• Sonuç bulunamadı

2.3. ġĠDDETLE ĠLĠġKĠLĠ KAVRAMLAR

2.3.1. Saldırganlık

ġiddetle en fazla iliĢkili olan kavram saldırganlıktır. Aslında bu iki kavram birbirinden farklı bir takım anlamları barındırsa da, birbirinden ayırmak güçtür.

Ġnsanlarda değiĢik Ģekillerde ortaya çıkan saldırganlığın iki ortak özelliğinin zarar verici olması ve kiĢiler arası bir ortamı gerektirmesi olduğunu vurgulayan Buss‟a göre, sosyal bir davranıĢ içinde zarar meydana geliyorsa, o davranıĢ saldırgan nitelik taĢır.155 Ancak Ģunu ifade etmek gerekir ki, ortaya çıkan saldırgan davranıĢlarla bu davranıĢları harekete geçiren nedenleri, birbirinden ayırmak oldukça güçtür. Çünkü saldırganlık tahrip etmek, yaralamak, öfke nefret gibi tutumların dıĢında çeĢitli sözlü tepkiler biçiminde de karĢımıza çıkmaktadır. Aynı zamanda, değiĢik davranıĢsal tepkileri, tutumları ve heyecanı anlatmak için kullanılan bir kavramdır.

Çocuklarda sık görülen saldırgan tepkiler kuvvetli sosyal kalıtımları yansıtır. Bir kısmında ise saldırganlık, bir misilleme ihtiyacının veya yetersizlik duygusunun tezahürü olarak ortaya çıkar. AĢırı derecede saldırgan olan çocuğun amacı, duruma hâkim olmak için önüne konulan engelleri ortadan kaldırmak veya onları tahrip etmektir. Saldırganlık bir iĢ ve hareket yaparak ifade edileceği gibi bu fiilin

155

44

gizlenmesi halinde, kelimeler yoluyla, bu da gerçekleĢmediğinde, dıĢa vurulmayan düĢüncelerde ortaya konabilir.156 Örneğin kiĢi bir baĢkasına, bir sebebe dayalı olarak tokat atmak isteyebilir. Böylesi bir istek fazla saldırganlarda fiile dönüĢür ve muhatabına tokat atar. Daha az bir saldırganlık eğiliminde, kiĢi bu saldırgan fiili gerçekleĢtirmek yerine, sözlü olarak tokat atacağını söyler. ġayet fiilen ve sözlü olarak bu arzusunu gerçekleĢtiremeyen veya ifade edemeyen kiĢi, muhatabına tokat attığını düĢünerek saldırganlığını doyurabilir.

Buradan hareketle söylemek gerekirse saldırganlık, hem Ģiddet davranıĢının kendisiyle, hem bu davranıĢın ortaya çıkmasına neden olan duygularla, hem de bunların geçirdiği süreçlerle ilgilidir diyebiliriz. Psikiyatride kullanılan DSM-IV sınıflamasına göre saldırganlık bir duygusal bozukluk olarak kabul edilmese bile, ruh sağlığı için önemli bir husustur. Çünkü öfke, kin, nefret, düĢmanlık, korku, kızgınlık, güvensizlik, mutsuzluk, tedirginlik gibi ruh sağlığını olumsuz etkileyen birçok faktör saldırganlığı tetiklemektedir. Bu faktörlerden özellikle öfke hali, saldırgan davranıĢ öncesi son aĢama olarak kabul edilmektedir. Uyarılma düzeyi yüksek ve duygusal olan bireylerin stres yaĢantıları daha fazladır. Çünkü bu bireylerin kendilerini kontrol düzeyleri düĢüktür. Bu nedenle saldırgan davranıĢ gösterme olasılıkları daha yüksektir.157 Bu olumsuzluklara karĢılık; fizyolojik ihtiyaçların karĢılanmıĢ olması, sevgi, saygınlık, ibadetler, içselleĢtirilmiĢ dini ve manevi değerler, özgürlük, üreticilik, kendisiyle barıĢık olma ya da kendisini gerçekleĢtirme gibi birçok pozitif durum ise, saldırganlığı azaltmaya katkısı olabilecek etkenler olarak sayılabilir.

Ġnsanda birbirinden farklı iki tür saldırganlıktan bahsedilmektedir. Birinci tür, insanda ve bütün hayvanlarda ortak olan saldırganlık ki yaĢamsal çıkarlar tehdit altında kaldığında ortaya çıkan, kalıtımsal olarak programlanmıĢ bir saldırı veya kaçma refleksidir. Bu savunucu “yumuĢak” saldırganlık bireyin veya canlının varlığını sürdürmesine hizmet eder. Biyolojik olarak uyarlanabilir ve tehdit ortadan kalktığında o da ortadan kalkar. Buna “uyumcu” saldırganlıkta denir.158 Örneğin saldırıya uğrayan bireyin ya da toplumun kendini savunması için savaĢması gibi. Böyle bir durumda saldırmak zorunlu ve gerekli bir eylemdir. Öteki çeĢit saldırganlık ise “kıyıcı” veya “yıkıcı zalimlik” olarak isimlendirilen ve insana özgü olup hayvanlarda görülmeyen bir türdür. Kalıtımsal olarak planlanmadığı gibi biyolojik olarak ta uyarlanamaz. Savunma gibi bir amacı yoktur ve doyurulması yoğun susamıĢlıkla ilgilidir. Bu anlamda insan katil olması yönüyle hayvanlardan

156

Doğan Çağlar, Uyumsuz Çocuklar ve Eğitimi, Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yayınları, Ankara, 1981, s.118

