• Sonuç bulunamadı

SÜHA ERTEKÝN KÝMDÝR?

Belgede BÝR BENDEN NE ÇIKAR? (sayfa 34-39)

Evrenle uyumlu bir akýþ için:

SÜHA ERTEKÝN KÝMDÝR?

35

T’ai Chi, daha çok Ta-ocu felsefenin ürünü. Taocu bilgeler binlerce yýl önce, evrenin içinde insan olarak eylemi-mizle nerede durduðu-muzu sorgulamýþlar, doðayý gözlemlemiþler, doða yasalarýný anla-maya çalýþmýþlar. Ve doðanýn bir mesajý ol-duðunu görmüþler. Bu mesajýn insan yaþamý-na taþýnmasý gerektiði-ni vurgulamýþlar. T’ai Chi ruhsal yapýyý güçlendiriyor,

dinginleþtiriyor, incelti-yor. Kiþinin sezi ve al-gýlarýnýn gücünü artýrý-yor. Esneme, sadece bedende deðil, zihinde de yaþanýyor. Bu da in-sanýn çevreyle ve ken-disiyle olan iliþkisinin kalitesini deðiþtirip, yükseltiyor. T’ai Chi Ch’uan ustalarý ve uy-gulayýcýlarý tarafýndan, bir iletiþim sanatý, bað-lantýlý olarak da yaþam kalitesini geliþtirme yolu olarak kabul ediliyor.

gerekiyor deðil mi? Bize kýsaca felsefi boyutundan söz eder misiniz.

SE:T’ai Chi, Taoculuk-tan kaynaklanan felsefe-nin ürünüdür. Taoculuk, Zen Budacýlýðý, Konfiç-yüscülük Çin kültürü-nün üçlü saç ayaðýný oluþturur. Taocu bilgeler binlerce yýl önce, evre-nin içinde insan olarak eylemimizle nerede dur-duðumuzu sorgulamýþ-lar, doðayý gözlemle-miþler, doða yasalarýný anlamaya çalýþmýþlar. Ve doðanýn bir mesajý olduðunu görmüþler. Bu mesajýn insan yaþamýna taþýnmasý gerektiðini, bu olmadýkça, sýkýþmýþ – daralmýþ– mutluluðu bir türlü yakalayamayan yaþamlarýn ortaya çýka-caðýný vurgulamýþlar. Bu mesaj çok sade bir ifade ile þudur: “Davra-nýþlarýnda sabýrlý, esnek ve yumuþak ol. Çevren-le, doðayla uyumlu, akarak yaþa. Sert olan kýrýlýr. Saldýrgan yenil-meye mahkumdur.” Ta-ocu ustalar, bu yüzden suyu kendilerine örnek seçmiþlerdir. Yataðýnda sabýrla akan bir nehir, kendisinden çok daha sert olan taþý, topraðý alýr götürür. Kayalarý

oyar, kanyonlar yaratýr. Yumuþak olanýn serti yenmesidir bu. Çin’de 300 çeþit savaþ sanatý yelpazesinin yumuþak ucunda yer alan T’ai Chi, bu mesajý hareket-lerine sindirmiþtir. Yani Taoculuk, T’ai Chi’nin kaynaðý olmuþtur. Bu yüzden yalnýzca saðlýðý-mýza iyi gelen bir hare-ketler dizisi sistemi de-ðil, olgunlaþma ve bil-geleþme yoludur. Hare-ketler daima döngüsel, yumuþak, görsel açýdan da çok estetiktir.

NG:Sanýyorum, oldukça sade ama bu öðretiyle de ilgili bir sembolü var T’ai Chi’nin.

SE:Evet. Ying – Yang motifi, T’ai Chi’nin sembolüdür. Dediðim gibi Taoculuk da T’ai Chi kaynaðýdýr. Taocu-luðun tüm varoluþa yak-laþýmý T’ai Chi’de hare-kete dönüþmüþtür. Bu yüzden de T’ai Chi “ha-rekete dönüþmüþ bilge-lik öðretisidir” diyebili-riz. Taoculuk’da tüm varoluþ “bir”i, TAO’yu oluþtururken karþýtlýkla-ra bölünmüþtür. Kadýn – Erkek, Sýcak – Soðuk, Kutuplar (Kuzey-Gü-ney), Ýyi – Kötü, Iþýk –

