• Sonuç bulunamadı

Genel Sağlık Sigortası hastalık durumunda bireylerin mali sorunlarını azaltan sağlığa yönelik alınan hizmetin sonuçlarını iyileştiren ve toplumun geneline sağlık güvencesi sağlayarak sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştıran bir uygulamadır. Ayrıca erişilebilir, yüksek kalitede, etkili bir alt yapı oluşturulması sağlık hizmetlerine erişim yönünden büyük önem taşımaktadır. Bu uygulamada bireylerin sağlık hizmetlerini kullanırken ekonomik yönden sorun yaşamamaları amaçlanmaktadır. Bu yönüyle Genel Sağlık Sigortası (GSS) iki temel faktörden oluşmaktadır. Bunlardan ilki kişilerin ihtiyaç duyduğu sağlık hizmetlerinin kullanım süreci ile ilgiliyken, ikinci faktör sağlık hizmetlerinin ekonomik boyutu ile ilgilidir (Gülşen ve Yıldırım,2017, s.4). İlk faktör sağlık hizmetleri sunum sürecinde rehabilitasyon, koruma ve tedavi hizmetlerine toplumun genelinin ulaşmasını ifade etmektedir. Kalitenin yüksek olması hizmetin sunum sürecinde dikkat edilmesi gereken önemli bir noktadır. Bireylerin mali sorun yaşamadan sağlık hizmetlerine ulaşmasını hedefleyen bir sistemde kaliteyi düşüren eğitimsiz sağlık çalışanlarının var olması sistemin oluş amacını temelden sarsacaktır. İkinci faktör sağlık hizmeti kullanan bireyleri ekonomik risklerden korumayı hedeflemektedir. Aksi bir durumda hediye ve para gibi informal (masa altı, yasa dışı) ödemeler nedeni ile sağlık hizmetlerini kullananlarda maddi sorunların oluşmasına ve toplumda sağlık hizmetlerini kullanmada isteksizlik meydana gelmesine neden olabilir (Gülşen ve Yıldırım,2017, s.4-5).

GSS sisteminde anahtar kavram "eşitlik" ilkesidir. Toplumun geneli sigorta kapsamında olmalı ve kişiler ihtiyaçlarına göre sigorta kapsamında olmalıdır. Bu ilke (etnik gurup ya da ırk ayrımı olmaksızın zengin-fakir, erkek- kadın gibi) sosyoekonomik guruplar arasında eşit olunacağını ifade etmektedir. Kamu kesiminin finanse etmesi yoluyla piyasanın bu tip bir sağlık hizmeti sunumunda yetersiz

kalması sorunu ortadan kalmış olacaktır. Diğer yönden herkesin ödeme gücüne göre sisteme finansal katkıları alınacaktır. Devlet sistemdeki fonların etkili, eşit toplanmasında ve bu fonların kullanılmasında bu ilkeleri güvence altına alan bir yapıda bulunmaktadır. Fakat pek çok ülke diğer özel finansman yöntemlerini kullandığından dolayı sağlık hizmetlerine eşit erişim sürecinde ve finansmanda olumsuz etkiler meydana gelmektedir. Kamunun sağlık sistemindeki finansmanı bu modelde oldukça önemlidir. Sosyal sigorta katkıları ve vergiler gibi başlıca finansman kaynaklarında da ön ödeme (prepayment) yapılmakta ve zorunlu katkılar bulunmaktadır. Sağlık hizmeti kullanan kişilerin bu hizmet sonucunda büyük miktarlarda sağlık hizmeti kullanım bedeli ile karşılaşmamaları alınan bu küçük katkı payları ile sağlanmaktadır. Yoksul ile zengin arasındaki bu çapraz sübvansiyon ile sağlık ve refah hizmetlerine ulaşılmaktadır. Bu süreç Genel Sağlık Sigortası sisteminde en önemli ilke olan eşitlik amacı için önemli rol oynamaktadır (Gülşen ve Yıldırım,2017, s.5).

Genel Sağlık Sigortası uygulaması 2008 yılında uygulamaya konularak sağlık sistemini tek bir çatı altında toplamayı amaçlamaktadır. Sosyal Güvenlik Reformu diğer adıyla 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 1 Ekim 2008'de ülkemizde yürürlüğe girmiştir. 1949 yılından itibaren yürürlükte olan 5434 sayılı T.C Emekli Sandığı Kanunu, 1964 yılından itibaren yürürlükte olan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve 1971 yılından itibaren uygulanan 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu ile 2925 ve 2926 sayılı Tarım Sosyal Güvenlik Kanunları yürürlükten kalkmış ve bu kanunların yerine 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu almıştır (Özdemir, Kılıç ve Aydın,2010, s.5).

Yasanın temel amaçları genel hatları ile Ģöyle özetlenebilir (Er,2011, s.208).

1-Ülkedeki bulunan tüm vatandaşları güvence altına almak.

2-Sağlık sigortasının kişilerin tercihine bırakılmadan zorunlu olması 3-Sağlık hizmetlerinin herkes tarafından ulaşılabilir olması

5-Ödenen bu prime ek olarak hastalardan katkı payı alınması

6-Genel Sağlık Sigortası kapsamındaki primlerin belirli sağlık hizmetlerini (teminat paketini) kapsaması, teminat paketi dışında kalan sağlık hizmetleri için ek ücret ödenmesi.

