• Sonuç bulunamadı

4. İnceleme

4.2. Bulgular

4.2.2. Aracılı Kanıtsallık İle İlgili Bulgular

4.2.2.2. Söylenti

80 (121-122b) [La rumeur, le bouche-à-oreille,] prétend que tes enfants t’auraient entendue dire

isim-K21 isim-K21 (YF)avoir-Cond-3Ş

qu’ayant vu, en rêve, ton mari mort, tu ne serais donc plus mariée. (MNR-s.107)

“Rumeur” (söylenti) ve “bouche-à-oreille” (ağızdan ağıza) sözcükleri tek başına cümle içerisinde aktarılan bilgiyi ifade etmede kullanılmıştır. Anlamsal olarak her ne kadar sözcük gibi görünse de tek başlarına -mIş işaretleyicisi olarak kabul edilmeyeceğinden her iki sözcüğü anlamsal açıdan, cümleye kattıkları anlam bakımından bu kategoride topladık.

(155a) Allah razı olsun […] o atları gör-müş-sün de Şeküre'ye haber ver-miş-sin. ( BAK-s.388) gör-GÇZ-2Ş-K21 haber ver-GÇZ-2Ş-K21

(155b) Tiens, justement, puisque [c’est toi, [paraît-il], qui as vu] la première ce papier avec les

TC-K21 gör-GÇZ-3Ş-Ø

chevaux dessinés à l’encre, quand tu es allée, de la part de Shékuré […] (MNR-s.258)

Dolaylılık değerinde işaretleyici olan 155b “paraît-il” temel cümle konumunda kullanılmıştır. “Paraitre” geçişsiz eyleminden türetilmiştir. Aracılı kanıtsallık türünde bu söz grubunun konuşanda öyle bir izlenim bıraktığı sonucuna dayanır.

4.2.2.2. Söylenti

Aktarmaların ifade edildiği aracılı kanıtsallıkta ikinci sınıflama söylenti üzerinedir.

Adından da anlaşılacağı üzere söylenti dolaylı olarak ikinci kişiden elde edilmiş bilgi aktarımlarında (duydum, okudum veya bana söylenildi), kişinin bizzat şahit olduğu durumlar dışında kullanılır.

Araştırma kapsamında bilinmeyen kişiden (K22) elde ettiğimiz Türkçe veri toplam 153 tanedir ve bunların hepsi Benim Adım Kırmızı’da bulunmaktadır. Bunların Fransızcada işaretlenen sayısı ise 24 bağlamdadır. İşaretleyici birimlerine bakacak olursak 4 biçimbirim, 4 sözcüksel ve 16 sözdizimsel belirleyici şeklindedir. İlk araştırma ürünümüz olan Vatandaş’ta ise Türkçe herhangi bir dolaylılık işaretleyicisi gözlemlenmemiştir.

4.2.2.2.1. Biçimsel İşaretleyiciler

Söylenti kapsamında elimizdeki verilere bakacak olursak, Türkçede biçimbirimle işaretlenmiş olan 153 örnekten Fransızcada sadece 4 bağlam işaretlenmiştir.

(242a) […] Frenk üstatlarının usûllerinden yararlanmanın Şeytan ayartması olduğunu söylüyor-muş.

(BAK-s.184) söyle-ŞR-K22-GÇZ-3Ş

(242b) Il [aurait dit] que l’emploi de la perspective, l’imitation des peintres d’Europe étaient autant

YF-Cond-3Ş söyle-GO

de séductions du Malin. (MNR-s.124)

81 Fransızcada söyleniyormuş anlamında kullanılan 242b “conditionnel passé” ile ifade edilmiştir. Şart kipinin kullanıldığı bu yapı geçmiş zamanda çekimlenmiştir.

(265a) Çünkü o sırada o nedimeyi resmediyor-muş. ( BAK-s.289)

resmet-ŞZ-3Ş-K22

(265b) car l’inspiration était apparue au moment où il [devait] peindre la figure de ce personnage.

