• Sonuç bulunamadı

Savaş Sırasında Kitle İmha Silahlarının Kullanılması

Belgede ULUSLARARASI HUKUKTA (sayfa 94-97)

KUVVET KULLAIMIDA UYGULAABİLİRLİĞİ

C. Savaş Sırasında Kitle İmha Silahlarının Kullanılması

Kitle imha silahının tanımını yapacak olursak, biyolojik, kimyasal veya nükleer bir silah başlığının karşı tarafı hedef belirlemek suretiyle ve zarara yol açmak maksadıyla düşman topraklarına gönderilmesidir.408 Silahlar bağlamında, belirli bir silahın doğal olarak ölçülü olup olmadığı ve kullanıldığı biçim arasında bir ayırım vardır. Genel anlamda, belirli silahları yasa dışı ilan etme IHL için öncelikli bir meseledir. Uluslararası İnsancıl Hukuk altında yasaklanan bir silah, ius ad bellum kapsamında da yasaklanmış sayılmaktadır.409

Verdiği tahribatlar nedeniyle insanlığı en çok tehdit eden silah türlerinden olan nükleer silahlar, ölçülülük ilkesinin kullanılmasını tamamıyla durdurmakla kalmamış,

405 NEUMAN, s. 86-87.

406 GARDAM, s. 168.

407 YAPICI Utku, “Uluslararası Hukukta Terörizme Karşı Kuvvet Kullanımı Sorunu”, Uluslararası Hukuk ve Politika, Cilt: 2, No: 7, 2006, s. 21.

408 ERDURMAZ A. Serdar, Orta Doğu’daki Kitle İmha Silahları, Silahların Kontrolü ve Türkiye, Ümit Yayıncılık, Ankara 2003, s. 28.

409 GARDAM, s. 169.

85

aynı zamanda temel savaş kurallarını da ihlal etmiştir.410 Konvansiyonel silahlara göre kimyasal, biyolojik ve nükleer silahlar, bir seferde kullanıldığında bile çok fazla tahrip etme olanağı bulunmaktadır.411

Biyolojik silahlar zarar vermesi sebebiyle alanları daha geniş olsa da, engellenmesi nükleer silah açısından bakıldığında daha mümkündür.412 Kimyasal silahın tanımını yapan 13 Ocak 1993'te Paris'te imzalanan ve 29 Nisan 1997'de yürürlüğe giren Kimyasal Silahların Geliştirilmesinin, Üretiminin, Stoklanmasının ve Kullanımının Yasaklanması ve Bunların imhası ile ilgili Sözleşme’nin (Kimyasal Silahlar Sözleşmesi) ikinci maddesinin birinci fıkrasında yapılmaktadır. Söz konusu madde şu şekildedir:

a) Bu Sözleşmeyle yasaklanmayan amaçlarla kullanıldıkları ve cins ve miktarlarının bu amaçlarla tutarlı olduğu durumlar hariç olmak üzere, zehirli kimyasal maddeler ve bunların hammaddeleri,

b) (a) fıkrasında belirlenen zehirli kimyasal maddelerin, bu fıkrada tanımlanan savaş gereçleri ve aygıtlarının kullanımı sonucunda ortaya çıkacak olan zehirleyici nitelikleri yoluyla ölüme veya bir başka hasara yol açmak amacıyla özel olarak tasarımı yapılmış savaş gereçleri ve cihazları,

c) (b) fıkrasında sözü edilen savas gereçleri ve aygıtlarının kullanımıyla doğrudan doğruya ilişkili bir biçimde kullanılmak üzere özel olarak tasarımı yapılmıs olan herhangi bir cihazdır."413

Mevcut doğada bulunan maddelerin biyolojik silahlar haline getirilmesiyle insanlar, hayvanlar ve ürünler etkilenebilir ve yol açtığı sorunlar engellenmediği

410 AKINCI, s. 78.

411 ERDURMAZ, s. 27.

412 AKINCI, s. 78.

413 Resmi Gazete, 3 Mayıs 1997, Sayı: 22978, s. 2 vd.

86

takdirde daha ağır, yıkıcı ve tahrip edici olabilir.414 Amerika’da 1997 tarihinde düzenlenen ‘Transforming Defense, Kational Security in the 21th Century’ adlı panelin raporunda kitle imha silahlarının tanımı şu şekilde yapılmıştır: “Kitle imha Silahları, genellikle kimyasal, biyolojik, nükleer silahlar ve bunları taşıma kabiliyeti olan füzeleri ifade eder. Bazı durumlarda radyolojik silahlar da dâhil edilir.”415

