• Sonuç bulunamadı

3. Reyhanlı Hakkında Genel Bilgiler

3.3. Reyhanlı Ekonomisi

Amik Ovası özellikle 1947 yılından bu yana hızlı bir ekonomik ve toplumsal yapı değiş-tirmiştir. Öncesinde Reyhanlı ilçesinde büyük ve orta mülkiyet egemendi. 500 dönümden yukarı 239 aile vardı ve bunlar ekilen toprak-ların yüzde 51’ini birini kontrol etmekteydi.

İki bin dönümden fazla mülk sahibi olanların miktarı 54 aileyi bulunmaktaydı. Fransızlar döneminde Reyhanlı ilçesi yoksuldu, toprak bol ama insan kıt idi. 1940’ta bile Reyhanlı’da 5050 kişi, köylerinde ise 12.950 insan otur-maktaydı. Tarımda karasaban ve çeki gücü olarak öküz egemendi. Her çift öküzün yıllık çalışma alanı 30-35 dönümdü ve çiftçi günde 3-4 dönüm sürerek yapabilirdi. At, hali vakti yerinde olanların binek hayvanıydı. Toprakla-rın bir kısmı ekilirdi, boş kalan yerler Halep tarafından gelen koyunculara otlak olarak ki-ralanırdı.

Pamuk bilinmezdi. Ovada buğday, arpa, bur-çak, yulaf, akdarı, bakla, mercimek ve nohut ekilirdi. Reyhanlı’da fazladan fasulye ve soğan vardı ve kayısıcılık gelişmişti. Sığır, manda, keçi, eşek beslenirdi. At çok az idi. Sığır ırkı kötüydü, bir inek günde bir-iki kilo süt sağar-dı ve her köylü ailesinde inek bulunmazsağar-dı.

Hayvan gübresi toprağa dökülmezdi. Köyle-rin çevresinde tepeler halinde yığın yığın hay-van gübresi bulunurdu.

Amik Ovası’nda büyük işletme yoktu ve üç çeşit ortakçılık vardı:

a) Mülk sahibi arazi ve tohum verir. Öküz, saban, sürek, biçme, dövme ve nakliye gibi kalan masraflar ortakçıdan ise mahsül yarı yarıyadır.

b) Arazi, tohum, öküz, sabanı mülk sahibi ve-rir ve kalan işler ortakçıdan ise, çiftçi ürü-nün üçte birini alır.

c) Eğer bu ortakçı “kuvvet” adı altında mülk sahibinden kışlık yiyeceği için zahire ve bir miktar da para almışsa, çiftçiye ürünün dörtte biri düşer. Mülk sahibi “kuvvet” ola-rak verdiklerini, mahsül bitiminde ortakçı-dan tahsil ederdi.

Tarımda tembel işgücü ile cılız sermaye birli-ği vardı. Traktör ve biçerdöverin işitilmedibirli-ği, suni gübre ve ilaçlamanın bilinmediği, sula-manın yapılmadığı, iyi tohumun kullanılma-dığı ve hayvan gübresinin bile tarlaya dökül-mediği bir tarım düzeninde, kuşkusuz dönüm başına alınacak üründe düşük olacaktı. Yılda yüz elli çuval, yaklaşık on sekiz ton buğday alan kişi kendisini hali vakti yerinde sayardı.

Ayrıca tarımsal ürünlerin fiyatı da düşüktü.

Buğdayın batmanı, yani üç kilo iki yüz elli gra-mı iki buçuk-üç kuruştu. Çiftçinin geri tarım nedeniyle üretim kıt, fiyatlar düşük ama sa-tın aldığı mallar pahalıydı. Onun için ortakçı köylü karın tokluğuna çalışırdı ve mülk sahibi de parasızdı.

Tarım işletmelerinde “şıhne” yönetimi vardı.

Şıhne, mülk sahibini köyde temsil ederdi. Her köyün bir harman yeri vardı. Olgunlaşmış ürün orakla biçilirdi. Biçinciler, Kuseyr ve Ha-lep tarafından gelirdi. Biçinci, tarlaya tohum olarak atılan miktarın yarısını ücret olarak alırdı. Desteler halinde tarlada bulunan ürün, öküz arabasıyla harman yerine taşınırdı. Son-ra harman “carcar” adı verilen ve genellikle öküzün çektiği, demir tekerlekli ve kenarları sivri dişli bir dövenle kırılırdı. Ürün yeter de-recede kırıldıktan sonra, savurmak için uygun hava beklenirdi. Samandan arındırılmış ürün kümelenirdi ve tahta mühürle damgalanırdı.