(MNR- s.192) YF (gerek-) K22-GÇZ-3Ş boya-M

Bu bağlamda (265a) ise dolaylılık işaretleyicisi Fransızcada gerekmek anlamında cümleye zorunluluk anlamı katan, çıkarım anlamı da taşıyan “devoir” ile belirtilmiştir.

Geçmiş zamanda geçişli eylem olarak ifade edilen yardımcı fiil “imparfait” ile çekimlenmiştir.

4.2.2.2.2. Sözcüksel İşaretleyiciler

Söylenti kapsamında elde ettiğimiz 153 Türkçe dolaylılık işaretleyicisinden çeviri dilinde sadece 4 tanesinde sözcüksel işaretleyiciye ulaşabildik.

(226a) Ester'in anneannesinin geldiği Portekiz'de rüyalar zındıkların Şeytan'la buluşup sevişebilmesine yarar-mış. (BAK-s.163)

Yarar-GÇZ-3Ş-K22

(226b) Au Portugal, d’où est venue la grand-mère d’Esther, les hérétiques se servaient des rêves, [d’après] les catholiques, pour rejoindre le Diable et forniquer avec. (MNR-s.111)

ilgeç-K22

Fransızcada -e göre anlamına gelen ve “selon” ile aynı anlam ve kullanıma sahip olan “d’après” (226b) dolaylı kanıtsallıkta sözcüksel düzeyde kullanılmıştır.

(319a) Tanıklar varmış: Zeytin'i orada gören Hasan kırmızı kılıcını çek-miş, kafasını bir vuruşta

Çek-GÇZ-3Ş-K22

düşür-müş.(BAK-s 459)

düşür-GÇZ-3Ş-K22

(319b) [Selon] les témoins, Hassan l’avait reconnu, et, d’un seul coup de son sabre vermeil, l’avait

ilgeç-K22 YF-GÇZ-3Ş-başını kes-GO

décapité. (MNR-s.304)

“Selon” sözcüğünün alıntı aktarımında özünde de birine, birşeye göre anlamında aktarmaya dayalı, aktarılan bilginin kaynağını belirten işaretleyici olduğunu söylemiştik. Bu örnekte (319b) görüldüğü üzere Fransızca karşılığı selon ile belirtilmiştir. Ele alınan diğer iki ulamda ise yine “selon” ile işaretlenmiştir.

82

4.2.2.2.3. Sözdizimsel İşaretleyiciler

Türkçe toplam 153 dolaylı kanıtsallık işaretleyicisinin olduğu bu bölümde en çok Fransızca dolaylılık işaretleyicisinin olduğunu söyleyebiliriz. Toplamda 16 farklı sözdizimsel işaretleyici bulunmaktadır.

(171a) Daha da azıtıp ağzından salyalar saçarak bu Husret Hoca, ey müminler, kahve içmek haramdır, demekte-ymiş. (BAK-s.19)

de-ŞZ-K22-3Ş

(171b) Husret Hodja aurait alors, [paraît-il], perdu toute contenance, et vous, Croyants, devez savoir

YF(avoir)-Cond- 3Ş- K22 TC-K22 kaybet-GO

ce qu’il a osé dire, la bave au bord des badigoinces: […] (MNR-s.13)

YF-cesaret et-GÇZ-3Ş-söyle

Dolaylı kanıtsallığın bulunduğu 171a gibi görünmek anlamına gelen “paraître”

fiilinden esas alınarak ara söz(phrase incise) olan “paraît-il” yapısı kullanılmıştır. Fransızca dolaylılık değerinde bir işaretleyici olan bu şekil “semble-t-il”, “dit-on” gibi ara cümle görevi gören, konuşmacının kendi duygu ve düşüncelerini kattığı monolojik bir kullanıma sahiptir.

Cümledeki asıl çekimli fiil ise birleşik fiillerde olduğu gibi yardımcı fiiller (avoir veya être) ile Fransızcada şart kipinin geçmiş zaman hikâyesi (conditionnel passé) haliyle çekilmiş, fiilin ise “participe passé” şekli getirilmiştir. Kanıtsallık kapsamında bu yapıda çekilen şimdiki ve geçmiş zaman yapıları kanıtsallık işaretleyicileri olarak belirtilmiştir.

