• Sonuç bulunamadı

1.1.5. Kalkınma Çeşitleri

1.1.5.3. Sanayi Kalkınması

Sanayi kalkınması; ülkelerin sanayileşme sürecini başarıyla tamamlayabilmesi ve üretkenlik konusunda belirli bir noktaya gelmesi ve bu yolla vatandaşlarının refah seviyesini geriye çevrilemeyecek şekilde artırması olarak tanımlanabilmektedir.

Bir ülkenin vazgeçilemez nitelikteki ihtiyaçları arasında yer alan sanayi kalkınması, üretim artışı ve kalitesi, işgücü piyasalarının gelişimi, istihdam yaratma, ekonomik ve ticari hayatın canlanması, ihracat gelirlerini artırarak döviz getirisi sağlamasının yanı sıra bilimsel ve teknik çalışmalar nedeniyle işgücünün nitelik bakımından gelişmesine ve vatandaşlık onurunun yükselmesine olumlu katkılar sağlayacaktır. Mevcut bilimsel donanımı kullanarak ya da yeni üretim teknikleri geliştirilerek ürünler tasarlamak,

28 tasarlanan bu ürünlerin üretim tekniklerini, teknolojilerini belirlemek, üretimi komponentler düzeyinde başlatarak, planlı bir şekilde sürdürmek ve faaliyet sonuçlarını kontrol etmek yoluyla gerçekleştirilen bir sanayi kalkınmasının hayat geçirilmesinin sağlayacağı faydalar son derece önemlidir.53

Sanayileşme konusunda geri kalmış ülkelerin gelişen bölgeleri yakalaması sanayi sektörünün kalkınması için özendirici sanayi kalkınma politikalarının uygulanması ile mümkün olacaktır.54 Günümüzde sanayi konusunda azgelişmiş ya da gelişmekte olan ülkeler, uyguladıkları sanayi kalkınma politikalarıyla sanayi sektörlerini geliştirmeyi hedeflemektedirler. Konu ülkemiz sanayisi açısından düşünüldüğünde, ülkemizde de sanayi sektörünün kalkınması için ciddi çabalar sarf edilmiş fakat özellikle piyasalardaki istikrarsızlıklar ve yıllardan beri süre gelen belirsizlikler bu politikaların başarısını önemli ölçüde azaltmıştır. Sanayi kalkınması, bundan sonraki süreçte de ülkemizin öncelikli kalkınma politikaları arasında yer alacaktır. Ülkemizde uygulanan sanayi kalınma politikaları çeşitlilik arz ediyor olsa da, bu politikaların başlıcaları aşağıdaki gibi sıralanabilecektir.55

• Sanayi kalkınmasının en önemli unsuru belirsizliklerin ortadan kaldırılması ve istikrar ortamının sağlanmasıdır. Ülkemizde oluşan göreli istikrar ortamının sürekli hale getirilebilmesi, kamu tarafından etkin ve kararlı sanayi kalkınma politikalarının hayata geçirilmesiyle mümkün olacaktır. 2001 Şubat krizinin ardından ekonomik alanda bir toparlanma yaşanmış olsa da istikrarı sürekli kılabilmek, belirsizlik ortamını bertaraf etmek ve sanayi sektörünün daha sağlıklı ve etkin bir şekilde faaliyet göstermesini sağlamak amacıyla bir dizi makro ve mikro ekonomik politikanın hayata geçirilmesi zorunluluğu ortaya çıkmıştır.

• Sanayi sektöründe yaşanan kalkınma hamlesi, üretimdeki verimlilik artışını ve göreceli büyümeyi de beraberinde getirmiştir. Sanayi sektörünün yapmış olduğu kalkınma hamlesi karşısında cari açığın artışı ve uzun yıllardan beri çözüme kavuşturulamayan işsizlik probleminin kronik hale gelmeye başlaması önemli risk unsurları olarak karşımıza çıkmaktadır. Sanayileşme

53 Aykut H. Göker, (1993). “Serbest Pazar Ekonomisi Ülkelerinde Sanayi – Teknoloji Politikaları ve Devletin

Rolü”, MMO Yayın No: 152, Ankara, s. 129.

