• Sonuç bulunamadı

3.1. Standart Yaklaşımda Kredi Riski Azaltım Teknikleri

Bankalar, maruz kaldıkları kredi risklerini azaltmak için çeşitli teknikler uygulamaktadır. Örneğin, kredi riskleri tamamen veya kısmen nakit veya menkul kıymetlerden oluşan birinci öncelikli teminatlarla güvence altına alınabilir ya da kredi riski üçüncü bir şahsın kefaletiyle teminat altına alınabilir ya da banka çeşitli şekillerdeki kredi risklerini dengelemek için kredi türevi satın alabilir. Ayrıca, bankalar kredilerin aynı borçlunun mevduatıyla mahsup edilmesini de kabul edebilir (BDDK, 2004: 44).

Standart yaklaşımda kredi riskini azaltmak amacıyla kullanılması öngörülen iki farklı yöntem bulunmaktadır: Basit ve kapsamlı yöntemler.

Basit yöntemde, maruz kalınan riskler teminatlı ve teminatsız olarak iki kısma ayrılmakta, riskin teminatsız kısmı için borçlunun risk ağırlığı dikkate alınmakta iken, teminatlı kısmı için teminatın risk ağırlığı göz önünde bulundurulmaktadır. Buradaki en önemli ilke, teminatın risk ağırlığının hesaplamada kullanılabilmesi için borçlunun risk ağırlığından daha düşük olması gerektiğidir.

Kredi riskinin azaltılması amacıyla basit yöntem kullanan bankalar, ancak aşağıda belirtilen finansal araçları teminat olarak dikkate alabileceklerdir (Yalkın, 2007: 58).

Nakit,

Kredi değerlendirme şirketleri tarafından kabul edilen borçlanma senetleri, Devlet ya da kamu nitelikli alacaklar için belirlenen risk ağırlığına tabi kamu kuruluşları tarafından çıkarılmış "BB-" ve üstü dereceye sahip menkul kıymetler,

Bankalar, menkul kıymet şirketleri ya da şirketler tarafından çıkarılmış "BBB" ve üstü dereceye sahip menkul kıymetler,

Kısa vadeli borçlanma enstrümanları içinde en azından "A-3/P-3"4 dereceye sahip olanlar.

Bilinen bir derecelendirme kuruluşu tarafından derecelendirilmemiş borçlanma senetleri,

Belirli bir ana endekse kote hisse senetleri, Altın,

Transfer edilebilir menkul kıymetlere yapılan kolektif yatırımlara verilen garantiler ile yatırım fonları,

Birim fiyatı günlük olarak açıkça kote edilenler.

Kapsamlı yöntemde, borçlu riskleri ve karşılığında alınan teminatların değerinde zaman içinde değişmeler olacağı varsayımıyla, karşı tarafın riski belli kesintiler aracılığıyla artırılmakta, teminat tutarları ise azaltılmaktadır. Artırılan risk ile azaltılmış teminat tutarı arasındaki fark, karşı tarafın risk ağırlığı ile çarpılmaktadır. Bu yöntemde, risk ile teminatın farklı para cinslerinden olması halinde, döviz cinslerindeki volatiliteyi de yansıtabilmek amacıyla farklı bir kesinti oranı uygulanmaktadır. Kapsamlı yaklaşımda, basit yaklaşımda kabul edilen teminat türlerine ek olarak aşağıdaki teminat türleri de geçerli olmaktadır.

• Belirli bir ana endekse kote olmayan, ancak tanınmış bir piyasada işlem gören hisse senetleri,

• Bir önceki maddede bahsedilen hisse senetlerine yatırım yapan kolektif yatırımlar ile yatırım fonları.

Basitleştirilmiş standart yaklaşım ile kredi risklerini ölçen bankaların, teminatlar için sadece basit yöntem kullanmalarına izin verilmektedir.

Kredi riskini azaltmak amacıyla kullanılan teminatların yanı sıra, garantiler de, belli koşullar altında dikkate alınabilmektedir. Garantilerin hesaplamalarda dikkate alınabilmesi için, garantiler olmaksızın hesaplanan sermaye yükümlülüğünün, garantiler dikkate alındıktan sonra hesaplanan sermaye yükümlülüğünden mutlaka yüksek olması gerekmektedir. Ayrıca kredi türev enstrümanları da garantiler ile benzer şekilde hesaplamaya dahil edilebilmektedir. Son olarak, bilanço içi netleşme anlaşmaları da kredi riski azaltım teknikleri arasında dikkate alınabilmektedir. Farklı olarak basitleştirilmiş standart yaklaşımda, kredi türevleri ve netleşme anlaşmaları kredi riski azaltım teknikleri içerisinde yer almamaktadır (Yalkın, 2007: 60).