(180a) Şah Abbas'ın, Tebriz'de barış antlaşması sırasında Padişahımıza hediye verdiği kitabın şimdiden parçalanıp sayfalarının başka bir kitap için kullanılmaya başlandığını işit-miş. (BAK-s.32)

işit-GÇZ-3Ş-K22

(180b) [Il a entendu dire que] le livre offert à notre Souverain par Shah Abbas à l’occasion du traité

TC-K22

de paix aurait été dépecé, ---(MNR-s.22) YF(avoir)-Cond-3Ş-YF(être)-GO-tekrar düşün-GO

İşitmek, duymak anlamına gelen “entendre” fiilinden oluşan temel cümle “il a entendu dire que” Türkçe cümlede yer alan “işit-miş” dolaylı kanıtsallık türüne karşılık söylenmiştir. Sözcüksel anlamda söylendiğini işitmek, duymak anlamına gelmektedir.

Fransızcada kullanılan bu tür temel cümleler “que” adılından sonra çekimli fiili olan asıl cümle ifade edilir.

(188-189a) Evlendim, aslan gibi iki çocuğum var: Bir tanesi Orhan, demin içeri girmiş de gör-müş-

gir-GÇZ-3Ş-K22 gör-GÇZ-2Ş-K22

sün. (BAK-s.47).

(188-189b) Je me suis mariée, et j’ai deux fils, forts comme des lions. L’un s’appelle Orhan, [il semble que] vous vous soyez rencontrés, tout à l’heure. (MNR-s.31)

TC-K22 YF(être)-subj-2ÇŞ-buluş-GO

83 Yukarıdaki örnekte (188-189a) “paraît-il” ile aynı anlam ve göreve sahip olan Fransızcada gibi görünüyor, sanki öyle anlamına gelen “sembler” fiilinden oluşmuş temel cümle “il semble que” kullanılmıştır. Dolaylılık kategorisinde sözdizimsel işaretleyici olarak kabul edilen bu söz grubu diğer taraftan yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu durumda fiilin öznellik (subjonctif) kipinde çekimnlendiği görülmektedir.

(221a) "O resimlere bir bakan hemen kör oluyor- muş." (BAK-s.152)

ol-ŞR-GÇZ-3Ş-K22

(221b) [Il paraît que] ça rend aveugle de les regarder... » (MNR-s.103) TC-K22 et-ŞZ-3Ş-ø

“Paraitre” fiilinin yan cümle görevinde kullandıldığı bir başka yapı ise yukarıdaki örnekte görüldüğü üzere “il paraît que” şeklinde kullanılmıştır. Bu yapı sözdizimsel kategoride temel cümle görevinde yer almaktadır.

(234a) Üstü örtülü bir şekilde dinimize küfrettiğimiz söyleniyor-muş. (BAK-s.181)

söylen-ŞZ-3Ş-K22

(234b) [On dit que,] de façon voilée, nous blasphémons la religion; […] (MNR-s.123) TC-K22 küfret-ŞZ-4Ş- ø

Söylemek anlamına gelen “dire” (234a) eylemi, temel cümle görevinde olup, “on dit que” şeklinde aktarılan bilginin aracılı kanıtsallık türünde olduğunu işaret etmektedir.

(236a) "Ama nereden duy-muş-larsa duymuşlar, bir son resim var, diyorlar-mış, (BAK, s.182)

de-ŞR-3ÇŞ-GÇZ-K22

(236b) Mais n’empêche, quoi qu’il en soit, peu importe [ce qu’ils ont entendu dire,] ils répètent

TC-K22 tekrarla-ŞZ-6Ş-ø

partout qu’il y a une dernière image, […] (MNR, s.123)

Başka bir örnek olan 236a yine “entendre” (duymak) “dire” (söylemek) “entendre dire” fiilinden oluşmuş temel cümle görevindedir ve geçmiş zaman (passé composé) ile kullanılmıştır. Bilginin aktarıldığı dolaylı kanıtsallık türünde aracılı kanıtsallık söylenti kategorisinde yer alır. Beraberinde şimdiki zamanın rivayeti şeklinde kullanılan “ils répètent partout que” Fransızcada yine bir yan cümle ile ifade edilmiştir.

