• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: İSLÂM FETHİNE KADAR AZERBAYCAN

1.3. Sâsânîler

M.S. 226’da İran’da Fars asıllı Sâsânîler sülalesi hâkimiyet kurdular. Onlar, kendilerini “Şâhenşâh” diye adlandırırlardı. Eyalet yöneticileri ise “Merzubân” diye adlandırılırdı. Roma İmparatorluğunun zayıflaması ile Sâsânîler bölgede güçlerini arttırarak büyük topraklar ele geçirdiler.97 Sâsânîler daha sonra Zerdüşt dinini benimsediler ve imparatorluk içinde yaymaya çalıştılar.98

Güneyde Sâsânî devleti meydana geldiği zaman kuzeyde Albaniya devleti mevcudiyetini kaybetmedi. Genel olarak onlar Sâsânîler’e tabi olsalar da zaman zaman bağımsız siyaset yürüttüler.99 Bölgede Sâsânîler ve Roma İmparatorluğu daha fazla toprak elde etmek için savaşıyorlardı. Albanlar, Roma ile savaşlarda Sâsânîler’in yanında yer alıyorlardı. Sâsânîler için Azerbaycan’ın kuzeyi büyük önem arz ediyordu. Onlar kuzey kabilelerinin baskınlarından korunmak için Derbend geçidini tutmaya çalışıyorlardı. Sâsânîler IV. asırda Derbend’e büyük ve sağlam bir kale inşa ettiler.

95 Azerbaycan Bilimler Akademisi Tarih Enstitüsü, Azerbaycan Tarihi, 2: 60-61.

96 Eliyarlı, Azerbaycan Tarihi, 116-117.

97 Eliyarlı, Azerbaycan Tarihi, 117.

98 Zerdüşt’ün yaşadığı tarihler kesin olarak bilinmemekle beraber onun M. Ö. XVI. ve XVII. yüzyılları arasındaki bir sürede yaşadığı belirtilmekte, yaşadığı yer hakkında ise Doğu İran’ın farklı bölgeleri gösterilmektedir. Zerdüştlük, kurucusu Zerdüşt’ün adı ile anılmaktadır. Kur’an-ı Kerim’de ise Mecûs olarak geçer. Zerdüştlükteki tanrıya Ahura-Mazda denir. (Ali Erbaş, “Zerdüştilik’te Din Anlayışı”, Dinler Tarihi Araştırmaları, 2 (20-21 Kasım, 1998): 269-270) Rivayete göre İran, Turanlılar tarafından istila edilince halk sefil duruma düştü. Açlık ve sefalet insanları yoldan çıkardı ve toplumda değerler kayboldu. Zerdüşt insanları bu durumdan çıkarmak için Sabalan dağına çıkarak bilgiyi bulana kadar orada kalacağını söyledi. O, burada uzun zaman kaldıktan sonra tanrı Ormuzd’un yanına çağrıldı ve onun yanında ona mukaddes kitap Avesta verildi. Avesta, Zerdüştlüğün mukaddes kitabı sayılıyordu. Kitap Zerdüşt ile tanrı Ormuzd arasında geçen diyaloglardan ibaretti. Zerdüşt daha sonra Avesta’nın öğretilerini insanlara tebliğ etmeye başladı. Zerdüşt’ün kızı, İran kralının veziri ile evlenince onun öğretileri de devletin dini haline geldi. Detaylı bilgi için bk. Haluk Hacaloğlu, Zerdüşt (İstanbul: Ruh ve Madde Yayınları, 1995), 15, 17, 24, 27, 33.

21

Ayrıca onlar, güçlerini bölgeye yaymak için İran dilli toplulukları da buraya yerleştirdiler.100

III. asırdan sonra Atropatena devleti Sâsânîler devletinin terkibine katıldı. Bölgenin en önemli merkezlerinden birisi Sâsânîler’in büyük mabetlerinin bulunduğu yer olan Azerabad’dı (Tebriz). Sâsânîler’in hem askerî üssü hem de Şâhenşâh sarayı burada bulunuyordu. Bölgede Tebriz şehrinden başka önemli şehirler de mevcuttu. Merâga, Cabravan ve Nerîz şehirleri de zamanın önemli şehirleri arasında sayılmaktadır.101 Arap kaynaklarında Urmiye şehrinden de bahsedilmektedir. Kaynaklarda burası “Zerdüştün şehri” şeklinde geçmektedir.102