Bu işler üç ay kadar sürerdi. Mülk sahibi ge-lince haymaya otururdu ve ürün “rublağı” adı verilen tahtadan yapılmış bir ölçekle bölüşü-lürdü.

Ortakçı köylü, kamış ve berdirden, ev ve ahı-rını kendisi yapardı. Bu evlere “huğ” denirdi.

Bataklık yaygındı. Hürriyet ve Killik köyüne dayanırdı. Bulgur, gömeç ve akdarıdan çeşitli yemekler yapılırdı. Ayranı herkes bulamazdı ve genellikle zeytinyağı kullanılırdı. Aydınlan-ma aracı olarak Reyhanlı’da gaz lambası yay-gındı. Ama köylü çoğunlukla fiske kullanırdı.

Ucu sivri ufak bir teneke kaptı. İçine zeytinya-ğı doldurulur ve sivri ucundan fitil sokulurdu.

Fitil yakılarak bir aydınlanma sağlanırdı. Köy-lü yakacak olarak tezek, payam sapı ve “kas-rin” adı verilen iri saman artıkları kullanırdı.

Köylere çerçiler gelirdi. Mallarını yumurta, buğday, arpa, akdarı gibi ürünlerle değişirler-di. Köylü sabun, iplik, fitil, kibrit, tuz, çorap, mendil, şeker gibi çeşitli mallar alırdı. Yeme-ni, mintan ve şalvar köylü giysisi idi. Ceket bilinmezdi. Kışın kullanılan yün abalar, Ha-lep ve İdlib tarafında dokunurdu. Reyhanlı ile ilişkileri azdı, yılda iki üç kez gidilirdi. Sıtma yaygındı. Köylerde doktorluk görevini bu işe meraklı kimseler ve din hocaları yapardı. Kı-rık çıkıkçılar ve ihtiyar ebeler iş görmekteydi, ama diğerleri bir şey bilmezlerdi. Kan alırlar,

kızdırılmış demirle dağlama yaparlar ve karnı ağrıyana pekmez içirirlerdi. Sıtmalı kimsele-rin bileğine okunmuş iplik bağlarlardı. Muska her çeşit hastalığın tedavisinde kullanılırdı.

Yalnız Reyhanlı’da biri erkek diğeri kız olmak üzere iki ilkokul vardı. Ayrıca pratisyen bir doktor da bulunmaktaydı.

Reyhanlı ilçesinin kaderi 1947 yılından itiba-ren değişmeye başladı. Marshall Planı nede-niyle tarıma, giderek artan kaynaklar akta-rılmaya başlandı. Çiftçi gerek fiyat ve gerek kredi bakımından himaye gördü. Reyhanlı’da 1946’da 12 adet traktör varken, bu miktar 1955’te 402 traktöre çıktı. Avrupa standart-larına denk modern bir işletmeciliğe geçil-di. 1985 yılına göre Hatay’daki traktör mev-cudu 7.006 adet idi ve bunun yaklaşık 2.000 kadarı Reyhanlı’da bulunmaktaydı. Zamanla Reyhanlı’nın mülkiyet yapısında çok önemli değişiklikler oldu. Amik bataklığının kuru-tulması sonucu pek çok topraksız köylü arazi sahibi yapıldı ve orada yüzlerce küçük işletme oluştu. Ayrıca büyük mülkiyet kendiliğinden tasfiye oldu. Eski kuşakların ölümüyle orta-ya çıkan miras yoluyla parçalanma ve bir kı-sım yeni mülk sahiplerinin vazgeçemedikleri tüketim alışkanlığı nedeniyle yapılan toprak satışları, Amik ovasında büyük mülkiyete son verdi. 1987’de yapılan bir araştırmaya göre, Reyhanlı’da en büyük mülkiyet 1300 dönüm-dür ve bu da ancak üç kişide vardır. Ovada ka-zanılan para, Reyhanlı’da birikmeye başladı.

Bunun sonucu on beşi aşkın çırçır fabrikası, un ve yağ fabrikası kuruldu. Yenişehir Gölü’ne doğru modern bir mahalle oluştu.

Reyhanlı 1940 yılında 5.050 nüfuslu büyük bir köydü. Bugün ise Reyhanlı yetmiş bini aşkın nüfusuyla, liseleriyle, hastanesi ve çeşitli dal-lardaki doktorlarıyla gelişen bir kenttir.

Reyhanlı’nın güneyindeki Barişa Dağı, 1932-1933 yıllarında bodur meşeliklerle kaplıdır.