T’ai Chi yapmanýn sayýsýz yararlarý var. Kendimden ve öðrencilerimden al-dýðým duyumlardan dolayý bu faydala-ra bizzat þahit oluyorum, birkaç nedeni þöyle sýralayabiliriz:

- Birçok egzersiz sisteminde kas gücü-ne ihtiyaç duyulur. Oysa T’ai Chi kas gücünü en alt düzeyde kullandýrýr. Yaþ-landýðýnýzda kaba kas gücüne sahip olamayýz, bu anlamda bir alternatif eg-zersiz sistemidir. Yaþlý bir kiþiyi, bir gün çok dengeli, esnek, dinamik egzersiz-lerini yaparken bir parkta görürseniz þaþýrmayýn. Temel olan, gevþemektir. Hareketler, dinamik gevþeme durumu-nu yaþatarak, rahatlamayý saðlar ve genel enerji seviyemiz yükselirken, enerjinin tüm bedenimizde dengeli da-ðýlýmýný yaratýr. Sonunda yorulmuþluk deðil, dinlenmiþlik duygusu, kendini iyi hissetme, hoþnutluk hali ortaya çýkar. Gerilimlerden ve baþka nedenlerden doðan blokajlar yavaþ yavaþ ortadan kalkar ve yaþam enerjisi (Chi) vücudu-muzda rahat akmaya baþlar. Vücut enerjisi dengesi iyileþir.

- T’ai Chi’nin, vücudun kendini

iyileþtir-me sistemlerini uyarmasý sonucu bir-çok hastalýða karþý olumlu etkisi oldu-ðu artýk bilinen bir gerçektir. Özellikle baðýþýklýk sistemimizi güçlendirir. Kan dolaþýmý bozukluklarý, yüksek tansi-yon, damar sertliði, bedensel duruþ bozukluklarý, kemik erimesi, stres, ko-ordinasyon bozukluklarý, yaþlýlarda denge sorunlarý, allerjik hastalýklar, Alzheirmer, MS gibi hastalýklara karþý olumlu etkiler, batý ülkelerinde klinik-is-tatistik çalýþmalarda kanýtlanmýþtýr. - T’ai Chi ruhsal yapýyý güçlendirir, din-ginleþtirir, inceltir. Sezi ve algýlarýmýzýn gücünü artýrýr. Esneme, sadece be-dende deðil, zihinde de yaþanýr. Bu çevremizle ve kendimizle olan iliþkimi-zin kalitesini deðiþtirir, yükseltir. Yani T’ai Chi Ch’uan için bir ‘iletiþim sanatý-dýr’ tanýmý, yapýlabilecek tanýmlardan biridir. Baðlantýlý olarak, yaþam kalite-sini geliþtirme yolu denebilir.

Özetlersek; varlýðýmýzýn ruh-beden-zi-hin-enerji dengesinin akordu iyi yapýl-mýþ bir müzik aleti gibi çalýþmasýný saðlar.

Karanlýk, karþýtlar ama bir aradadýrlar, biri tek baþýna varolamaz. Doða da böyle deðil midir? Zýtlýklar bir arada, doða yasalarýyla uyum içinde devinirler. Galiba sade-ce insan türü, bu olaða-nüstü zincir içinde artýk arsýzlýk boyutunda uyumsuzlaþýyor. Doða-nýn diðer varlýklarýna

verdiðimiz zarar bir ya-na, kendi türümüz için-de uyumu ne kadar ya-kalayabiliyoruz ki? ‹þte T’ai Chi sembolü, varo-luþtaki bölünmüþlüðün birliðini anlatýr.

NG:Kelime anlamý ola-rak T’ai Chi Ch’uan Türkçe’ye tam olarak na-sýl çevrilir?

SE:Chi, evrensel ener-jidir. T’ai Chi; en üst se-viye diye çevrilebilir. Ch’uan, yumruk anla-mýna gelir. Form içinde-ki hareketler, görünme-yen bir partner ile mü-cadeleyi andýrýr. Ama bu mücadele, derinliðine karþý tarafý sezme çaba-sýdýr. Taoculuðun bu uy-gulamasý ile doðayý,

do-T’ai Chi yapmanýn saðladýðý yararlar

37

T’ai Chi’nin hareketleri, oldukça yavaþ, kesintisiz, daima döngüsel hareketlerden oluþuyor.

