• Sonuç bulunamadı

Savaşı Önleme Çabaları ve Viyana Notası

2. KIRIM SAVAŞI ÖNCESİNDE EFLAK-BOĞDAN

3.2. Rus Ordusunun Eflak Boğdan’a Girmesi ve Diplomatik Faaliyetler

3.2.2. Savaşı Önleme Çabaları ve Viyana Notası

Osmanlı Devleti savaş hazırlıklarına başvurmakla birlikte barışı isteyen bir tutum sergilemekteydi. Rusların Eflak ve Boğdan’ı işgali üzerine Avrupa’da barış için girişimler başladı. Balkanlar’da yaşanan bu gelişmelere en az Osmanlı Devleti ve Rusya kadar ilgili olan Avusturya barış girişimlerine öncülük etti. Osmanlı Devleti ve Rusya arasında anlaşma ortamının sağlanması için bir taslak oluşturuldu. İstanbul’da bulunan dört büyük devlet elçileri ilişkilerin kesilmesinden itibaren barışın geri getirilmesi için çabalamaya başladı (Karasu, 1998: 72).

Rusya’nın Eflak-Boğdan’ı işgal etmesiyle birlikte Osmanlı Devleti ve Rusya arasındaki gerginlik basına daha fazla yansımaya başladı. İngiltere ve Fransa’nın bu işgale gösterdiği tepkiler gazetelerde yerini aldı. Bu gazetelerden biri de Fransız gazetesi Moniteur’du. Aynı zamanda Osmanlı Devleti’nin Paris Büyükelçisi Rıfat Veliyüddin, 9 Temmuz tarihli Paris raporunda gazetelerden toplanan raporlar aracılığı ile devletlere siyasi atmosfer hakkında bilgiler verdi. Viyana’da büyükelçiler arasında toplantı yapıldı ve Osmanlı Devleti ile Rusya’yı ilgilendiren ilanların orijinal metni Londra gazetesi The Times’ta yayımlandı. Aynı gün İstanbul’dan gelen telgraflarda, Sultan Abdülmecid’in barışı koruma çabalarından dolayı Avusturya İmparatoru’na teşekkürleri yer alıyordu. Bunun yanı sıra savaş için hazırlıklarda devam etmekteydi (Yazıcı, 2012: 223).

Rusya ile olan anlaşmazlıklar sebebiyle önceden yapılan toplantılarda kabul edilen hususların ve alınacak önlemlerin meclis üyelerine bildirilmesi dolayısıyla 25 Temmuz’da genel bir toplantı yapıldı. Önceki toplantıda Prens Mençikof’un istekleri tartışıldı. Bu hususlar herkes tarafından biliniyordu. 25 Temmuz’da yapılan toplantıda ise Mençikof’un dönmesinden sonra Kont Nesselrode tarafından gelmiş olan mektup üzerine görüşmeler yapıldı. Toplantıda Rusya’nın harekâtı ile Eflak beyi, İngiltere, Fransa elçileri ve bazı taraflardan haberler gelmesi üzerine bunlara karşı önlem almak için Osmanlı Devleti’nin Rusya ile kendi başına veya diğer devletler ile birlikte görüşerek hareket etmesi konusu dile getirildi. Yapılan görüşmeler sonucu Kont Nesselrode’a bir mektup yazılmasına karar verildi. Bu mektup ile alakalı bir kağıda Osmanlı Devleti’nin önceki nota dairesinde olarak Osmanlı Hıristiyanlarının eski ayrıcalıkları konularını içeren

Padişah fermanlarının örnekleri ile Rus askerinin Eflak ve Boğdan’a girmesi dolayısıyla devletlere gönderilmiş olan protestoların suretlerinin konulması kararlaştırıldı. Toplantıda kararlaştırılan yazının harbe başlamadan önce Petersburg’a ulaştırılması cevabı gelinceye kadar da beklenilmesinin uygun olacağı ifade edildi (BOA, İ.HR.1, Dosya No 329, Gömlek No 21251, H.1269).

