• Sonuç bulunamadı

A. Allah’u Teâla’nın İsimleri ve Sıfatları

4. Ruyetullah

Allah’ın ahirette görüleceği Kur’an, sünnet ve icma ile sabittir. Kur’an’daki delili şu ayettir: “O gün birtakım yüzler aydındır. Rablerine bakarlar”.314 Sünnetten delili şu hadistir: “Cüreyr b. Abdullah’tan şöyle rivayet olunmuştur: “Hz. Peygamberle ayın on dördüncü gecesi oturuyorduk. Hz. Peygamber: “Gökteki şu ayı nasıl görüyorsanız Rabbinizi de böyle açıkça göreceksiniz.” Dedi.315 Bu söylenenlerin icma ile sabit olduğunu birçok âlim rivayet etmiştir. Bunlardan biri de “Şerhu Usuli İtikadı

Ehlisünnet” kitabının müellifidir.316 Birçok sahabe, tabiin ve fukahadan da icma ile rivayet edilmiştir. İmam Mâlik de bunlardandır. O, Allah’ın kıyamet günü gözle görüleceğini sahih bir şekilde rivayet etmiştir. Eşbeh’den şöyle rivayet edilmiştir: “Mâlik’e bir adam geldi :‘‘Ya Ebâ Abdullah müminler kıyamet günü Rablerini görecek mi? diye sordu. Bu soru üzerine İmam Malik: “Müminler kıyamet günü Rablerini görmeyecek olsaydı kâfirler O’nu görmekten mahrum bırakılmazdı.’’ dedi ve şu ayeti okudu: “Hayır, şüphesiz onlar, kıyamet günü Rablerini görmekten mahrum bırakılacaklardır.”317

İbni Vehb şunları söylemiştir: “Mâlik b. Enes’in şöyle dediğini duydum: “Nazirler kıyamet günü gözleriyle Allah azze ve celleyi göreceklerdir.”318 İmam Mâlik’ten gelen rivayetlerin sahihliği ulema tarafından kabul edilmiştir. Buradan anlaşılacağı üzere İmam Malik’e göre Mü’minler Allah’ı apaçık göreceklerdir. Ancak bu rivayetlerde İmam Mâlik keyfiyet belirtmemiştir. Darekutni, bunu Mâlik, Evzai, Sufyan, Leys ve İbni Sa’d’dan rivayet etmiş bu hadisler hakkında keyfiyetin olmadığını söylemiştir.”319

Mâlikiler de bu konuda ona tabi olmuştur ve Ebu Zeyd el-Kırvani “Cami’” kitabında şunları söylemiştir: “Ümmetin sünnet ve dini işlerde icmasının hilafı bidat ve

delalettir. Evliyaullah, Allah’ı gözleriyle apaçık göreceklerdir. Nitekim Allah bunu

314 Kıyame 75/22-23

315 Sahihi Buhari, kitabu tefsir, babu kavlihi ح ت ع دع) هل َُد َق َت حَ ْد ِهل حشودعىعط َُد َق َقدحِّب َر حاد ََْحب ْحِّ دَس َت ،93 /05 : رودس

مقر 1504 ، 756 ، 755

316 Ebu Kasım Hibetullah b. hasan (418) Şerhu Usuli İtikad Ehlisünne, 2. Baskı 1411, 452/3- 317 Lalekai, Şerhu Usulu İtikadi Ehlisünne 518/3, Mutaffifin 83/15.

318 Acuri Mâlikin hadisinin sahih olduğunu söylemiştir, Ebu muhammed b. El-hüseyn el-Acuri (360),

el-Şeria, Müessetu Kurtuba, 1. Baskı 1417-1996; el-Lalekai, Şerhu Usul ul-itikad, 3/555.

kitabında ve nebisinin diliyle bildirmiştir.”320 Aynı şekilde Esed b. Furat’ın, ru’ye olayını inkâr edenlere karşı tavrı serttir. “Riyazun-Nufus” müellifi Esed’in menakıbını zikrederken şunları söylemiştir: “Esed ahirette Allah’ın görülme hadisini anlatırken Süleyman Iraki mescidin sonundaydı. Bunu inkâr ettiğini duydu ve onun yanına gitti. Ayakkabısıyla ona kan akana kadar şiddetli bir şekilde vurdu.”321 Muhammed b. Abdullah şöyle demiştir: “Müminlerin ahirette Allah Teâlâ’yı

görecekleri, kâfir ve müşriklerin ise görmeyecekleri Ehlisünnetin görüşüdür.”322

Mâliki Eş ’arilerden Bakillani şu sözleriyle Allah’ın görülmesine akli delil getirmiştir: “Bunun hücceti Allah’ın var olmasıdır. Bir şey var olduğu zaman

görülür.” Naslardan da şöyle delil getirmiştir: “Bunun Kur’an’dan delili nedir?’’ diye sorulursa şu ayet söylenir : “Rabbim! Bana (kendini) göster, sana bakayım.”

