın önlenmesi, gerekli taramaların yapıl-ması, hastalıkların tespiti için yasal düzen-lemeler bir an önce hayata geçirilmelidir.

- Koruyucu sağlık hizmetleri yerine tedavi edici sağlık hizmetlerine öncelik verilen uygulamalardan vazgeçilmeli, koruyucu sağlık hizmetleri geliştirilmelidir.

- Sendikaların, meslek odalarının, üniver-sitelerin karar süreçlerinde ve yönetimin-de etkin katılımının olduğu idari ve mali yönden bağımsız, demokratik bir işleyişe sahip Ulusal İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurumu oluşturulmalıdır.

Değerli Basın Emekçileri,

İş cinayetlerinin son bulması, ancak ve an-cak işçilerin, emekçilerin ve tüm halkımızın kendilerini ilgilendiren tüm konularda söz, yetki ve karar hakkının olduğu eşit, özgür ve demokratik bir Türkiye ile mümkündür.

Bu yaşamsal taleplerimizin gerçekleşmesi için, emekçi sınıfın sendikaları ve meslek örgütleri olarak ortak irade ve eylemlilik içinde olduğumuzu duyuruyor; ülkemizin tüm emekçilerini, yoksullarını, işsizlerini, kadınlarını, erkeklerini, gençlerini, yaşlıları-nı, örgütlü örgütsüz tüm insanlarımızı ortak mücadele için “İş Cinayetlerini, İşçi Katli-amlarını Durduralım Platformu”na davet ediyoruz.

İş cinayetlerine ve işçi katliamlarına dur de-mek için bugün ülkemizin 40 noktasında yapacağımız yürüyüşlerle, kitlesel basın açık-lamaları ile sesimizi yükseltiyoruz. Önümüz-deki günlerde imza kampanyalarıyla, kitlesel açıklamalarla, meşaleli yürüyüşlerle kam-panyamızı büyüteceğiz. 16 Mayıs 2015’de tarihimizin en büyük işçi katliamının yaşan-dığı yerde Soma’da buluşacağız. Bu gün 40 noktadan başlattığımız yürüyüşümüze tüm halkımızı davet ediyoruz.

İş cinayetleri ne kader ne de fıtrat!

İş cinayetleri engellenebilir, yeter ki bilimin ve tekniğin gereği yapılsın!

Yeter ki taşeron düzeni, güvencesiz çalıştırma son bulsun, sendikal haklar tanınsın!

Yeter ki; her çalışmanın öznesi insan ve ya-şam olsun!

TMMOB DİYARBAKIR İL KOORDİNASYON KURULU

54

Diyarbakır il Koordinasyon Kurulu Bileşenleri ile