Orantılık kuralını tanıyan ilk yazılı hükümler, hava savaşı kurallarının kısmi revizyonunu araştırma göreviyle 1922'de Lahey'de toplanan hukukçular komisyonu tarafından taslağı çıkarıldı. Bu kuralları oluşturan ikinci taslağın 24(4) maddesi şöyle belirtmektedir: “Kara kuvvetleri operasyonlarının yakın çevresinde, askeri yoğunlaşmanın olduğu şehirlerde, kasabalarda ve köylerde, mesken veya binalarda yapılan bombardımanın, yeterince önemli bir makul sebebi var ise, o bölgede bulunan sivil nüfus tehlikeye maruz kalsa bile, bombardıman meşrudur.” Bu kurallar asla devletler tarafından benimsenmemiştir. Yine de, Lauterpacht, kuralların, otoriter bir deneme olarak savaşta hava aracı kullanımını yöneten hukuk kurallarını aydınlatması ve formüle etmesi açısından önemlidir ve bu yolda atılacak herhangi gelecek adımlarının uygun bir başlangıç noktası olduğunu şüphesiz bir şekilde kanıtlayacak olduklarını belirtmiştir.416

İkinci Dünya Savaşı sırasında ilk defa, Amerika tarafından iki türde nükleer silah üretilmiştir bunlardan ilki, 1945 yılında Alamagordo, Amerika’da denenen plütonyumlu atom bombası, ikincisi ise daha denemesi bile gerçekleşmeden Japonya’ya karşı kullanılan uranyumlu atom bombasıdır.417 Amerika bu deneyimlerden sonra daha hafif ve etkisi daha güçlü olan termonükleer silahlar ve hidrojen bombası üzerinde çalışmaya başlamıştır.418 Amerika’dan sonra 1949 yılında Sovyetler Birliği, 1952

414 AKINCI, s. 79.

415 ERDURMAZ, s. 28.

416 NEUMAN, s. 87.

417 SÖNMEZOĞLU Faruk, Uluslararası İlişkiler Sözlüğü, Der Yayınları, İstanbul, 2000, s. 65.

418 ÖZGÜR Salih, Soğuk Savaş ve Sonrası Dönemde Kitle İmha Silahları ve Silahsızlanma Çabaları, Yüksek Lisans Tezi, Isparta, 2006, s. 7.

87

yılında İngiltere, 1960 Fransa ve 1964 yılında da Çin nükleer silahlara sahip olmuş ve denemelere tabi tutmuşlardır.419 BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinden olan bu beş ülke, yasal olarak nükleer silahlara sahip ülkelerdir.420

Sivil nüfusun havadan savaş tehlikesinde bombalamaya karşı korunmasını ilgilendiren 1938 Milletler Cemiyeti Misakı’nın kararı da benzer bir yaklaşımı yansıttığını ‘Meşru askeri hedeflerdeki herhangi bir saldırı, çevrede sivil nüfuslarının, ihmalcilik boyutunda bombalanmamasına dikkat edilmelidir’ şeklinde belirtmiştir. Yine de, bu paragrafın tam anlamı karışıktır çünkü ya sivil yaralıları ya da bir yaklaşımda mutlak bir yasağı ölçülülükte köklendirilebilir.

İkinci dünya savaşı esnasında, sivil şehirlerine havadan saldırı, önemli sivil yaralılarına sebep olmuştur. Bu da açıkça devletlerin ölçülülük kuralına neredeyse hiçbir şekilde dikkat etmediğini göstermektedir. Sivil yaralılarının yüksek sayıda olması, sivillere karşı meydana gelebilecek hasara neden olabilecek askeri hedeflere karşı çalışmalarda ölçülülük kuralını uygulama ihtiyacına götürmüştür.421 Buna rağmen, 1949 Cenevre Sözleşmesi, ölçülülük kuralını kabul eden hiçbir koşulu içermemektedir.

II) 1977 EK PROTOKOL 1 KAPSAMIDA ÖLÇÜLÜLÜK İLKESİİ

UYGULAABİLİRLİĞİ

Belgede ULUSLARARASI HUKUKTA (sayfa 94-97)