• Sonuç bulunamadı

2. AVRUPA İSTİHDAM STRATEJİSİ VE AVRUPA 2020 STRATEJİSİ

2.2.2. Sürdürülebilir Büyüme: Doğal Kaynaklar

Sürdürülebilir büyüme ve doğal kaynaklar başlığı altında, ortak tarım politikası, kırsal kalkınma, yaşam programı ve Avrupa denizcilik ve balıkçılık fonu yer almaktadır.

Orijinal adı; European Agricultural Fund for Rural Development (EAFRD) olan Kırsal Alanların Gelişimi için Avrupa Tarım Fonu; Haziran 2003 ve Nisan 2004 tarihlerinde Ortak Tarım Politikasında gerçekleştirilen reformların ardından kırsal gelişim odaklı bir program olarak yürürlüğe girmiştir. Kırsal alanda; ormancılık ve tarımın rekabet gücünün artırılması, çevre ve kırsal bölge şartlarının iyileştirilmesi ve ekonomik aktiviteler aracılığı ile yaşam kalitesinin yükseltilmesine yardımcı olmaktadır (Drumaux ve Joyce, 2018, s. 29-52).

Avrupa 2020 Stratejisi doğrultusunda, 2010’da hazırlanan Komisyon Tebliği de ortak tarım politikası reformu için önemli belgelerdendir. 2014-2020 Çok Yıllı Mali Çerçeve süreci dikkate alınarak düzenlenen Tebliğ, ortak tarım politikasının 2013 sonrası için hedeflediği değişimde önem kazanmaktadır. Tebliğ hazırlanırken Avrupa 2020 Stratejisi’nde öne çıkan;

1. Akılcı büyüme: bilgi birikimi ve yeniliğe dayanan ekonomi, 2. Sürdürülebilir büyüme: kaynak etkin, rekabetçi ekonomi,

3. Kapsayıcı büyüme: Yüksek istihdama sahip, sosyal ve bölgesel tutarlılık sağlayan ekonomi,

68

Hedeflerine ulaşmaya hizmet etmesi beklenmektedir. 2020 Stratejisi’nden beklenen Avrupa tarımının durumunu tespit edecek unsurların tanımlanmasıdır. Bu kapsamda senaryo, 2020’ye kadar ekonomik, sosyal ve çevre odaklı beklentiler doğrultusunda, ortak tarım politikasının şekillendirilmesi olacaktır. Bu doğrultuda hazırlanan Komisyon Tebliği de gelecekte ihtiyaç duyulacak yasal önerilere zemin hazırlamak üzere oluşturulmuştur. Tebliğde tarım ve kırsal alanların geleceğine yönelik olarak inovatif bir yaklaşımla stratejik bir şekilde hareket edilmesi kararı belirtilmiştir. Güçlü bir ortak politikanın doğrudan ödemeler ve kırsal kalkınmadan meydana geleceği vurgulanarak öncelikle çevre ve su yönetimi, hayvan sağlığı ve refahı, bitki sağlığı ve kamu sağlığı gözetilerek Avrupalı tüketicilere kaliteli ürün sunulması ve ürün yelpazesinin sürdürülmesinin ve doğal kaynakların yönetiminin de kırsal dokunun korunmasında çok önemli olduğu ifade edilmiştir (European Commission, 2010, s. 35).

Ortak tarım politikasıyla ilgili çalışmalar rekabet gücünün iyileştirilmesi, kaynakların etkin olarak kullanımı, Avrupa halklarına daha iyi standartlarda ürün/hizmet arzı anlamına gelir. Avrupa toplumu için tarım, ekonomiye katkısı değerlendirildiğinde oldukça önemlidir. Zira tarımsal üretimin ve bağlı sektörlerdeki iş gücünün azalacak olması da işsizliği arttırıp, satın alma gücünü düşürmek suretiyle milli geliri olumsuz yönde etkilemektedir (European Commission,2010, s. 1-37).

Ortak tarım politikası, her dönemde içsel/dışsal etmenlerin belirlediği ihtiyaç ve beklentilerle sürekli tartışılarak yeniden şekillenmiştir. Son süreçte de dışsal etmenlerin etkisini göz önünde bulundurmak gerekir. Öncelikli olarak 2009’da yapılan Lizbon Antlaşması ile işleyiş düzeneklerinin 27 üyeli AB’ye daha uyumlu bir duruma getirilmesi için kurumsal yapıda değişiklikler yapılmak suretiyle politikalara yönelik karar alma süreçlerinin mekanizması değişmiştir. Gerek tarım politikasının uygulanmasıyla gerekse mali konularla ilgili karar alma süreçlerinde Avrupa Parlamentosu’nun yetkileri artırılmıştır (European Commission,2010, s. 1-37).