Köylü ağaçların bedenlerini kesmekle

ye-tinmeyip, köklerini de sökerek Reyhanlı’ya getirip kışlık odun olarak satmıştır. Yenişe-hir Gölü’nün ağaçlandırılması Eski Reis diye anılan Rıfat Bahadırlı’nın Belediye Başkanlığı zamanında gerçekleşmiştir. Göl Gazinosu, İl Valisi Muammer Ülgener Paşa’nın girişimiy-le Reşit İhsan Bahadırlı’nın Begirişimiy-lediye

Başkan-lığı döneminde inşa edilmiştir. Reyhanlı’nın batı ve kuzeyi eteklere kadar bataklıktı. Sıt-ma halk için büyük bir belaydı.1943 yılında Reyhanlı’da iki pratisyen doktor vardı. Öküz arabalarına yatırılmış hastalar, bu doktorlar önünde uzun kuyruklar oluştururdu.

Amik Gölü bugün ovada artık yoktur. Amik Gölü sürekli durumdayken 92-100 kilometre karelik bir alanı kapsadığı tahmin edilmektey-di. Gölün en uzun bölgesi 16 kilometre ve en geniş yeri 12 kilometre idi. Göl çevresi 43-50 kilometreyi bulmaktaydı. Amik Gölü yazla-rı bağımsız iç göl görünümünü alırdı. Gölü, içinde küçük kabuklu hayvan artıklarının bol bulunduğu bir kum seddi kuzeyden güneye doğru ikiye bölerdi ve ana kısım batı tara-fında yer alırdı. Doğu yanda ise iki küçük göl oluşurdu. Güney doğudaki göle, Karagöl adı

verilmişti. Bu iki gölün suları sarı renkteydi.

Ama bu iki göl, batıdaki büyük gölle irtibatlı idiler ve kışın ise bu üç göl birleşirdi. Ancak kışın bataklık alanlar gölden bağımsız olarak, 100-120 kilometreyi bulmaktaydı. Amik Gölü Afrin, Muratpaşa, Karasu, Küçük Asi ve Asi Nehri yataklarının derinleştirilmesiyle yazları kurudu. Amik Gölü’nde Reyhanlı’da karabalık denilen yayın balığı gayet bol bulunurdu. Gö-lün kurutulmasıyla bir uğraş olarak balıkçılık son buldu. Yazları gölün üzerinden eserek gelen ve tarım bitkilerine yararlı olan nemli

rüzgar artık kuru esmektedir. Amik Gölü, Ak-deniz ikliminin hakim olduğu bir bölgede bu-lunan, bu nedenle kar ve don görmeyen, yeşil otu ve yeşil sazlığı eksik olmayan, ülkemizin ve Ortadoğu’nun tek ve rakipsiz gölüydü. Su kuşlarının göç yolu üzerinde bulunduğu için, su kuşlarının hem göç esnasında bir konak-lama yeriydi hem de Anadolu’muzun en ku-zeyindeki ülkelerin hava şartları kış ayların-da ağırlaştığı ve göllerin donduğu zamanlar, oralardan gelen su kuşlarının bir barınma yeriydi. Amik Gölü bir “Kuş Cenneti” idi. Be-yaz renkli, kurşuni renkli, siyah renkli, gagası uzun ve eğri balıkçı kuşları, flamingolar, ör-dekler, su çullukları, yeşil renkli saz horozları, pelikanlar Amik Gölü’nde vardı. Değerli bir kuş olarak yılanboyun, karabatak ve sakarme-ke yaşamaktaydı. Sığırcıklar sürüler halinde bataklıkta gecelemekteydi. Kaz sürüleri vardı.

Amik Ovası’na 1939 yılından sonra ve o dö-neme göre modern tarımcılığı sokan, Maraşlı çiftçiler olmuştur. Amik Ovası’nda mülk sa-hibine çeltik ekiminden yüzde 15 ve pamuk-ta da yüzde 25 civarında icar hissesi vererek yıllarca çiftçilik yapmışlardır. 1946 yılı için Reyhanlı ilçesinde saptadığımız 12 adet trak-törün kimisi Devlet Üretme Çiftliği’ne kimisi de Maraşlı çiftçilere aittir. İlçe Teknik Ziraat Müdürlüğü’nden alınan bilgiye göre 1987 yı-lında Reyhanlı ilçesindeki traktör mevcudu 1536 adedi bulmaktadır. Hatay’daki traktör tutarının yaklaşık yüzde 22’si Reyhanlı’da bu-lunmaktadır. Çeki gücü olarak öküz ortadan kalkmış durumdadır. Ovanın engebeli doğu kesimlerinde ve bazen pamuk ara süreklerin-de çeki gücü olarak at kullanılmaktadır. Ayıca suni gübrenin her çeşidi tarlanın gereksinimi-ne göre çok yaygın şekilde dökülmektedir. Ta-rımsal ilaçların kullanımı da yaygındır. Bu ne-denle yılan ve bıldırcın gibi hayvanlar nadiren görülen canlılar durumuna gelmiştir ve ayrıca arıcılık neredeyse olanaksız durumdadır.