Osmanlı Devleti’nin Kont Nesselrode’a gönderdiği ve dört büyük devletin elçileri ile yapılan toplantı üzerine yazılmış olan mektubun yerine ulaştırılmak üzere Osmanlı Devleti’nin Viyana elçisine gönderildi. Bu mektupta, Osmanlı Devleti’nin Rusya tarafından teklif edilen Ortodoksların dini hakları maddesi taahhüdünü kabul edemeyeceğinin ortada olduğu, Rusya’nın söz konusu ettiği şüpheleri yok etmeye dair güvencenin Osmanlı Devleti tarafından önceden verildiği belirtildi. Kaleme alınan mektubun dört devlet elçilerine verilmesi, bir suretinin de Osmanlı Devleti’nin Viyana elçisine verilmesinin Osmanlı Devleti’nin kesin kararı olup bundan ileriye gidilmek mümkün olamayacağı ifade olundu. Bu mektuptan ve gerek ona ekli olan kağıttan Osmanlı Devleti’nin ne yapacağı anlaşıldığından, bundan ileri gitmek Osmanlı Devleti’nin bağımsızlığını ve Padişahı bitirmek demek olduğundan buna kimsenin cesaret edemeyeceği ifade edildi. Alınacak cevabın acele bildirilmesi istendi (BOA, İ.HR.1, Dosya No 329, Gömlek No 21254, H.1269)9.

Mustafa Reşid Paşa bu mektuptan sonra İngiltere, Fransa, Avusturya elçilerini çağırarak Babıali’nin Rusya’ya göndermeyi kararlaştırdığı notayı elçilere sundu. Bu notada Ortodoksların dini haklarının Padişah fermanıyla yinelendiği ve sürdürüleceği, Padişah tarafından ilerde yeni haklarda verilebileceğini bildiriyordu. Babıali’nin bu notadan daha ötesine gitmemeye kesin kararlı olduğunu elçilere resmen duyuran Reşid Paşa, bu duyurusunun ve notanın Rusya’ya iletilmek üzere Viyana ve Petersburg elçilerine gönderilmesini rica etti (Şimşir, 1994: 88).

Osmanlı Devleti Rusya ile savaşa girmemek için yoğun bir çaba içerisine girdi. Ancak söz konusu çabalar mesafelerden dolayı zorlaştı. Bu yüzden

9

Viyana Sefâret-i Seniyyelerine gönderilen tahrirâtın sureti için bkz. Ek 16 (BOA,İ.HR.1, Dosya No 329, Gömlek No 21254, H.1269).

girişimlerin çoğu amacına ulaşamadan güncelliklerini yitiriyordu. İstanbul Avrupa merkezlerine henüz telgrafla bağlanmamıştı. Reşid Paşa’nın notası Viyana’ya ulaştığında yeterince yatıştırıcı bulunmadı ve Petersburg’a gönderilmedi (Badem, 2017: 78).

Bu olaylar üzerine meselenin beş devletin ortak hareketi ile çözüme kavuşturulabileceğini düşünen Avusturya, Viyana’da yapılan bir toplantı ile savaş tehdidini ortadan kaldırabilmeyi umut ediyordu (Jorga, 2012: 384). Avusturya Hariciye Nazırı Kont Boul’un davetiyle dört büyük devletin Viyana elçileri bir çözüm yolu bulmak için 28 Temmuz 1853 tarihinde Viyana Notası10 adı verilen bir teklif hazırladılar (Shaw ve Shaw, 2006: 177).