ða yasalarýný bütünle ve kendimizle bir olma ça-basýný daha yoðun yaþa-rýz. Bir T’ai Chi ustasýn-dan þu sözü aktarmak, böyle bir sistemi anlatýr-ken ve uygularanlatýr-ken sahip olunmasý gerekli yakla-þýmý anlatmasý açýsýndan önemlidir. “Biz, bu sa-vunma tekniklerini baþ-kalarýný savurup atmak için (zarar vermek amaçlý) deðil, bu harika prensipleri arkadaþlarý-mýzla birlikte yaþamak, paylaþmak için

yapýyo-ruz” Tung Ying Chieh.

NG:Felsefi bir düþünce yapýsý, neden kendisini birtakým beden hareketle-riyle, özellikle bir savun-ma sanatý olarak ifade et-meyi uygun görmüþ?

SE:T’ai Chi söylence-lerinde, Zen Budacýlýðý ve Taoculuk iç içedir. Hindistan’ýn Madras Bölgesi’nden gelen Bu-dacý Keþiþ Bodhi Dhar-ma (M.S. 450 – 543) Çin’in Henan Eyale-ti’ndeki efsanevi

Sha-olin Tapýnaðý’nýn ve Zen Budacýlýðýnýn da kurucusu olarak bilinir. Bodhi Dharma yalnýzca öðretisini Çin’e taþýma-mýþ, ruh-beden bütünlü-ðü üzerine güçlü bir “yol” geleneði olan Hindistan’ýn yogasýndan etkilenerek, tapýnaktaki keþiþlerin uzun süreli meditasyon oturuþlarý sonucu oluþan rahatsýz-lýklarýna çare diye bir takým hareketler dizisi yaratmýþ. Bu hareketler

T’ai Chi ustasý Tung Ying Chieh, “Biz, bu savunma tekniklerini baþkalarýný savurup atmak için (zarar vermek amaçlý) deðil, bu harika prensipleri arkadaþlarýmýzla birlikte yaþamak, paylaþmak için yapýyoruz” diyor.

gerçekten de uzun süre oturmaktan kan dolaþý-mý, oksijen daðýlýmý ve eklem rahatsýzlýklarý çe-ken keþiþlere çok iyi gelmiþ, yýllar içinde ta-mamen benimsenmiþ. Daha sonralarý Çin ol-dukça çalkantýlý dönem-ler geçirmiþ, savaþlar-saldýrýlar olmuþ, tapýnak rahipleri bu hareketler-den yola çýkarak bir sa-vunma sistemi geliþtir-miþler.

NG:T’ai Chi’de pek çok stiller var. Siz hangi stili uyguluyorsunuz?

SE:Her usta, sanata kendince katkýlarda bu-lunmuþ ve kendi isimle-ri ile anýlan stiller orta-ya çýkmýþ. Chen, Yang, Wu, Sun ve Yang stilin-den derlenen Pekin Stili 1950’lerden sonra orta-ya çýkmýþ. Ben. Yang stilini uyguluyorum.

NG:Hareketleri öðrene-bilmek ve uygulayaöðrene-bilmek için ne kadarlýk bir süre gerekli?

SE:Aslýnda süre sýnýrý yok. T’ai Chi yaparak bu alanda gittikçe usta-laþýyor, kendinizle ve evrenle daha derin

bað-lar kurmaya çalýþýyorsu-nuz. Yaptýðýnýz iþten al-dýðýnýz haz artýyor, T’ai Chi size saðlýk kazan-dýrdýðý gibi olumlu bir deðiþime yönelik kimlik de kazandýrýyor. T’ai Chi’nin hareketleri, ol-dukça yavaþ, kesintisiz, daima döngüsel hareket-lerden oluþur. Bu hare-ketler dizisine “Form” denir. Benim uyguladý-ðým Yang stilindeki ha-reketler dizisinin tama-mýný öðrenmek aþaðý yukarý iki yýla yakýn bir zaman alýr. Ama tabii ki uyguladýkça farkýndalý-ðýnýzýn, düþünsel ve ruhsal bütünlüðünüzün ve çevrenizle olan uyu-munuzun ne kadar farklý boyutlara geldiðini gö-rerek, ömür boyu yapýl-masý gereken bir uygu-lama olduðuna karar ve-riyorsunuz.

NG:T’ai Chi yapmak için ne kadar bir alan rekiyor? T’ai Chi’nin ge-nelde toplulukla birlikte yapýldýðýný görüyoruz, tek baþýna da yapýlabiliyor mu?

