• Sonuç bulunamadı

3. MİRAS ALANLARI VE ALAN YÖNETİMİ ÇALIŞMALARI: ÖRNEKLER

3.1.4 Küçük ölçekli kentsel kültürel miras alanları

3.1.4.4 Safranbolu Şehri, Türkiye

13. yüzyıldan itibaren 20. yüzyıla dek Doğu-Batı ticaret hattı üzerinde önemli bir kervan uğrağı olan Safranbolu, mimarisiyle tipik bir Osmanlı yerleşimidir. Yerleşim 17. yüzyılda altın çağını yaşamış, bu yükseliş anıt eserler ve sivil mimarlık örneklerine de yansımıştır (WHC/OUV_614, 2014).

Kriter (ii): Yüzyıllar boyunca kervan ticaretindeki kilit rolü sayesinde Safranbolu büyük bir refah elde etti. Sonuç olarak, Osmanlı İmparatorluğu'nda geniş bir alanda kentsel gelişmede büyük etkisi olan kamu ve konut mimarisi üzerine bir standart belirledi.

Kriter (iv): Yüzyıllar boyunca, kervan ticareti Doğu ve Avrupa arasındaki ana ticari bağlantı olmuştur. Sonuç olarak, güzergahı boyunca karakteristik kasabalar gelişmiştir. 19. yüzyılda demiryollarının ortaya çıkmasıyla birlikte bu kasabalar aniden varolma nedenlerini yitirdiler ve çoğu başka ekonomik amaçlara adapte oldu. Özgün formunu ve yapılarını dikkate değer ölçüde korumasına rağmen Safranbolu, kervan ticaretinin çöküşünden sonra Karabük çelik tesislerine yakınlığı nedeniyle yeni bir sosyo-ekonomik rol üstlendi.

Kriter (v): Safranbolu, topografyasıyla tarihi yerleşim arasında ilginç bir etkileşim sergileyen tipik bir Osmanlı şehridir.

Şekil 3.14 : Safranbolu şehrinden genel bir görünüm (Acar, 2019).

193 ha'lık çekirdek bölgeye sahip Safranbolu Şehri, ii, iv ve v olmak üzere üç kriterle 1994 yılında listeye kaydolmuştur. Çukur, Kıranköy ve Bağlar (Üzüm Bağları) olmak üzere üç ayrı tarihi bölgeden oluşan yerleşme, ahşap konutları ve sokaklarıyla tipik bir Osmanlı kentidir. Kıranköy, gayrimüslimlerin yaşadığı; esnaf ve zanaatkarlarınların dükkanlarının üst katlarında konutlarının yer aldığı; yapı malzemesi olarak ahşap yerine taşın tercih edildiği; Avrupa kentlerine benzer bir yerleşmedir. Çukur, konut bölgesinden ayrılan esnaf konutları ve atölyelerle çevrili pazar alanıyla tipik Anadolu kentlerine örnektir. Bağlar yerleşimi ise geniş bahçeli bağ evlerinden oluşan kentin yazlık yeridir. Çukur ve Kıranköy'de sokaklar dar ve kavisli olmaları nedeniyle köşelerde daha geniş manzaralar oluşturmakta, farklı sokak perspektifleri ortaya çıkmaktadır (WHC/OUV_614, 2014).

DMA'nın dikkat çeken özelliği, yüzyıllar boyunca kervan yolu üzerindeki önemli bir kervan uğrağı olması nedeniyle devrinin sosyo-ekonomik yapısını temsil etmesidir. Binaların özellikleri ve sokak dokusu varlığın ÜED'ini yansıtmaya devam etmekte dolayısıyla özgünlük ve bütünlük unsurları korunmuştur. Listeye kaydından bu yana önemli bir değişiklik olmadığı ifade edilmiş olsa da geleneksel dokunun özgünlüğü

ve bütünlüğünün korunması çaba gerektirdiği vurgulanmıştır (WHC/OUV_614, 2014).

Alan, 2863 sayılı yasa kapsamında kentsel ve doğal sit ilan edilmiş, belediyenin sorumluluğunda tescilli binalar ve koruma alanında değişikliklerle birlikte plan hazırlama sürecinde bir tampon bölge tanımlanmıştır. Koruma planında, detaylı koruma ve restorasyon ilkeleri ve standartları tanımlanmış, koruma-kullanımı dengelemeye çalışan farklı müdahaleler yapılmıştır. Bakım-onarım ve koruma eylemi için kaynaklar turizm faaliyetlerinden elde edilir, ÜED'in korunumu için sürekli yatırım ve izleme gerektiği bilgisi verilmiştir (WHC/OUV_614, 2014).