Bu notaya göre Osmanlı Padişahı Küçük Kaynarca ve Edirne Antlaşmalarının Hıristiyan tebaası konusundaki maddeleri yeniden onayladığını bildirecek, Rusya ile Fransa bunların yerine getirilmesinde garantör olacaklardı (Türkgeldi, 1987: 309). Viyana Notası Rus Çarı’nın isteklerine yakın olduğu için Rusya bunu hemen kabul etti. Ancak 14 Ağustos 1853 tarihinde yapılan Meclis-i Umumi toplantısında Viyana Notası görüşüldü ve olumlu karşılanmadı. Reşid Paşa İngiltere elçisi Lord Stratford ile görüşerek nota üzerinde değişiklik yapıldığı takdirde kabul edebileceklerini bildirdi. Nota üzerinde istediği değişikliklerin içeriklerini elçiye gönderdi (Karasu, 1998: 75). Babıali’nin değişmesinde ısrar ettiği hükümlerden başlıcası şu idi:

“Rusya imparatorları, Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Rum Ortodoks kilisesinin imtiyaz ve masunluğunun korunması için ne zaman tavassutta bulunmuşlarsa, padişahlar bu imtiyaz ve masunluğu yeni ve resmî vesikalarla yenilemekten asla çekinmemişlerdir” (Karal, 2007: 233).

Rus İmparatorlarının dini bakımdan bağlı bulundukları bir kilisenin refah ve mutluluğu için aracılık yapmalarına hiçbir şey denilmedi. Ancak yukarıda bahsedilen ibareden, Ortodoks tebaaya verilen hakları ve korunmasının Osmanlı Padişahlarının kendi iradeleriyle değil de Rus Çarı’nın isteği üzerine yapıldığı anlamı çıkıyordu. Osmanlı Devleti Ortodoks Rumlara dini hak ve imtiyazlar tanıdığı zaman Rusya’nın henüz ortada ismi bile yoktu. Babıali’nin bu ibareyi

kabul etmesi mümkün değildi. Babıali notayı metinde değişiklik yapılması şartıyla kabul edeceğini belirterek bunu Viyana’ya bildirdi (Karal, 2007: 233).

Rusya’nın Eflak ve Boğdan’ı istilasıyla ilgili olarak Meclis-i Umûmî tarafından kaleme alınan kararın halka da bildirilmesi ve bu bildiride büyük devletlere dokunacak sözlerden uzak durulması konusu mecliste tartışıldı. Alınan karar gereğince halka ilan edilmesi için Takvîm-i Vekâyi’de basılması uygun görüldü (BOA, İ.DH.2, Dosya No 1288, Gömlek No 101338, H.1269)11.

Viyana görüşmeleri devam ederken Eflak ve Boğdan’a girmiş olan Rus askerinin miktarı ve durumu hakkında Boğdan beyi tarafından gelmiş olan mektup Padişaha bildirilmekle birlikte Rumeli Ordusu Komutanı Ömer Paşa’ya gönderilmek ve bu konuda bilgi verilmek için seraskerliğe ulaştırıldı (BOA, İ.HR.3, Dosya No 329, Gömlek No 21253, H.1269)12

. Bunun üzerine Ömer Paşa’da Eflak-Boğdan’da bulunan Rus askerinin durumlarının nasıl olduğunu bildirmek için 7 Ağustos tarihinde bir mektup gönderdi (BOA, İ.DH.2, Dosya No 276, Gömlek No 17339, H.1269)13. Ömer Paşa’nın mektubuna cevaben Rus ordusunun Eflak ve Boğdan’dan çıkarılması için asker sayısının bir miktar daha artırıldığı ve Rumeli’ye takviye birlik gönderildiği kendisine bildirildi (BOA, A.AMD.1, Dosya No 48, Gömlek No 73, H.1269).

27 Ağustos tarihinde Ömer Paşa’dan gelen mektup ile asker mevcudunun da arttırılması nedeniyle Eflak ve Boğdan’dan Rusya’nın çıkarılmasının mümkün olacağı haberi Osmanlı Devleti’ne bildirildi (BOA, İ.HR.2, Dosya No 330, Gömlek No 21280, H.1269)14.