(242a) Perspektif ilmiyle resim yapmanın, Frenk üstatlarının usûllerinden yararlanmanın Şeytan ayartması olduğunu söylüyor-muş. (BAK, s.184)

söyle-ŞZ-3Ş-K22

(242b) [Il aurait dit que] l’emploi de la perspective, l’imitation des peintres d’Europe étaient autant YF(avoir)-Cond-3Ş-TC-K22-söyle-PP

de Séductions du Malin. (MNR, s.124)

84 242a numaralı cümlede dolaylı kanıtsallık sözdizimsel olarak işaretlenmiş olup

“dire”(söylemek) fiilinden türetilmiştir. Geçmiş zaman şart kipi (conditionnel passé) ile çekimlenen fiil bir temel cümle olarak karşımıza çıkar.

(243a) […] gerçek izlenimi uyandıracak bir şekilde öyle bir resmediyor-muş-uz ki, yaptığımız şeyi

resmet-ŞZ-4Ş-K22

görenlerin içinden, tıpkı kiliselerde olduğu gibi resme secde etmek gelecek-miş. ((BAK-s.184)

gel-GZ-3Ş-K22

(243b) Nous aurions, dans le dernier dessin, représenté le visage d’un mortel selon les règles de YF(avoir)-Cond-4Ş sun-GO

l’Occident, c’est-à-dire [en donnant l’impression,] non d’une image, mais de la réalité de sorte que

BF-K22

cette œuvre incite ceux qui la contemplent à se prosterner devant elle, comme dans une église. (MNR-

teşvik et-ŞZ-3Ş s.124)

Farklı bir kullanım ama aynı anlama gelen sözdizimsel ifade (243b) “donner l’impression” gibi görünmek anlamına gelir. “Donner” tek başına vermek “l’impression” ise etki, izlenim anlamlarına gelmektedir. İzlenimiyle anlamına gelen “en donnant l’impression”

Fransızcada “gérondif” (zarf-fiil) yapısıyla ifade edilmiştir. Türkçe ifadenin karşılığı Fransızcada zarf-fiil ile tamlayıcı dolaylılık işaretleyicisi yerine geçmektedir.

(292a) Bu vaizden ve kalabalığından korkan aramızdan bazı nakkaşlar, Frenk usullerince nakşetmenin benim işim olduğunu söylüyorlar-mış, işittim.(BAK, s.329)

Söyle-ŞR-3ÇŞ-GÇZ-K22

(292b) Or, [j’ai entendu dire que,] parmi vous, certains des peintres qui s’effraient de ces

TC-K22

imprécations m’attribuaient également la nouvelle peinture « à la franque ». (MNR, s.220)

ver-GÇZ-6Ş-Ø

Aynı ifade biçimi olan “entendre dire” fiili burada da “söylenildiğini duymak”

anlamında temel cümle görevinde geçmiş zaman çekimiyle kullanılmıştır. Sözdizimsel kategoride Fransızcada dolaylılık işaretleyicisi yapısına sahiptir.

(298a) Meddah Efendi, sen her şeyin taklidini yapabilirsin, ama kadın olamazsın! diyorlar-mış.(

BAK-s 398) de-ŞR-3ÇZ-GÇZ-K22

(298b) [J’en entends qui] me mettent au défi : « Monsieur le satiriste, tu peux tout contrefaire, mais

[AD. duy-ŞZ-1Ş-İAD] K22

tu ne peux pas faire... la Femme. » (MNR-s.265)

Son olarak “entendre” (duymak) fiilinden türeyen sözdizimsel yapıda başka bir kanıtsallık işaretleyicisi kullanılmıştır. Sözdizimsel yapıda “entendre” fiili ile beraber temel cümle görevinde kullanılmıştır.

85 Dolaylılığın işaretlenmesinde “on dit que”, “dit-on”, “semble-t-il”, “il parait que”,

“on dit aussi que” ve “parait-il” gibi sözdizimsel ögeler olan temel cümlelere sıklıkla yer verilmiştir.