• Sonuç bulunamadı

Liewis, Beavers, Gosselt ve Philips işlevlerini beklenen düzeyde yerine getiren aileleri sağlıklı/işlevsel aileler; aile içi iletişimin bozuk olması nedeniyle, işlevlerini yerine getirmeyen aileleri de sağlıksız/işlevsel olmayan aileler olarak tanımlamıştır (Bulut, 1990:1). Kut (1994), fonksiyon kavramının yalnızca ailenin görev faaliyetleri olarak değil, aynı zamanda önemli rol ve ilişkilerin varlığını da ifade ettiğini belirtmektedir. Aileyi fonksiyonlarına göre sınıflandıranlar, ailenin fonksiyonlarını yerine getirip getirmemesine göre ikiye ayırmaktadırlar: Sağlıklı/fonksiyonel aile ve sağlıksız/fonksiyonel olmayan aile (Akt.:Nazlı, 2000:19).

2.1.6.1.Sağlıklı/İşlevsel Aileler: Her ne kadar üzerinde birebir mutabakat sağlanmasa da sağlıklı ailelerin fonksiyonlarını yerine getirmede başarılı olduğu söylenebilir. Sağlıklı ailelerde üyeler arasında sağlıklı bir iletişim vardır. Fonksiyonel ailelerde çatışma azdır, yeni durumlara uyumda ve stresli durumlarla baş etmede başarılıdırlar.

Sağlıklı aile üyeleri, kendilerini içsel olarak algılayabilirler ve dışarıya açıkça ifade edebilirler. Olaylara farklı açıdan bakıp başkalarını sempatik olarak algılayabilirler. Gerçekçi, esnek, yaratıcı ve problemlerini akılcı olarak çözebilirler (Ackerman, 1967;Akt.:Nazlı, 2000:20). Sağlıklı ailelerde davranış ve arzular kontrol edilmek yerine, her konuda fikir alışverişi vardır. Otorite, aşırı kontrol ve üstünlük yoktur (Akt.:Bulut, 1990:2).

Elderkin’e göre, üyelerinin isteklerini karşılayabilen ve kişiler arası çatışmaları halletmeye yönelik çeşitli kalıplar geliştirmiş olan aileler, sağlıklı ailelerdir. Esnek bir yapıya sahip olan bu ailelerde yeniliklere uyum sağlanabilir, kişilerin başarıları aile ortamında değerlendirilir ve üyeler arasında ortak amaçlara sahip olmanın getirdiği karşılıklı anlayış ve doyum vardır (Akt.:Bulut, 1993:10). Bowen (1981)’a göre; sağlıklı ailede üyeler yaşamlarını değer ve amaçları doğrultusunda yönlendirirler, bu nedenle başkalarından etkilenmezler. Aile üyelerinde farklılaşmış benlik gelişir. Bu da duygusal değil, zihinsel süreçte olur (Bowen,1981;Akt.: Erürker, 2007:15).

Sağlıklı ailede kurallar esnek olmalı ve üyelerinin özgürlüklerine, kendilerini gerçekleştirmelerine engel olmamalıdır. Ayrıca kurallar güven verici olmalı, ihtiyaçları gidermeli ve açık iletişime elverişli olmalıdır. Aile üyeleri bu kurallar sayesinde bir problem veya sorunla karşılaştığında akılcı davranabilirler, gerekçi seçim yapabilirler ve herkesin kabul edebileceği çözüm yolları bulabilirler. Aile kuralları çocukların da nasıl davranmaları gerektiğini içerir ve çocuklar büyüdükçe yeniden düzenlenir. Kurallar aile içinde görüşme yolu ile belirlenir ve değişime açıktır (Nazlı, 2000: 2).

Satir (1981)’e göre sağlıklı aile, üyelerine 5 alanda özgürlük tanımalıdır. Bunlar: 1. Olanları görme ve söyleme

2. Hissettiklerini ve düşündüklerini söyleme 3. İstediğini hissetme

4. İstediklerini söyleme

Sağlıklı ailede bireyler görev ve sorumluluklarını yerine getirirler çünkü beklenti ve kurallar açıktır. Aile bireylerinin güvende olması için temel gereksinimleri karşılanır, birbirlerini oldukları gibi kabul ederler, duygusal bağlar güçlü olduğu için gönüllü işbirliği yapılır (Özgüven, 2001: 87).

Ebert Stinnett ve Defain sağlıklı ailenin işlevlerini şöyle sıralamışlardır:

1. Duyguları Paylaşma: Üyelerinin birbirlerine karşı olumlu ve olumsuz duygularını açıkça ifade etme özgürlükleri vardır.

2. Duyguları Anlama: Her aile üyesi, diğer aile üyeleri tarafından anlaşıldığı duygusunu taşır.

3. Farklılıkları Kabullenme: Aile üyelerinin bireysel farklılıkları hoşgörülü karşılanır ve bütün aile üyeleri kendi potansiyellerini geliştirebilmeleri için cesaretlendirilir, onlara destek olunur.

4. İlgi ve Sevgi Duygularının Gelişimi: Aile üyeleri, ilgi ve sevgiyle etkileşimde bulunurlar. Bu durum, aile üyelerinin değerli oldukları duygusunu ve aileye ait olma duygusunu destekler.