Rusya, Babıali tarafından bazı yerlerinin değiştirildiği, Viyana’ya ve bu şehirden de Petersburg’a ulaştırılan Viyana tasarısını kabul etmedi. Bunun üzerine

11Rusya’nın Eflak ve Boğdan’ı istilasıyla ilgili olarak Meclis-i Umûmî tarafından kaleme alınan

ve halka ilan olunması içinde Takvim-i Vekayi’de basılması uygun görülen karar için bkz. Ek 17 (BOA, İ.DH.2, Dosya No 1288, Gömlek No 101338, H.1269).

12 Eflak ve Boğdan’a girmiş olan Rus askerinin miktarı ve durumu hakkında Boğdan beyinden

gelen mektubun Rumeli Ordusu Komutanı Ömer Paşa’ya gönderilmesine dair bkz. Ek 18 (BOA, İ.HR.3, Dosya No 329, Gömlek No 21253).

13 Eflak ve Boğdan’da bulunan Rus askerine dair bkz. Ek 19 (BOA, İ.DH.2, Dosya No 276,

Gömlek No 17339, H.1269).

14 Osmanlı Devleti’nin Rusya’yı Eflak-Boğdan’dan çıkarmasının mümkün olacağına dair Ömer

İngiltere ve Fransa artık aracılık rolünü bıraktıklarını açıkladılar. Bu iki devlet Viyana Notası’nın Avusturya tarafından Babıali’ye kabul ettirilmeye çalışılmasından memnun olmadıklarını Viyana hükümetinden gizlemediler. Böylece Viyana Notası’da savaşı engelleyici bir yarar sağlayamadı (Tukin, 1999: 301). Rusya’nın Eflak-Boğdan’daki işgali ve istekleri İngiltere’de halkın muhalefetine neden oldu. İstanbul’da bulunan “The Times” muhabiri Rusya ile Osmanlı Devleti arasında müzakere ihtimalinin bulunmadığını sözlerine ekledi. İngiliz vatandaşları birincisi, 5 Haziran 1853’te Londra’da ve daha sonra 22 Eylül’de Sheffield’de Rusya’nın Eflak-Boğdan’daki savaşçı işgalini protesto etmek için mitingler düzenlediler (Yazıcı, 2012: 224).

Olaylar hızla savaşa doğru gitmekteydi. İstanbul’da medrese öğrencileri savaş lehinde gösteriler yaptılar. Çeşitli yerlere astıkları afişlerle Padişahtan savaş istiyorlardı ve devletin bu zor gününde bu durumdan ancak savaş yaparak kurtulmak gerektiğini belirtiyorlardı. Öğrencilerin savaş için yaptıkları gösteri ve ayaklanmalar halka ve hükümete de etki etti. O sırada bazı yerlere asılan afişlerin içeriği şöyleydi:

“Ey Padişah-ı şevket-iktinah. Kâffe-i tebea’anız uğur-ı şâhânenizde can ve mâl ve evlâdlarını feda etmeğe hazır ve amadedirler. Siz de ecdad ve eslâfınız gibi Eyyub-i Ensarî hazretlerinde kuşandığınız seyf-i muhammedi’yi kınından çıkarmak üzerinize vacib oldu. Bu babda vükelânızın vaki’ olan tereddüdleri bir zamandan beri izzet-i nefs illetine mübtelâ olmalarından neş’et etmiştir ve bu keyfiyet hafazan- Allah cümleyi bir tehlüke-i müşkileye ilka etmek ihtimali vardır. Binâen alâ-zâlik asakir-i Nusret-mev’udunuz ve dâiyan kullarınız hukuk-ı sarihalarının müdafaası için gavga isterler Padişahım!..” (Ahmed Cevdet Paşa, 1953: 24).

