• Sonuç bulunamadı

KLASİK ARAP ŞİİRİNDE YERİLEN KÖTÜ BİR AHLAK: MAL/SERVET BİRİKTİRMEK

6. Sağlık En Büyük Servet

َف َي نوك ر َأ َص َخ ام نوكي اذإ َغ لَ

Bir şey pahalı olduğunda onu terk ederim.

Pahalıysa da benim için en ucuz şey oluverir. 34

Kısaca özetlemek gerekirse şair şöyle diyor: “Almadığım her şey benim için ucuzdur.” Burada şair Verrâk, bir şeyi satın almak istediğinde eğer onu aşırı pahalı buluyorsa, almaya gücü yetmiyorsa almak istediği şeyin sevgisini kalbimden çıkarırım diyor. Böylece o nesne, ne kadar pahalı olursa olsun kendisi açısından değersiz olur.

Zira artık kalbinde o nesneye karşı ilgisi kalmaz. Malum eşya, talep nispetinde değer görür. Taliplisi olmadığımız şeyin değeri ne olursa olsun bizim için fark etmez, değersizdir.

6. Sağlık En Büyük Servet

Servet biriktirme peşinde koşan kimselerin unutmaması gereken bir şey vardır. O da bu koşuşturmacanın ancak sağlıkla devam ettiğidir. Sıhhat ve afiyet olmayınca ne biriktirilen malın ve ne de böbürlenilen evlatların bir kıymeti vardır. Şair bu manayı teyit etmek için şöyle der:

ِدسجلا ةحص يدنع لِد عَي َسيلف ينبجعي ِلاملا عمَج ناك نإو ينإ ِدلولاو لاملا َركِذ كيس ني مق سلاو همر كَم دلاولاا يفو ن ي َز لاملا يف

Her ne kadar mal biriktirmek hoşuma gitse de Bedenimin sağlığı kadar da değerli değildir.

Malda süs, evlatta da asalet vardır amma;

Hastalık, mal ve evladın zikrini unutturur.35

34 İbnu ʿAbdilberr en-Nemerî, Behcetu’l-Mecâlis ve Unsu’l-Mücâlis, thk. Muhammed Mursî el-Hûlî (Beyrut: Dâru’l-Kutubi’l-ʿİlmiyye, ts.), 1/219

35 Ebû Mansûr es-Seʿâlibî şiiri Beşşâr b. Bürd’e (öl. 167/783-784) nispet etmektedir.

Ebû Mansûr es-Seʿâlibî, et-Tâif ve’z-Zarâif (Beyrut: Dâru’l-Menâhil, ts.), 268

Kimi zaman da kişi, hayalindeki servetin peşinde koşarken yanı başında en büyük servet olan sağlığının değerini bilmez. Hâlbuki bir ayak tüm bineklerden, bir göz de tüm dünyadan değerlidir. Hastalık geldiğinde sahip olunan her şeyle arasına adeta perde örülür. Bu yüzden Ebû Temmâm (öl. 231/846) hastalık için “O bedenin hapsidir.” demiştir.36 İbnu’r-Rûmî ellerindeki servete özenip de kendi elindeki sağlık nimetini unutanları şöyle ikaz eder:

اذإ 7. Servet Elde Durmayacak

Pek çok şair, elde edilen servetin fakirliğe neden olmasa da eninde sonunda kaybedileceğini dile getirmiştir. Zira mal elde kalıcı olsa da el kalıcı değildir. Ölüm eldeki tüm malı zorunlu olarak başkalarına bıraktıracaktır. Cahiliye şairlerinden ʿAbîd b. el-Ebras (öl. 565/605) elde ne varsa onun aslında arkadan gelenlere ait olduğunu şöyle ifade eder:

بول سَم بَلَس يذ ل كو ثور وـَم لبِإ يذ لكو

Her deve miras kalır; her yağma da talana uğrar.38

36 Seʿâlibî, et-Tâif ve’z-Zarâif, 268

37 Cârullah ez-Zemahşerî, Rabîʿu’l-Ebrâr ve Nusûsi’l-Ahyâr (Beyrut: Muesesetu’l-ʿÂlemî, 1412), 3/162; ʿÂrif el-Cihâvî, Teelluku’ş-Şiʿri (Kahire: Dâru’l-Meşrik, 2017), 56.

38 Yahyâ b. ʿAlî et-Tebrîzî, Şerhu’l-Kasâidi’l-ʿAşr (b.y.: İdâratu’t-Tıbâʿati’l-Münîriyye, 1352), 323.

Şairler biriktirilen malın nasıl olsa mirasçılara kalacağını düşünmemizi ister. İşte bu şairlerden biri olan Ebû Nüvâs’a (öl.