5. İşbirliği: Her aile üyesi, ailenin fonksiyonlarını etkili bir şekilde yerine getirmek için işbirliği yapmaya gönüllüdür.

6. Mizah Duygusu: Aile üyeleri ailedeki olaylarla ilgili olarak şakalaşma ve espri yapma yeteneğine sahiptirler.

7. Temel Gereksinimleri Karşılama: Yaşam için gerekli olan yiyecek, giyecek ve barınma gibi temel ihtiyaçların sağlanması.

8. Problem Çözme: Sorunlar genellikle demokratik şekilde çözülür.

9. Geniş Bir Felsefi Düşünce: Aile hayatının temelini oluşturan bir değerler sistemi vardır.

10. Taahhüt: Aile üyeleri birbirlerinin rahatı, huzuru için taahhüt ederler.

11. Takdir Duygularını İfade Etme: Aile üyeleri düzenli olarak birbirlerini takdir ederler.

12. İletişim: Aile üyelerini arasında iyi iletişim kalıpları kurulur.

13. Birlikte Zaman Geçirme: Aile üyeleri olumlu ilişkiler ve aile birliği duygusunu geliştirmek için birlikte vakit geçirirler.

15. Başa Çıkma Becerileri: Aile sorunlarını çözmeye çalışırken gerekli olan baş etme becerilerine sahiptir (Özgüven, 2009:87-88).

2.1.6.2.Sağlıksız/Fonksiyonel Olmayan Aileler: Sağlıksız aileyi doğrudan sağlıklı ailenin zıttı diye tanımlamak doğru olmaz. Nazlı (2000) göre: Fonksiyonelsiz ailenin

birden fazla biçimi olabilir, bu nedenle “sağlıksız aile” kavramı yalnızca bir aile tipini betimlemez. Optimal aile fonksiyonlarının birkaç farklı bölümünün yeterince yerine getirilmemesi nedeniyle sağlıksız aileler oluşabilir. Sağlıklı aileler dengede durmayı başarırken, sağlıksız ailelerde bu süreç gerçekleşemez. Fonksiyonelsizlikte aile üyeleri birbirileriyle ya aşırı biçimde iç içedir ya da birbirinden kopuktur.

Sağlıksız ailenin en önemli özelliği, iletişim işlevinin ve kişiler arası ilişkilerin bozuk olması ve kuralarla aşırı bağlı olmadır. Belirli roller, kişilerin üzerine zorla yüklenmiştir ve bunları değiştirmek zordur. Üyeleri birbirleriyle az konuşan ve açık bir iletişim içinde olmayan, aileyi ilgilendiren konulara birlikte çözüm aramayan, üyeleri birbirlerine gerçek bir yakınlık duymayan ve olumsuz duygular besleyen aileler sağlıksızdırlar (Akt.: Bulut , 1993: 11 ).

Sağlıksız ailelerde her çocuğun kendine özgü bir kişiliği olduğu: kapasitesi, yetenekleri, doğal eğilimleri ve ilgileri yönünden farklı olabileceği; gelişiminin ve yönlendirilmesinin bu doğrultuda olması gerektiği bilinmez ve kabul edilmez. Bu nedenle önceden belirlenmiş kalıplar içine sokulmaya çalışılır. Bu bağlamda ana babalar, çocuklarının da kendilerinin korku ve endişelerini taşımalarını, daha önce kendilerinin edinemediği mesleğe yönelmelerini isterler ve çoğu zaman bu konuda çocuklarına baskı yaparlar (Demirsar, 1992; Akt.: Özatça, 2009:54). Çocuk anne- babanın isteklerini yerine getirdiği ölçüde sevilir ya da cezalandırılır. Bu durum çocukta düşmanca duygular uyandırır ve onun için kendini savunmak, birey olarak varlığını kanıtlamaya çalışmak amaç halini alır (Richter, 1991;Akt.:Erürker, 2007:16). Sağlıksız aileler, bireyler arası ilişkilerin korku ve nefrete dayandığı, sevgi ve bağlılığın olmadığı, bir araya geldiklerinde, gerçek duyguların hafife alındığı ya da yok sayıldığı; içten pazarlıklı, üyeler arasındaki duygusal bağların zayıf olduğu ailelerdir. Kişiler birbirine yabancılaşmış, ortak değerler aşınmıştır. Çocuklar zevk ve keyif düşkünü olurlar. Çocuklar uyumsuz ve suç işlemeye eğilimli olurlar; yaşları büyüdüğü zaman da aile dağılır. Bu, ailelerde çocuklardan biri anne ile baba

arasındaki uyumsuzluğa dikkat çeker ya da bunu giderme sorumluluğunu üstlenir (Demirsar, 1992; Akt; Özatça, 2009:55). Ek olarak sağlıksız ailenin temelinde birbiri ile anlaşamayan, farklı ego ideallerine sahip olan, aralarında iyi bir etkileşim ve iletişim kuramamış olan eşlerin bulunmaması söz konusudur. Bu doyumsuzluklar çeşitli patolojik davranışlara dönüşerek gerek eşlerde gerekse çocuklarda bazı bozulmalara yol açabilir (Bulut, 1990:5).