Bununla birlikte Eylül’ün son günlerinde bile savaştan kaçınılabileceğine dair umutlar hâlâ sürüyordu. 24 Eylül’de Rus Çar’ı I. Nikola Bohemya’daki Olmütz’a Francis Joseph ile görüşmeye geldi. Bu görüşmenin amacı, gelişiyor gibi duran Avusturya-Fransa ve Avusturya-İngiltere ilişkilerini zayıflatmaktı. Çar’a eşlik eden Nesselrode, Viyana Notası’nı değiştirilmeden bir kere daha Babıali’ye sunulması konusunda Boul ile anlaşmaya vardı. Ancak bu sefer Viyana Notası’na birde Rusya’nın Osmanlı Devleti’nin içişlerine karışmaya niyeti olmadığını belirten bir yazı da eşlik edecekti. Boul Projesi de denilen bu öneriden istenildiği gibi bir sonuç elde edilemedi. Bütün bu çabalarda savaşın çıkmasını önleyemedi (Anderson, 2001: 145).

Bu sırada Rusların İbrail, Kalas ve Bükreş taraflarında birtakım askeri tahkimatlar yaptığı haberleri İstanbul’a gelmekteydi. Rusların, İbrail ve Kalas önlerinde ikişer kıta dubaları bulunduğu ve Kalas önlerinde bulunan yirmi adet topu gizlemek için önüne tahtalar çektikleri söyleniyordu. Aynı zamanda Rusların, Osmanlı askerlerinin karşıya geçme ihtimaline karşılık Kalas ve İbrail’in bazı yerlerine lağımlar yaptıkları ve buraya üç dört saat mesafede bulunan su kuyularına zehir attıkları söylentilerininde yayıldığı bildiriliyordu. Rus askerinin Bükreş taraflarında da faaliyetlerini arttırdığı ve buraya Rusya tarafından sürekli asker sevk edildiği, buranın yerli halkından ve askerlerinden firar etme ihtimallerine karşı önlemler alındığına dair Osmanlı Devleti’ne bölgeden bilgiler gelmekteydi (BOA, HR.MKT.1, Dosya No 63, Gömlek No 99, H.1269)15. Ayrıca Rus askerinin Bükreş’teki sayısının 60 bin kadar olduğu ve Rumeli tarafına geçeceği, Eflak ve Boğdan’da bulunan Rus askerinin sayısının 180 bine ulaştığı yönünde haber, Bükreş’ten yazılan bir mektup ile Ömer Paşa’ya bildirildi. Ömer Paşa’da bu durumdan Osmanlı Devleti’ni hemen haberdar etti (BOA, İ.HR.1, Dosya No 330, Gömlek No 21299, H.1269).

Eflak taraflarına gönderilmiş olan bir casus tarafından ise Rusya’nın Tuna Nehri’nin karşı yakasındaki çeşitli bölgelerde Osmanlı Devleti’ne karşı savaş hazırlığı yaptığına dair haberler gelmekteydi. Rusların İbrail’de bulunan askerinin miktarının bin üç yüz olduğu, Bükreş civarında olan köylerde on üç bin olduğu, Yergöğü’nde ise sekiz yüz kadar olduğu söylenmekteydi. Aynı zamanda bu sayı Turnu’da dört yüz ve Slatina’da dört bin beş yüz kadar olduğu ve bunlardan başka Bükreş ile Slatina arasındaki köylerde ellişer ve yüzer askerin dağınık hâlde bulunduğu hepsi ile birlikte Eflak-Boğdan’da bulunan askerin toplamda altmış beş bine ulaştığı bildiriliyordu. Bundan başka Kalas, Maçin ve Kalafat taraflarında da birtakım hazırlıkların olduğu bildiriliyordu (BOA, İ.HR.2, Dosya No 331, Gömlek No 21302, H.1269).

15Rusya’nın Kalas, İbrail ve Bükreş taraflarında yaptığı askeri tahkimata dair mektup için bkz. Ek

3.3. Savaşın Başlaması, Gelişmesi ve Savaşta Eflak-Boğdan