157

Tutar, a.g.e., s.152-153

45

ayrılmaktadır. Biyolojik ve ekonomik bir nedene dayanmaksızın kendi türünün üyelerini öldüren, onlara iĢkence eden ve bunu yapmaktan haz duyan tek varlık insandır. ĠĢte insan için tehlike oluĢturan saldırganlık kalıtımsal olmayan kıyıcı-yıkıcı olanıdır.159

Saldırgan duyguların boĢalımının, bireyin saldırganlık eğilimini azaltmada bir fayda sağlayıp sağlamadığı meselesi tartıĢma konusu olmuĢtur. Psikanalitik kuramda saldırganlığın yararlı olduğu, belki de gerekli bir iĢlevi yerine getirdiği öne sürülmüĢtür. Eğer insanlar saldırgan davranıĢlarda bulunmazlarsa, saldırgan enerji birikir ve kendine bir çıkıĢ arar ve eğer bir Ģekilde davranıĢa yansımazsa, sonuçta ruhsal rahatsızlık Ģeklinde kendini gösterir. Saldırganlığın davranıĢa yansıması durumunda ise kiĢi deĢarj olup saldırgan enerji boĢalır. Bu duruma “katarsis” adı verilmiĢtir. 160 Saldırgan duyguların boĢalımının insanda geçici bir rahatlama sağladığı bir gerçektir. Çünkü saldırganlığa sebep olan gerilim kısa veya uzun süreli olarak ortadan kalkmaktadır. Ancak bu durum saldırganlığın faydalı bir durum olduğu anlamına gelmez. Buradaki önemli nokta, bu durumun sonraki saldırganlık isteklerine nasıl bir etkide bulunduğudur. Bu konuda yapılan araĢtırmalar, insanların saldırgan davranıĢta bulundukça saldırganlıklarının azaldığı görüĢünün aksine, arttığı sonucunu ortaya koymuĢtur.161 Bu araĢtırmalardan birisi de Kahn tarafından 36 kiĢi üzerinde gerçekleĢtirilmiĢtir. Deneyde bir sağlık kontrolü esnasında, sağlık teknisyeni tarafından bir yandan deneklerin ölçümleri yapılırken diğer yandan onlara hakarete varan ifadeler kullanmıĢtır. Bu durumda deney grubundakilerden bir kısmının, sağlık teknisyenini yaptığından dolayı müdürüne Ģikâyet etmesi sağlanmıĢ, bu Ģekilde öfkelerini dıĢa vurup saldırganlıklarının azalması beklenmiĢtir. ġikâyet etmeyen grup ise, saldırganlığını dıĢa vurmadıkları için, kızgınlık ve saldırganlıklarının azalmayacağı, teknisyene karĢı düĢmanca duygular beslemeye devam edeceği umulmuĢtur. Deneyin neticesinde Ģikâyetçi grubun saldırganlık, nefretleri diğer gruba oranla daha yüksek çıkmıĢtır. 162 BaĢka bir ifadeyle saldırganlığın dıĢa vurulması, saldırganlık eğilimini azaltmamıĢ, tam aksine artırmıĢtır.

Bazı araĢtırmacılar saldırganlığı, “atılgan davranıĢlar” ya da “aktiflik ve cesaret isteyen iĢler için enerjik olma eğilimi” olarak açıklamıĢlardır.163 Buradan hareketle

159

Fromm,a.g.e., s.22-23

160 Çiğdem KağıtçıbaĢı, Yeni Ġnsan ve Ġnsanlar, Evrim Yayınları, Ġstanbul, 1999, s.349 161

Tekin, a.g.e., s.23 162

Tekin, a.g.e., s.24-25

163 Doğan Çağlar, Uyumsuz Çocuklar ve Eğitimi, Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yayınları, Ankara, 1981, s.117

46

saldırganlığın, insanı harekete geçiren atılgan bir enerji potansiyeli olduğu da söylenebilir. Bu durumda çocuklarda mevcut olan bu atılganlığın doğru yollarla, uygun ve kontrollü ortamlarda faydalı etkinlikler yoluyla Ģiddete dönüĢmeden olumsuz etkileri azaltılabilir. Yani bu durum saldırganlığın bir nevi ödünlenmesidir. Bu potansiyel insanda baĢarı, ortaya bir eser koyma, topluma yararlı olma gibi tezahürlerle insanın huzuru, maddi ve manevi geliĢimine dönüĢebileceği gibi, akıl ve zekâ gibi yeteneklerini saldırganlığının emrine vermesi ile insanın hem kendisi hem çevresi için bir yıkım olabilmektedir.

Neticede Ģiddet ve saldırganlık aynı hedef durumu açıklamaya yönelik iki kavramdır. Psikolog veya psikiyatristler gibi psikoloji ve tıp alanı uzmanları bu hedef durumu açıklarken saldırganlık kavramını; tarih, toplumbilim, din, siyaset alanında çalıĢma yapan araĢtırmacılar ise, çoğunlukla Ģiddet kavramını kullanmayı tercih etmektedirler. Bu da saldırganlık kavramının psikolojik yönünün, Ģiddet kavramının ise dıĢadönük/sosyal yönünün ağır bastığını gösterir. Ayrıca saldırganlığın insanlarla birlikte hayvanlarda bulunun temel bir duygu olması, Ģiddetin ise yalnız insana ait bir olgu olarak değerlendirilmesi; yine insan açısından saldırganlığın kendine değil karĢıya gösterilebilen bir durum olması, Ģiddetin ise kendine de gösterilebilen bir yapıda olması, Ģiddet ile saldırganlık arasında ortaya konulabilecek ince farklılıklardır.

Benzer Belgeler