dedi.323 Lügat ile de şu ayeti delil göstermiştir: : “O gün birtakım yüzler aydındır. Rablerine bakarlar.’’324 Burada “nazar” Arap kelamında yüz iledir. Vech bir kabile ve aşireti belirtmemiştir. Ayrıca harfi cer ile de müteaddi olmuştur. İki meful de almamıştır. Buradaki maksat gözle bakmaktır. Başka ihtimal yoktur.325

Kadı Abdulvehhab şöyle demiştir: “Ru’ye meselesi bunu inkâr eden Mutezile ve

Bidatçiler çıkmadan önceki selefi ümmetin mezhebidir. Şöyle demiştir: “Ahirette Allah’ın görüleceğine delil aklın mecali olmayan sem’dir. Bu kitap ve mütevatir sünnetin delilleridir.”326 İbni Hacip şöyle demiştir: “O’nun görülmesi sahih ve

vakidir.”327

Eş’ariler ise Mutezile gibi görülemeyeceğini söyledikten sonra bundan dönmüşler ve Ehlisünnet ’in görüşüne tabi olmuşlardır. Onların nakli olduğu gibi akli olan Kur’an ve sünnet delillerini getirmişlerdir. Şöyle demiştir: “Gece dolunayın görülmesi gibi

kıyamette müminler Allah’ı göreceklerdir. Nitekim bu hususta Resulullah’tan

320 Ebu Zeyd el-Kırvani,, cami’, 109

321 el-Maliki, Ebu Bekir, Riyadun-Nufus, 264-265/1 322 Ebu Zemeneyn, Usulu Sünne 120

323 Bakillanı Temhid, 266, Araf 143

324 Kıyame 75/22-23 325 Bakillanı Temhid, 267

326 Kadı Abdulvehhab, Şerhu Akideti Kırvani, 90-92 327 el-Kumi, Tahrirul-Metalib 166

rivayetler vardır.”328 İmam Mâlik’in delilleriyle delil getirmiş ve kâfirlerin cezasının O’nu görmemek olduğunu söylemiştir. Nitekim ayeti kerimede şöyle buyrulmuştur: ‘‘Hayır onlar o gün Allah’ı görmeyeceklerdir.’’329 Müminler ise bunların tersine göreceklerdir. Allah’ın kıyamette Müminler tarafından görüleceği ve bunun ayetlerle ispat edildiği üzere icma olduğunu da söylemiştir. Bunun manasını da Hz. Peygamber açıklamıştır.”330

Bu mesele Eş’arilerin de uyduğu bir meseledir. Onlardan biri olan Cüveyni “İrşad” kitabında331 Bakillani’nin zikrettiği delilleri zikretmiştir. Dolayısıyla “rü’yet” meselesi Mâliki, Eş’ari ve diğer Ehlisünnet arasında sabit bir emirdir. Ancak Eş’arileri burada reddetme ve akli ve nakli delillerle ispatına gitmişlerdir. Mâlik ise bu meseleyi kısa kesmiş çok hadis getirmemiştir. Burada değinilmesi gereken bir mesele de Eş’arilerin rü’yet meselesini ispat etmiş olmaları ve başkalarının delillerini kabul etmeleridir. Peki, onlara göre rü’yetin keyfiyeti nasıldı?

Her mevcut görülür. Bu akli bir delildir. Eş’arilere göre görme bir yön ya da mahalle taalluk etmez. Gazali’ye göre, rü’yetin hakikati yoktur. Bu bir idrak türüdür. Tahayyül edilene göre tam ve fazla keşiftir.332 Bu, Kadı İyaz’ın İbni Nafi ve Eşbeh’ten rivayet ettiği İmam Mâlik’in şu sözüne muhaliftir: “Malik’e Allah’ı görecekler mi sorusu üzerine şöyle demiştir: ‘‘Evet bu iki gözlerle görecekler. demiştir.”333 Bu sözüyle “iki göz” diye mahal kastedilmesinin yasak olduğunu söyleyen Gazali’nin aksini söylemiştir.334 Bu yüzden rü’yet meselesini nefyedenler tarafından şöyle reddedilmişlerdir: ‘‘Siz hakikatte rü’yetin olmamasında bize tabisiniz. Ancak Haşeviyyeler’e335 göre meşhur olduğundan ispatını izhar ediyorsunuz.”336

328 Eş’ari, İbane 9-10

329 Mutaffifin 83/15

330 Eş’ari, Risale ila Ehli Sağr, 237-238 331 Cüveyni, İrşad, 181-184

332Gazali, el-İktisad, 136

333 Kadı İyaz Tertibul-Medarik, 42/2 334 el-Gazali, el-iktisad, 135

335Haşevi: Ehli sSnnetten Allah’ın (c.c.) sıfatları hakkındaki hadisleri ispat edenlerin lakabıdır. Haşevi

diye isimlendirlmelerinin sebebi, Hasan Basri’nin halkasında oturup onu inkar etmeleri üzerine onları “haşv” yani halkanın bi köşesine gönderiyordu, bknz. Mu’cem elfezi el-Akida 142; İbni Kaiyyem el- Cevziyye, el-Kafiye el-Şefiye 131.