Avrupa 2020 Stratejisi doğrultusunda, 2013 sonrası yeniden şekillenmesi öngörülen OTP’nin reform sürecini, süreç taraması çalışmaları ile karşılaştırmak gerekirse, temelde aynı hedeflere hizmet ettiği ancak yöntemlerin ve politika araçlarının ağırlıklarının farklılık gösterdiği yorumu yapılabilir. Süreç taraması

69

sonunda yapılan çalışmalar ve analizler sonunda ortaya çıkan çıktılar ışığında, birinci sütunun yeniden yapılandırılmasına daha fazla ağırlık verildiği; bu bağlamda var olan desteklemelerin, tam anlamıyla üretimden bağımsızlaştırılması, piyasa düzenlemeleri kapsamında da süt kotalarının kaldırılması yönünde kararların ağırlığı olduğu görülmektedir (European Commission, 2010, s. 1-37). Ayrıca çapraz uyum ve modülasyonun önemli unsurlardan biri olduğu yadsınamaz. 2013 sonrası ortak tarım politikasının hedeflerinde ise 2020 stratejisine paralel olarak, rekabet gücü, nitelik ve tüketici memnuniyetinin öne çıktığı gözlenmektedir. Bunun yanı sıra 2020 Stratejisi doğrultusunda ortak tarım politikasının hedeflerinde akılcı büyüme, sürdürülebilir büyüme ve kapsayıcı büyüme unsurlarına katkıda bulunacak doğrultuda hareket edilmiş, reform için gerekli politika araçları bu yönde şekillenmiştir (European Commission, 2010, s. 1-37).

Akılcı büyüme için öncelikli olarak bilgi teknolojilerinin iyileştirilmesi, ürünlerin katma değeri ve kalitesinin yükseltilmesi, yeşil tarımla ilgili teknolojilerin kullanımının yaygınlaştırılması, kırsal alanlara gerçekleştirilecek yatırımlar ve yeniliklerin desteklenmesi gerekmektedir. Bu suretle kaynak etkinliği ve rekabet gücünün artmasından dolayı akılcı büyümeye hizmet edilecektir. Ayrıca yenilenebilir gıda sunumu, sürdürülebilir arazi yönetimi, yeşil tarıma katkı kapsamında bio çeşitliliğin azalmasına olan hassasiyetin artması da sürdürülebilir büyümeye katkıda bulunacaktır. Kırsal alanlardaki potansiyelin açığa çıkarılarak yerel piyasaların bu doğrultuda istihdamın iyileştirilmesi, çiftçilerin gelir düzeylerini iyileştirmek yoluyla da kırsal ekonominin iyileştirilmesi de yerel oyuncuların gücünü arttırıp kırsal ekonomiyi canlandırmakta ve kapsamlı büyümeye hizmet etmektedir. Dolayısıyla hem kırsal bölgelerin kimliklerinin hem de kırsal alanların sosyal dokusunun korunması sağlanacaktır (European Commission, 2010, s. 35). Bütün bu unsurlar bağlamında politika araçları olarak; doğrudan yardımlar/ödemeler, piyasa düzenlemeleri ve kırsal kalkınma politika araçları ön plana çıkmaktadır.

Avrupa Birliği iklim değişikliği ve enerji kaynaklarının kullanımı konusunda önemli düzenlemeler ve denetimler yapmakla birlikte, Birlik ve üye ülkeler düzeyinde yönlendirici hedefler koyarak, projeksiyonlar geliştirmektedir. Nitekim 2020 stratejisinin bütüncül yaklaşımı içerisinde de kendisine yer bulan

70

iklim, çevre ve enerji hedefleri 2020 yılına kadar AB gündeminde üst sıralarda yer alacak durumda görünmektedir (European Commission, 2010, s. 1-37).

Sürdürülebilir büyümenin bir parçası olarak nitelendirilen, kaynakların daha verimli kullanımı kapsamında değerlendirilen iklim ve enerji hedefleri sera gazı emisyonunun 1990 yılı seviyesine göre %20 azaltılmasını, yenilenebilir enerjinin toplam enerji tüketimindeki payının % 20 artırılmasını ve birincil-nihai enerji tüketiminde enerji verimliliğinin % 20 artırılması olarak özetlenebilir. AB düzeyinde belirlenen bu hedefler üye ülkeler seviyesinde farklılaşabilmektedir (European Commission, 2010, s. 1-37).

LIFE; 1992 yılından itibaren faaliyet göstermekte olan başarılı, değişimi teşvik eden ve büyümeyi destekleyen bir programdır. Çevre ve İklim Değişikliği olmak üzere iki alt programı bulunmaktadır. Çevre Alt Programının öncelikleri; Çevre ve Kaynak Etkinliği, Doğa ve Biyolojik Çeşitlilik ve Çevresel Yönetim ve Bilgi’dir. İklim Değişikliği Alt Programının Öncelikleri ise; İklim Değişikliği Etkisinin Hafifletilmesi, İklim Değişikliğine Uyum Sağlanması ve İklim Değişikliği Yönetimi ve Bilgisi’dir. Programın 2014-2020 yılları arasındaki dönemi kapsayan toplam bütçesi; 3.618 milyar €’dur. 2.713,5 milyar € ile Çevre Alt Başlığı fonun dörtte üçüne sahiptir. İklim Değişikliği Alt Programının fon tahsisatı ise; 904,5 milyon €’dur (http://ec.europa.eu/environment/life/about).

Program aynı zamanda geniş bir bölgesel ölçekte faaliyet gösterecek ortaklaşa finanse edilen entegre projelerden oluşan yeni bir kategoriden oluşuyor. Bu projeler, çevre ve iklim politikasını uygulamayı ve bu politika hedeflerini diğer politika alanlarına daha iyi entegre etmeyi amaçlayacaktır. Yeni yönetmelik ayrıca projelerin seçimi için bir dayanağın yanı sıra uygunluk ve ödül kriterlerini de belirlemektedir. Program, üçüncü ülkelerin katılımına açıktır ve AB dışında faaliyetler sunmaktadır. Uluslararası örgütlerle iş birliği için bir çerçeve oluşturmaktadır (http://ec.europa.eu/environment/life/about/).