198/813) nispet edilen şu şiir gayet anlaşılır ve sade bir dille şöyle der:

ِعَد kıyafeti hatıra getirerek ikna etmek ister:

يه

Sahip olunanlarla aldanmamak için ölüm ve kabri düşünmenin faydalı olacağını düşünen bir şair de benzer bir şekilde şöyle der:

بَح صَيلا

Kişiye sahip olduğu şeyler içerisinden kabrin karanlığında eşlik edecek tek şey, kefen kıyafetidir.41

Şair Şerif el-Murtezâ (öl. 436/1044) ise ne kadar mal biriktirirsen biriktir o mal, sana değil senden sonrakilere kalacaktır der:

39 Ebû ʿOsmân ʿAmr b. Bahr b. Mahbûb el-Câhiz, el-Mehâsin ve’l-Ezdâd (Beyrut:

Dâru ve Mektebetu Hilâl, 1423), 166.

40 ʿAbdülmelik el-Kâsim, ed-Dünya Zıllün Zâilun (b.y.: Dâru’l-Kâsim, ts.), 52

41 Ahmed Kabeş, Mecmeu’l-Hikemi ve’l-Emsâl fi’ş-Şiʿri’l-ʿArabî (b.y.: Dâru’r- Reşîd, 1985), 199.

لَ طَب وأ هنع ءانَف َتلطب ا مإ هل قَب ت مل اني ِح َكلاَم ِقب ت نإ لَ ِخَب نَم ِءادعلأل َلاملا كرتَيو هعَم ه لاَم يضميف ميرَكلا ا مأ

Bir süre malını elde tutsan da sen onun için kalıcı değilsin.

Ya sen fani olup gideceksin ya da malın.

Değerli kimse ise malı beraberinde gider.

Cimrilik eden ise malını düşmanlarına bırakır.42

Hikmet dolu şiirler söyleyen cahiliye şairi ʿAdbad İbn Kuray’

benzer bir şekilde şöyle uyarır:

دـَق

Malı, yiyemeyecek olan biriktirir, biriktirmeyen kişi de yer.

Elbiseyi, giyemeyecek olan diker, dikmeyen kişi de giyer.43 8. Mal Biriktirme Kaygı Biriktirir

Şu bir gerçek ki daha fazla mal edinme hırsına yakalanmış kişi, kaygılarından kolay kolay kurtulamaz. Servet beraberinde dert de getirecektir. Şair İbnu’r-Rûmî bu ayrıntıya değinmek ister:

نمو

Kim hırs ve korkaklık içinde mal biriktirirse fakirdir; yoksulluk her taraftan onu kuşatır.

Benimle istek ve korku çekiştiler. İkisi de güçlü. Gaybı bilme arzusu beni yordu.

Bir şey yakalamak için bir adım atsam da felaket korkusuyla bir adım geri attım.44

42 Kabeş, Mecmeʿu’l-Hikemi ve’l-Emsâl, 488.

43 İbnü’l-Esîr, el-Meselu’s-Sâir fî Edebi’l-Kâtibi ve’ş-Şâʿir, 1/274.

44 Cihâvî, Teelluku’ş-şiʿri, 58.

Diğer bir şair ise kişinin harcamaktan kaçınarak mal biriktirme hırsına kapıldığında malının kendisini yiyip bitireceğini şöyle ifade eder:

نإ بر لاملا ه لِكآ و هو

لا خ بلل لا كأ

Malın gerçek sahibi onu yiyendir.

Yoksa o mal cimrileri yiyecektir.45 9. İlim Kalır; Servet Gidici

Aklı daima gelecekte yaşanacak olan şeylere dikkat eden insanoğlunun önceden tedbir alması gayet yerinde bir husustur.

İnsandaki bu tedbir duygusu kendisini mal biriktirme, servet yığma hırsına dönüştüğü için yanlıştır. Yoksa aynı kaygıyı örneğin; ilim, irfan, ibadet gibi mücerret şeylerde kullanmış olsa kaygı hak ettiği gerçek yerini bulmuş olacaktır. Bu itibarla şairler insanın servet biriktirme hissini uygun bir mecraya sevk etmesi gerektiğini ifade ederler. Bu şairlerden biri olan Endülüslü Ebû İshâk el-İlbîrî (ö.

459/1066) şöyle der:

اَتمِلَع ام لاِإ لاملا َسيلَف ؛ هنَع هلِاو َكِلامِب لِفحَت لاو ى تَأَت هَل ِقارِعلا كل م وَلو ىنعَم ِسا نلا يف لهاجِل َسيَلو اتبَتَك نِإ اموَي َكنَع بَتك يو يِدَن يف َك ملِع َكنَع قِطنيَس اتمَدَه دَق َكسفَن ِلهَجلاِب اذِإ ينابَملا ديِيشَت َكينغ ي امو

Mal biriktirmeyi bırak; oyalanma onunla. Mal dediğin ancak ilminden ibarettir.

Cahilin insanlar arasında bir değeri yok; tüm Irak’ın malı ona aksa da.

45 Kabeş, Mecmeʿu’l-Hikemi ve’l-Emsâl, 496.

İlmin senin hakkında konuşacak; kalemler senin yazdıklarını yazacak.

Eğer nefsini cehaletle yıkmış isen binalar inşa etmek sana fayda vermeyecek.46