3.2. İçsel Derecelendirmeye İlişkin Azaltım Teknikleri

Basel II içsel derecelendirme yöntemi ile birlikte, standart metotta var olan teminat sınırlaması ortadan kalkmaktadır. Bankalar, temerrüde düşen kredileri için kayıp oranlarını (THK), geçmiş veri setlerini de dikkate alarak tahmin edecek ve söz konusu kayıp oranlarını sermaye yükümlülüklerini hesaplarken kullanacakları formulasyonlara dahil ederek kredi risklerini azaltabileceklerdir. Teminatın risk azaltıcı etkisinin ulusal denetim otoritesine ispat edilmesi halinde, her türlü teminat kredi riskinin hesabında dikkate alınabilecektir. Örneğin, standart metotta gerçek müşteri çek senedi risk azaltıcı unsur olarak kabul edilmezken, içsel derecelendirme yönteminde bu teminat türü sermaye gereksiniminde ve kredi fiyatlamasında olumlu bir etkiye sahip olabilecektir. Sonuç olarak, Basel II'de öngörülen risk ölçümleme yöntemlerinin gelişmişlik düzeyi arttıkça risk azaltım tekniklerinin uygulama alanı genişlemektedir. İçsel derecelendirme yaklaşımı, bankaların kendi içsel veri setlerinden hareketle tahmin yapmalarına imkan tanısa da, kontrol ve onay mekanizmasının daha sıkı bir biçimde işleyeceği düşünülmektedir.

Basel 1988 Anlaşması, munzam teminat alınması ve üçüncü taraf garantilerinin elde edilmesinden kaynaklanan kredi riskinin azaltılmasını bir ölçüde dikkate almıştır.

Bir riskin, bir OECD merkezi hükümeti, OECD kamu sektörü kuruluşu veya çok taraflı kalkınma bankası tarafından verilen menkul kıymetler veya nakitle munzam teminat altına alınması durumunda bu munzam teminata verilmiş olan risk ağırlığını cezbetmektedir (yani sıfır veya düşük bir ağırlık). Munzam teminatın bu şekilde sınırlı olarak ele alınmasının, çeşitli ülkelerde munzam teminat alınmasına ilişkin değişken uygulamalar ve fiziksel ve mali munzam teminat değerlerinin istikrarına ilişkin farklı deneyimler ışığında uygun görülmüştür. Aynı şekilde, şu anda Anlaşma’da kabul edilen garanti türleri, OECD merkezi hükümetleri veya kamu sektörü kuruluşları, OECD bankaları ve menkul kıymet firmaları, tali işlemin bir yıla kadar artık vadesi olması halinde OECD dışı bankalar, veya çok taraflı kalkınma bankaları tarafından verilen üçüncü taraf garantileri ile sınırlandırılmıştır. Bu tür kuruluşların garantilerinin kapsadığı riskler, garantöre yapılan doğrudan talebe tahsis edilen risk ağırlığını cezbetmektedir (yani sıfır veya düşük bir ağırlık). Munzam teminat veya garanti ile sadece kısmen kapsanan riskler söz konusu olduğunda ise sadece kapsanan risk kısmı, azaltılmış risk ağırlığını cezbeder.

Komite, Anlaşma’nın bu incelemesi sırasında garantilerin ve uygun bulunan munzam teminatların kapsamının genişletilip genişletilemeyeceğini ve genişletilecekse nasıl genişletileceğini incelemiştir. Komite, uygun bulunan garantörleri, tali riske göre daha düşük risk ağırlıkları cezbeden garantörlere genişletmeyi önermektedir.

Komite, bankalara, mümkün olduğunda kredi riskinin azaltılması için munzam teminat kullanmak için teşvikler sağlamak istemektedir. Komite, bu nedenle uygun munzam teminat kapsamını, sadece satılabilir menkul kıymetlere değil tali riskten daha düşük bir risk ağırlığına sahip olan bütün mali kıymetlere yaymak istemektedir. Ancak bunun için, munzam teminatın, sağlam bir hukuki görüşle desteklenmesi ve banka tarafından paraya çevrilebileceği hemen belirlenebilir bir değere sahip olması gereklidir. Ticaret defterine dahil edilebilecek senetler genellikle bu son şarta uygundur. Uygun munzam teminatlar, örneğin AAA/AA şirketlerinden alacakları veya türev sözleşmelerden nakit akışlarını içerebilir. Komite, böyle bir genişletmenin önemli etkilere yol açabileceğini belirtmektedir. Komite, uygun munzam teminatların kapsamının nakit ve satılabilir menkul kıymetlerin dışına genişletilmesi konusunda görüş istemekte ve özellikle ihtiyatlı kaygıların en iyi şekilde giderilmesini sağlamak için risk azaltılmasının daha fazla kabul edilmesinin nasıl dengelenebileceği konusundaki görüşlerin sunulmasını istemektedir.

Komite, ayrıca belirli şartlara bağlı olarak bilanço netleşmesinin kapsamının, bankacılık defterindeki bütün aktif ve pasife genişletilmesini kararlaştırmıştır. Ancak bunun uygulanmasından önce Komite, bu yaklaşımın etkileri konusunda çalışmalar yapmak ve yukarıda ele alınan öteki risk hafifletme teknikleri ışığında ileriye dönük değerlendirmeler yapmak istemektedir.