54 Barut, a.g.e., s. 12.

55 T.C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı, (2007). “Dokuzuncu Kalkınma Planı 2007 – 2013 Sanayi

Politikaları Özel İhtisas Komisyonu Raporu” Devlet Planlama Teşkilatı Yayınları, Yayın No: DPT: 2731 – ÖİK: 683, ISBN 978 – 975 – 19 – 4102 – 2, Ankara, s. 149 – 150.

29 konusunda ülkemizin küresel ekonomiye entegrasyonu sağlanmasına rağmen sektörel büyümenin dengesiz bir şeklide gerçekleşmesi ve ülkemizin özellikle ihracat konusunda başarılı olmuş geleneksel sektörlerinin yerinde sayarken, ileri teknoloji ile çalışan ve daha çok ithal girdiye dayanan sektörlerin yüksek büyüme hızlarına ulaşması özellikle ithalat – ihracat dengesini olumsuz yönde etkilemiştir. Ayrıca sanayi sektöründeki gelişmelere paralel olarak istihdam olanakları arttırılsa da bu artış işsizlik problemini karşılamaya yetmemektedir.

• Sanayi kalkınmasını engelleyen iki temel problem söz konusudur. Bu problemlerden birincisi sanayinin küresel ekonomiye entegrasyonunun bir plan ve strateji dâhilinde gerçekleşmiyor olmasıdır. Ülkemizdeki yatırımcıların sanayi sektöründeki gelişmeler konusunda malumat sahibi olamayışı verimsiz ve rekabetin oldukça yoğun sektörlere yatırım yapmalarıyla sonuçlanmaktadır. Bu durumun doğal bir sonucu olarak da sermaye birikimi verimsiz alanlarda kullanılmaktadır. Sanayi kalkınmasını engelleyen ikinci problem ise sanayideki verimlilik artışının sürekliliğini sağlayacak kararlı politikaların ve kamusal düzenlemelerin olmayışıdır. Ülkemizde var olan yasal ve yapısal düzenlemelerin olmayışı, teknoloji ve yenilikçilik konusunda yaşanan sorunlar, nitelikli işgücü ihtiyacının kronik boyutlara ulaşması, teşvik politikalarında yaşanan ciddi sorunlar, girdi maliyetlerinin oldukça yüksek oluşu ciddi verimlilik politikalarının hayata geçirilmesini gerekli kılmaktadır.

• Sanayi kalkınmasını sağlayacak kalkınma politikalarının hayata geçirilmesinin yanı sıra bu politikaların devamlılığının sağlanabilmesi için gereken yasal ve yapısal düzenlemelerin acilen gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Verimsiz çalışan işletmelerin yerini verimli çalışan işletmelere bırakacağı, sermayenin ve nitelikli işgücünün sektörler arasında düzenli bir şekilde dağılımının sağlandığı, girdi maliyetlerinin düşürüldüğü bir sürecin etkin bir şekilde yönetilmesi sanayi kalkınma politikalarının başarısı açısından da son derece önemlidir.

30 Bütün bu politikaların yanı sıra, ülkemizde sanayi kalkınmasının gerçekleştirilebilmesi için aşağıdaki hususlara da özen gösterilmesi gerekmektedir.56

• Sanayi sektöründe yatırım ortamının iyileştirilmesi: sanayi sektörüne yapılacak yeni yatırımlar ülkemize sağlayacağı yüksek katma değer açısından büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle yatırımcıların önünün açılması ve yatırımların yapılması konusunda bürokrasinin en asgariye indirilmesi gerekmektedir. Ülkemizde piyasalara giriş ve çıkışlar konusunda hala büyük sorunlar söz konusudur. İzleyen bölümde detaylı olarak açıklanacak piyasalara giriş ve çıkış sorunlarının giderilmesi doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ülkemize çekilmesi konusunda da büyük faydalar sağlayacaktır. Bütün bunların yanı sıra vergi sistemimizin revize edilmesi ve sanayi sektörünün üzerindeki vergi yükünün azaltılması gerekmektedir. Vergi çeşitliliğinin en alt seviyeye indirgenmesi ve bu yolla verginin tabana yayılması sağlanmalıdır. Sosyal güvenlik konusunda yapılan çalışmalar bir an önce sonuçlandırılmalıdır.