3.3.2. Günümüzde Reyhanlı’da Tarım Kalkınma Bakanlığı (Devlet Planlama Teşki-latı) verilerine göre Reyhanlı, Türkiye’nin en

zengin ilçesidir. Reyhanlı günümüzde de bir tarım ilçesidir. Tarım üretimi Türkiye ortala-masına göre yüksektir. Burada makineli tarım yapılmaktadır. 310.000 dekarlık ekilen arazi-nin 200.000 dekarı sulanabilmektedir. Tarım ilaçlaması bir kısım sıvı gübreleme, tarım tipi uçaklarla yapılır. Tarım ürünlerinin bir kısma özel sektör tarafından alınmaktadır. İlçe sınır-ları içerisinde birçok sebzede üretilmektedir.

Ürünlerin büyük bir kısmı başka şehirlere oradan da dış ülkelere (Ortadoğu-Rusya-Orta Asya) pazarlanmaktadır. İlçe merkezinde res-mi ve özel tarım kuruluşları vardır. Tarım üre-timi teknik elemanlarca daha iyi üretim için sürekli denetlenmektedir.

3.3.3. Ticaret

Avrupa’nın Ortadoğu kapısı olan Cilvegözü sınır kapısı Reyhanlı ilçesi sınırları içerisin-dedir. E-5 karayolu (Europe-5) buradan ge-çer. Avrupa ülkelerinden gelerek Ortadoğu ve Afrika’ya gidecek kara nakli araçları Reyhanlı Cilvegözü sınır kapısından geçerler. Cilvegö-zü sınır kapısının Reyhanlı ekonomisine çok ciddi katkısı vardır.

3.3.4. Sanayi

Reyhanlı’da sanayi tarıma dayalı yapılmakta-dır. Reyhanlı’da üretilen pamuk için çırçır ve prese fabrikaları kurulmuştur. Bu fabrikalar-dan çoğu özel sektörün bir kısmı ise devletin malıdır. Bu fabrikalarda çırçırlanan pamuk çekirdeğinden ayrılır. Elyafı, balya halinde başka şehirlerdeki iplik fabrikalarına satılır.

Çıkan çekirdeğin bir kısmı hayvan yemi bir kısmı ise yağ fabrikalarına satılır. İhtiyaç ka-darı da tohum olarak ayrılır.

3.3.5. Ulaşım

Hatay havaalanı ile dünyaya bağlanmıştır. Ha-vaalanından Reyhanlı’ya ve Reyhanlı’dan ha-vaalanına servis ve ulaşım hizmeti vardır.

Reyhanlı, etrafındaki ilçeler ile komşu illere düzenli kara yolları ile bağlanmıştır. Yolla-rın bir kısmının etrafı ağaçlıktır. Köy yolla-rının genelinin yolu asfaltlıdır. Ulaşılama-yan köy yoktur. Yollar yaz kış ulaşıma açıktır Reyhanlı’dan her gün Ankara, İstanbul, İs-kenderun, Adana, Mersin gibi büyük merkez-lere otobüslerle ulaşmak mümkündür. İlçeler arasında ise minibüs, taksi dolmuş seferleri sıkça yapılmaktadır. Gaziantep’e ise her gün minibüsle gidilebilir. Seferler karşılıklı yapıl-maktadır. Hatay il merkezi Antakya’dan ise Türkiye’nin her tarafına doğrudan seferler olduğu gibi Suriye, Ürdün, Suudi Arabistan, Yemen gibi Ortadoğu ülkelerine ve İstanbul bağlantılı Rusya, Romanya, Bulgaristan başta olmak üzere bütün Avrupa’ya otobüsle ulaş-mak mümkündür. En yakın havaalanı Hatay Havalimanı’dır (57 km). En yakın deniz yolu İskenderun Limanı 80 km, Cilvegözü Gümrü-ğü 8 km’dir. Suriye-Halep Şehri 55 km, İstan-bul 1200 km, deniz 67 km Çevlik plajıdır.

3.4. Reyhanlı’nın Kültürel ve Tarihi Mirası