Bu DMA için PR 1. döngüsü 2006'da, PR 2. döngüsü ise 2014’te gerçekleştirilmiştir. PR 1. döngüde alan için tampon bölge tanımlanmadığı ve koruma düzeyi yeterli olduğu için gerekli olmadığı; alanın kentsel sit koruma alanı olduğu; koruma mevzuatına tabi olduğu; koruma mevzuatına uygun olarak yerel yönetim bünyesinde koruma, uygulama ve izleme birimleri kurulacağı ve yönetim planı olmadığı ancak revize edilmiş mevzuata uygun bir plan hazırlanacağı bildirilmiştir. Mal sahiplerinin ihtiyaçlarına yönelik maddi yardım sağlanması gerektiği ve küçük ölçekli kentsel tasarım projelerine ihtiyaç duyulduğu ifade edilmiştir (WHC/PR.1_614, 2006). Finans kaynakları konusunda her yıl devlet fonlarından ve alandaki ilgili kuruluşlardan altyapı ve koruma vb. proje giderleri için bütçe tahsis edildiğini, buna ek olarak belediye ve özel vakıflardan sağlanan fonlar olduğunu ancak çekirdek bir bütçe olmaması nedeniyle finans kaynaklarının süreksiz ve yetersiz olduğu bilgisi verilmiştir (WHC/PR.1_614, 2006).

PR 2. döngüde, 2004 yılında yürürlüğe giren revize edilmiş koruma mevzuatına göre DMA için bir yönetim planı hazırlanması öncelikli kabul edilmiş olmasına rağmen yönetim planı hazırlanmamış, yürütme kurulu ve alan başkanı belirlenmemiştir. Mevcut yönetim sistemi yeterince etkili kabulüyle alan yönetilmekte ancak yönetimin verimliliğini arttırmak için "Coğrafi Bilgi Sistemi" nin kurulmasıyla ilgili çalışmalar yürütülmektedir. Merkezi ve yerel yönetimin alandan sorumlu olduğu, aralarında eşgüdüm olsa dahi iyileştirilmesi gerektiği, yönetim sisteminin de kısmen uygulandığı ve yıllık eylem planlarının olmadığı vurgulanmıştır. 1. döngünün aksine bu döngüde tampon bölgeye ihtiyaç olduğu, sınırlandırıldığı ve onay için DMM'ne

gönderileceği ifade edilmiş, ulusal mevzuata göre onaylanmış bir Etkileşim Geçiş Bölgesi bulunduğu; halen yönetim planı olmadığı ve Safranbolu Belediyesi ve Kültür Turizm Bakanlığı'nın sorumluluğunda hazırlanması, onaylanması, uygulanması gerektiği ifade edilmiştir (WHC/PR.2_614, 2014).

Yıllık eylem planları ve sürekli finans kaynağının olmadığı vurgulanmıştır. Finans kaynağı olarak %30'unu merkezi yönetim ve %70'ini yerel yönetim kaynaklı bütçe oluşturmaktadır. Bütçeye katkı sağlayan kurumların finansal kapasitelerinin arttırılması ve bölge kalkınma ajanslarından da destek alınması için ortak bir protokol hazırlanması bahsedilmiştir (WHC/PR.2_614, 2014).

Listeye girdiği 1994 yılından bugüne dek hiç Koruma Durumu Raporu hazırlanmadığı için koruma durumuyla ilişkilendirilmiş herhangi bir tehdit unsuru da bulunmamaktadır (WHC/SOC_614, 2018). Ancak ÜED'de içerisinde koruma durumundan bahsedilirken, kentsel doku açısından sanayi devri öncesi Anadolu'nun temsili olan Safranbolu'da, değişen fiziksel mekan konforu beklentileriyle tek yapı ölçeğinde ciddi değişiklikler yapıldığı bildirilmektedir. Özellikle artan turizm yoğunluğuyla birlikte konutların turizm tesislerine dönüştürülmesi, otel ve restoran fonksiyonları uyarınca özgünlüklerini yitirmeleri tehdit faktörleri arasında sıralanmaktadır. Konut ve dükkanların bozulmasına ek olarak geleneksel yapım yöntemleri alanında tecrübeli ustaların azalması da bir başka önemli tehdit faktörüdür (WHC/OUV_614, 2014).

PR 1. döngüde, gelişme baskısı; ziyaretçi / turizm baskısı; altyapı eksikliği; turistik konaklama için evleri yenileme eğilimi; yoğun trafik ve park sorunları tehdit ve riskler olarak sıralanmaktadır (WHC/PR.1_614, 2006).

PR 2. döngü tehditler, hava kirliliği, katı atık, mirasın sosyal/kültürel kullanımları, toplumun mirasa değer vermesi, geleneksel yaşam ve bilgi sistemindeki değişiklikler, kimlik, sosyal uyum, yerel nüfus ve toplumdaki değişiklikler olarak ifade edilmektedir (WHC/PR.2_614, 2014).

DMK, DMA ile ilişkili toplam beş karar almış bulunmaktadır. Kararlar; 1992’de aday varlığın listeye giriş ertelenme kararı, 1994’te listeye kayıt kararı, 1994’te Oturum Raporu genel kararlarda kayıt bildirimi, 2010’da Restrospektif envantere yanıt olarak varlıkların sınır ve alanlarının netleştirilmesi kararı ve 2014’te

Retrospektif ÜED Beyanı’nın kabulü kararı olarak sıralanmaktadır (WHC/CD_614, 2018). DMK tarafından alanla ilişkili kayıt ve revize çalışmaları dışında herhangi bir karar alınmamıştır.