• Tarımsal Yapının Geliştirilmesi: Ülkemiz bir tarım ülkesidir ve sanayi alanında tarımla bağlantılı pek çok sektör yer almaktadır. Bu sektörlerin gelişimi etkin bir tarımsal sistemin geliştirilmesi gerekmektedir. Gıda güvenliğinin sağlanabilmesi için doğal kaynakları etkin ve sürdürülebilir şekilde kullanılması sağlanmalı ve Avrupa Birliği üyeliğimiz göz önünde bulundurularak tarımsal sektörün AB ülkeleri ile rekabet edebilmesi için gerekli önlemler alınmalıdır.

• Sanayi Sektöründe Yüksek Katma Değerli Üretim Yapısına Geçişin Sağlanması: Sanayinin rekabet gücünü arttırmak ve ihracat gelirlerimizi arttırarak dünya ihracatından daha fazla pay almak için yüksek katma değerli mal üretiminin arttırılması büyük önem taşımaktadır. Sanayi işletmelerinin rekabet gücünün arttırılması için belgelendirme sistemi ve kalite altyapısının geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır.

• Sanayi sektöründe rekabet gücünün artırılması: Küreselleşme kavramının en önemli etkisi rekabet konusunda yaşanmaktadır. Ülkeler arası sınırların ortadan kalkması firmalar arası rekabeti üst seviyelere

56 T.C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı, (2006). “Dokuzuncu Kalkınma Planı 2007 – 2013”,

31 taşımıştır. Bu nedenle sanayi kalkınmasının sağlanabilmesi amacıyla yerel firmalarımızın rekabet gücünü artıracak etkin politikalar oluşturulmalı ve uygulanmalıdır. Bu anlamda, özellikle teknolojik yenilikçilik ve AR – GE gibi konuların özendirilmesi ve yerel firmaların yenilikçilik konusunda teşvik edilmesi rekabet gücü sağlama açısından son derece önemlidir. Ayrıca ülkemizde öneli boyutlara ulaşan kayıt dışı ekonomi konusunda yoğun çalışmalar yapılması gereklidir. Kayıt dışı ekonomi ülkemizin vergi gelirlerinin önemli ölçüde azalmasına yol açmasının yanı sıra devlete karşı yükümlülüklerini yerine getiren işletmelerin, vergi kaçıran işletmeler karşısında zor duruma düşmesine neden olmakta ve devletin güvenilirliğini tehlikeye düşürmektedir.

• Sanayi sektöründe istihdamın artırılması: İstihdam sorunu ülkemizin en başlıca problemlerinden bir tanesidir. Ülkemizde işsizlik oranı tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. İşgücü piyasalarında var olan sorunlar, eğitim sisteminin yetersizliği ve sosyal güvenlik politikalarındaki sorunlar işsizlik olgusunun en önemli nedenleridir. Bu nedenle özellikle ara eleman yetiştiren meslek liselerinin ve meslek yüksek okullarının etkinliğinin artırılması, mühendis ve işletmeci yetiştiren üniversitelerde uygulamaya dönük eğitim verilmesi ve üniversiteye gidemeyen gençlerimizin sanayi sektörüne kazandırılması için mesleki eğitim merkezlerinin açılması önemli faydalar sağlayacaktır.

• Sanayi konusunda bölgesel kalkınmanın gerçekleştirilmesi: dünyada sanayi sektörünün gelişim trendine bakıldığında belirli bölgelerde belirli sektörlerin ön plana çıktığını görmekteyiz. Bu nedenle ülkemizde de sanayi konusunda bölgesel kalkınmanın gerçekleştirilmesi gerekmektedir. bu şekildeki bir politika ile çeşitli bölgelerde eşitli ürünlerin üretimi konusunda uzmanlaşma meydana gelecek ve bu durum rekabet avantajı sağlamada önemli faydalar sağlayacaktır.

1.2. Bölgesel Sanayi Kalkınması