SE:Küçük bir alan ye-terlidir. Sizden özel bir kýyafet, alet ya da

akse-suar istenmez. Tek baþý-na ya da bir grupla bir-likte uygulanabilir. Bü-tün bu hareketler dizisi-ni günde bir defa yap-mak en fazla 15-20 da-kikanýzý alýr.

NG: T’ai Chi’uan dersle-rine yeni baþlayanlar ça-lýþmalara kolaylýkla adapte olabiliyorlar mý? Yoksa önce bir hazýrlýk aþamasýndan mý geçiyor-lar?

SE:Öncelikle iþin özü-nü çok iyi benimseme-leri gerekiyor. Kiþinin yaþam hedefleriyle bu-luþmasý önemli. Ben ye-ni baþlayanlara birkaç ay T’ai Chi’yi anlatýyo-rum. Form dizisindeki hareketlere geçiþ süre-cindeki egzersizleri ve çalýþmalarý yaptýrýyo-rum. Eðitim süreci sis-temli bir biçimde devre-lere bölünmüþ durumda. Eðitim programý Ekim-Haziran aylarý arasýnda-ki dönemi kapsýyor. ‹kinci yýl daha üst bir seviyeye yine ayný dö-nem içerisinde devam ediliyor. Yeni baþlamak isteyenler olduðunda 8-10 kiþilik yeni sýnýflar oluþturuyoruz

39

Yalnýz darda kalýnca deýil, her zaman en iyi ve en güzel þekilde O’nu anabilmek önemlidir. Sevgimizi, sevinçlerimizi, hüznümüzü, þükrümüzü O’nunla paylaþmak, O’nunla aramýza girerek bizi O’ndan uzak tutup kendimizi suçlu hissettirecek her türlü inanç, düþünce ve fikirden zihnimizi arýndýrmak gerekmektedir. Korkularýmýzdan özgürleþmeden Yaratanýmýzý içimizde ve gönlümüzde hissetmemiz çok zordur.

aþça büyük, iki saygýdeðer ve inançlý hanýmla yüzlerce sene önce yaþamýþ büyük bir insanýn kabrini ziyarete gitmekten söz edi-yorduk.

“O ancak çaðýrýrsa gidilebilir ora-ya” dediler,

“Hayýr” dedim, “Ýnsan kendisi git-mek isterse, gidebilir”

“Bunu nasýl söylersin? Hani bir keresinde sen de çaðýrýlmýþtýn ve orada nasýl aðýrlanmýþtýn” dediler.

“Evet ama, ben gitmek istemiþ ve gitmeye karar vermiþtim. Onun gibi kiþilikler insan seçmezler. Onlarýn kapýsý herkese açýktýr.” dedim.

“O izin vermeseydi gidemezdin, bir þey bahane olurdu, bir engel çý-kardý, gitmek nasip olmazdý” dedi-ler, bunu destekleyici baþka yaþan-mýþ örnekler verdiler. Ah, nasýl gu-rur okþayýcý, kendini arýnmýþ ve ay-rýlmýþ hissettirici sýcacýk sözlerdi bunlar. Bu manevi ortamda ve ko-nuþmada durumumun giderek sivri,

fazla akýlcý, fazla nesnel, hatta duy-gu lezzetinden ve yumuþaklýktan uzak olmaya baþladýðýný hissedi-yordum ama gene de ümitsizce “Evet ama, böyle düþünmekle ku-caðýnýzdaki toplarý, sýcak patatesleri onun kucaðýna atmýþ oluyor, oraya gidememenin faturasýný ona çýkar-mýþ olmuyor musunuz?” demekten alýkoyamadým kendimi.

“Hayýr, büyüklerimiz derler ki, böyle büyük zatlar ziyaret edilirse, onlar çaðýrdý da biz öyle gittik diye düþünmek gerekir. Aksi taktirde benlik içine düþmüþ oluruz” dedi-ler. Ben ise böyle algýlamanýn ben-lik olduðunu düþünüyordum; yani çaðýrýlmak, çaðrýlmayý beklemek, o çaðrýya avdet etmek… Özleyen, bekleyen, yanan, nasip almak iste-yen çaðýrýlýp çaðýrýlmadýðýna bak-madan koþar, kapýlarda kul olur. Yeterince “Evet ama” dediðimi dü-þünerek ve onlara saygýmdan sus-tum artýk tabii. Ama bu yazýyý

yaz-Özenç Kayserilioðlu

Belgede BÝR BENDEN NE ÇIKAR? (sayfa 34-39)

Benzer Belgeler