• Sonuç bulunamadı

İnsan düşünmeye başladığı andan itibaren gerçek anlamda tarih sahnesine çıkmış, hayata girmiş, aklını kullanmayı, duygularını yönlendirmeyi öğrenmiştir. İnsan doğayı simgeleştiren bir varlıktır. Duygularını, düşüncelerini çizgilerle, seslerle ve renklerle biçimlendirmeye başladıktan sonra, gerçek anlamda insan olma özelliğini elde etmiştir (Ersoy, 1996).

Geriye dönüp sanatın tarihsel gelişim süreç içindeki yerine baktığımızda, tarih öncesi çağlardan başlayarak günümüze dek toplumların uygarlık göstergesi olduğunu görürüz. Sanatın gelişimi toplumsal gelişmeye ve toplumsal yaşamın yapısına doğrudan bağımlıdır. Toplum için sosyal bir gereksinim olan sanat, her toplumda kendine uygun yöntemler bularak, kendi koşullarına uygun biçimde gelişmiştir (Ersoy, 1996). Burada en önemli olgu kültürdür. Toplumların en büyük hedefi gelişmişliktir. Bu hedefe ulaşabilmek için toplumları oluşturan insanların eğitilmesi gerekir. Gelişerek değişmek toplumları kültürlerinden de tamamen koparmamış olur. Eğitim kişilerin düşünce, karakter, beden ve ruh güçlerinin geliştirilmesidir. Sanat eğitimi ise, bireyin tüm ruhsal ve bedensel eğitimi bütünlüğü içinde estetik kaygı, düşünce ve görüşlerin geliştirilmesini yetenek ve yaratıcılık gücünün olgunlaştırılmasını, sanatsal değerlere hoşgörü ile yaklaşma çabasını esas alır (Artut, 2004). Bireye yaratıcı, üretken niteliklere sahip bir kişilik kazandırabilmek için, genel eğitim programları içinde bilgi ve ahlak eğitimi yanında mutlaka sanat eğitimine yer vermek gerekir (Ersoy, 1996, Giray, 1994). Gelecek sanat eğitimi insanlarda duyarlılık sınırlarını zorlar, o sınırın daha da genişlemesini olanaklı kılar. Bu yolla insan kendini bir kez de bu yönü ile tanıma olanağı bulur ve “kişi” olma, olabilme yolunda daha bilinçle ilerler (Erinç, 1998, Artut, 2004).

Zekanın ve yaratıcılığın geliştirilmesinde sanat eğitiminin önemli payı vardır. Beceri kazanmak yaratıcılığı öğrenmektir. Kalıtsal olan yetenekle, öğrenebilir olan yaratıcılığı küçük yaşlardan başlayarak birleştirebilme olanağı hazırlanabilirse ince, duyarlı, estetik beğeni düzeyi yüksek, kendi kültürel değerlerine sahip olabilen

bireyler ve aynı nitelikler donatılmış bir toplum yaratabilmek mümkün olacaktır. (Ersoy, 1996). Sanat eğitiminden yoksun yetişen bireylerin oluşturacağı toplum artık yozlaşmaya, kişiliksizleşmeye ve düzeysizleşmeye doğru geri adım atmış olur. Sanat eğitiminden yoksun yetişen birey tam olarak yetkin bir kişilik kazanamaz. Birey sanat eğitimi sayesinde çevresini iyi algılayıp değerlendirmesini sağlar, yalnızca “bakmayı” değil “görmeyi”, “duymayı değil” “işitmeyi” öğretmektir. Her ne kadar yaratıcılık güzel sanatlarla ilgili bir olgu gibi görünsede günümüzde sanatta olduğu kadar bilim ve teknikte de önemlidir (Ersoy, 1996). İnsanın varlığının temel kaynağına ancak sanat eğitimiyle ulaşabilirsiniz. Bireyin öğrenim aşamalarıyla paralel bir gelişim içinde sanat ve kültür birikimleri de katmanlaşır. Büyümeleri, engin insan kimliğine ulaştığında; sanat artık yaşamlarının bir parçası olur. Kuşkusuz, gelişmişliğin ve çağdaş yaşamanın tanımının vazgeçilemeyecek bölümünü bu bilgilenme, daha doğru bir yaklaşımla, eğitim düzeyi oluşturmaktadır (Giray, 1996).