İslam coğrafyacısı İbnü’l-Fakîh (Hemedânî) Kitâbü’l-büldân isimli eserinde Berkerî, Selmâs, Mugân, Hoy, Varsân, Beylakân, Merâga, Nerîz, Tebriz, Berde, Hunec, Meyânic, Merend, Gülsere, Urmiye, Cîlân, Tarm, Berzend, Gence, Cebrevân ve Bezz şehirlerinin ismini saymakta ve bu şehirlerin hepsinin Azerbaycan şehirleri olduğunu söylemektedir.103

Sâsânîler devrinde Azerbaycan bölgesine Oğuz kabilelerinin göçleri de görülür. Bizans, Sâsânî ve Albaniya, Oğuz Türklerini, savaşta onlara destek vermeleri amacı ile kendi saflarına çekmeye çalışıyorlardı. V. asrın sonlarına gelindiğinde bölgeye Hun kavimleri akın etmeye başladılar.104

Hunlar M.Ö. 1000 yılları başlarında Orta Asya’da en eski Türk devleti olarak ortaya çıktı. Onlar, Moğol çöllerinden Altay dağlarına kadar uzanan geniş topraklarında yaşıyorlardı. Hunlar güçlendikçe Çin’e hücumlar gerçekleştiriyor, topraklarını genişletmeye çalışıyorlardı. Onlar M.Ö. III. yüzyılda Orta Asya’da en büyük güç haline geldiler.105 Daha sonra Hazar denizinin kuzeyinden bölgeye doğru Hunlar’ın yeni akınları başladı. Hunlar VII. asra kadar Albaniya’yı hâkimiyetleri altında tuttular.106

100 Eliyarlı, Azerbaycan Tarihi, 118-119.

101 Azerbaycan Bilimler Akademisi Tarih Enstitüsü, Azerbaycan Tarihi, 2: 20.

102 Ebû Bekr Ahmed b. Muhammed b. İshak el-Hemedani İbnü’l-Fakih, Kitâbü’l-Büldân, thk. Yusuf Hadi (Beyrut: Âlemü’l-Kütüb, 1996/1416), 582; Azerbaycan Bilimler Akademisi Tarih Enstitüsü, Azerbaycan Tarihi, 2: 20.

103 İbnü’l-Fakih, Kitâbü’l-Büldân, 582.

104 Azerbaycan Bilimler Akademisi Tarih Enstitüsü, Azerbaycan Tarihi, 2: 25-26.

105 Faris Çerçi, “Hunlar’da Sosyal, Siyâsî Hayat ve Devlet-Halk İlişkileri”, Erzincan Eğitim Fakültesi Dergisi 5/1 (2003): 60-61.

22

V. yüzyılda Hazarlar, Çinliler’in yaşadıkları topraklardan batıya doğru gelmeye başladılar ve Ural nehrini geçerek Ukrayna’ya kadar geldiler. Hazar kelimesi “geçen adam” manasında kullanılıyordu. Hazarlar Kafkasya topraklarına yerleştiler. VII. yüzyılda Hazarlar güneyde Karadeniz, Hazar denizi ve Kafkasya’nın büyük bölümü, doğuda Azak denizi ve Kazak bozkırlarına sahiptiler.107 552’de Albaniya devleti, kuzey sınırları boyunca Hazar Hanlığının istilası ile karşı karşıya kaldı. Albaniya devleti başkenti Çola şehrinden alarak Berde şehrine taşıdı. Hazarların akınları VII. asra kadar davam etti.108

Hazarlar’ın akınları bir yana diğer yandan da Sâsânîler, Albaniya’nın topraklarını işgal ederek orada kendi yönetimlerini tesis etmeye çalışıyorlardı. İşgal ettikleri yerlere merzubânlar tayin ediyor, idarî, savaş ve mahkeme sistemini kendi ellerinde bulunduruyor, vergileri kendi adamları vasıtasıyla toplatıyor ve merzubânlara, Zerdüşt inancının bölgede yayılması için destek veriyorlardı.109

Albaniya devletini I. asırdan VI. asra kadar Arsaklılar sülalesi yönetti. Onların hâkimiyetlerine ise Sâsânîler son verdi. Sâsânîler, Albaniya devletini Roma ile yaptıkları savaşta kendilerine yardım etmelerine mecbur ediyordu. Bunun da etkisiyle Albaniya devletinde Sâsânîler’e karşı isyanlar çıkmaya başladı. Albaniya yöneticisi II. Vaçe’nin hâkimiyeti yıllarında onun başkanlığı altında Sâsânîler’e karşı isyanlar daha da büyüdü. Sâsânîler bölgede Hıristiyanları yok etmeye çalışıyorlardı. 450’de Albaniya ile Sâsânîler arasında Halhal denen yerde büyük bir savaş meydana geldi ve Albaniya bu savaşta Sâsânîler’i mağlubiyete uğrattı. Albaniyalılar, Sâsânîler’in aldıkları kaleleri yeniden ellerine geçirmeye ve onları ülkeden kovmaya başladılar. Çıkan bu isyan 463 senesinde Sâsânîler tarafından güçlükle bastırıldı.110