7-Sisteme uygun sevk zincirinin kurulması ve işletilmesi.

GSS kanunu ile gerçekleĢen kimi örnek değiĢiklikler Ģunlardır (Özdemir, Kılıç ve Aydın,2010, s.4-5).

1-Bağ-Kur ve SSK'lı hastalar, Emekli Sandığı mensupları gibi kurumla sözleşme imzalayan üniversite hastanelerine doğrudan başvurabilecekler ve sağlık hizmetinin giderleri kurum tarafından sözleşme imzalayan sağlık tesislerine ödenecektir.

2-Kurumla sözleşme imzalamış özel sağlık tesislerine, hasta vatandaşlar için doğrudan başvuru olanağı sağlanmış ayakta ve yatarak tedavi imkânı verilmiştir.

3-Uzun süre ilaç kullanılmasını gerektiren kolesterol, şeker hastalığı, tansiyon hastalıklarında rapor ve bir kez reçete düzenlenmesi yeterli olacaktır hastalar ilaçlarını reçete yazdırmadan iki yıl süresince eczaneden üçer aylık kullanım dozunda alabileceklerdir.

4-Bireylerin daha önceden almış oldukları raporlu ilaçları bitmeden 7 gün önce tekrar ilaç almalarına olanak sağlanmıştır. Bu durum farklı zamanlarda biten ilaçlar için ayrı ayrı reçete yazdırma ve eczaneye gitme durumu ortadan kaldıracaktır.

5-Tebliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 120 gün sonra hastaneye yatan hastalar için kullanılacak malzeme ve ilaçların hastane/sağlık kurumunca temin edilmesi zorunluluğu getirilmiştir. Bu yöntemle hasta ve hasta yakınlarının malzeme ve ilaç temininde yaşadığı sıkıntıların önüne geçmek amaçlanmıştır.

6-Tebliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 120 gün sonra hastaneye yatan hastalar için kullanılacak tıbbi malzemelerin hastaya aldırıldığı durumlarda fatura ücreti üzerinden hastaya ödeme yapılarak hastanın mağduriyetinin önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.

7-Özel sağlık tesislerine ve özel muayenelere özürlü vatandaşların doğrudan başvurularına imkân sağlanmıştır.

Kanunda genel sağlık sigortasından yararlanacak olanlar maddeler halinde sıralanmış; isteğe bağlı sigortalılar, aylık almakta olanlar, bağımsız çalışanlar, memur, işçi ve bu guruba dâhil olmayanlardan özel durumları nedeni ile (başarı, vatan hizmeti, muhtaçlık, yoksulluk) sağlık yardımı almaya uygun görülenler belirlenmiş son olarak yukarıdaki guruba dâhil olmayanlardan ve diğer ülkelerde sağlık sigortasından yararlanamayanlarında genel sağlık sigortası kapsamına dahil edilerek sağlık yardımlarından yararlanacağı belirtilmiştir (Er,2011,s.210).

Kurum genel sağlık sigortasına dâhil olan kişi ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin; sağlık durumunu korumalarını, hastalık sonucu gerekli görülen tıbbi sağlık hizmetlerinin karşılanmasını, hastalanmaları halinde sağlıklarını kazanmalarını, analık durumunda gerekli sağlık desteğinin verilmesi, iş kazası ve meslek hastalığı durumunda sağlık yardımının verilmesi, iş göremezlik halinin oluşmasını ya da azaltılmasını sağlamak amacıyla sağlık hizmetlerini karşılamaktadır (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı [ÇSGB],2013,s.13).

Finansmanı Sağlanacak Sağlık Hizmetleri: hastalığın teşhisi ve tedavisi için doktor tarafından uygun görülen sağlık hizmetleri, madde bağımlılığını önlemeye yönelik sağlık hizmetleri, kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri, tüp bebek tedavisi, hamilelik durumuna yönelik sağlık hizmetleri, acil sağlık hizmetleri ve bu hizmetlerde kullanılan tıbbi malzeme ve aşılar, kan ve kan ürünleri, kemik iliği, yurt dışı tedaviler ve trafik kazalarında uygulanacak sağlık hizmetleri olmak üzere ana maddeler halinde sıralanabilir (ÇSGB,2013,s.13-14).

5510 sayılı GSS kanunu yürürlüğe girmeden önce Türkiye‟de mevcut farklı sosyal güvenlik kurumu kapsamındaki kişilerin sağlık hizmetlerinden yararlanmalarında norm birliği bulunmamakta ve bireyler nitelik ve nicelik açısından farklı sağlık hizmetinden yararlanmaktayken yürürlüğe giren yeni kanun ile tüm nüfus kapsama alınmış ve herkese aynı sağlık hizmeti eşit olarak verilmeye başlanmıştır. Primli ve primsiz sosyal sigortacılığın birlikte uygulandığı Genel Sağlık Sigortası zorunlu bir sistemdir. Sisteme dâhil olan kişilerin sigortalılığı devamlıdır.

5510 sayılı SSGSS kanunu için geçiş süreci ön görülmüş olup bu süre 01.01.2012 tarihinde sona ermiştir. Bu sürenin sonunda kanunun 92. md gereğince Türkiye‟de yaşayan ve herhangi bir sosyal güvenlik kanununa dâhil olmayanlar kurumca bu tarihten itibaren resen GSS kapsamına alınmaktadır (ÇSGB,2013, s.1).