Dar anlamıyla sanat eğitimi, görsel sanatların eğitimi ve öğretimiyle ilgilenir. Bu öğretimin kapsamı içinde, uygulamalı çalışmalar, sanat eserleri inceleme, eleştiri, sanat tarihi ve estetik yer alır. Bu kapsamın içine, araç-gereç ve işlik donanımı ile birlikte müfredat programları, çalışma düzeni, değerlendirme gibi yöntemsel konuları da dahil edebilir. Bu bağlamda eğitim, bilim ve sanatın işbirliğine dayandırılmalıdır. Sanatında biliminde amacı insana hizmet etmektir. Sanat eğitimin örgün ve yaygın eğitim içindeki tanımında ise yukarıda açıklaması yapılan yaratıcılık faktörü devreye girer. Bu bağlamda sanat eğitimi, kişiye estetik yargı yapabilme konusunda yardımcı olmaya çalışır. Bu yargı sayesinde de olayları olmadan, nesneleri görmeden hayal ederek gerçekleştirebilme gücü oluşur. Bireyin el becerisi gelişir, sentez yapma yeteneği artar. Daha geniş bir açıdan sanat eğitimine bakılırsa bu sefer konunun temeline inilmiş olur; yani insana. Sanat eğitimi hayatı değerli kılmak ve ondan zevk almayı sağlamaktır. Yani sanat eğitimi; insanı hedef alan ve onun mutluluğu için, insan anlayışına uygun nesiller yetiştirmeyi amaçlar. Sanat eğitimi almış kişi sadece olmamış olayları zihinde tasarlayabilme ve nesneleri, çevreyi görmeden resmedebilme yeteneğine sahip değildir. Aynı zamanda bu kişi olan olayları ve gördüğü nesneleri, çevreyi de diğer insanlardan farklı bir şekilde yorumlayabilme, kavrayabilme yeteneğine sahiptir. Olayları nitelik yönünden de fark edebilme artık o kişinin önünde sonuna kadar açılmış bir kapıdır. Bu açık kapı sayesinde birey belki de daha önce hiç

hissetmediği kadar kendisini özgür hisseder. Bu açıdan yaklaşıldığında da sanat eğitiminin diğer bilim dalları ile arasında pozitif bir korelasyon olduğu rahatlıkla söylenebilir. Bakma ve görmenin en çok kullanıldığı alanlardan olan sanat eğitimi ulusal ve evrensel sorunları çözümlemede kullanılabilecek yetileri sağlayacaktır (Gökay, 1998, Arda, 2004).

Sanat eğitiminin bir amacıda; toplumsal kesitler arasında bir iletişim kurmak, bireylere ruhsal güvence veren bir anlatım gücü kazandırmak, çevreyi daha zengin ve olumlu bir biçime sokmak, topluma öncülük eden aydın sanatçılar yetiştirmek, kültür birikimlerinin yeni nesillere aktarılmasını sağlamak ve yaygınlaştırmaktır (Ersoy, 1996).

Bireye yaşadığı toplumun değerlerini, kültürünü ve sanatını sanat eğitimi sayesiyle verebiliriz. Birey bu birikimlere ancak o zaman sahip çıkabilir ve gelecek nesillere aktarabilir. Her toplumun hedefi çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmaktır. Bunu gerçekleştirmek içinde çağdaş bir bilince sahip olmak gerekir. Çağın uygarlık düzeyi ile çağdaş sanat düzeyi birbirine paralel olmalıdır. Aksi halde başka toplumları taklit etmekten başka bir şey yapamayız ve bir yere varamayız. Toplumsal yapımızda sanat eğitimi ve yönetimi politikası Atatürk ilkelerinin doğrultusunda şekillendirip kendi kültürel ve sanatsal değerlerimizi diğer nesillere aktararak amacımıza ulaşmalıyız.

Benzer Belgeler