487 senesinde Albaniya’da Mu’mîn lakaplı II. Vaçakan hâkimiyet sağladı. II. Vaçakan da Arsaklılar sülalesine mensuptu. Onun devrinde Albaniya devleti medeni ve dini bakımdan yükseliş yıllarını yaşadı. O, Hıristiyanlığı ülkede yaymakla meşguldü. Ülkenin baştan-başa Hıristiyan olması için elinden geleni yapıyordu. Bağımsız bir Albaniya Kilisesi kurarak ülkede dindar ve sivil kesimin beraber olarak yaşayacakları bir ülke kurmaya çalıştı. Sâsânîler VI. asırda güçlenerek bölgede bağımsız

107 Jacques Piatigorsky- Jacques Sapir, Hazar İmparatorluğu, trc. Hande Güreli (İstanbul: Bilge Kültür Sanat, 2007), 8-10.

108 Eliyarlı, Azerbaycan Tarihi, 126.

109 Eliyarlı, Azerbaycan Tarihi, 125.

23

hükümranlıklara son vererek onları merkezi İran yönetimine tabi kıldı. 510 yılında da Albaniya devletinde hâkimiyette olan Arsaklılar sülalesini ortadan kaldırdı.111

V. asırda bölgede Mezdekîler hareketi ortaya çıktı. Hareket, öncüsü Mezdek’e nisbetle bu isimle anılıyordu. Bu grubun maksadı Sâsâni zulmüne karşı halkı korumak ve onları bu zulümden kurtarmaktı. Daha çok Mânî’nin ilkelerinden yola çıkan hareket Sâsânîler devrinde büyüyerek onları tehdit etmeye başladı. Bir süre sonra hareketin lideri yakalanarak hapse atıldı ve orada öldürüldü.112

Arsakiler’den sonra Mehrânîler sülalesi Albaniya devletinde yöneticilik yapmaya başladı. Onların Sâsânî kökenli oldukları varsayılmaktadır. Mehranîler sülalesinin en önde gelen yöneticisi Cavanşir isimli bir hükümdardı. Cavanşir, babası hayattayken Sâsânî-Albaniya ordu birliğinin komutanlığına atandı ve 7 sene Müslümanlara karşı Sâsânîler safında savaştı.113

Müslümanların Azerbaycan bölgesine gelişleri sırasında Azerbaycan coğrafyasında durum pek iç açıcı değildi. Ülke Sâsânî, Bizans ve Hazarlar’ın bölgede gücü ele geçirmeye çalışmaları amacıyla vuku bulan savaşlar nedeniyle oldukça sıkıntılı bir durumdaydı. Yaşanan bu savaşlar nedeniyle halk sefalet içerisinde yaşamını sürdürmeye çalışıyordu. I/VII. asrın başlarında Hazarların kuzeyden hücumları Sâsânîler tarafından önlenemedi ve Hazarlar ülkeyi işgal ederek Sâsânîler’i ağır mağlubiyete uğrattılar. Zaten sefalet içesirinde olan halkı bir de onlar talan ettiler. Dolayısıyla Müslümanların Azerbaycan’a gelişleri sürecinde Sâsânîler onlara karşı koyabilecek durumda değillerdi.114 Bu dönemde bölge daha çok coğrafi şartlara bağlı yerel hanedanlar tarafından yönetiliyordu. Şirvan’da Şirvanşahlar, Arran ve Şeki’de Albaniya devletinin Mehranîler sülalesi, Aras nehrinin güneyinde ise

Azerbaycanşahlar, Mugân bölgesinde Alanşahlar vs. hüküm sürüyorlardı. Etnik bakımdan halk tabakalarının büyük çoğunluğunu Türk kökenli gruplar oluşturuyordu. Nitekim Hazar, Hun ve Sabir Türklerinin bölgeye yerleşmesi ile nüfusun Türkleşmesi süreci başlamıştı.115

111 Azerbaycan Bilimler Akademisi Tarih Enstitüsü, Azerbaycan Tarihi, 2: 58-59.

112 Eliyarlı, Azerbaycan Tarihi, 123.

113 Mehmetov, Azerbaycan Tarihi, 128-129.

114 Eliyarlı, Azerbaycan Tarihi, 130.

24

BÖLÜM 2: İSLÂMÎ FETİH SONRASI AZERBAYCAN VE